Dünya Ülkelerinden Beklenen İtiraf: ''Evet, gerçekten en büyük derdimiz Türkiye'ye mümkün olabildiğince fazla zarar vermek...''
Birleşmiş Milletler'in New York'taki merkezinde bir haftadır devam eden Dünya Parlamentosu Genel Değerlendirme toplantılarında dün, Ortadoğu'daki son durumla ilgili değerlendirmeler kapsamında Türkiye maddesi masaya yatırıldı. Dünya ülkelerinin lider ve temsilcilerinin hazır bulunduğu toplantıda, temel varoluş amaçlarının Türkiye'ye mümkün mertebe zarar vermek olduğu konusunda bir kez daha mutabakata varan katılımcılar, kamuoyunun aklındaki pek çok soru işaretine de açıklık getirdiler.
Büyük Ortadoğu Projesi mercek altında
Oturumun açılışında Büyük Ortadoğu Projesi'nde gelinen noktayı özetleyen raporun okunmasının ardından söz alan Fransız Dışişleri Sözcüsü Jean Michel LaForgiere, Türkiye'nin bölgedeki hassas rolü ve stratejik önemiyle ilgili Fransa hükümetinin değerlendirmelerini aktarmasının ardından, konuşmasını "Mesafelerin ortadan kalktığı, iletişim araçları sayesinde artık her şeyin açıkça ve anında konuşulabildiği bir dünyada yaşıyoruz. Bugün artık herkes dünyadaki tüm devletlerin, hükümetlerin ve halkların temel amacının Türkiye'ye zarar vermek olduğunu biliyor. İnternet diye bişey var yani..." sözleriyle, sınırların anlamını yitirdiği ve şeffaflığın egemen olduğu böyle bir çağda, artık bazı şeyleri saklamaya çalışmanın manası olmadığının altını çizerek sonlandırdı.
Japon delege şaşırttı
Fransız Dışişleri Sözcüsünün konuşmasının ardından genel kurul salonunda bir rahatlama havasının oluştuğu gözlerden kaçmazken, LaForgiere'den sonra söz alan Japon delegesi Asako Itowaki, "Büyük Ortadoğu Projesi'nin sac ayaklarından biri" olarak nitelendirdiği Türkiye hakkında bugüne değin kapalı kapılar ardında konuşulan bazı şeylerin artık açık açık söylenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Itowaki, Türkiye'nin ne zaman bölgede önemli bir güç haline gelme ihtimali oluşsa, tüm dünya ülkeleri olarak birleşerek bunun önüne geçmek için mümkün olan her şeyi yaptıklarını belirtirken, yakın tarihten bu yana bölgede meydana gelen tüm büyük olayların, Birinci ve İkinci Körfez Savaşı'ndan tut İsrail Filistin çatışmalarına, Arap Baharı adı verilen son dönemdeki olaylara kadar her şeyin Türkiye'nin bölgedeki inanılmaz etkisini dengelemek için planlandığını itiraf etmekten kaçınmadı.
"Dünya politikasındaki tüm büyük oyunlar, Türkiye düşünülerek planlanıyor"
Bugün halen de dünyada olan biten büyük olayların tamamının Türkiye'yle ve ona zarar vermekle alakalı olduğunu vurgulayan Itowaki'nin, "Koskoca Ortadoğu coğrafyasında, isyancısından hükümet güçlerine, işgalcisinden silahlı kuvvetine sayısız insan bir ideal uğruna can verdi. Neden? Türkiye'nin yükselişini önlemek için. ABD'si bir yandan İngilizi beri yandan, Rusya'sı öte yandan, onları bırak gururumuz ve efendiliğimizle tanınan biz Japonlar bile gerek açıktan gerek el altından milyon dolarlar yıktık bu olaylara. Hadi Avrupalısı Amerikalısı neyse, Çad ve Nijer'e varana kadar en sıkıntılı durumdaki ülkeler bile durumları yettiğince üç beş demeden katkıda bulundular. Niye? Tabii ki Türkiye'nin kendi içinde huzur ve barış içerisinde yaşayamaması için. Tüm bunlara rağmen ayakta kalmayı başaran bir ülkenin, bir milletin o mübarek ellerinden öperim ben arkadaş!" sözlerinin ardından kısa bir baygınlık geçirmesiyle oturuma ara verildi.
Oturuma, Japon delegeye ilk müdahalenin yapılması ve hastaneye kaldırılmasının ardından söz alan ABD temsilcisi Michael Conway'in konuşmasıyla devam edildi. Conway, "Bugün burada açık açık konuşulan şeyden Türkiye kamuoyunun uzunca bir süreden beri haberdar olduğunu, istihbarat raporlarımıza dayanarak net bir şekilde söyleyebilirim. Devletiyle hükümetiyle, halkıyla şirketiyle dünyadaki tüm ülkeler için Türkiye ile uğraşmaktan, onların güçsüz, dertli duruma düşmesinden büyük bir zevk, bundan önemli bir merak olmadığını bir süredir zaten biliyorlar." şeklinde konuşurken, dünya ülkelerinin Türkiye'nin yıkılması veya bölünmesini istediği iddialarını ise kesin bir dille yalanladı.
"Türkiye'yi yıkmak istemiyoruz"
"Sayın Türkiye halkı dikkat edecek olursa, son 70 küsür senedir ne zaman düzelecek gibi olduysanız, tam o ara bişey çıkıyor, siz yine çöküyorsunuz. Dışişlerini toparlıyorsunuz, tam AB'ye gireceksiniz diyelim, çaaat ekonomik kriz patlıyor. İçerde mali reformlar yapıyorsunuz, ekonomi birkaç sene güç bela toparlanır gibi oluyor; biz tam o ara çakıyoruz depremi, yine papazın bağını görüyorsunuz." diyen Michael Conway, ne ABD'nin ne diğer ülkelerin Türkiye'nin bölünmesinden veya yıkılmasından bir çıkarı olmadığını açıkça belirtirken, "Biz sizin ne tam düze çıkabilmiş, ne de iyice batabilmiş, iki arada bir derede halinizi, o çırpınmanızı seyretmeyi seviyoruz. İşin esas zevki o debelenme kısmında, işin tam kaymağı o işte..." mesajıyla Türk kamuoyunu rahatlatmayı da ihmal etmedi.
Türkiye'nin tutumu dikkat çekti
Toplantının kapanış konuşmasında söz alan BM Basın Sözcüsü Gerhardt Wünschelruten, her sene Ağustos ayında Brüksel'de toplanan BM Genel Değerlendirme toplantıları tarihinde ilk defa tüm ülkelerin oybirliğiyle ve tam mutabakatıyla bir karar alındığını kaydederken, "Bu işin içinde olan Dünyanın tüm ülkeleri bir yana, Türkiye'nin de büyük bir demokratik olgunluk ve vizyon göstererek mutabakat metninin altına imza atmış olması, dünyada demokrasi adına katedilen yolu görmek açısından çok anlamlı" sözleri uzun süre alkışlandı.
Toplantılara Türkiye'yi temsilen katılan Dışişleri Daimi Temsilcisi Ersin Özbükey'in tezahüratlar ve alkışlar eşliğinde yabancı delegelerin omuzlarında bir süre genel kurul salonunda dolaştırılması ile sona eren oturumun ardından, Dünya liderleri ve temsilcileri BM Genel Merkezi'nin balo salonunda düzenlenen mini kokteylde gecenin geç saatlerine kadar kurtlarını dökme fırsatı buldular. Toplantıların bugünkü kısmına ise, İlluminati örgütü ve Dünyayı yöneten 8 ailenin temsilcilerinin, Dünya devletlerinin teklif ve önergelerini değerlendireceği oturumla devam edilmesi bekleniyor.
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et