Türkiye'nin Batılı Anlamda İlk Yaz Aşkını Yaşayan Necmi Önzer (74), 4 Çocuk ve 7 Torunun Ardından İsyan Etti: "Hani kısa sürüyodu lan yaz aşkı?"
1957 yılında İstanbul Süreyya Plajı'nda başlayan ilişkisiyle Türkiye'nin batılı anlamda ilk yaz aşkını yaşayan Necmi Önzer (74), aradan geçen yılların ardından ilk kez konuştu. 56 yıllık eşi Müzeyyen Hanım’la tanıştıkları o yazı büyük bir hayal kırıklığıyla hatırlayan Önzer, “O dönem bana 'yaz aşkı kısa olur, biraz çıkar bırakırsın, tatil bitince unutulur' diyenlere sesleniyorum, Allah topunuzun belasını versin” sözleriyle tepkisini ortaya koyarken, yazın sonlarına doğru halen ilişkileri devam eden çiftlere de şöyle seslendi: “Yapmayın…”
“İnancımı yitirdim...”
Türkiye’nin ilk yaz aşkının kahramanlarından Necmi Önzer, 56 yıl süren sessizliğini bu öğlen saatlerinde düzenlediği basın toplantısıyla bozdu. “Müzeyyen Hanım’la olayımız o meşum yılın Haziran başı gibi başladı. Ağustos ortalarında nikah masasındayken hala yaz sürdüğü için sık sık kendimi telkin ettim. ‘Yok yav yaz aşkı bu Necmi, Eylül gelsin boşanılır, edilir, nedir yani’ derken Eylül'de de ilk gebelik haberini aldık…” diyen Önzer, aradan geçen 56 yıl, 4 çocuk ve 7 torunun ardından yaz aşkı kavramına olan inancını artık tamamen yitirdiğini ifade etti. Evliliği boyunca 3 defa intiharı deneyen Necmi Dede, şu an hayata Alzheimer sayesinde tutunmaya çalıştığını belirtirken, Turizm Bakanlığı'nı temsilen toplantıya katılan müsteşar Enes Kurumlu da evlilikle sonuçlanan yaz aşkları konusunda önemli uyarılarda bulundu.
Uzmanlar uyarıyor
3 tarafı denizlerle çevrili bir turizm ülkesi olan Türkiye'de yaz aşkı kavramının henüz tam olarak oturmadığına dikkat çeken Kurumlu, “Kaç defa anlatmaya çalıştık. Yaz aşkı dediğimiz şey tatil boyunca sürer, tatilden dönüldüğünde de 3-5 telefon konuşmasıyla falan zorla devam ettirilip en geç 1 ay içinde yavaş yavaş sönümlenir. Ancak bütün uyarılarımıza rağmen maalesef ülkemizde hala her 100 yaz aşkından 14'ü evlilikle sonuçlanıyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran ortalama % 2-3 civarındadır, onların da çoğu bir sonraki yazı görmez zaten” sözleriyle Türkiye'nin bu konuda kat etmesi gereken uzun bir yol olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin imajını lekeleyen bu tablonun ortadan kaldırılması için kıyı şeritleri başta olmak üzere denetimlerin sıkılaştırılacağını belirten Kurumlu, Bakanlık tarafından hazırlanan “2013 Yılı Yaz Aşklarında Son Durum” raporunu kamuoyuyla paylaştı. Rapor kapsamında incelenen ve neredeyse Eylül'e gelindiği geldiği halde hala bitmemiş olan kimi ilişkilerde son durum şöyle:
Rapordan çarpıcı satırlar
Onur Fidan(19) - Demet Akça(17): Ayvalık'taki yazlıklarında tanışan genç çift, ailelerinin bayram sonrası memleketlerine dönmeye karar vermesi ile şimdilik Ankara - İstanbul arasındaki ilişkilerine SMS ve Facebook yolu ile devam ediyor. İlişkideki en yakın hedef, Demet'in üniversite sınavını kazanıp ailesini de ikna ederek İstanbul'da bir yerlere yerleştirilmesi olarak görünüyor. Onur cephesinde ise; annesinin kabarık gelen telefon faturası, babasının telefonundan tırtıkladığı kontörlerin ortaya çıkması gibi durumlar, ailede küçük çaplı gerginliğe sebep oldu. Bir GSM firması sponsor olmadıkça, iki ayı çıkaramaz gibi görünüyor.
Canbars Oral (5) - Çisem Su Çelebi (4,5): Son olarak Canbars'ın Çisem'in saçını çekmesiyle birlikte aralarında ufak bir gerginlik yaşayan minik ikili, Çisem'in Canbars'ın yapmakta olduğu kumdan kaleyi tekmelemesiyle yeniden barıştı. Alaçatı gecelerinde ailelerinin denk geldiği durumlarda beraber dondurma yeme fırsatı yakalayarak gece hayatına da hızlı bir giriş yapan Canbars-Çisem çiftinin önündeki en büyük problem Çisem'in halen üstsüz denize giriyor oluşu. Bakalım minik Canbars, kıskançlığı bir kenara bırakabilecek mi? İstanbul'a dönüşte belki de aynı kreşe gönderilme ihtimalleri mevcut...
Berk Aslanyıl (27) - Büşra Kadurlu (22): Berk'in yıllık izninin bitmesi sebebiyle şimdilik Bodrum-İstanbul olarak idare eden ilişki aslında olacak gibi görünüyordu ancak son olarak Büşra'nın yazdığı "denizden geldim, duşa giricem şimdi :)" mesajına Berk'in "uu, duş mu... hani bakıyım?" şeklinde cevap vermesi Büşra'nın kafasında bazı soru işaretleri oluşmasına sebep oldu. "N'oldu ya" "Neden sustun" gibi mesajları da karşılıksız bırakan Büşra, şimdilik yakın arkadaşları ile Berk'in niyeti hakkında fikir alışverişinde bulunuyor.
Mehmet Aytufan (27) - Zeynep Babür (28): Yaz tatili için kalabalık güney sahilleri yerine bu kez hayallerindeki Doğu Karadeniz turuna çıktıklarında tanışan ikili, iklimin tam manasıyla yaz gibi hissettirmemesinden ötürü biraz buruk bir sonbahar aşkı yaşamaya başladılar. Karşılıklı şiir yazmaların, yağmurda beraber ıslanmanın ve buğulu gözlerle yayla manzarası seyretmenin ardından sabah kahvaltısında alışkın olmadıkları mıhlamayı fazla kaçıran Mustafa Aytufan'ın bu çiçeği burnunda ilişki için bir hayli ileri bir adım atarak alenen gaz çıkartmasıyla sekteye uğrayan ilişki, Zeynep Babür'ün "Ah, canım benim, çok ıslandık mideni üşüttün galiba...seni şapşal" deyip dememesine kalmış durumda
Mustafa Beler (22) - Seval Yumuş (21): Üniversite 4.sınıfa geçtikleri yazı Interrail yaparak değerlendirmek amacıyla Sirkeci'den yola çıkan ve Balkanlar'da gittikçe birbirine yakınlaşan çift, yolculuğun 2.haftasında İtalya'ya varışlarıyla beraber birbirlerinden uzaklaştı. Seval Yumuş'un son olarak "Kankam yaaa İtalyan erkekleri de taşmış hakkaten taş" demesinin ardından Mustafa Beler'in Amsterdam'da planladıkları müze ziyaretleri yerine alternatif mekanlara yönelmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Mehmet Tamar (32) – Fulya Dönerge (27): Almanya'da doğup büyüyen ve geleneksel olarak her tatilini Türkiye'de geçirmek isteyen Fulya'nın hayatının erkeğini bu sefer bulmuş olabileceğine dair inancı; Mehmet'in kapağı iyi kötü Almanya'ya atma fikri ile evlilik yolunda emin adımlarla ilerliyor. Şimdilik aradaki küçük pürüz ise, Mehmet'in nişanlısının evlendikten sonra beraber gitmek istemesi...
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et