Suriye, Irak, İran Ve İsrail'le Diplomatik Kriz Yaşayan Türkiye'nin Bölgedeki Yıldızı Her Geçen Gün Daha da Parlıyor
Beşar Esad yönetimiyle ters düşerek Suriye ile ipleri koparan, NATO'nun füze kalkanı projesine ev sahipliği yaparak İran'ın tepkisini çeken, Kuzey Irak'a yapılan sınır ötesi harekatlar nedeni ile Irak'la sorunlar yaşayan ve son olarak Mavi Marmara Baskını yüzünden İsrail ile kriz yaşayan Türkiye, bölgedeki konumunu gittikçe güçlendiriyor. Konuyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Daha önce denediğimiz 'komşularla sıfır sorun' politikasından pek bir verim alamadık. Bakalım, bir süre de böyle deneyeceğiz." denilerek, önümüzdeki dönem Yunanistan, Bulgaristan, Rusya, Ermenistan ve hatta uygun bir neden bulunabilirse Gürcistan'la da çeşitli diplomatik krizler planlandığı ifade edildi.
"Diplomasi bir sanattır"
Dışişleri Bakanlığı'nın binasında gerçekleştirilen basın toplantısına, Türkiye'nin bundan böyle agresif bir dış politika anlayışına sahip olacağının altını çizerek başlayan Müsteşar Naci Ayankul önemli açıklamalarda bulundu. Diplomasinin bir sanat olduğunu hatırlatan Ayankul, "Biz de hükümet olarak bu sanatı elimizden geldiğince uyguladık ve işte tablo ortada. Şimdi nerden baksanız Ortadoğu'da iyi ikili ilişkilerde bulunduğumuz bir tane ülke yok; bu da bölgede nasıl etkin bir rol oynadığımızın en büyük kanıtı olsa gerek. Öyle ya da böyle herkes bizden bahsediyor mu? Ediyor" diyerek, Türkiye'nin bölgede yalnızlaşmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
"Etkin dış politika sonuç verdi"
Agresif dış politikanın, uygulama anlamında da oldukça zor ve cesaret isteyen bir tutum olduğunun altını çizen Ayankul, "Şimdilik arada bir çıkıp sert demeçler vermekten ve bir kaç tane de pratikte herhangi bir anlamı olmayan diplomatik karar almaktan öteye gidemedik. Ha tabii bir de İsrail'in daha önce çoktan durdurduğu silah ticaretini askıya aldık. Ama olsun... Zamanla düzelir bunlar. Amerika bir günde mi süper güç oldu sanki?" diyerek şöyle devam etti:
"Bugüne değin aman herkesle iyi olalım dedik, dedik de ne oldu? Araplar'ın sempatisini kazanıp 3-5 tane dizi satmaktan başka ne geçti elimize? Ki o dizi işlerinin kaymağını da Kıvanç Tatlıtuğ, Tuba Büyüküstün falan yedi. Şimdi en azından çabalıyoruz, diyaloğa giriyoruz, yerli yersiz posta koyuyoruz. Bakın, etkin dış politikamız sayesinde 1 yıl uğraşıp Birleşmiş Milletler'den Mavi Marmara baskınıyla ilgili olarak aleyhimize bir rapor çıkarttırmayı bile başardık. Sonra o raporu tanımayarak Birleşmiş Milletler'e de kim olduğumuzu gösterme fırsatını bulduk... Suriye'deki iç karışıklıktaki tavrımız da gözden kaçmasın; Başbakan'ımızın konuşmaları sırasında Beşar Esad'ın suratını görmeniz lazımdı. Bedenine göre küçücük olan o kafasıyla sinirlenince öyle acayip hallere girdi ki; biraz utanması, biraz izzet-i nefsi olsa o makamda beş dakika daha durmazdı, duramazdı..."
Kabuğumuzu kırıyoruz
Türk dış politikasında yaşanan bu hareketlilik sayesinde, halkın yurtiçindeki kısır tartışmalardan kafasını kaldırarak yurtdışındaki kısır tartışmalara odaklanabildiğini de sözlerine ekleyen Naci Ayankul "Her hafta farklı bir ülkeyle yaşadığımız bu krizler sayesinde vatandaşımızın dış politikaya olan ilgisi de arttı. Büyük ülke olmanın birincil şartlarından birisi de budur. Biraz kafanı kaldırıp etrafımda neler olup bitiyor diye bakacaksın. İlgileneceksin. Biz de böyle böyle her bir yurttaşımıza dünya vatandaşlığı bilinci kazandıracağız" dedi.
Toplantının sonunda, dış politikada önümüzdeki dönem izlenecek yol haritasına da değinen deneyimli müsteşar, Türkiye'nin her bir komşusu ile sorun yaşayabilecek kadar büyük bir ülke olduğunun üzerinde önemle durdu. Yunanistan durumu biraz toparlasın, gerektiği takdirde 12 mil ve Kıbrıs sorununun tekrar gündeme getirilebileceğini müjdeleyen Ayankul, açıklamalarını şu sözlerle noktaladı:
Yeni atılımlar kapıda
"Sadece Yunanistan değil, kış gelsin Rusya ile doğalgaz krizi kapıda bekliyor. Ermenistan deseniz, ona ekstra bir şey bulmaya gerek yok zaten. Soykırım moykırım idare ederiz bir şekilde. Bulgaristan bizi biraz zorlayacak gibi ama çok sıkışırsak 'Vaktiyle bizim soydaşlarımıza eziyet etmiştiniz' diyerek, onlarla da ipleri germeyi planlıyoruz. Bir tek Gürcistan'a bir şey bulamadık daha. Onu da arkadaşlar araştırıyorlar. En kötü ihtimalle 'Gürcistan diye ülke mi olur lan?!' diyerek nota verme yoluna gidebiliriz. Gerisini de onlar düşünsünler artık..."facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et