Adalet Bakanlığı'ndan Basın Özgürlüğü Hamlesi: Gazeteciler Hangi Terör Örgütünden Yargılanacaklarına Kendileri Karar Verebilecekler...
Dün görülmeye başlanan Cumhuriyet Gazetesi davasıyla birlikte Türkiye'ye dönük basın özgürlüğü eleştirileri de tekrar gündeme gelirken Adalet Bakanlığı'ndan yeni bir düzenleme müjdesi geldi. Halen yargılanmakta olan ve bugün yarın yargılanacak olan tüm gazetecilere üye oldukları terör örgütünü kendileri belirleme imkanı getiren Bakanlık, aynı anda birden fazla örgüt seçilmesine de yeşil ışık yaktı.
Konuyla ilgili olarak bugün bir basın toplantısı düzenleyen çiçeği burnunda Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, son dönemde Türkiye ile ilgili olarak yurt dışında sıkça dile getirilen basın özgürlüğü eleştirilerine dikkat çekerek, bakanlığı döneminde bu eleştirileri asgari seviyeye çekme konusunda gereken adımları hızla ve kararlılıkla atacaklarını ifade etti.
Eleştiriler dikkate alındı
"Bakın bir değil, iki değil. Bu kadar insan bir şey söylüyorsa bir bildikleri vardır heralde. O zaman bizim de kendimize şöyle bir bakıp, yanlış bir şey yapıyor muyum diye bir sorgulama içine girmemiz gerekir" diyen Bakan Gül, bu doğrultuda pilot uygulama olarak seçilen Cumhuriyet Gazetesi davasında sanıklara çeşitli kolaylıklar sağlandığını dile getirdi.
Hazırlanan iddianemede Cumhuriyet çalışanlarına FETÖ ve PKK üyesi olma arasında iki seçenek sunulduğunu hatırlatan Gül, şöyle devam etti:
"Şu an zaten bu ikisi arasında kimsenin tesiri ya da baskısı altında kalmadan özgürce seçim yapabiliyorlar. Hatta dileyen mesela ben hem PKK'ya hem FETÖ'ye üyelikten yargılanmak istiyorum derse ona da imkan sağlıyoruz. Ama yine de iki örgüt olması basın özgürlüğü konusunda kısıtlayıcı bir durum ortaya çıkarmış olabilir. O noktada eleştirilerde bir haklılık payı var. Kendi içimizde yapığımız istişarelerde de 'Lan nasılsa bu adamları içeri atmayacak mıyız? Hangi örgüt olmuş ne fark eder?' sonucuna vardığımız için artık bu kısıtlamayı kaldırıyoruz. Bundan böyle Cumhuriyet Gazetesi davasındakiler başta olmak üzere tüm gazeteciler hangi terör örgütünden yargılanacaklarına kendileri karar verecekler. FETÖ mü diyor? FETÖ. Tamil Gerillaları mı istiyor? Hay hay. IRA? Neden olmasın? Tamil-IŞİD-YPG-DHKPC kombini? Başımızla birlikte... Hatta dileyen yeni bir örgüt uydurup ona üye olduğunu da söyleyebilir. O noktada yaratıcılığı da serbest bırakıyoruz. Böyle basın özgürlüğünü de dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız, onu da söyleyeyim..."
Ajanlık opsiyonu da gündemde
Bakan Gül, uygulamanın bir sonraki aşamasında gazetecilere sadece terör örgütü değil aynı zamanda yabancı istihbarat örgütüne üye olma ve ajanlık opsiyonunu da getireceklerini ifade etti.
"Orada bazı sıkıntılar var onu aşmaya çalışıyoruz. Şimdi mesela adam dese ki ben Rus istihbaratına çalışıyorum, o noktada bizim önce bi bakmamız lazım o ara Rusya ile aramız nasıl diye. Kötüyse tamam ama şimdi olduğu gibi iyiyse sıkıntı var. Alman istihbaratındanım diyor mesela. Şimdi iyi ama yarın bir gün Almanya yaptırımları artırır biz de özür mözür dileyip aramızı düzeltmeye çalışırsak nolacak? Velhası o işler biraz karışık" diyen Gül, ajanlık suçlamalarının bir süre daha twitter'daki troller üzerinden yürütülmesinin daha sağlıklı olacağını ifade etti.
Açıklamaların ardından basın toplantısının soru-cevap bölümüne geçildi. Yaklaşık 5 dakikalık bir sessizliğin ardından ilk soru Yeni Şafak muhabirinden gelirken, "Efendim sizinle ilgili haberlerde sürekli Abdullah Gül yazasım geliyor benim, öyle bi yanlışlık olursa çok kızmasınız di mi?" sorusunu Bakan Abdulhamit Gül'ün "Kızarım" şeklinde yanıtlamasıyla basın toplantısı sona erdi.
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et