TC Simülasyonuna Birkaç Saat Akıl Sağlığı Molası Vermek İsteyenler İçin: İzlerken Dünyayı Unutacağınız 10 Yeni Dizi
.png)
Yeni yıl zamlarını ve diğer boktan haberleri duymamak için bilinçli bir cahiliyet çabası gösteren, yılbaşı öncesi yaptığı stok ile kaç ay idare edebileceğini düşünenlere kafayı dinlendirmelik dizi ve film önerileriyle geldik. Hazırsanız, son dönemin pek de öne çıkmayan ama izlenmeyi hak eden dizilerini, filmlerini, yeni sezon güncellemelerini sizin için derledik. Çayını çekirdeğini alan buyursun…
DNA Dedektifi - The Breakthrough
Netflix kütüphanesinde bulabileceğiniz dört bölümlük mini dizi, gündüz Müge Anlı izleyen, doymayıp gece de izleyecek polisiye arayan suç bağımlıları için… Dünyanın bir yerlerinde hak edenin cezasını bulduğunu bilmek isteyenlerdenseniz gerçek bir suçun 16 yıl sonra nasıl çözüldüğünü anlatan bu diziyi seversiniz. İsveç’te geçen dizi, 8 yaşındaki Lübnan’lı Adnan’ı ve Gunilla adlı bir kadını vahşice katleden bir katilin soruşturmasını ele alıyor.
Gece 3, Dinlenme Tesisi Ayazında Yapılan Hayat Sorgusu
Dizi sizi davaya kafayı takan bir polisin soy bilimci ile işbirliği yapmasını anlatırken bir yandan da “kişisel veriler” ve etik ile ilgili tartışmaların kucağına bırakıyor. Ayrıca polisin dava ile olan ilişkisi, olay ile aynı dönemde doğan oğluyla karmaşık bağı üzerinden sembolize ediliyor. Bu duygusal çatışma izleyicinin hikaye ile bağ kurmasını da kolaylaştırıyor. Yönetmen koltuğunda Lisa Siwe oturuyor, senarist Oskar Söderlund, Peter Sjölund ve Anna Bodin. Dizinin başrollerinde Peter Eggers, Mattias Nordkvist ve Jessica Liedberg yer alıyor.
Landman
Yellowstone sevdiyseniz Landman’i de seversiniz. Taylor Sheridan’ın bizleri Teksas’ın petrol kuyularına davet ettiği dizi, TVPlus kütüphanesinde sizleri bekliyor. Sheridan’ın alışkanlığı olan sosyo politik mesajlar bu dizide de var. Petrol endüstrisinin çarklarını yağlayan dizi, bir yandan da sınıf çatışmasına, güç dinamiklerine, iş güvenliğine, kadın erkek ilişkilerine ve tüketim kültürüne dair beklenmedik anda mesajlar veriyor.
Ahmet Hakan kokladı mı?
Dizinin reklamlarını son zamanlarda sık görüyor olabilirsiniz. Demi Moore’un ikonik ödül konuşmasının üstüne her afişte yeri olsa da dizide görünürlüğü epey az. Ana aks Billy Bob Thornton’un canlandırdığı kovboy şapkalı Tommy Norris üzerinden ilerliyor. Nam-ı diğer Mad Men’imiz Jon Hamm ise kapitalizmin vücut bulmuş hali olarak yine takım elbise ile dizide arz-ı endam ediyor.
İzleyiciye otomatik olarak sınıf kini yükleyen dizi, gündem dozu artık kesmeyen dert bağımlıları için. Azıcık da Teksas’lı petrol işçilerine dertlenelim derseniz, Landman’in akıcı hikayesi ile size tek sömürülenin siz olmadığını hatırlatacağından emin olabilirsiniz. Dizinin Boomtown adlı 12 bölümlük, gerçek petrol sahası hikayelerini anlatan bir podcastten ilhamla yaratıldığını da ekleyelim. (Dipnot: Dizinin kendine has bir komedisi olsa da yer yer kadın temsiline dair yeterince hassas olmadığını düşündürüyor.)
The Apprentice - Trump’ın Hikayesi
Cannes’da prömiyerini yapan Ali Abbasi filmi The Apprentice, ABD başkanı Donald Trump’ın sıradan bir insanken nasıl ne yapacağı kestirilemez usta bir manipülatöre dönüştüğünü anlatıyor. Dizide bu eserin adeta mimarı olarak Roy Cohn gösteriliyor. Succession’la kalbimizde taht kuran Jeremy Strong’un canlandırdığı Cohn’a, Trump rolünde Avengers’tan tanıdığımız Sebastian Stan eşlik ediyor.
Kendall'a da Çakallığı Hayat Öğretti be...
Çok başarılı bir sanat işine imza atıldığı belli olan film için Trump’ın durdurma talebi olduğu ve uydurma dediğini hatırlatalım. Filmde anlatılanları izleyince Amerika’nın nasıl bir yakın gelecek rotası çizeceği konusunda daha çok endişeye kapılmak ise işten bile değil. Filmin yönetmeninin daha önceki filminin Kutsal Örümcek olduğunu da hatırlatmam gerek. Bu filmi izlemeyen sinefiller, görevden aflarını rica edebilir.
Lockerbie A Search for Truth
Colin Firth’ün küçücük jest ve mimiklerle içimizde depremler yaratmasına alışığız… Ancak biraz hasret kalmış olabiliriz. İşte Lockerbie A Search for Truth, adeta oyunculuk dersi gibi bölümlerle sizlere katarsisin dibini sıyırmayı vadediyor. Gerçek bir hak arayışının hikayesi olan dizi, 80’li yılların sonunda yaşanan bir uçak saldırısı ile başlıyor. Terör saldırısında kızını kaybeden Dr. Jim Swire, kendini bir adalet savaşının içinde buluyor.
Orta Doğu bataklığına tek yön
İşin içine Libya lideri Kaddafi’nin bile girdiği bu çok bilinmezli hikaye, filler tepişirken ezilen çimenlere odaklanıyor. Ana karakterin ve izleyenin hayata, olanlara bakış açısını değiştirme gücündeki senaryo başarısının en önemli sırrı ise tadında kalması. 5 bölümlük mini dizide Jim Swire'ın karısı Jane rolünde Catherine McCormack yer alıyor. İskoç oyun yazarı David Harrower baş yazarken, BAFTA ödüllü Otto Bathurst baş yönetmen olarak karşımızda. 2025 yapımı dizi henüz dile düşmedi ama gerçek dizi gurmeleri tarafından keşfedilmeye başladı bile…
A Real Pain - Gerçek Acı
Geçtiğimiz yılın belki en iyi değil ama en kalbe dokunan filmi olabilir… Yol filmleri sevenlerin mutlaka izlemesi gereken A Real Pain, dram ve komediyi harmanlayan anlatımıyla izleyiciyi kısa sürede içine çekiyor. Büyükannelerini anmak için Polonya’ya seyahat eden iki kuzenin merkeze alındığı hikayenin başrollerinde Jesse Eisenberg ve Kieran Culkin var. Eisenberg, aynı zamanda filmin senarist ve yönetmeni de…
İlk gösterimini Sundance’te yapan filmin ülkemizdeki vizyon tarihi ise Şubat 2025. Filmin arka jeneriği akarken ekrana bakakalacağınız garanti. Uzun süre etkisinden çıkamayacağınız, derin düşüncelere dalacağınız ve izlerken yer yer kahkahalarla güleceğiniz, samimi bir film arıyorsanız mutlaka izleyin. Yine de yanınıza mendil almayı da unutmayın siz, gözünüze izlerken bir şeyler kaçabilir.
Rivals
Disney Plus’a para ödedik, oradan bir şey öner diyenler hemen Rivals’i açsın. İlk 3 bölümde sıkılırsanız bilin ki sorun sizde değil dizide ama valla sonra açılıyor… Dram deyip de ön yargılı olmayın, eğlenmeyi de bilen karakterleri var. Hatta seks sahnelerindeki ilginç detaylar ile ufkunuzu da açmaya hazır. Dizi, 80’li yıllar İngiltere’sinde geçiyor. TV dünyasındaki şov bizinıs işlerinin arka yüzünü, rekabet ve ayak oyunlarını konu alıyor. Haberlerde menajer davalarını duya duya mayalanmışsanız hızınızı kesmeden Rivals ile kendinizi Hollywood dolaylarında hissedebilirsiniz.
Ona da mı SMS geldi acaba?
Jill Cooper'ın romanından uyarlanan sekiz bölümlük dizide David Tennant, Aidan Turner, Alex Hassell ve Bella Maclean gibi isimler rol alıyor. 80’lerin ruhunu hissetmeniz için bol bol bıyık ve perma kullanmayı da ihmal etmemişler. Nostalji gibi nostalji… İzlerken her an Almanya’dan amcanız gelecek gibi hissedeceksiniz.
The Six Triple Eight - 6888. Tabur
Bir Netflix filmi olan 6888. Tabur, ikinci dünya savaşını anlatan 21249287891789. proje olarak karşımızda. Hala anlatacak farklı bir hikaye olmasına şaşırdığımız dönemi bu kez siyahi kadın askerlerin gözünden aktarıyor. Hem ırkçı hem de cinsiyetçi kültürün altında ezilen kadınların askerlik hikayesini konu alan film, o yıllarda Avrupa’da görevlendirildiği iddia edilen ilk siyahi kadın asker taburundan adını alıyor. (Hikayenin gerçek olup olmadığına dair farklı bilgiler var, tabii film gerçek diyor.)
Posta işinin teslim edildiği ve başarısız olması beklenen bir kadın taburunun hikayesi, izleyiciye birkaç saatlik soft bir Hollywood filmi izletiyor. Film her ne kadar sosyal mesajlar içerse de bunu kendi halinde ve oldukça güvenli alanda kalarak veriyor. Ailece izlenebilecek, kendi kulvarında, çerezlik bir film arayanlara önerilir.
Yeni Sezon Güncellemesi Gelenler:
Maestro in Blue - Ada ve Mestro
İlk 2 sezonuyla yere göğe sığdıramadığımız, Yunan Adası atmosferindeki Netflix dizisi Maestro in Blue, 19 bölüme tamamlanan, 4 bölümlük 3. sezonuyla aramızdan ayrıldı. Yakın zamanda 3. sezonuyla bizlere el sallayan dizi, 2024’ün tadı damakta ve aklı havada kalan finallerinden birine imza attı. Yaş farkının, medeni durumun, mafyatik ilişkilerin, cinayetlerin ve dedikoducu kasaba insanlarının engel olduğu, müzik dolu bir aşk hikayesi izlemek isterseniz diziyi izleyin. İlk 2 sezona hakimseniz, pek reklamı yapılmasa da üçüncünün geldiğini müjdeleyelim. Son sezonda pek olay yok, lakin metaforlar ile anlatım izleyiciyi tatmin edip, ilk iki sezonu yeniden düşünmeye sevk ediyor. Üstelik hiç yoktan kendinizi Akdeniz’in kollarında hissediyorsunuz. Sırf bunun için bile izlemeye değer.
Severance
Daha önce listelerimiz içinde tanıttığımız Severance, insanların kişiliklerinin bölünebildiği bir evrende geçiyor. 2. sezonu 17 Ocak’ta ortamlara düşen Severance, kuşkusuz ilk sezonu izleyenlerin en merakla beklediği dizi. (Ama ilk 4-5 bölümde bağlanmayı beklemeyin, sonradan aklınızı uçuracak mertebeye geliyor.) İkinci sezonunda Gwendoline Christie, Alia Shawkat, Bob Balaban, Stefano Carannatte, Merrit Wever, Robby Benson, John Noble gibi yeni isimleri de kadrosuna katıyor. İzlemediyseniz listenize, ilk sezonun fanlarındansanız ikinci sezonu takviminize işaretleyin. (Diziyi izledikten sonra işi düştüğünde başka, normalde başka davranan ikiyüzlülerin bu teknolojinin eseri olduğundan şüphelenmeniz ise normal…)
Silo
Hububat biriktirip geçiyoruz, altında ne dramlar var demeyin, bu silo bildiğiniz silo değil. İlk sezonunu uzunca bir yazıyla anlattığımız Apple dizisinin 2. sezonu yakın zamanda izleyici ile buluştu. İlk sezondaki ustaca kurulmuş olay örgüsü, ikinci sezonda yerini bireysel ve kopuk hikayelerin birleşimine bırakıyor. Bunun yanında ilk sezon biraz daha çok distopik evrene, ikinci sezon aksiyona odaklanıyor. Dizi, bu değişime ve düşük ritmine rağmen yine de cazibesini korumayı başarıyor. Karanlık (gerçekten karanlık) olması ile gözleri biraz yorsa da heyecanını sezon finaline kadar saklamayı başarıyor. Distopya seviyorsanız ve ilk sezonu izlemediyseniz hemen başlayın, 3’ün gelişi bu gidişle 2030’u bulur zaten.
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |