7’den 70’e Her Yaştan Kadınla İletişim Kurmanızı Sağlayacak 10 Dizi

Siz de bizim gibi biraz çekingen, biraz mahcup, biraz asosyal misiniz? Siz de odanıza kapanıp geceleri saatlerce gizli gizli ağlıyor musunuz? (Sizde yok mu öyle bir durum? Hadi ya? Neyse...) 7 yaşındaki kuzeniniz Duygu’dan, 27 yaşındaki arkadaşınız Itır’a, 57 yaşındaki anneniz Hatice’den, 70 yaşındaki nineniz Nebahat’a kadar erkek olmayan yaşam formlarını anlamakta güçlük çekiyor, onlarla iletişime geçemiyor musunuz? Rahat olun, mutluluk çok yakınınızda... İşte sizi her yaş grubundan, her zeka seviyesinden kadının gerektiğinde biricik oğlu, hayırlı torunu, gerektiğinde kankisi ve en önemlisi belki de sevgilisi yapma kudretinde 10 dizi.

1. House M.D.

“Bu sefer eminim artık... it's not lupus!” Ekrem (28)

İngiliz oyuncu Hugh Laurie’ye ünlü bir twitter avatarı olma yolunu açan bu hastane dizisinin yine hastanede geçen benzer yapımlardan (bkz: doktorlar, grace anatomy, rafet el roman klipleri) en büyük farkı, en geç 6 sezon sonunda izleyicisine ortalama bir tıp fakültesinin verebileceği bütün akademik bilgileri ve başı ağrısa “aha sıçtık, kesin Lupus bu sefer” paranoyasını sağlıyor olmasıdır. Dizi, temel olarak topal ve topal olduğu kadar da aşşağılık bir herif olan Dr. House’un her sezon sonunda ha intihar etti ha edecek beklentisi üzerinde ilerler. Ortalama bir bölümün hikayesi kısaca şöyledir:

Giriş:

- House bu vakayı almanı istiyorum!
- İşim var, porno izliyorum. Alamam…
- Ama çok ilginç bi vaka bak, kız hapşırıyor...
- Ha öyle desene. Hemen alayım o zaman…

Gelişme:

- Bi şeyi yok bunun ya. Aspirin verin yollayın…
- Verdik. Ağzından burnundan kan geldi (Sarkiyodosis)
- Asprini kesin, Novaljin verin o zaman...
- Verdik. Böbrekleri çöktü (kidni feylır)
- Hımm… Ben biraz daha porno izleyip düşüneyim o zaman...

Sonuç:

- Noldu o hasta?
- Ha onu çözdüm ben ya. Kızın annesi, babasını 30 sene evvel bir sirk akrobatıyla aldatmış. Akrobatın da bir ara sirketi bir maymunla ilişkisi olmuş, ondan virüs kapmış. O virüs kalıtımla kıza geçmiş, yıllarca beyninde saklanmış. Kızın yakında düğünü var. Düğün hazırlığıydı falan derken bünyesi zayıf düşmüş, tetiklemiş virüsü. 2 haftaya falan ölür heralde. Ayrıca kızın kayınpederiyle ilişkisi var. O da gidici…
- Sen bir dahisin!
- Senin de memelerin çok güzel…

Leke Jeans, 2009 Bahar Koleksiyonu

2. How I Met Your Mother

"“Aman git başımdan be” Hatice (57)

Bizde hikaye “Baba anlatsana annemle nasıl tanıştınız?” sorusuna verilen “Valla oğlum işte halangil gitti istedi, ben nikahta şöyle bir gördüm anneni, o da meraba-meraba o kadar” cevabından ibaret olduğu için bu konuda biraz kısırız. Elin oğlu kaç sezondur annesiyle babasının nasıl tanıştığını anlatıyor –ki daha anneyi görmüş bile değiliz düşünün- babanın başından geçmedik macera kalmıyor, türlü sevimlilikler babanın geçmişini süslüyor, bizde en fazla “Baban atçıydı oğlum senin, bütün o kooperatifin parasını beygirlere yedirdi kör olmayasıca” oluyor. Mevcut kuşağımız için zorlu ve bir o kadar da hüzünlü bir dizi. Kısmetse siz bunu şimdi arşivleyin, ileride kızınızla izlersiniz. Yalnız o zaman da düz adam olmayın, “Burcu Teyze’nin doğum gününde Burcu Teyzen tanıştırdı bizi, ben çok içmişim, sen sen ol içki içme yavrum, içersen de o raddede içme” diye anlatmayın, süsleyin biraz hikayeyi, Ted Mosby gibi olun.

How i met your mother

3. Bizimkiler

“Anne ya anlatsana nasıl tanıştınız siz babamla?” Ekrem-1988 Eylül

“Aman git başımdan be! Bak banyoya girmedin hala!” Hatice-1988 Eylül

Hah! Tüm o maceralı, komik, efendime söyliyim fantastik dizilerin içerisinde size aslında en çok prim yaptıracak olan dizi Bizimkiler’dir. Bizimkiler’e ilişkin esprilerin ekmeği yemekle bitmemiştir, bitmeyecektir. Bırakınız akranlarınız Vampire Diaries’den bahsetsinler, bırakınız onlar Mentalist falan desinler. Sizin minik bir sessizlik anında “Halil Pazarlama, Halil Pazarlama, Halil Pazarlama kapınızdaaaa!” şarkısını söylediğiniz anda neşeli gözler size dönecek, ortamın bütün ilgisi size akacaktır. “Kaç yaşına gelmiş adamım niye Halil Pazarlama diye şarkı söylüyorum lan ben?” diyecekseniz bozuşmayalım yalnız, bunun alternatifi oturup 8 sezon House izlemek arkadaşım, tercih yine senin...

Yıllar sonra size “Tahta Kafa”yı hatırlatarak verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü özür dileriz.

4. Öyle Bir Geçer Zaman ki

“Anne ya anlatsana nasıl tanıştınız siz babamla?” Ekrem (28)

“Kanal D’yi açsana şurdan, dizi başlıyo hadi” Hatice (57)

Dikkat! Ne zaman ki bu diziyi gerçekten izlemeye başladınız, o zaman bilin ki evlenmek üzeresiniz. Bu gerçekle hareket edip, “evet arkadaşım ben artık terliklerimle, pijamamla bir yaşam istiyorum, yetti gayrı reggae çalan barlarda sabahladığım, yetti gayrı DSİ’nin Ayvalık Kampı’na gideceğime Olympos’ta ağaç evlerde sürttüğüm” diyorsanız başlayın diziye. “Vay bu Cemile ne çekti arkadaş bu dizide” diyerek müstakbel kayınvalidenizi, “Ay Osmancık süper ya” diyerek müstakbel eşinizi kendinize iyicene bağlayın. Dizinin ismini doğru söyleyememeye başladığınızda (Öyle Bir Zaman Ki, Öylesine Geçer ki Zaman, Öyle ki Geçer Zaman v.b.) artık kendi altın gününüzü yapmaya bile hazırsınız demektir...

- Aklıma bi fikir geldi!

5. İçinde Kıvanç Tat… (yok adını bile anmayalım bence) ismi lazım değil sarışın, renkli gözlü, aşırı yakışıklı ve maalesef karın kaslının oynadığı her tür yapım

“Kanal D’yi açsana şurdan, dizi başlıyo hadi” Hatice (57)

“Anne sen de mi ya? Bu yaşta ana katili yapma beni bak, elimi kana bulama!” Ekrem (28)

Son zamanlarda “Aşkitom biz bu akşam kız kıza oturucaz Merve’lerde” organizasyonları hep Çarşamba gecelerine denk geliyor di mi? Çarşamba gecelerinde dışarı çıktığınızda “Hayret yahu bildiğin Nevizade bu gece nasıl olur da çarşı izni günü Kütahya’sında merkezi yerde bir internet cafeye benzer? Gidip Counter mı oynasak canım çekti bak ansızın” düşüncesi beyninize hakim oluyor di mi? Sebebi hep o adı anılmaması gereken kişi dostlarım. Ne yapın edin, bu durumu lehinize çevirin. Gerekirse o hep sizi görmek istediği adam gibi olun, Çarşamba gecelerine tiyatro bileti alın. Süper yerlere yemeğe götürün. Cebinizdeki son kuruşu o kara Çarşamba’yı kurtarmaya harcayın.

Bu da mı değiştirmedi fikrinizi?? Bu da mı gol değil?

6. Pepee

“Viiii! Ve vu cuuu! Ve vuuuu cuuu! Veeeee!!! *oyuncağı kafanıza vurarak* VEEEEE! VUCUUU! *tükürük saçarak* VUCUUUUUUU!” Defne (8 ay)

“Şu dünya üzerinde kafama Winnie The Pooh atabilecek tek insansın yemin ederim…Hah emzik de yere düştü tamam olduk…Annesi görmeden tekrar tıksam mı ağzına?” Ekrem (28)

“Türkçe rock müziğe gönül vermiş adamdım, hangi ara Funda Arar’ın son albümünü aldım, ne zaman bu TRT Çocuk’u açtım da hipnotize oldum inanın bilmiyorum. Kıraç dedik, yanlış ata oynadık. Pepee Pepee çok üzülüyormuş, ben kahrımdan öliyim mi lan?” düşünceleri beyninizi yemesin, televizyonun karşısında göbeğinizde küçük kuzeninizin kafası sizin nefeslerinizle inip kalktıkça yaşayacağınız huzur hiçbir şeye değişilmez. Sakin ve mutlu bir uykuya dalın…

Pepee... Hipnozda devrim...

7. Behzat Ç.

“Ya amirim müthiş ya müthiş! Valla izledikçe kalkıp Ankara’ya gidesim geliyor benim” Kübra(29)

“Arkadaş yıllarca gri şehir, memur şehri diye öğretmediler mi bize orayı? Allahın günü adam kesiyorlarmış haberimiz yok!” Ekrem (İç Ses) (28)

Bugüne dek kolluk kuvvetlerine ilişkin izlediğiniz tek şey 19 Mayıs gösterilerinde insandan kule yapıp en tepede Türk Bayrağı açan polis koleji öğrencileri bile olsa (ki bunun neden izlediğiniz bambaşka bir tartışma konusu) bu Behzat Ç. izliyormuş gibi yapmanız için en ufak bir engel teşkil etmiyor. Zira, dizinin karakterlerinden aslında içimizde besliyoruz hepimiz. Doğal olun, ekstra hiçbir şey yapmanıza gerek yok, yalnızca kızlı sohbetlerin bir kenarına Behzat Ç. izlediğinizi iliştirin, lan’lı lun’lu konuşmanıza devam edin. Bırakın içinizdeki hayvan dilediğince at koştursun…Bu dizi var ya bu dizi dostlar, bizi biz yaptı çok çeşitli ortamlarda yemin ederim…Küfür mü ediyorsunuz? Pat! Bir Behzat Ç. karakterisiniz…Maça mı gideceksiniz? Ohooo kombine alın, siz Behzat Ç.’dekiler gibisiniz…Pavyona kadar yolu var…Yeter ki Behzat Ç. vurgusunu yapın ara ara…Akıllarda oluşan “Kız Ayten, bak ne hoş çocuk, Behzat Ç. karakterlerinin taklidini yapıyor aynı” görüşüyle “Ay abla bildiğin öküz olmasın bu, hiç taklit yapıyor gibi değil sanki” görüşünün arasındaki karmaşa, sizin için umutlu bir yola dönüşecektir. Ablaya yüklenin, kardeş belli ki Lost’un 3.sezonunda daha, hiiiiiiç çekilecek dert değil...

- La bebe!

8. Lost

“Ya geçen arkadaş bir dizi verdi bana, Lost diye…Ya inanılmaz heyecanlı öyle böyle değil..Süper…Sen izledin miydi onu?” Ekrem (28)

“Şu an canlı canlı evrime tanıklık ediyorum…Adam ağaçtan indi, iki ayağı üzerine doğruldu, Lost’u bir yerinden yakaladı valla…” Ayten (İç Ses) (26)

İlla “Ablayla işim olmaz benim gönlüm o kardeşinde” diyorsanız ucundan kıyısından izleyin madem. Ama bilin ki 2012 yılında daha Lost’tan yeni haberdar olup izlemeye başlayacaksanız şunlardan da haberdar olmanızda fayda var; siz üniversite sınavına hazırlanırken Türk Lirası’ndan altı sıfır atıldı, cumhurbaşkanımız değişti, Galatasaray yeni stadına taşındı, Fenerbahçe Türkiye Kupası’nı kazandı, hükümette Osman Pamukoğlu var, ana muhalefet Liberal Demokrat Parti’de. (Kaç yıl hazırladınız o sınava kuzum siz?)

- En cazip tüketici kredileri Denizbank’ta!

9. Game of Thrones

“Bak şimdi bir sürü aileler var, onların hepsinin kendine özel sözleri var. Mesela Stark’lar Winter is Coming diyorlar, Lannister’lar A Lannister Always Pays His Debts diyorlar, sonra...mesela Targaryen’ler…” Neslihan (21)

“Tellioğulları da eşşoleşşek diyorlar…Hehe…He?…Hehe?” Ekrem (28)”

Amerikan dizi endüstrisinde olay ne zaman ki Abbott’ların Jack Abbott’la; Newman’ların Victor Newman ekseninden çıktı, o zaman benim için işler karıştı dostlar. İki ailenin haydi bilemedin üç ailenin birbirine girmesini anlarım, anlamaya çalışırım ama gelin görün ki Game of Thrones’da her aile birbirine düşman, her ailenin ayrı bir burnu havada! İnsan şöyle gönül rahatlığıyla “Ben Baratheon’ları tutuyorum” diyemedikten sonra “Yürü be Dothraki!” diye bağıramadıktan sonra diziye tam anlamıyla kendini veremiyor, ısınamıyor…Bunca teknik emeğe, dünyanın parasına karşı demirden taht için verilen mücadelenin, 2 sezon olup da şöyle kanlı canlı bir savaş göremememizle birleşmesi sonucunda iş Emre Altuğ-Çağla Şikel sunumunda bir “Aileler Yarışıyor” havasına bürünüyor…Gözler kan görmek istiyor, terbiyesiz olmayı göze alarak çok açık söyliyim gözler iki koca sezondur az gösterip tadına vardırmadığınız Targaryen memelerini arıyor…Ve gönüller, kendi seçimiyle ömür boyu abazanlığa adımını atmış, halden anlayan, o soğuk kış şartlarında anatomik engellere rağmen sabah ereksiyonundan taviz vermeyen, muhtemelen İTÜ Makine mezunu Jon Snow’la beraber atıyor…

- Genelde ben ölüyorum…Frodo’yla da ben ölüyorum, Joffrey’le de ben ölüyorum…Gerçi Joffrey’i Fener’in yaz okuluna yazdırsaydık arayı düzeltirdik, tam Fenerli tipi var oğlanda…Benim hatam oldu o, Stark’ız diye Beşiktaşlılığımız tuttu…!

10. Black Books

Naapın, edin, bu diziyi daha henüz ayağa düşmemişken bulun, izleyin, anlatın, gülün, güldürün. Şu tavsiyeyi size verip kızları ayağınıza dizdim ya, aslında teker teker Prima Nocte talep etmem lazım ama, hadi neyse artık, hayrını görün…

Allah'ınıza kurban!

(Onur Esin bildirdi)

facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et

Sıradaki Blog İçerikleri:

Belgesel Kuşağı: Bebekler Diyarı

Okulda Yapacak Daha İyi Bir İşi Olmayanlar İçin: Üniversite Kulüpleri Rehberi

Neden Aramıyor?

Sizi Kıza Götüren 10 Temel Müzik Devi

Sıradaki Haberler:

Manşet Kaçakçılık, Kara Para Aklama, Yasadışı Bahis Gibi Sektörlere Girebilecek Kadar İktidara Yakın Olmayan Cem Tuzel(32), Yarın Sabah Mecburen Kalkıp Yine İşe Gidecek...

AKP-MHP cenahına yeterince yakın olmadığı için suç işleme özgürlüğünden muaf olup namusuyla çalışarak para kazanmak zorunda kalan milyonlarca kişiden biri olan Cem Tuzel(32), yarın sabah 07:00'de alarmı 4 kez erteledikten sonra küfrederek uyanıp yine mecburen işe gidecek... Detaylar...