TÜBİTAK, Herkesin Yalnızca Kendi Annesinin Yaptığı Aşureyi Beğenmesine Sebep Olan Kromozomu Buldu...
Türkiye’de her yıl Muharrem ayının gelişiyle birlikte başlayan tartışmalara, Tübitak son noktayı koydu. Sulu isteyeninden, sürekli koyu yiyenine, içinde kayısıya tahammül edemeyeninden karanfilsiz olmaz diyenine dek 2,700 denek üzerinde yürütülen çalışmalar sonucunda, herkesin yalnızca kendi annesinin yaptığı aşureyi sevmesine sebep olan kromozom tespit edildi. “Hiç birbirinizi yemeyin, olay tamamen genetikmiş arkadaşlar” açıklamasını yapan kurum, bir sonraki araştırma konusunu ise “Menemen soğanlı mı olur soğansız mı” olarak duyurdu.
Toplumu ayrıştırıyor
Türkiye’nin kanayan yaralarından olan bireysel aşure seçimi sorununa dair bugüne dek gerçekleştirilmiş en geniş kapsamlı araştırma Tübitak tarafından sonuçlandırıldı. Bugün basın mensuplarının karşısına geçen Tübitak Deneysel Araştırmalar Daire Başkanı Hulki Ertanır, “Valla aslında araştırma önce aşureyi neden seviyoruz sorusuyla başladı. Her ne kadar yerken kendimize itiraf etmesek de resmen kuru fasulyeyle nohutla tatlı yapıyoruz arkadaşlar” sözleriyle çıkış noktalarını özetledi.
Ortaya çıkan yiyeceğe de farklı tepkiler verdiğimizi kaydeden Ertanır “70 küsür milyon adam 70 küsur milyon farklı aşure talep ediyor resmen. Birinin bayıla bayıla yediğini, diğeri kapıdan verilir verilmez çöpe döküyor. Toplumumuzu bu denli ayrıştıran başka bir sebep inanın yok” diyerek, konunun ciddiyetine vurgu yaptı.
2,700 denekle çalışıldı
Yürütülen araştırma kapsamında 2,700 deneğe farklı aşureler tattırıldığını belirten Daire Başkanı, özellikle uygulama sürecinin son derece sancılı geçtiğini şu sözlerle aktardı: “Hayır oturup bütün gün aşure yiyecekler, bir de üzerine para veriyoruz. Her biri ayrı kapris yaptı arkadaşlar. Üşenmeden tek tek her tabaktaki kayısıyı inciri ayıklayan deneğimiz vardı. Neyse ondan artanları da bol incirli sevenlere iteledik, ziyan olmadı en azından… Gelen her aşureyi fazla sulu bulan bir başka deneğimizi ise daha fazla tahammül edemeyen görevlilerimiz katı aşureyle dövdü… O katılıktaki aşureyi belki de ileride inşaat malzemesi olarak kullanabiliriz. Bakalım üzerine çalışıcaz...”
“Aşure bir tercih değil”
Yürütülen çalışmanın, aşure seçiminin tamamen genetik olduğu sonucuna ulaştıklarını açıklayan Hulki Ertanır, aşure karşısındaki davranışlarımızın bilimsel olarak bir tercih değil bir yönelim olarak anılması gerektiğinin de altını çizdi.
Tübitak olarak uzun bir süre sonra ortaya bir şey koyabilmiş olmanın huzuru içinde olduklarını sözlerine ekleyen Daire Başkanı: “Bundan sonra da çalışmalarımız devam edecek. Önümüzde en az bunun kadar ciddi görevler duruyor. Acılı olan Adana mıydı yoksa Urfa mı? Menemen soğanlı mı olur, soğansız mı? Balığa limon sıkılır mı sıkılmaz mı? Bunlar gibi insanımızı birebir ilgilendiren konulardaki araştırmalar öncelikli hedefimiz olacak” diyerek gündemdeki diğer projeleri hakkında da bilgi verdi.
“Boş gönderin…”
Ertanır, toplantı sonunda basın mensuplarına jest olarak deneyden artan aşurelerden de dağıtırken, son olarak şunları kaydetti:
“Bunlar daha taze, yenir yani aklınıza bi şey gelmesin arkadaşlar ama çok rica edicem kapları getirin lütfen. Bilimsel malzeme, üzerime zimmetli hepsi. Ha bi de ‘Aman boş göndermek olmaz, ayıp olur’ diye düşünmeyin. Zaten aşure görmekten kusma noktasına geldik, bi de sizin annenizin saçma sapan aşuresiyle uğraşmayalım...”
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et