İsrail'in Özür Dilemesiyle Önemli Bir Başarıya Daha İmza Atan Dışişleri Bakanlığı, Gazze'ye Gemi Seferlerini Düzenli Hale Getirmeye Hazırlanıyor
2010 Mayıs Ayı'nda Mavi Marmara gemisine İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen müdahale sonucu 9 vatandaşını kaybeden Türkiye, bu ülkeden beklediği özürü 3 yıl sonra gayriresmi yoldan da olsa alarak bölgedeki gücünü bir kez daha gösterdi. ABD Başkanı Barack Obama'nın İsrail ziyareti sırasında Benjamin Netanyahu'yu ikna etmesiyle gerçekleşen olay, tüm yurtta sevinç gösterileriyle karşılanırken, Türkiye'nin bölgedeki gücünü pekiştirmek isteyen Dışişleri Bakanlığı da, Gazze'ye gemi gönderme sürecini düzenli bir takvime bağlamak için harekete geçti.
Kutlamaların merkezi Dışişleri Bakanlığı
İsrail cephesinden gelen özür sonrası Türkiye'nin dört bir yanında vatandaşlar sokağa dökülürlerken, kutlamaların merkezi Ankara, Balgat'taki Dışişleri Bakanlığı binasıydı. Binanın önünde sabahın erken saatlerinden itibaren toplanan vatandaşlar, bir süre halay çektikten sonra Bakanlık personelini tek tek dışarı çağırıp yumruk şov yaptırırarak birlik ve beraberlik mesajı verdiler.
Yoğun istek üzerine Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarıyla birlikte mikrofonların karşısına geçen Bakanlık Müsteşarı Gürhan Ulusoylu ise, "çaycısından sayın Bakanımız'a, şoföründen özel kalem müdürüne hepimiz başarıya kenetlenmiştik. Çok çalıştık, çok yorulduk, yeri geldi ailelerimizi bile ihmal ettik ama şimdi bu insanların gözlerindeki mutluluk bize bütün yorgunluğumuzu unutturdu." sözleriyle kazanılan zaferin tesadüfi olmadığını vurguladı.
"Allahtan bu kadar beklemişler"
Ulusoylu, Türkiye'nin son yıllarda bölgede artan etkinliğinin bu özür ile birlikte resmiyet kazandığına vurgu yaparken, zaferin öyküsünü de kısaca şu sözlerle anlattı:
"Açıkcası biz İsrail'den bu özürü çok daha önce bekliyorduk ama şimdi düşününce iyi ki adamlar inada bindirmişler işi diyoruz. Her işte bir hayır var gerçekten de. Olayın hemen ardından dilense kimsenin umrunda olmayacak özür, süreç uzadıkça iyice kıymete bindi. Allahtan o ara gaza gelip 'sadece özür olmaz, Gazze'deki ambargoyu da kaldırın' diye hayatta kabul etmeyecekleri bir şart koymuşuz. 3 yıl sonra onlar ambargoyu kaldırmadan gayrı resmi olarak özür dilediler, biz kabul edip büyüklük gösterdik, kimse üzülmeden kapandı mesele. İşte bunlar hep stratejik derinlik..."
Aileler de rahatladı
Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybeden vatandaşların yakınları ise zaman zaman müsteşarın konuşmasını alkışlarla bölerlerken, Ulusoylu'nun kendilerine mikrofon uzatmasıyla kamuoyuna seslenme fırsatı buldular. İsrail'in saldırısında kardeşini kaybeden Mustafa Altun (32), "Kendi kulağımla duymasam da ortada bir özür var mı? Var. Kardeşimin ruhu şad oldu mu? Oldu. Tamam o zaman, benim için konu kapanmıştır" derken, yakınını kabeden bir diğer isim Seniha Ayduran (34) ise "Ya çok da büyütmemek lazım aslında, ülkeler arasında böyle şeyler olur. Biz hiçbir zaman ölen akrabalarımızın durumunu abartıp, sorun çıkarmak istemedik. Tek beklentimiz bir özürdü, onu da sağolsunlar geç de olsa dilediler" şeklindeki sözleriyle varılan noktadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Seferler düzenli hale getirelecek
Yakınların konuşmalarının ardından tekrar mikrofonu alan Gürhan Ulusoylu, "Özür dileterek bölgesel güç olma" stratejisi sayesinde bugün ülkemizin Ortadoğu'da sözü dinlenen, önemli bir aktör olduğunun altını çizdi. Türkiye'nin bölgesel liderlik iddiasını gerçekleştirmek için bundan böyle her yıl düzenli olarak Gazze'ye bir gemi yollanacağını da belirten Bakanlık Müsteşarı'nın, "Kaba bir hesapla, önümüzdeki 10 yıl içinde 90 vatandaşımız daha hayatını kaybetse, onun karşılığında İsrail'den en az 3 özür daha koparırız. E 2-3 özür de İran'dan, Irak'tan falan gelse, ki bu gidişle rahat rahat gelir, 2023'e bildiğin süper gücüz" sözleri topluluk tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et