Neo Osmanlıcılık Politikasından Beklediği Verimi Alamayan Dışişleri Bakanlığı Hedef Küçülttü: Neo Kayı Boyuculuk
Yaklaşık 11 yıldır sürdürülen ‘Yeni Osmanlıcılık’ politikasını son dönemde art arda gelen kötü sonuçların ardından tekrar gözden geçiren Dışişleri Bakanlığı'nda rota, Oğuzlar’ın Kayı Boyu’na çevrildi.
Uzun süreli değerlendirmelerin ardından her şeye en baştan başlamanın belki de en doğrusu olduğuna kanaat getirdiklerini açıklayan Bakanlık, bundan sonra uluslararası arenada Türkiye’nin yeni çizgisini 'Neo Kayı Boyuculuk' olarak belirlerken, strateji doğrultusunda ilk olarak sınırların Söğüt ve Domaniç'e kadar daraltılması hedefleniyor.
Dış politikada bir türlü tutmayan Neo Osmanlıcılık stratejisi nedeniyle son dönemde oldukça güç günler geçiren Dışişleri Bakanlığı, yeni vizyonunu bu sabah düzenlenen bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Bakanlık adına gazetecilerin karşısına geçen Stratejik Planlama Daire Başkanı Mithat Ömeren “Başarısız olduğu apaçık olan bir formülasyonda iddiacı olmak doğru değil arkadaşlar. Daha fazla - çok afedersiniz - şamaroğlanı olmanın alemi yok. Bundan sonra hedefi küçültüp adım adım ilerleyeceğiz. Önce Kayı Boyu'nu tekrar bi diriltelim, Allah kaza bela vermezse o kendi kendine büyür Osmanlı olur zaten. Daha önce olduysa neden yine olmasın değil mi?” sözleriyle konuşmasına başladı.
Sınırlar Söğüt ve Domaniç’e kaydırılacak
“Tabi şimdi Neo Kayı Boyuculuk’u başlatmak için aslında en güzeli şöyle komple Anadolu’dan bi çıkıp Malazgirte'ten geri girmek. Bir nevi restart etkisi yaratır bu ama günümüz koşullarında 70 küsür milyon nüfusla yapılması hayli zor. O nedenle ilk etapta ülke sınırlarını Söğüt ve Domaniç’e kadar çekip, ordan başlamaya karar verdik” diyen Ömeren, zamanında Osmanlı’yı kuranların izlediği yolu aşağı yukarı takip etmeyi hedeflediklerini belirtti. Bu kapsamda öncelikle Bursa’nın alınacağını; ardından İstanbul’un fethedilmesini öngördüklerini aktaran Ömeren, “Böyle böyle ilerleyelim diye düşünüyoruz bakalım. En geç 30-40 seneye hedefimize ulaşırız. İlkinde İstanbul’a kadar gelmek 150-200 sene sürmüş ama şimdi teknoloji geliştiği için süreç daha hızlı ilerlerler diye tahmin ediyoruz. Uçak var, tank var, ne bileyim Bizans yok… Bunlar hep bizim lehimize olan şeyler” dedi.
Yeniliklere açık bir strateji
Gazetecilerden gelen, yeni stratejinin bir tür hedef küçültme olup olmadığı sorusunu da yanıtlayan Ömeren, “Arkadaşlar hedef küçültmeyi öyle kötü bir şeymiş gibi görmeyin. Tık tık tık minik hedefleri hallede hallede gelicez. Bu bize bir takım yeni düzenlemeler yapma imkanı da verecek üstelik. Yani mesela Kütahya’yla Emet’in müspet bir katkısını gören var mı aranızda hiç? Yeri geldiğinde belki bu sefer almayız oraları, enerjimizi başka yere kanalize ederiz.” sözleriyle Neo Kayı Boyuculuk’un farklı gelişmelere de açık olduğunu vurguladı.
“Daha dibe vurmadık”
Son olarak Osmanlı’yı diriltme politikaları nedeniyle Türkiye’nin dış politikada dibe vurduğu iddialarına da değinen Ömeren “Önümüzdeki süreçte bu tip şeyleri söyleyenlere en güzel cevabı vereceğiz. Osmanlıcılık daha hiçbir şey. Neo Kayı Boyuculuk’la beraber en dibe nasıl vurulur cümle alem görecek inşallah. Şu kadarını söyliyim, stratejik derinliğimizin nerelere kadar indiğine siz bile şaşıracaksınız… Neyse 3-4 ay sonra yarı-beylik sistemini tartışır hale gelince anlarsınız zaten ne demek istediğimi” diyerek basın toplantısından ayrıldı.
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et