Şehrin Ortasındaki Tek Parkı Yıkıp AVM Yapmak İsterken Dış Mihraklar Tarafından Engellenen Başbakan Erdoğan'ı Halk Bağrına Bastı
Gezi Parkı olaylarındaki tutumu nedeniyle parti içinde dahi eleştirilere hedef olan Başbakan Erdoğan’a halk sahip çıktı. Olayların iç yüzünü anlatmak için çıktığı Türkiye turnesinin Adana ayağında vatandaşlara seslenen Erdoğan, “Biliyorsunuz sevgili kardeşlerim, bunlar Sultanahmet Camii'ni de ele geçirip oradaki avizelere çok afedersiniz disko topu asarak sabaha kadar Harlem Shake dansı yaptılar. İşte biz bu zihniyetle mücadele ediyoruz” sözleriyle eylemcileri şikayet ederken halk da “Mücahit Eryaman!” sloganlarıyla Başbakan’a moral aşıladı.
İstanbul’un merkezi Taksim bölgesindeki tek yeşil alan olan Gezi Parkı’nı yıkarak yerine eski kışla, AVM, rezidans ve müze işlevi görecek bir yapı kazandırmak isteyen Başbakan Erdoğan, karşısına çıkan tüm engellere rağmen sevenlerinin de desteğiyle dik duruşundan taviz vermiyor. Başta twitter olmak üzere Facebook, Instagram, ABD Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, komple batı basını, Rusya, İran, Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Suriye, Karadağ Cumhuriyeti, Nahcivan Özerk Bölgesi gibi dış mihraklar ve yurdun çeşitli yörelerinden şer odakları, faiz lobisi, Ergenekon terör örgütü, oyuncular, müzisyenler, öğrenciler, bankacılar, reklamcılar, IT’ciler, emekliler ve ev hanımları gibi iç mihrakların tetiklediği olaylar nedeniyle bir süredir sıkıntılı günler geçiren Erdoğan, aradığı moral desteği Anadolu turnesinde buldu.
"Her şey önceden planlanmış..."
İstanbul ve Ankara’da gördüğü yoğun ilginin ardından dün akşam da Adana’da kalabalık bir topluluğa seslenen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Değerli kardeşlerim, 28 şubat'ı planlayanların, onun öncesinde merhum Özal’ı zehirleyen hadi en iyi ihtimalle fazla kilo aldırarak kalp krizi geçirmesine sebep olanların bu gezi parkı işini tezgahladıklarını biz çok iyi biliyoruz. Bu sefer her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüşler… 500 tane çevreci parkta eylem yapsın, polis onlara ağır müdahalede bulunup çadırlarını yaksın, ertesi gün kalabalık daha da büyüsün, polis şiddetini daha da artırsın, işler iyice zıvanadan çıksın, 3 kişi ölüp 4000 kişi yaralansın, o arada ben sert konuşup hiç geri adım atmayayım, eylemciler iyice kontrolden çıksın, benim dışımda kim varsa, Cumhurbaşkanı, Bülent Arınç falan ılımlı mesajlar versin, Vali'm özür dilesin, ben daha da sertleşip partiden adam toplayayım... Bunlar hep bizim hizmetlerimizi çekemeyenlerin planlı programlı işleri değerli kardeşlerim… Ama biz bu oyuna gelmeyiz… Haa eğer bizim bu oyuna gelmememizi de planlamışlarsa bir durur düşünür o zaman belki oyuna da gelebiliriz. Bunları hep göreceksiniz önümüzdeki günlerde…
Sevgili Adanalılar, biliyorsunuz bizim kuyumuzu kaymak için hazırda bekleyen bazı medya kuruluşları da var. Epeydir bunları susturduk sanıyorduk ama meğer bize komplo kurmak için kendileri susmuşlar. Onlar da bu oyunun bir parçası, onun da duyumlarını aldık... Hem bize sansürcü yaftası vurdurmak için bilerek olayları yayınlamayan bu 28 Şubat artıklarını hem de CNN, BBC gibi onların yurt dışındaki işbirlikçilerini yakında bir bir açıklayacağız. Ey le monde, ey Daily Telegraph diyeceğiz gel bakalım buraya, hesap ver bu millete!”
İşte eylemcilerin gerçek yüzü
Başbakan’ın konuşması sık sık alkışlarla kesilirken, vatandaşlar "Güllüoğlu şaşırma sabrımızı taşırma!", "Kahrolsun PFDK!’", "Mekdanldıs gibisi yok!", "Burası neresi, biz napıyoruz?" sloganlarıyla da meydanı inlettiler. Alkışların ardından kalabalığa sükûnet çağrısında bulunan Erdoğan, Gezi Parkı eylemcilerinin iç yüzünü de şu sözlerle aktardı:
“Benim söylerken yüreğim sızlıyor ama söylemek zorundayım, çok afedersiniz bunlar Türk Bayrağının üzerinde çift kale maç yapmışlar, maçtan sonra da bayrağımızı dev kazanlarda iyice pişirip hep birlikte yemişler değerli Adanalılar. İşte bunların vatan sevgisi bu kadar! Yoldan geçen ayık vatandaşlara zorla bira içirmeye çalıştıkları haberleri geliyor. Bunlar bu zihniyette insanlar. Adam belki antibiyotik kullanıyo bile diyemeyecek bir insafsızlık bu karşılaştığımız…
Biz o parkta satılan köfteleri de inceledik. İçinden resmen insan eti çıktı. Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta bunlar bir kreşi basıp oradaki minik yavrularımızı da kaçırmışlardı. Aklıma kötü şeyler getirmek istemiyorum ama insan ister istemez soruyor: Nerede bu evlatlarımız ve bu etler niye bu kadar taze?
Koca şehirde biliyorsunuz Talcid bırakmadılar Talcid... Bugün benim emeklim, benim çalışanım gidip istediği hastanede muayene olabiliyor ama eczaneye gidip mide ilacını alamıyor... Zaten halihazırda midesi ekşimiş bu vatandaşlara İstanbul'da değişik noktalarda zorla kısır yedirildiğine ilişkin bilgiler var. Hepsinin kim olduğu ne yaptığı tek tek elimizde…
Değerli arkadaşlarım, biliyorsunuz bir iş makinesini Dolmabahçe civarında gasp ettiler. Kendilerince orada polisi kovalamışlar. Yetmemiş, ertesi sabah aynı makineyle çeşitli sokaklarda güya inşaat çalışması yapıyormuş gibi vatandaşlarımızı oyalamışlar. Saatlerce iş makinesi seyrettirilmekten perişan olanlar var... Vandallık bu boyutlarda düşünün…
Bugün gidin bakın Gezi Parkı'na, oradakilerin istisnasız hepsi interrail yapmak istiyor. Bir kısmı Erasmus peşinde ortalama kasıyor… Tüm bunlara ilişkin dökümanlar elimizde. Buna rağmen daha hala olanların dış mihrakların oyunu olduğunu göremeyenler var... Hostelini ayırtmış adam, hostelini!”
“Dertleri ağaç değil”
Vatandaşlardan bir kısmının Başbakan’ın bu sözlerinin ardından galeyana gelerek İstanbul istikametine doğru koşmaya başlamaları üzerine alanda bir süre arbede yaşandı. Güvenlik güçleri, koşan vatandaşları yakalayarak miting alanına geri getirirlerken, Başbakan Erdoğan da “yahu bi sakin olun arkadaş, bunlara dersini sandıkta vereceğiz inşallah… Ayrıca Adana’dayız, nereye koşuyosun?” sözleriyle kalabalığı sakinleştirerek konuşmasına devam etti:
“Güya çevreci olan bu arkadaşlara biz dedik ki, Taksim'den sökeceğimiz her bir ağacın yerine Çatalca civarında belediyemizin tahsis edeceği bir araziye 10 tane fidan dikelim. Mesele Gezi Parkı’ysa oradaki ormanın adını da Gezi Parkı yaparız. Çatalca’ya bugün saat başı otobüs kalkıyor, orman havası almak isteyen atlasın gitsin. Ama yooook ona da hayır dediler. Görüyorsunuz bunların derdi ağaç mağaç değil değerli kardeşlerim. Bunların derdi tembellik. İlla şehrin ortasında ağaç olsun ben de yerimden kıpırdamayayım diyorlar. Açık konuşayım ben böyle uyuşuk nesil de istemiyorum…
Bir husus daha var onun da altını çizmek istiyorum. Hala diyorlar ki oraya AVM yapılacak. Biz ondan vazgeçtiğimizi zaten söyledik. Açık konuşayım oraya ne yapılacağı çok da önemli değil bu saatten sonra. Kışla olur, müze olur, öyle kaba inşaat bile olur. Yeter ki bir beton dikilsin, harç atılsın, mis gibi çimento kokusu gelsin. İşte ben artık bunun mücadelesini veriyorum sizler için. Bu kardeşinize bu yüzden saldırıyorlar…”
Son olarak polisin orantısız güç kullandığı yönündeki iddialara da değinen Erdoğan, “Biz onu zaten incelediğimizi söyledik… Ama polise de hak vermek lazım. Dış mihrak gelmiş senin içine kadar girmiş, İstanbul'un göbeğinde benim ağacıma sarılmış. Bundan daha orantısız bir güç var mı? Neyle ayıracaksın sen ağaca sarılmış insanı? Koala'yı, tembel hayvan'ı bekler gibi öylece bekleyecek miydik? Kusura bakmayın, buna müsade edemeyiz, kimse bizden bunu beklemesin” sözleriyle güvenlik güçlerine bir kez daha sahip çıktı.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından alkışlar ve tezahüratlar arasında miting otobüsüne girerken, vatandaşların yoğun ısrarı üzerine şiir okumak için tekrar otobüsün üzerindeki yerini aldı:
İman ile AVM'yi erttik bir potada
Hızımızı ne kesti, su mu bitti TOMA'da?
İç - dış bütün mihraklar, gelse de Master Yoda
Vallahi de dönmeyiz, vurulduk biz betona
Türbanlıyı dövdüler, camilerde içtiler
Tek partili dönemde ağaçları biçtiler
Batsın tüm dış mihraklar, faiz lobisi, eylemciler
Yaşasın Adnan Menderes, Turgut Özal, Mehmet Keçeciler!
Twitter baş belası, trending topic olduk
Facebook'ta videolar, like'a share'e hep doyduk
10 sene önce olsa hiç bunla uğraşmazdık
Hatasız kul olmaz, timing hatası yaptık
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et