Vizyonda Bu Hafta: Grinin 50 Tonu, Uzun Adam'ın 40 Türküsü (40'ı da paralel üstüne)...
Bir adet Sevgililer Günü'nü içinde barındıran vizyon haftasıyla karşı karşıyayız değerli okurlar. Bu mübarek gün öncesinde "yolu sevgiden geçmeyen" hiçbir filmi vizyona sokmazlar diyorduk ama araya birtakım sevgisiz şeyler de koymuşlar. Yine de aşk, şehvet ve ayrılık temaları mevcut: Cemaat ve AKP'nin ateşli ayrılığına dair duygusal komplo Kod Adı: K.O.Z, "Yemişim romantikliğini, kırbaçımı verin sevişeceğim" temalı Grinin Elli Tonu ve romantikliği isminden belli Seni Seviyorum Rio...
Son olarak: Sevgi neydi? Sevgi emekti... Üşenmedik 6000 küsür vuruş yazı yazdık, okuyun lan o zaman!
Grinin Elli Tonu (Fifty Shades of Grey) - Grey kamçısı geldi! Sevgililer Günü'ne özel olarak, sadece 89.95'e zaytung store'da!
Edebiyat son sınıf öğrencisi bakire (bu devirde?) Anastasia Steele; genç, yakışıklı ama en önemlisi helikopterli bir iş adamı Christian Grey ile röportaj yaparken olanlar olur. Bizim züppe çocuğun kırmadığı ceviz yoktur, kendisi fanatik bir BDSM (bir çeşit ekstrem spor) tutkunudur ve Anastasia'yı tavlar tavlamaz şiddetli fantezilerine alet eder. Şimdi böyle okuyup fragmanı izleyince de beyazperde acayip şeyler göreceğiz zannettik tabii. Bir "Sodom'un 120 günü", bir "gorgeous innocent brunette goes wild", hadi onlar olmadı Aydemir Akbaş-Bülent Kayabaş ayarında bir yerli erotik etkisi verse de yeterdi. Ama beklentileri karşılayamadı maalesef. En fazla popoya iki şaplak, azcık ucundan da kamçı-kemer. Napalım, olduğu kadar artık...
-Şimdi senin kafanda iki soru var: BDSM nedir? Nasıl yapılır?
Ortam meleği: Korkusuzca BDSM'den bahset ortamlarda. "Aranızda BDSM'yi Bankacılık Denetleme ve Soruşturma Müdürlüğü zannedenler varmış" diye gevrek gevrek gül. Sonra "bondage" de, "dominance" de, "sado mazo" de... Hem konuya direkt sevişmeden girersen klasik müzikle, yeraltı edebiyatıyla, Tarkovski'yle cebelleşmene gerek kalmaz sonuç almak için...
Puan: 66 şaplak cezası
Kod Adı: K.O.Z. - Başkanlık için 400 salon lazım
Kurtlar Vadisi baydı, Reaksiyon dizisi tutmadı, "Ulan bu Şefkat Tepe neden bu kadar çok izleniyor?" derken beyazperdeye sardı iktidar partimiz. "Abiler-ablalar" akımına tepki olarak doğan filmde Fethullah Gülen bir 'Darth Vader'mışçasına her kötülüğün altından çıkarken, RTE de bir Robin Williams karakteri kadar naif.
Neyse sonuçta propaganda filmi, sinematografik açıdan deli beklentiler içinde değiliz ama insan bi' ustalarına bakıp ilham almaz mı anam? "Vayy be Mussolini propaganda yapmak için üşenmemiş sinema enstitüleri kurdurmuş", "Oha, Hitler ne kaliteli filmler çektirmiş" diye bi' araştırmadın mı?! İsminde "paralel" geçiyor diye paralel kurgudan bile uzak durmuşsun, nasıl iki çift sinema konuşacağız seninle?
- Hakan! Ayakkabılar! Ayakkabıları çalmışlar!
- Lanet olası paraleller!
Filmin başında "İzleyeceklerinizin gerçek kişi-kurumlarla alakası yoktur" diye uyarılıyoruz. Gerçek kişi-kurumlarla alakası olmasın diye de Zaman gazetesine Gelecek, Turkcell'e Tellcell, Hakan Fidan'a Altan Çınar (eski fidanlar çınar oldu) diyorlar. Her şeyin arkasında ABD ve İsrail'i görmeye alışmış bizler için kocaman da bir sürpriz yapıyorlar ve işin içinden İngiltere çıkıyor. Süper yumuşakbaşlı liderimize oyunlar oynayan asıl güç İngiliz istihbarat kuruluşu MI6 imiş meğersem ("em ay siks" demek ne kadar havalı).. Bunun dışında gerisi klişe, milli komplo teorimiz "ASELSAN mühendisi suikasti" falan filan...
Spoiler Alert: Süper yumuşakbaşlıya namaz çıkışı sniperlı pusu kuruyorlar. En heyecanlı yerinde film bitiyor. İkinci filmde Yavuz Bingöl, Tuğçe Kazaz, Sinan Çetin'den oluşan bir koruma ekibinin sniperlıyı saçma sapan açıklamalarla oyalayıp başbakanı kurtarması düşünülüyormuş.
Puan: 09 (Aslında 90'dı ama büyük oyun oynadılar, her şey ters yüz oldu)
Seni Seviyorum Rio (Rio, Eu Te Amo) - Rio'yu babam da sever...
"Paris, I Love You", "New York, I Love You" diye önüne gelen her şehire sulanan "I Love You" filmleri serisinde sıra, Brezilya'nın eşsiz şehri Rio De Janerio'ya geldi. Yine farklı ülkelerden ve farklı tarzlardan yönetmenlerin kısa kısa çektiklerini birleştirmişler, bir nevi Ahmet Kaya şarkıları okuyan ünlü şarkıcı albümü gibi. Neyse, şöyle çok kısa bir değerlendirme yaparsak: Paris versiyonu süperdi, New Yorklu olan eh işteydi, Rio da Sevgililer Günü'nde güzel gidiyor, birkaçı baya sağlam. İstanbul'a da bekleriz kendilerini. Kanal D'nin televizyondan internete taşıdığı Ulan İstanbul ekibine de arabesk şarkılı parodi klip yaptırırız...
Sevgilim beğenir mi? Beğenirse nerelerini?
Dağları denize dik uzanan Rio'nun müthiş güzelliği, Brezilya'nın sütlü çikolatalı, karamel tenli güzel insanları... Bir de ana görselimize taşıdığımız çiftin danslarından oluşan bölüm müthiş, boşuna koymadık o fotoğrafı. Gaza gelip bir bale kursuna gidebilir, beceremeseniz de iki romantik an yaşar, birbirinizin üstüne yuvarlanırsınız falan...
Puan: Kalp şeklinde bir 70
Unutma Beni (Still Alice) - Unutma, unutulanlar unutanları unut... Neydi ya?
Not Defteri'nden Bir Ayrılık'a, Kabadayı'dan Unutursam Fısılda'ya kadar filmlere çokça malzeme edilen Alzheimer olayından yürümüşler. "Erken yaşta Alzheimer olma geni" taşıdığı için 50 yaşında bildiklerini unutmaya başlayan dilbilimci rolündeki Jullianne Moore götürmüş filmi. Kendisi Altın Küre ve BAFTA'da En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini topladı ve Oscar'a da göz kırptı (Ödül toplayarak göz kırpma hareketiyle Oscar'ı haketti zaten). Bu kadar çok ödül alması normal değil ama, "Hayırsız evlatlarının ve kocasının bakmadığı mağdur kadın"ı oynayan ablamıza üzülüp basmışlar ödülü gibi. Her Şeyin Teorisi'nde Stephen Hawking'i oynayan Eddie Redmayne'e de "felçli biliminsanı oynuyor" diye En İyi Erkek'leri verdiler çünkü aynı törenlerde. Çok yufka yürekli, gani gönüllü galiba bu ödülcüler!
- N'apacaktık şimdi bu alt dudağı?
Puan: Sonu 5 ama başını unuttum.
Eveet, "Daha daha neler var?" derseniz: "Korkuturken ağlatmayı" hedefleyen yerli korku Katran, daha önce 980 kez çekilmiş "şehre giden köylü kardeş" konulu Yav He He, "komikli 80 darbesi" türünün son örneği Netekim Karakolu, varoluşsal sorgulama yaptığı için Şişli'de sadece bir salona hapsedilen İçimdeki Balık... Son film biraz iyi, diğerlerine gitmek isteyen gidebilir ama biletin iadesi yok ona göre...
- BİTTİ (Sevgililer Gününü de atlattık. Hepimize geçmiş olsun) -
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et