Erdoğan Tarafından Tehdit Edilen Can Dündar, Kendi Hayatını Anlatacağı Yeni Belgeselinin Çekimlerine Başladı...
MİT tırlarının silah taşıdığına dair görüntüleri yayınlayarak konuyu tekrar gündeme taşıyan Cumhuriyet Gazetesi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki gerilim ekrana taşınıyor. Erdoğan'ın ‘Bu haberi yapan bedelini ağır ödeyecek’ sözleriyle tehdit ettiği Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, kendi hayatını anlatan ve adı büyük ihtimalle 'Can Pazarı' olacak olan belgeseli önümüzdeki 2-3 gün daha gözaltına alınmadığı takdirde bitirmeyi planladığını açıkladı.
Çekimlerine 1 hafta önce başlandı
Konuyla ilgili olarak bugün düzenlediği basın toplantısıyla yeni belgeselinin müjdesini veren Can Dündar, hem kendi hayatını anlattığı hem de zamana karşı yarıştığı için bu kez oldukça zorlu bir sınavla karşı karşıya olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Başıma neler geleceğini tahmin ettiğim için zaten haberi yayına verir vermez belgeselin de çekimlerine başlamıştık. İlk başta kendi cep telefonumla selfie çeker gibi video çektim. Sonra daha profesyonel kayıtlar da aldık. Şu yanımda görmüş olduğunuz arkadaş 1 haftadır benimle dolanıp her anımı kameraya kaydediyor. Şimdilik her şey hazır, bugüne kadarki kısımların da kurgusu hemen hemen bitti gibi. İşte bugün soruşturma başladı, o kısımlar eklenir. Yarın gelip büromun polis tarafından aranması, gözaltına alınmam, mahkemede tutuklanmam falan. En son da arkada dramatik bir müzik eşliğinde vurucu bir sözle bitirir, hayırlısıyla tutuklandığım günün akşamı internete koyarız diye umuyorum. 2-3 günlük işi var aslında ama biraz da Terörle Mücadele'den gelecek arkadaşların zamanlamasına bağlı o kısım. Kısmet..."
Giriş metnini kendi sesinden okudu
Belgeselin isminin büyük ihtimalle "CAN pazarı" olacağını, ancak "Dündar'ın En Uzun Günü", "CAN'ımızı Yaktılar", "Mal'a Geleceğine Can'a Geldi", "Can'ım Sağolsun" ve biraz da ticari kaygılar gözetilerek "Sarı Zeybek-2" gibi isimlerin de hala değerlendirme aşamasında olduğunu belirten Dündar, belgeselin açılış metnini de canlı yayında seslendirdi:
"Telefonumun ekranında bilinmeyen numara yazısını gördüğümde arayanın kim olduğunu da anlamıştım. Numara bilinmese de Türkiye biliniyordu çünkü.... Soğukkanlılığımı yitirmeden 'Buyrun' diyerek açtım. Karşımda öfkeli bir ses vardı. Tanımıştım. Onun sesiydi... 'Maşasın!' diye bağırdı. Altta kalmamak için 'Maşa sana benzer!' dedim. 'Seni süründereceğim' dedi. Süründermezse adam değildi. Bunu ilettim kendisine. Bana 'Adresi ver oğlum geliyorum bi yere ayrılma sakın' diye bağrırken yanındakine de 'Yiğit nerden lan senin şu tabancalar' dediğini duydum. Durum bu kez ciddiydi. En uzun gecem beni bekliyordu..."
Sürpriz isim
Deneyimli gazeteci, dış ses kendisi olacağı için, izleyicinin kafası karışmasın diye belgeselde kendi konuştuğu yerleri başka birinin seslendireceğini söylerek izleyicilerine hoş da bir sürpriz yaptı. Israrlı sorulara rağmen Can Dündar'ı kimin seslendireceğini açıklamaktan kaçınan Can Dündar, basın toplantısına şu sözlerle son verdi:
"Müzikler için yine Fahir Atakoğlu ile çalışacağız, o kısım tamam. Şu an gazeteden polis nezaretinde çıkarılırken ne diye bağıracağım, ona karar vermeye çalışıyoruz. Esasen 'Dokunan yanar'ı düşünüyorum ben ama telif konusunda sıkıntılar çıktı. Onu aşabilirsek o şekilde bağırmak istiyorum. Ya da 'Dokunan hala yanmaktaydı...' gibi daha benim tarzımda bi şey de olabilir.. Bilmiyorum henüz. Bir de gönül istiyor ki böyle önemli bir belgeseli tamamen kendim yöneteyim ama maalesef götürülürken falan öyle bir şansım olmayacak. O yüzden buradan tüm meslektaşlarıma sesleniyorum: Arkadaşlar beni polis otosuna bindirirlerken lütfen güzel görüntü alın. Bakın böyle kamerayı elle tepede tutup sonra aracın kapısına zum yaparak... Ordan bi tık siyaha düşeriz... Bi açarız ben mahkemedeyim... Gibi mesela? Anlaştık mı?"
(sefaaabi Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et