Dışişleri Bakanlığı, Hala Seksenlerdeki Gibi Giyinmekte Israr Eden Azerbaycan'ı Münasip Bir Dille Uyarmaya Hazırlanıyor
Uzun yıllardır hem Azeri televizyonlarında hem de bu ülkeyle kurulan dış temaslarda karşılaşılan içler acısı görüntülere son vermek üzere harekete geçen Dışişleri Bakanlığı, dost ve Kardeş ülke Azerbaycan'ı münasip bir dille uyarmaya hazırlanıyor. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Abi seksenlerde yaşamıyoruz artık, sizdeki birçok şey moda değil aslında" mesajının, Azerbaycan’ı mümkün olduğunca incitmeden verilebilmesi için bir tavsiye metni üzerinde çalışıldığı belirtilirken, metnin güncel moda dergileriyle beraber en kısa sürede Bakü’ye gönderilmesi planlanıyor.
Türkiye, bağımsızlığını ilan ettiği günden bu yana giyim kuşamına pek dikkat etmeyerek halen seksenli yıllardaki gibi dolanan ve bu nedenle uluslararası arenada sık sık arkasından konuşulan Azerbaycan’daki gidişata dur demek için harekete geçti. Konuyla ilgili bir basın açıklaması yayınlayan Dışişleri Bakanlığı, dost ve kardeş ülke olması ve soydaşlık bağları nedeniyle Azerbaycan'la ilgili dedikoduların Türkiye'ye de dokunduğunu belirterek, bu duruma son vermek üzere diplomatik bir metin üzerinde çalışıldığı ifade edildi.
Orta Asya ve Türki Cumhuriyetler Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan metnin önümüzdeki günlerde 2013 yılına ait bir dizi moda dergisiyle birlikte Azerbaycan yönetimine iletileceğini açıklayan Bakanlık, henüz taslak aşamasındaki metinden bazı bölümleri de kamuoyuyla paylaştı:
“Saygıdeğer Azerbaycan Hükümeti, değerli Azeri kardeşlerimiz, çok sayın aybalalar,
Bu mektubu, bugüne kadar size çeşitli kereler söylemek isteyip de bir türlü dile getiremediğimiz bir konuyu artık açıklığa kavuşturmak için kaleme alıyoruz. Unutmayınız ki dost, her zaman acı söyler değerli soydaşlarımız… Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından kurduğunuz Azerbaycan Republikası’nda bugüne dek önemli işler başardınız, öyle ahım şahım olmasa da, dünya devi gibi olmasa da kendi yağında kavrulan, “iyi kötü ülke işte” diyebileceğimiz noktalara geldiniz. Bu başarınızı hiçe saymak mümkün değil. Lakin bir konu var ki, bize sorarsanız Azerbaycan’ın kanayan yarası, dinmek bilmeyen sızısı haline gelmiştir. Evet, giyim kuşamdan bahsediyoruz sevgili Azeri kardeşlerimiz…
Anlıyoruz, yıllarca Sovyet Rusya'nın idaresinde, demir perde arkasında kaldınız. Biraz da bu yüzden dünyadan haberiniz olmadı, Ruslardan ne gördüyseniz onu giydiniz. Siz de haklısınız ama onlar Rus, değerli kardeşlerimiz. Onlar Slav ırkı. Onlar çuval da giyse olur, hiçbir şey giymese de olur… Hatta kimi durumlarda daha da iyi olur… Ancak aşağı yukarı sizinle aynı genetik mirası taşıdığımız için söylemekte sakınca görmüyoruz: Biz Türkler, anatomik olarak o kadar şanslı değiliz, giyime kuşama biraz dikkat edip en azından oradan yırtmamız lazım...
Çok matah bir şeymiş gibi Azeri televizyonlarını uyduya koydunuz, yapmayın dedik, dinlemediniz. Yıllardır bakıyoruz, o programlar, o dekorlar, o kıyafetler… Bütün bir ülke olarak “Pazar 89” tadında yaşamayı tercih etseniz bile, bunu bu kadar açık etmemeniz lazım… Dünya, bu tip şeylere müsamaha gösterecek kadar güzel bir yer değil maalesef… Halkın tamamı şöyle bir gardırobunu yenileyene dek o uydu yayınlarına bir parça ara vermek bir çözüm olabilir…
Hadi herkes eskisi gibi kendi ülkesinde otursa gene bir şey demeyeceğiz. Ama artık dünya globalleşti, her yerden her an haber almak mümkün hale geldi. Birleşmiş Milletler toplantılarında sizin temsilcinizi gören diğer ülkeler “Aaa toplantı kostümlü müydü ya? Seksenler konsepti mi vardı? Ehehe” diye kendi aralarında çok afedersiniz taşak geçiyorlar (not: bu ifadeyi düzeltelim). Siz çok naif insanlar olduğunuzdan anlamıyorsunuz belki ama biz farkediyoruz değerli Azeriler. Üzülüyoruz ve sizin adınıza utanıyoruz...
Sevgili Azeri kardeşlerimiz,
En başta da dediğimiz gibi; dost, acı söyler. Umuyoruz ki bu mektuptan sonra biraz daha itina gösterecek, üzerinizdeki bu ölü toprağını atacaksınız. Açık bir gerçektir ki eğer Azerbaycan dünya arenasında kendine saygıdeğer bir yer edinmek istiyorsa bunun yolu bir an evvel o parlak cancanlı kumaşlardan, vatkalı bluzlardan, bol paça pantolonlardan ve "kotla da giyilir yaa" tavrından vazgeçmesine bağlıdır…
Gözlerinizden muhabbetle öperiz,
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Orta Asya ve Türki Cumhuriyetler Daire Başkanlığı
P.S.: Geçen sene Erovizyon'u kazanan bir kız vardı ya sizde, Allah sahibine bağışlasın, o çok iyiydi bak. Ha bi de Azeri kızı Günel vardı, o noldu hakkaten?
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et