Hooppp! Yoksa O Gemi Geliyor mu İsmail Abi?
Friends’in 20 yıl sonraki buluşması, Sıcak Saatler’in film haberi, Gossip Girl’ün yeniden ekranlara geleceği müjdesi, Susurluk’u aratmayan Sedat Peker gündemi ve şimdi de Leyla ile Mecnun efsanesinin dönüşü ile hepimiz kendimizi ülkenin pilav gününde gibi hissediyoruz. Bitmeyen bir merkür retrosuna hapsolmuş gibiyiz. Varsın olsun gelecekte tünelin ucu pek aydınlık bir yere çıkacak gibi değildi zaten. Gelin biz Erdal Bakkal’dan, Godot’yu bekleyen Mecnun’dan, taksici İskender’den, İsmail abiden bahsedelim.
Leyla ile Mecnun’un geri döneceği uzun süredir konuşuluyordu. Tüm ekip tam kadro bir araya gelirse ancak dizinin çekilebileceği konuşuluyordu. Ayrıca Cengiz Bozkurt’un bir türlü ikna edilemediği kulisleri dolaşıp duruyordu. Ancak anlaşılan o da tamam demiş ki, Leyla ile Mecnun Exxen ile döneceğini açıkladı. Evet, o gemi geliyor…
Bilim kurulu, yeni Leyla’yı bulmak için toplandı...
Leyla ile Mecnun, Gezi Parkı Gazisiydi
Gezi parkı olaylarının yıl dönümü vesilesiyle o zamanları andığımız, Exxen’de RTÜK sansürlerini konuştuğumuz bugünlerde, Leyla ile Mecnun’un da Gezi gazisi olduğunu anımsamak ironik geliyor. O dönemde Leyla ile Mecnun’un senaristi Burak Aksak, verdiği röportajlarda dizinin bitirilme nedeninin Gezi’de olmaları olduğunu düşündüklerini ancak bunun kendilerine direkt tebliğ edilmediğini belirtiyordu.
Dizinin ekmeğiyle oynanmasına neden olan video:
Dizide yapılan Gezi göndermesi:
Bu videoların ardından Leyla ile Mecnun’un yayından kaldırılacağı dedikoduları çıkmış, dizi ağustos ayında apar topar bitirilmişti. Yapılan final, ekibin aklındaki gibi olmamış, Burak Aksak aklındaki finali dizinin kitabında yazmıştı. Ben de Özledim ile Leyla ile Mecnun’a selam verilse de, o aranan tat bir türlü bulunamamıştı.
İşte sakız çiğneten o final:
Leyla ile Mecnun’u Efsane Yapan Neydi?
Diziyi bu denli farklı kılan neydi hiç düşündünüz mü?
- 80’li yıllarda, işini bilenlerin yükselişine tekabül eden dönemlerde, doğan ve eğitimle “büyük adam olacağına” inandırılan neslin, kendini bankada veznedar olarak bulmasının hayal kırıklığı bizimdi. Leyla ile Mecnun’da tüm karakterlerin kaybeden olduğu gerçeği de bizim hikayemizdi.
- Yavuz’un şiirleri, İsmail’in saflıkla perdelenen çaresizliği, İskender’in yalnızlığı, Mecnun’un hep yanlış Leyla’lara tutunması, komedinin içinde yer alan kağıt kesikleriydi. Aslında kurulan esaslı bağ, komedi üzerinden değil, alttaki kaybedenler kulübü temasındandı.
- Müslüm Baba, Orhan Baba’nın yanında arabeskin baba titrini almayan tek kralı Ferdi Tayfur, elbette Leyla ile Mecnun’un babasıydı. Kaybedenlerin kalbinin tahtına başka kim kurulabilirdi?
Dijitalde üzüm serbestmiş diyorlar
- Yaptığı göndermeler sayesinde izleyicilerle bağ kuruyordu. Metinlerarası bağlantıları anlayan seyirci “ben buldum” hazzıyla kendini “zeki” hissediyordu. Ekrandaki kurgusal hikâye izleyici için bir anlamda bir sırrına ortak olduğu, çözülmeyi bekleyen bir gizem halini alıyordu. Bir sonraki sahnede neyin göndermesinin olacağı, çözüp çözemeyeceği heyecanıyla ekrana kilitleniyordu.
- Yakışıklı jönlerin, femme fatale kadınların değil, ekmek derdinde, arabesk aşk acılarına yuvarlanan, köksüz, hedefsiz ve “başarısız” gençlerin hikayesi olduğu için Leyla ile Mecnun, bir nesil için bir başkaydı. Üstelik hikayede her şeye rağmen acılara gülüp geçebilmesi pasif agresif hallerimize nazireydi.
- Ekranda tekila yasaksa erik kütürdeten, rakı ve şarap sansürlüyse üzüme düşen, sigara yerine sakız çiğneyen, votkayı fındıkla eşleştiren, kısacası yan yollara sapanların dizisiydi. Dizi, yaratıcı küfürleriyle düzene olan öfkeye sempatik bir kılıf giydirivermişti.
Depresyon hırkamızı giydik bekliyoruz
Aman Patates Olmasın!
Dizinin yeniden ekrana geleceği de tartışmaları beraberinde getirdi. İzleyicilerin bir kısmı Behzat Ç’nin yeniden çekilmesinde yaşanan hezimeti hatırlatırken bir kısmı ise Exxen mecrasına dair eleştirilerini sakınmıyor. Dizinin patates olacağına dair korkular, izleyicinin büyük bir kısmında hakimken bir yandan da kadronun yaşlandığı gerçeği tartışılıyor. Gözlüklü çocuk Kaan’ın bile eşek kadar olduğu realitesi ile nasıl başa çıkacağız bilinmiyor. İzleyicilerin öncelikle kendilerinin yaşlandığı ile yüzleşmesi ve kırışıklık kremlerine sarılarak ağlamaları gerekiyor galiba.
İyi niyetimizi ve ümidimizi koruyarak geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıkalım. Doğru söyleyin özlemediniz mi?
Unutulmaz O Replikler
- İsmail: “Benim babam Yeşilçam'a çam diken adamdır. Ben gideyim de kozalaklarını toplayayım”
- Mecnun: “Dede bal koydun mu icine?” Aksakalli dede: “Koydum, hatta yumurta da koydum üçleme yaptım.”
- Yavuz: “Ardına bakma Mecnun!” Mecnun: “Kader almaya mı geldi beni benden?” Yavuz: “Bunu bir daha sorma Mecnun” Mecnun: “Neden at mı var arkamda?”
- Mecnun: “Kafam Çorum, içinde şu an leblebi kavuruyorlar, geldi mi kokusu? Vereyim mi 100 gram?”
- Mecnun: “Yemin ederim kafam olmuş matruşka. Kafamın içinden kafa çıkıyor o derece.”
- Kaan: “Adın ne?” Erdal: “Erdal” Kaan: “Anlamı ne?” Erdal: “Yeryüzüne düşen ilk bakkal tanesi…”
- O değil de gene bize patlayacak
Leyla ile Mecnun komedisine ısınma turları
Leyla ile Mecnun, “Y kuşağı çok bozdu, bunlar hep apolitik” diye dertlenen dönemin yaşlılarına aba altından sopa gösteriyordu. Komedi çatısı altında gündeme, toplumsal yapıya gönderme yapmaktan geri kalmayan dizi, kuşağın dilinin işaret fişeğiydi. Ardından Gezi’nin kendine has komedi anlayışının gelmesi, 80 ve 90 kuşağının helikopter etkisinden öyle denildiği gibi pek de etkilenmediğinin delili oldu. Sadece bu neslin dili biraz farklıydı, hatırlayalım mı?
Hacı Murat’ın içinde muhteşem beşli
Erdal Bakkal'la 2. el araba pazarına giriş
Pisagor - İsmail Abi'nin Genleri:
Bazı sahnelerin sadece komik olduğu malum ama hakikaten komik:
Ölüm'den Soğuk Espri
Mecnun Leyla’yı Uyandırıyor
İsmail abi ve Mecnun top oynuyor
Ve şarkılar...
Leyla ile Mecnun’u özel kılan noktalardan biri de şarkılarıydı. Hem kendi şarkılarını izleyiciye armağan eden hem de nostaljik şarkılarla izleyiciyi walkmenli okul servisi günlerine ışınlayan ekip, güldürürken hüzündüren şarkılarıyla kalplere taht kurmuştu. Aile albümlerine bakma hissi uyandıran playlist sizlerle:
Efsane 1. sezondan Sevdalılar Beni Anlar
Laps’ın kralı Bu Kıza Kadar
Milli marşımız Yokluğunda
Kendinden dumanaltı şarkı Yalan
Yavuz’un serseri ruhundan Yeniden
Leyla ile Mecnun, tüm endişeleri boşa çıkaracağı umuduyla haziran ayında sete çıkıyor. Tutar mı tutmaz mı, Katarsis’in bölümlerini sansürleyen platformun yayın anlayışıyla o gelen gemi yürür mü beraber göreceğiz. Yine de hep beraber seslenebiliriz, İsmail abi!!!
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et