Zaytung.Com
Zaytung
Uzun uzun yaz

Uluslararası İlişkiler'de 2. Sezon (Spoiler: 3. Dünya savaşı gene çıkmadı): THE DIPLOMAT

FOTOHABER

Altın kaçakçılığıyla ilgili haber yapmanın altın kaçakçılığı yapmaktan daha tehlikeli olduğu Türkiye'de, sırtını iktidara dayamadığı için namusuyla para kazanmak zorunda olan milyonlar mecburen bu sabah da kalkıp işe gitti...

Devlet Bahçeli'den yeni çağrı: ''PPK lideri gelsin konuşsun, faizleri indirdiğini ilan etsin...''

''Biraz da Amerika'nın Sapığına Dertleneyim'' Diyenler İçin: A’dan Z’ye Puff Diddy Dosyası

Çorum Valiliği: ''Olaya 2 Suriyeli eksildi olarak bakıyoruz...''

KOÇ (21 Mart - 20 Nisan)

Süleyman Soylu'nun oh çektiği videolara telif atmasının ardından zam haberlerine üzülmek zorunda kalacağınız bir döneme giriyorsunuz... devam...

Belediyenin Almanya’ya eğitime gönderdiği 45 kişiden 43'ü geri dönmedi...

"Aslında dönecekler ama orada kurulu düzenleri var. Yoksa vatanımız cennet..."

Olimpiyat Oyunları için Paris'e Giden Milli Takım Kafilesi, Kaldıkları Otelin Yemek Dağıtım (Catering) İhalesini Alarak İlk Başarıya İmza Attı...

2024 Yaz Olimpiyatları için Paris'te bulunan Milli Takım kafilesi, kaldıkları 5 yıldızlı otelin yemek dağıtım (catering) ihalesini alarak henüz turnuvanın ilk gününde önemli bir başarıya imza attı... devamı...

Sağlık Bakanlığı, Yenidoğan Çetesi Yüzünden Kurumların Yıpratılmasından Şikayetçi: ''SGK'yı soyarken kimseyi öldürmemeye özen gösteren hastanelerimiz de var...''

Türkiye gündemini sarsan Yenidoğan Çetesi skandalının ilk duruşması Bakırköy Adliyesi'nde görülmeye başlanırken, Sağlık Bakanlığı da yaptığı bir açıklamayla bu tarz münferit olayların bütün bir sağlık sistemine mal edilmemesi gerektiğine dikkat çekti... devamı...

Meteoroloji'den Kritik Uyarı: İstifanın İyi Bir Fikir Olduğuna İkna Edecek Soğuk Hava Kütlesi Edirne'den Yurda Girdi...

Meteroloji Genel Müdürlüğü, Balkanlar'dan gelen "sabah servis ve toplu taşıma beklerken istifa ettiren" soğuklarının Edirne'den yurda girdiğini ve akşam saatlerinden itibaren başta Marmara, Ege'nin kıyı ve iç kesimleri, Batı Karadeniz ve İç Anadolu olmak üzere tüm Türkiye'yi etkisi altına alacağını duyurdu. devamı...

Uluslararası İlişkiler'de 2. Sezon (Spoiler: 3. Dünya savaşı gene çıkmadı): THE DIPLOMAT

The Diplomat, ülkeler arasındaki kırılgan diplomatik ilişkileri bolca ayak oyunu, biraz cinsel gerilim ve azıcık da evlilik draması ile bir araya getiriyor. devamı...

Popo, Kan, Popo ve Daha Çok Kan: The Substance

Son yılların kuşkusuz en ilginç filmlerinden biri The Substance, yalnızca Demi Moore’un geri dönüşü ile değil rahatsız edici sahneleriyle de gündemde.
devamı...

Joker Fiyaskosundan Sonra İlaç Niyetine: Batman'ın Ekmeğini Hakkıyla Yiyen Colin Farrel'lı The Penguin

Tüm zamanların en ikonik karakterlerinden biri olan Penguin, Colin Farrell'ın mükemmel performansı ile bu kez dizi formunda ve tarih yazıyor.
devamı...

Önümüzdeki 2-3 Ayı Battaniye Altında Ekrana Bakarak Geçirmeyi Planlayanlar İçin: 10 + 4 Dizilik Dev Liste...

Evde geçen hafta sonlarında, yalnız gecelerde veya chill akşamlarında maraton izleme için 10 + 4 bonusluk listemizle hizmetinizdeyiz. E mısırı da siz patlatırsınız artık bi zahmet...
devamı...

Japonya’nın Taht Oyunları 18 Emmy Ödülüyle Tarih Yazıyor: Shogun

18 Emmy Ödülü ile rekora imza atan ve televizyon için de artık güneşin doğudan doğduğunu ispat eden Shogun, bir FX projesi.
devamı...

Bir Düğün, Bir Cinayet, Bolca Zenginlik, Biraz Ada Havası ve Bir Tutam Kara Mizah: The Perfect Couple

Klasik düğün romantizmi ile başlayan hikayesini, cinayet ile soslayan The Perfect Couple, tuhaf karakterleri ve mizahı ile 6 bölümü sıkılmadan izletiyor.
devamı...

Sonbahar Moduna Sinemada Bir Gerilim Filmiyle Girmek İsteyenler İçin: Blink Twice

Gerilimseverlere kalp çarpıntıları armağan eden Blink Twice, seyirciden gördüğü ilgi ile kulaktan kulağa yayılıyor. Film, özgünlük tartışması yaratsa da, cazibesi göz ardı edilemiyor.
devamı...

Mad Men’den Sınıfta Kalanlar için 60’lar Bütünleme Sınavı: Lady in The Lake

İki kadının kesişen hikayesini 60'lara dair tonla mesajla izleyiciye sunan Lady in the Lake'in başrollerinde Natalie Portman ve Moses Ingram var.
devamı...

Halı, Kilim, Travel, Sex: La Pasion Turca

Farklı milletlerden iki insan evladının yurt topraklarını geze geze seviştiği bir dizi ile geldik. Adeta “gel bir burada şaaapalım” tadında sahnelerle dolu: La Pasion Turca.
devamı...

Tenisin Kusursuz Kralına Kusurlu Bir Saygı Duruşu: Federer

Roger Federer’den ve Amazon Prime ekranlarında izleyicilerle buluşan belgeseli Federer yayında. Efsane sporcuyu vitrin mankeni gibi göstermesi dışında sorun yok.
devamı...

Bayram Tatilini Paralel Evrende Geçirmek İsteyenler İçin: Dark Matter

“Oooo paralel evren mi alırım bir dal” diyenlerin bayram tatilinde oyalanacağı o dizi geldi. Kısa sürede dünyada yankı uyandıran Dark Matter, odağımızda.
devamı...

Hazır Yunanistan Demişken: Maestro in Blue

Paksu adasında geçen Ada ve Maestro, romantizmi suç ve gizem ile birleştirip heyecan veriyor. 2 sezonu ile Netflix'te.
devamı...

Stalk Sanatı, Sinema Sanatıyla Buluşurken: Searching & Missing

2018 ve 2023 yapımı iki film bilgisayar ekranına sığdırdığı polisiye hikayeler ile stalk sanatını sinema ile buluşturmayı başardı. Searching ve Missing kardeşleri kesinlikle izlemeden geçmeyin...
devamı...

Alpler'de Heidi Gibi Sekeyim Derken Hayatı Kayanlar: Anatomy of a Fall

Köpek Messi desem hatırlayacağınız Anatomy of a Fall sonunda Türkiye'de de yayına girdi. Nefes kesici suç filmi aslında bir evliliğin otopsisi...
devamı...

Bu Sene de İyi Uzay Yaptı: Constellation

Dünya çapında ses yaratan ve yankıları ülkemizde de duyulan Constellation, ilk bölümleri ile hayranlık uyandırsa da sonu hüsran.
devamı...

400 Yıl Sonra Gelecek Uzaylının Derdi Bizi Niye Gerdi? 3 Cisim Problemi

Netflix’teki ucuz film ve dizilerden gına gelen, platforma tövbe etmenin eşiğinde olan izleyiciye son umut 3 Cisim Problemi…
devamı...

Succession’ın Yaratıcılarından Kate Winslet’lı Bir Diktatör Hikayesi: The Regime

Yeni HBO dizisi The Regime, başrolündeki Kate Winslet ve The Menu ve Succession ile başarısını tescilleyen Will Tracy ile dikkatleri üzerine çekiyor.
devamı...

2024 Oscar Ödülleri için Son Tahminler: Oppenheimer Fırtınası Kapıda!

96. Oscar Ödülleri, 10 Mart 2024 gecesi görkemli bir törenle sahiplerini bulacak. Küçük altın adamcıkları bu yıl kimlerin elinde göreceğiz? İşte tahminler...
devamı...

Çöl Gezegeni’nde Solucanlar Yeniden Dağıtılıyor: Dune - Part 2

Frank Herbert'in efsanevi eserinden uyarlanan, sepya renge boyanmış çöl gezegeni macerasının ikinci bölümü geldi.
devamı...

Dream Whilst Black'ten Cristobal Balenciaga'ya... Henüz Dile Düşmemiş 6 Süper Dizi

Her yerde aynı dizilerden bahsedilmesinden sıkıldıysanız yeni ancak biraz gölgede kalmış önerilerimiz sizlerle. İşte nefis underrated diziler:
devamı...

11 Dalda Oscar Adayı Zavallılar: Poor Things

Yorgos Lanthimos'un en müstehcen ve en iyi filmi Poor Things, Oscar heykelciğine adeta koşuyor. Şimdi Türkiye'de vizyonda!
devamı...

''Yaz Gelsin Artık'' Dedirten Bir Film Ekle: Kar Kardeşliği

İnsanlığın acizliğini hatırlamak isterseniz size bir film önerimiz var. Kar Kardeşliği, Society of the Snow Netflix’te.
devamı...

Tanışma Uygulamasından Gelen Bildirimle Mesih Olmak: KÜBRA

Afşin Kum'un kitabından uyarlanan Kübra, kitabından epey farklı. İzlenir ama siz bir de kitabını görün...
devamı...

Bir Oturuşta 8 Bölüm İzledikten Sonra Devrilip Uyuma Dizisi: Beni Kandıramazsın

Harlan Coben’in haklarını Netflix’e devrettiği 83822142828 kitabından birinin uyarlaması olan Beni Kandıramazsın, gerilimi zirveye taşıyor.
devamı...

Kızıl Kardeşlerin RTÜK ile Mücadelesinde İkinci Round: Kızıl Goncalar

Kızılcık Şerbeti'nden sonra yeni gündemimiz Kızıl Goncalar. Tarikat sahneleri ile gündeme oturan Kızıl Goncalar tartışmasını kaçırdıysanız üzülmeyin.
devamı...

Ethan Hawke, Julia Roberts, Mr Robot ve Bir Sürü Geyik: Dünyayı Ardında Bırak

Küresel bir elektrik kesintisi nedeniyle başlayan felaketleri konu alan Dünyayı Ardında Bırak Netflix'te.
devamı...

Beyoğlu’nun En Güzel Katili Geri Döndü: Şahsiyet II. Fasıl

Haluk Bilginer'in adeta şov yaptığı Şahsiyet, 5 yıl aradan sonra geri döndü. Hem de ne dönüş...
devamı...

Yağmurda Eve Gömülme Keyfi İçin 1 Dizi, 1 Belgesel, Yetmezse 1 de Film: Therapy, Robbie Williams ve Nyad

Gelin az biraz dopamin salgılamaya destek verecek dizi/filmlerle gelin şu bulutları bir dağıtalım
devamı...

Cinayet, Zamanda Yolculuk, Kuantum, Bomba, Sevildiğini Bil: Bodies

Karman çorman zaman akışları içinde kaybolmanızı sağlayarak beyninizi yakacak bir dizi ile geldik: Bodies.
devamı...

Edgar Allan Poe, Cadılar Bayramınızı Enişten Dilekleriyle Kutlar: Usher Evi’nin Çöküşü

Cadılar Bayramı’na beş kala keyifli bir korku dizisi izlemek isterseniz "Usher Evi’nin Çöküşü" aradığınız şey olabilir. Edgar Allan Poe’nun kısa hikayelerinden Mike Flanagan imzasıyla uyarlanan dizi, 90’ların meşhur deyimi ile adeta bir korku potporisi…
devamı...

Bir Cem Yılmaz Filmi Olmayan Bir Cem Yılmaz Filmi: Do Not Disturb

“Cem Yılmaz’ın yeni filmi” Do Not Disturb Netflix’te geçtiğimiz hafta yayınlandı.
devamı...

3 Saat 17 Dakika'lık İleri Seviye Nuri Bilge Ceylan Sınavı: Kuru Otlar Üstüne...

Nuri Bilge Ceylan’ın en yenisi Kuru Otlar Üstüne, beyazperdede yerini aldı. 3 saat 17 dakika ilk bakışta ürkütse de; sınavı veren NBC, sabrı da veriyor…
devamı...

Tokyo, Kara Melek Olarak Geri Döndü: Yanık Kokusu

La Casa De Papel’in ikonik karakteri Tokyo’ya hayat veren Ursula Corbero, yeni dizisi Yanık Kokusu ile Netflix’e döndü.
devamı...

''Selvi Boylum Al Yazmalım''ın Güney Korecesi: Past Lives

Celine Song’un ilk uzun metrajlı filmi olan A24 yapımcılığında izleyiciye sunulan Past Lives, sadeliğinden aldığı güçle izleyiciyi hayran bırakıyor.
devamı...

Distopya'da Yaşamaktan Sıkılıp Biraz da Uzaktan İzlemek İsteyenlere: Silo

Dünyanın gitgide distopyalara daha çok benzediği günümüzde, geleceğin merakı mı, hale şükretme arzusu mu bizleri dürtükleyen her neyse, şimdi de Silo ile uyanıyor.
devamı...

Kan Revan İçindeyim Yarimin Peşindeyim: Kemikler ve Her Şey

Aşkın en kanlı halini beyazperdeye taşıyan Kemikler ve Her Şey, şimdi Amazon Prime Video seçkisinde…
devamı...

Adana’nın Portakal Savaşları: Magarsus

Blu TV’nin ses getirmesi muhtemel dizisi Magarsus ilk 2 bölümü ile izleyiciyle tanıştı.
devamı...

Amerika’nın Kızılcık Şerbeti: Little Fires Everywhere

Little Fires Everywhere kültür farkının getirdiği çatışmaları ve aile olmanın ıstırabını anlatışıyla ise Kızılcık Şerbeti’nie göz kırpıyor.
devamı...

Afrika Sıcaklarını ve Ekonomisi Çökmüş Bir Ülkede Can ve Mal Güvenliğiniz Olmadan Yaşamaya Çalıştığınızı Yarım Saat Kadar Unutturacak 10 Komedi Dizisi...

Yazın hakkını vermek isteyenlere, neşe dolu birkaç gün vadeden komedi dizisi önerilerimiz var:
devamı...

Barbie Bombardımanına Karşı Nükleer Sığınak: Oppenheimer

Sinemada izlemeniz gereken yılın en iyi filmlerinden biri Oppenheimer, Barbie’nin oynamadığı tüm salonlarda gösterimde.
devamı...

HBO, The Weeknd ve En Nihayetinde Hezimet: The Idol...

Sükse yaratarak başlayan, kötü devam eden ve berbat bir yerli dizi gibi biten The Idol, HBO’nun uzun zamandır gördüğümüz en büyük hayal kırıklıklarından biri.
devamı...

Kimler Gelemedi, Kimler Geçemedi: LGBTİ+ Karakterlerin Yerli Ekranlarda Tutunma Mücadelesi...

Görünürlüğün her geçen gün daha sorunsallaştırılan LGBTİ+ karakterlerin sinema, televizyon ve dijital mecralardaki bir görünüp bir kaybolma, varken yok olma, varlığını o kadar da belli etmeme tarihini sizler için derledik...
devamı...

Artık Sen de Herkes Gibisin: Black Mirror 6. Sezon...

6. sezonuyla geri dönen Black Mirror'ın eski halinden pek eser yok. 5 bölümü ekrana gelen dizinin izleyicileri yas ilan etmekte haklı.
devamı...

VR Gözlüğüyle Zamanı Büken Fransızlar: Vortex

Zaman kırılması, aşk, entrika, polisiye ne ararsanız var. Vortex sizi sürükleyici bir maceraya çağırıyor.
devamı...

Umutsuz TC İzleyicisi Arasında Dip Dalga Olarak Yükselen Bir Fenomen: GİBİ

İlk sezonuyla ufak ufak filizlenen başarı ikinci sezonda zirveye ulaşırken, 3. ve 4. sezonda da zirvedeki yalnızlığını korudu. Yalnızlık diyorum zira, Gibi kadar fenomenleşen bir yerli komedi dizisi daha eşzamanlı olarak herhangi bir mecrada mevcut değil. Exxen’in en sevilen dizisi olan Gibi, başarısı ile platformunun da amiral gemisi.
devamı...

''TC simülasyonu kastı, biraz da Kore'nin vasat distopyasına bakayım'' Diyenlere: Black Knight

Black Knight, sıradan olay örgüsü ve alışıldık karakterlerine rağmen izleniyor. Netflix'in Kore distopyasını inceledik.
devamı...

Ergen Fangirl'lükten Profesyonel Seri Katilliğe Uzanan Bir Kariyer Öyküsü: Swarm

Swarm ortalama 30 dakikalık bölümleri, gerçekle kurgu arasında gidip gelen ilginç hikayesi ile ilgi uyandıran, vakit geçirmelik bir alternatif.
devamı...

''Seçime kadar gündemden uzak kalayım da delirmeyeyim” Arayışında Sizi Pişman Etmeyecek Diziler ve Efsane Bölümleri...

“Yeni dizi izlersem ve kötü çıkarsa” geriliminden yılmış herkes için klasiklerden seçki hazırladık.
devamı...

Bayramda Yapacak Daha İyi Bir İşiniz Yoksa (ki yok): 3 Günde Bitecek Dizi Önerileri

İşte hepsi henüz 1. sezonu ile sizlerle olan 2-3 günde bitirilecek, 2022-2023 yapımı seriler listemiz...
devamı...

Hayatına Anlam Katacak Düşmanı, Trafikte Yol Kavgasından Bulmak: Beef

Kara komedi sevenler toplanın, son yıllarda izlediğimiz en heyecan verici dizi Netflix’te. Beef, sıradanlıktan aldığı güç ile “yoldan çıkma hakkını” kullanıyor.
devamı...

İran Yasakladıysa Kesin İyidir: Leyla’nın Kardeşleri

İran sinemasının son günlerde tüm spotları üzerinde toplayan filmi Leyla’nın Kardeşleri (Baradaran-e Leila), sonunda MUBİ’ye geldi.
devamı...

Rating'lerin Yeni Gözdesi, RTÜK'ün Giderayak Son Derdi: Kızılcık Şerbeti

Herkesin konuştuğu dizi Kızılcık Şerbeti'nde ne oluyor merak edenler için hızlandırılmış ders hazırladık. İşte Kızılcık Şerbetinin zaferinin ayak izleri.
devamı...

Gündeme Kısa Bir Akıl Sağlığını Koruma Arası: Oscar 2023, Adaylar ve Kısmetse En Az Biri Tutacak Tahminlerimiz...

12 Mart Pazar gecesi sahiplerini bulacak Oscar heykelcikleri için evrensel bahisler açıldı.
devamı...

11 Dalda Oscar Adayı, Roller Coaster Gibi Film: Her Şey Her Yerde Aynı Anda

Her Şey Her Yerde Aynı Anda, “tuhaf” formuyla izleyene yeni bir serüven vadediyor.
devamı...

Yerli Twilight Şahmaran: Çıngıraklı Yılan Çıktı Sevdiğim...

Aylardır merakla beklenen Şahmaran, Netflix’e geldi. Alacakaranlık serisi ile benzerlik taşıyan dizi kült olmaktan epey uzak.
devamı...

İşte Instagram'ı Çocukluk Tatil Fotoğraflarına Boğan O Film: Aftersun

Charlotte Wells'in ilk uzun metrajlı filmi olan Aftersun’ı Frankie Corio ve Paul Mescal’ın iz bırakan oyunculuğu ile izlemek isterseniz MUBİ’de.
devamı...

Bir Yandan Ucuz Süt Bulmaya Çalışırken Öbür Yandan Gözümüze Takılanlar: 2022 Ekran Raporu...

Yılın Z raporunu alarak sizlere de “çok şükür bu günler de geçti” tesellisi vermek üzere hazırız. İşte 2022'nin geniş özeti...
devamı...

Kültür Bakanlığı'nın ''Geri verin lan paramızı'' Ödülüne Layık Gördüğü Bir Başyapıt: Kurak Günler

Son yılların en iyi yerli filmi denilen, bol ödüllü Kurak Günler 9 Aralık itibarıyla vizyonda...
devamı...

Artık Bizim de Bir Distopik Bilim Kurgu Dizimiz Var (Çok ihtiyacımız varmışçasına): Sıcak Kafa

Netflix’in uzun zamandır beklenen “Made in Turkey distopya”sı Sıcak Kafa sonunda geldi. Dizi, Afşin Kum’ın aynı adlı ilk romanından uyarlanmış.
devamı...

Timuçin Esen Hasreti Çekenlere Yerli ve Milli AntiKahraman Hikayesi: Ben Gri

Ben Gri, nam-ı diğer “Timuçin Esen’in yeni dizisi” Disney Plus’ta yayına girdi. Ben Gri dizi yazısı için tıkla!
devamı...

Dark’a Kardeş Geldi: 1899

Netflix’in ilk Almanca orijinal dizisi Dark’ın yaratıcıları Baran bo Odar ve Jantje Friese 1899 ile karşımızda.
devamı...

Kendi Ailenizdeki Travmalar Sıktıysa Netflix'tekine Buyurun: Cici

Berkun Oya'nın Cici filmi Netflix'e geldi. Uzunluğu ile Ben-Hur misali "off" çektiren Cici, dokunaklı hikayesiyle iyi ki izledim dedirtiyor.
devamı...

Büyük Konuşmak Gibi Olmasın Ama Yeni Bir Efsane Doğuyor Gibi: The Peripheral

Bilim kurgunun peygamberi olarak adlandırılan Wiliam Gibson’ın görsel anlatıya uyarlanan ilk eseri The Peripheral, Amazon Prime’da yayında.
devamı...

Hem Bedava Müzik Vereyim Hem Telif Hakkı Sorununu Çözeyim Derken Kendini Dev Bir Günah Keçisi Olarak Bulmak: The Playlist - Bir Spotify Destanı

The Playlist, gerçekleri anlatan “Spotify Untold” kitabından uyarlanıyor. Spotify'ın kuruluş hikayesini ekrana taşıyor.
devamı...

Biraz Yamyamlığıyla Seri Katilliği Var Ama Çok Efendi Bir Çocuk: Dahmer

Netflix’in seri katil hikayeleri sevdasının son örneği Dahmer – Monster: The Jeffrey Dahmer Story, başarısı ile “ürkütüyor”.
devamı...

''Oyunu Var Animesi de Olsun'' Furyasının Son Halkası: Cyberpunk Edgerunners

Cyberpunk: Edgerunners, video oyunu Cyberpunk 2077 ile bağını koparmadan ancak onun kanatlarının altından çıkarak “yakın bir akrabası” olduğunu müjdeliyor.
devamı...

Tilda Swinton’lı, Elf Görünümlü Siyahi Cinli Bir İstanbul Masalı: Üç Bin Yıllık Bekleyiş

Tilda Swinton ve İdris Elba’nın Oscarlı yönetmen George Miller’ın kadrajında buluştuğu, büyük bölümü İstanbul’da geçen yeni filmi “Üç Bin Yıllık Bekleyiş” vizyonda.
devamı...

Merhumeyi Nasıl Bilirdiniz? Dizi ve Belgesellerle Kraliçe Elizabeth

İşte popüler kültür dağarcığınızı genişletecek, ekrana ve beyaz perdeye yansıyan haliyle Kraliçe Elizabeth...
devamı...

Orta Dünya'da Yüzükler Yeniden Dağıtılıyor: The Rings of Power

The Lord of the Rings: The Rings of Power, yani Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri Amazon Prime’ın aradığı amiral gemisi olabileceğine dair sinyaller veriyor.
devamı...

''Madem saray entrikaları ve ayak oyunları izliycez bari içinde ejderha olsun'' Diyenlere: House of The Dragon

Game of Thrones efsanesinin prequeli House of the Dragons, HBO’nun yeni pazar gecesi favorisi olma iddiasıyla yayın hayatına başladı.
devamı...

165 Milyon Dolarlık Bütçeyle Ekrana Düşen Çizgi Roman Efsanesi: THE SANDMAN

Çizgi roman uyarlamalarının en iyi halkası The Sandman, Netflix’te izleyicilerle buluştu. Düş kralı Morpheus yaratılışından 30 yıl sonra beyazcama “merhaba” dedi.
devamı...

Sağdan Sola Üstten Alta Donat Netflix: Zeytin Ağacı

Netflix’in Tuba Büyüküstünlü dizisi Zeytin Ağacı - Another Self merceğimizde. Gelin, mistik ögeleri tartışma yaratan Zeytin Ağacı'na şöyle bir bakalım.
devamı...

Yılmaz Erdoğan, 70'ler, Ankara ve Uçuşan Golf Topları: Aydınlıkevler

Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ ikilisinin 15 yıl aradan sonra tiyatro sahneleri ile buluşmasına vesile olan oyun Aydınlıkevler, turnede.
devamı...

Zombi Olsaydık da Netflix'te Bunları Görmeseydik: Resident Evil Biohazard

Efsane oyun Resident Evil, Netflix aracılığıyla dizi oldu. Kötü haber ise 8 bölümlük hikayenin oyun evreninden kopuk ve epey anlamsız olması.
devamı...

Bayramda da Ekran Karşısında Hayata Tutunmaya Çalışanlar İçin: Tam 20 Dizi/Film Önerisi...

Gamı kederi askıya almamızı sağlayacak tam 20 projeyi sizin için seçtik...
devamı...

Yine Bir 24 Haziran, Yine Gözlerde Yaş: Ebediyete İntikalinin 12. Yıl Dönümünde Bihter Ziyagil Efsanesi...

Tüm yurtta tweetlerle anılan, setten mezar taşı bile çalınan, hepimizi her 24 haziranda kederlere gark eden Bihter Yöreoğlu Ziyagil, ölümünün 12. yılında yine kalbimizde...
devamı...

İnsanoğlu Çeşit Çeşit O Yüzden: Burcunuza Göre Disney Plus Yapımı Önerileri...

14 Haziran’da hayatımıza giren Disney Plus Türkiye, kataloğundaki kült filmler, süper kahramanlar, belgeseller, diziler ve gişe rekortmeni animasyonlarla hepimizi, içine düştüğümüz bu iç sıkan gündemde biraz olsun oyalayacak gibi.
devamı...

Entrika, Kuşak Çatışması, Eski Sevgili Sorunsalı ve Twitter: Kuş Uçuşu

Netflix’in yerli yapımlarından Kuş Uçuşu, sürükleyici atmosferiyle merceğimize takıldı. Kuş Uçuşu şimdiden, seyir keyfi yüksek diziler arasında yerini aldı.
devamı...

Deri Montları ve Pilot Gözlüklerini Hazırlayın: Top Gun Maverick

80’li yılların efsane filmi Top Gun, Top Gun Maverick ile 36 yıl sonra yeniden beyazperdede boy gösterdi. Doğrusu filmi görünce, beklediğimize değmiş diyoruz. 
devamı...

Biraz da Elalemin Derdi Sizi Gersin: Tüm Detaylarıyla Amber Heard -Johnny Depp Davası...

Ülkenin dertlerinden kendi dertlerimize sıranın gelmediği günlerden, ülkenin dertlerinin direkt bizim dertlerimiz olduğu günlere yıldırım hızıyla geçmek biraz sarsıcı oldu evet. O yüzden bu hafta sonu "nasıl beslenicem? kiramı neyle ödiycem? Cep telefonuyla beni çeken Afgan mı Pakistanlı mı?" gibi soruları bir süre bir kenara bırakıp "nolacak bu Johnny Depp'le Amber Heard'ın hali?" sorusuna yanıt aramanın hepimize iyi geleceğini düşündük...
devamı...

''Allahını seven üzerime biraz Kuzey Avrupa atsın'' Diyenler İçin: ''Dünyanın En Kötü İnsanı'' ve O Diyardan Birkaç Film Daha...

The Worst Person in the World, geçtiğimiz hafta Mubi’de izleyicilerle buluştu. Kuzey Avrupa tarzı bu romantik film, kısa sürede ilgi odağı oldu.
devamı...

Survivor İzlemeyi Gururuna Yediremeyenler İçin: Welcome to Eden

Cennete Hoş Geldiniz adlı dizi, Squid Game dünyasını andırıyor. Bu kez sıcak sahillerde can pazarı yaşanıyor.
devamı...

Dedikodu Yaparak Amerikan Başkanı’nı Deviren Kadınla Tanışın: Gaslit

Gaslit, tuhaf ismi, beş yıldızlı kadrosu ve ilginç hikayesiyle yayına başladı. Sadece 8 bölüm sürecek ancak müjdeleyelim, bu dizi çok ödül alır.
devamı...

Bayramda Tatile Çıkamayanlar ve Aile Evinde Hayata Tutunmaya Çalışanlar İçin: En Az 2 Sezon Sürmüş 10 Dizi...

Dizi tarihine doğru bayram trafiği misali upuzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Bayramda izleyebileceğiniz sezonlarca sürmüş dizileri listeliyoruz...
devamı...

Into The Night’a Kıvanç'lı Spin Off: Yakamoz S-245

Yerli “Nuh’un gemisi” dizimiz olan Yakamoz S-245, nam-ı diğer “Kıvanç’ın yeni dizisi” Netflix'te.
devamı...

Netflix Zamlarından Sonra Sığınacak Ucuz Liman Arayanlara: Alternatif Platformlardan Dizi Önerileri

Netflix'ten zam maili geldiğinde hangi platforma geçeceğini kara kara düşünüyorsan, dizi önerilerimiz seninle.
devamı...

Uysal Ailesinin İkili Hayatı ve Punk 101: Uysallar

Uysallar dizisi, Netflix’in en yeni yerli yapımları arasında. Dizi, bir aile üzerinden politik mesajlar veriyor ve punk nedir kendince anlatıyor.
devamı...

Ferzan Özpetek Sunar: Çoluk Çocuk Derdine Düşmüş, Aile Babası Periler

Sizleri Şans Tanrıçası ile tanıştırmaktan onur, gurur ve bilhassa şeref duyuyorum. Ferzan Özpetek'in yeni filmi vizyonda.
devamı...

''Acıların Kadını''nın Değil ''Sen Affetsen Ben Affetmem''in Hikayesi: BERGEN

Bergen filmi, izleyiciye alışıldık biyografi filmlerinden başka bir evren vadediyor.
devamı...

Fantastik Olsun, Bizim Olsun, Karda Kışta Çok da Kafamızı Açmasın Diyenlere: Pera Palas’ta Gece Yarısı...

Woody Allen’ın kulaklarının epey çınlattığını varsaydığımız Pera Palas’ta Gece Yarısı yayında. Neymiş diye şöyle bir baktık.
devamı...

Kışkırtıcı, Bağımlılık Yapıcı ve ''Millet ne kafalar yaşıyor'' Dedirtici: Euphoria ile Tanışın

Euphoria dünya çapında izleyici rekorlarına adını yazdırıyor. Gelin Euphoria hakkında merak edilenleri anlatalım.
devamı...

2022 Model Yaprak Dökümü - Emin’in Yolu: Baba

Show TV’nin iddialı dizisi Baba başladı. Haluk Bilginer, Tolga Sarıtaş gibi oyuncuları buluşturan dizinin mottosu ise “Bir Anadolu hikayesi.”
devamı...

14 Şubat'ı Ekran Karşısında Mala Bağlayarak Atlatmak İsteyen Yalnızlar İçin: O Güzel Beyninizi Fazla Yormayacak 8 Dizi

14 Şubat'ta tek başına geçirilen vakti, kabir azabı olmaktan kurtaracak filmler, diziler listemizle bu yıl da huzurlarınızdayız. Korkmayın yalnız değilsiniz, biz daha ölmedik! 
devamı...

''Abi kesin izlemen lazım'' Darlayanlarının Yeni Favorisi: Succession

2018 yılında yayın hayatına başlayan ancak bir şekilde gölgede kalan ve dönüşü muhteşem olan Succession’dan bahsediyoruz.
devamı...

Biraz Covid Biraz Mad Max Bolca Shakespeare, İşte Karşınızda: Station 11

Nasıl oldu da bu kadar gölgede kaldı inanamadığımız mini dizi Station Eleven, 10 bölümle Bein Connect’te.
devamı...

Küresel Bir Sorun Olarak Kamuoyunun Biraz Mal Olması: Don’t Look Up

Bu aralar bütün uyarılara rağmen göz göre göre tepemize çöken ülke ekonomisinin altında debelenmekte olan bizler açısından en iyi yanı, nüfusun önemli bir bölümünün üzerlerine düşen everest dağı büyüklüğünde bir gök taşını bile fark edemeyecek kadar mal olmasının (ya da gerçekle yüzleşmeye maçaları yemediği için mal olmak istemesinin) küresel bir problem olduğunu hatırlatmak olan Don't Look Up, seveniyle nefret edeniyle son zamanların en çok konuşulan yapımı oldu...
devamı...

Yüzde 60 Fakirleşirken O Esnada Bunları İzliyorduk: 2021 Ekran Raporu...

Tam pandemi bitiyor derken şimdi de ekonomik krizden evden çıkamaz olduk. Duygularımız dolar gibi artar, çeyrek altınla beraber evlilik hayallerimiz suya düşerken ekran başına kilitlendik. Peki 2021’de bazen parasızlıktan bazen pandemiden çoğunlukla da her ikisinden birden evde oturup ekran başında akıl sağlığımızı korumaya çalışırken neler izledik? Buyrun hep beraber hatırlayalım...
devamı...

TC Simulasyonu'dan Sıtkı Sıyrılanlar ve Bir Tur Daha Metaverse Gazı Almak İsteyenler İçin: Kiss Me First

Son dönemde bıtırak gibi biten blokzincir tabanlı metaverse projelerinin gördüğü ilgiyle birlikte ışığı görüp gelenler kervanına facebook gibi devlerden sonra dizi camiası da dahil oldu...
devamı...

Hazır Cinnetin Eşiğinde Gezinirken: En Sevdiğimiz Seri Katil Dexter Geri Döndü...

En sevilen katil Dexter Morgan, 8 yıl aradan sonra geri döndü. Miami’nin sıcak sahillerinden  Iron Lake’ın kara kışına transfer olan Dexter’daki tek değişim iklim değil tabii… Yüzündeki çizgilerle, saçındaki beyazlarla hepimize “yaşlandınız” diye haykıran canımız katilimiz, 8. sezonda damakta yavan bir tat bırakan kötü finalin izlerini silercesine, hikayesini yeniden kuruyor...
devamı...

Netflix'ten ''Eskiden Beyoğlu'na Kravatsız Çıkmazdık'' Nostaljisi: KULÜP

Geçen yıl Bir Başkadır ile Türkiye’de haftalar süren bir tartışmanın fitilini ateşleyen Netflix, bu kez Türkiye yakın tarihinin üstü pek de açılmamış sayfalarını dramatik bir hikayeyle çeviriyor...
devamı...

Yeni Başlayanlar ve ''Kitabı Daha İyiydi'' Demeye Can Atanlar İçin: 2.5 Saatlik Fragmanıyla DUNE

Frank Herbert’ın efsanevi serisi Dune, görsel efektrileri ve oyuncu kadrosuyla dikkatleri üzerine çeken bir uyarlamayla beyazperdede. Arrival ve Blade Runner 2049 filmlerinin de yönetmeni olan Denis Villeneuve tarafından beyazperdeye aktarılan kitap, vizyonda hem Dune meraklılarını hem de evreni yeni keşfedecek bilimkurgu izleyicisini bekliyor.
devamı...

Pazar Gecesi Ekranda Katil Arama Qeyfi: Yargı...

Biraz Kuzey Güney biraz Karadayı’yı andıran genel çatışması, merak uyandıran olay örgüsü, sağlam diyalogları ve mükemmel bir ship olan Kaan Urgancıoğlu - Pınar Deniz ikilisinin uyumuyla pazar akşamlarımız Yargı’ya rezerve ediliyor...
devamı...

Soyulmaya Değer Bir Merkez Bankası Olanlar Dikkat, Bu Haber Sizi İlgilendiriyor: La Casa De Papel 5. Sezonuyla Geri Döndü!

Yakın tarihin en ikonik hırsızları geri döndü. Tüm kırmızı tulumluların kazan kaldırabildiği, polislerin isyancı olabildiği, herkesin birbirinin kuyusunu kazabilecek potansiyelde olduğu, tutkulu aşkların başı belaya soktuğu cadı kazanı La Casa De Papel, 5. sezonunun ilk bölümleriyle 3 Eylül’de hasrete son verdi...
devamı...

Tatile Gidemeyenler İçin: Önümüzdeki 10 Günü Bir Şekilde Atlatmanıza Yardımcı Olacak 10 Yaz Dizisi...


devamı...

Aşk, Evlilik, İhanet ve Netflix Düzeyinde Erotizm: Sex/Life

30’lu yaşlarında bebek emzirirken 20’li yaşlardaki çılgın aşk hayatının yasını tutan bir kadın, kendini fantezilerine kaptırırsa ne olur? İşte bu sorunun cevabını bize Sex/Life veriyor...
devamı...

Hooppp! Yoksa O Gemi Geliyor mu İsmail Abi?

Friends’in 20 yıl sonraki buluşması, Sıcak Saatler’in film haberi, Gossip Girl’ün yeniden ekranlara geleceği müjdesi, Susurluk’u aratmayan Sedat Peker gündemi ve şimdi de Leyla ile Mecnun efsanesinin dönüşü ile hepimiz kendimizi ülkenin pilav gününde gibi hissediyoruz...
devamı...

Beterin Beteri Var Demenin Tam Sırası: The Handmaid’s Tale Geri Döndü!

Ekranların en sinir bozucu dizisi The Handmaid’s Tale, 4. sezonuyla geri döndü. Türkiye’de Blu TV üzerinden yayınlanan dizi, June’un bir uçak dolusu çocuğu Kanada’ya kaçırması sonrası, soluk kesen macerasıyla başladı...
devamı...

Dönem Dizisi Bıyığı, Sigara Dumanı ve Briyantine Doyacaksınız: Yeşilçam

Başlamadan gündem yaratan, Hollywood dizisiyle kıyaslanırken bir yandan da Blu TV’nin en pahalı yatırımı olmasıyla nam salan Yeşilçam, sonunda ilk 4 bölümüyle izleyicilerin beğenisine sunuldu...
devamı...

Herkesin Ayrı Bir Ruh Hastası Olduğu Yerli ve Milli Leydi Diana Masalımız: Camdaki Kız 

Başrollerinde Burcu Biricik ve Feyyaz Şerifoğlu’nun üstlendiği Camdaki Kız, perşembe akşamındaki “psikolojisi bozuk” karakterlerle dolu dizi boşluğunu doldurdu...
devamı...

Ruh Eşini Ararken Black Mirror'da Kaybolmak İsteyenlere: Soulmates ve The One

Bilimkurgunun aşkla yoğrulduğu ilk proje, AMC tarafından yayınlanan ve geçen haftalarda Amazon Prime’a gelen Soulmates. Onu takip eden Netflix dizisi The One (Gerçek Aşk) ise bu hafta Türkiye izleyicisiyle buluştu...
devamı...

Netflix’ten Aşk Dizisi Görünümlü Sırlar Dünyası: Gözlerinin Ardında (Behind Her Eyes)

Netflix’te geçtiğimiz haftalarda yayına giren Behind Her Eyes (Gözlerinin Ardında), hızla yükselen şöhretiyle bir grup tarafından yılın dizisi ilan edildi bile!
devamı...

Years And Years'tan Devs'e: Bizden Başka Kimsenin Önermeyeceği 10 Şahane Mini Dizi (Kıymetimizi bilin)

Karantina günlerimiz henüz bitmedi ama maalesef bizim izleyecek şeylerimiz bitmelik oldu. Muhtemelen her birimizin en az 4 dijital platform üyeliği var, zap yapıp duruyoruz ama hâlâ tam olarak ne izleyeceğimizi bilmiyoruz. Netflix'i, Amazon Prime Video'su, BluTV'si 5 sezon birden bir dizi koysa da izlesek diye, gözlerimiz kan çanağı bekliyoruz. İşte burada ben devreye giriyorum ve size gözünüzden kaçma ihtimali olan mini diziler öneriyorum.
devamı...

Başka İşimiz Olmadığı İçin İkisini de Baştan Sona İzledik: Exxen mi Gain mi?

Türkiye’de dijital yayıncılığın iki yeni güzide üyesi geçtiğimiz günlerde izleyicilerle buluştu: Exxen ve Gain. Henüz izlememiş, nedir bunlar diye merak eden izleyiciler için iki platformun da projelerini izledik, sizler için karşılaştırdık. Çünkü neden yapmayalım...
devamı...

Ekrana Bakarak Geçen Bir Yılın Ardından: 2020'de Neler İzledik?

Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen 2020 bitti, valla billa bitti... Unutmak isteyeceğimiz bir yıl geride kalırken biraz olsun yüzümüzü güldürecek şeyler de oldu. Beyaz cam 2020’de birçok ilki ekrana taşıdı! 2020 yılında televizyonda neler oldu anımsamak, televizyonla ilgili haberlerde hafıza tazelemek isterseniz uzun bir yolculuğa hazırlanın...
devamı...

Psikolojik Diziler Furyasının En Arabeski: Doğduğun Ev Kaderindir

Doğduğun Ev Kaderindir, iki sezondur ekranda. Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitaplarından uyarlanan, psikolojik diziler serisinin ikinci halkası...
devamı...

Yerli ve Milli House'umuz 1 Yaşında: Hekimoğlu...

Hekimoğlu geçtiğimiz sezon başında uyarlanacağı söylediğinde kulislerde hep aynı şey konuşuluyordu, “yapamazlar abiii”. Mucize Doktor’un büyük reyting başarısının da lokomotif etkisiyle, yaptılar abi. Hem de baya iyi yaptılar...
devamı...

Ortalık Biraz Durulduğuna Göre: Bu Hafta Sonu Kapılarını Ücretsiz Açan BluTV'den Sizin İçin Seçtiğimiz İlk 11

BluTV, şahane bir kıyağa imza atarak sokağa çıkma yasağının olduğu hafta sonu 4 Aralık Cuma 21.00'dan 6 Aralık Pazar 23.59'a kadar yüzlerce dizi ve filmi ücretsiz erişime açtı.
devamı...

Make Türkiye ''Ehh işte'' Again: Dizilerle Eski (Nispeten) Özgür Günlere Nostaljik Bir Yolculuk...

“Eskiden amma özgürmüşüz”, “bu dizi nasıl yayınlanmış?” veya “ahlakımızı demek TV bozmuş” gibi farklı yorumlara hazırlanarak derlediğimiz “Eski Türkiye Dizileri” dosyamız hazır.
devamı...

Karantina Günlerinde Bitmeyen Dizi Arayanlar İçin: Yasak Elma (The Son Koca Bükücüler)

Entrikacı karakterleri ile Brezilya dizilerini anımsatan Yasak Elma, 4. Sezonda da tahtını kimseye devretmiyor...
devamı...

İşte Bu Bizim Hikayemiz: Bir Başkadır

Müjdemi isterim! Netflix 12 Kasım itibarıyla Türkiyeli oldu. Bugüne dek Hakan Muhafız, Aşk 101, Yarına İki Bilet, Atiye ve Rise of Empires: Ottoman işlerine imza atan Netflix Türkiye, ilk kez gerçekten güncel Türkiye fotoğrafı çeken bir projeyi yayına sundu...
devamı...

Herkes Aldatır Sevdiğini: Yeni Guilty Pleasure'ımız ''SADAKATSİZ''

Bu sezonun en çok gündem yaratan dizilerinden biri şüphesiz Sadakatsiz. Cansu Dere ve Caner Cindoruk’u buluşturan dizinin BBC’nin sürükleyici dizisi Dr. Foster’dan uyarlama olduğu malumunuz(dur işalla)...
devamı...

Dogville'den Brazil'e... ''Film mi izliyoruz bulmaca mı çözüyoruz?'' Dedirten Metaforlu Şeyli Filmler...


devamı...

Korona Zamanı Olduğu Kadarıyla: Filmekimi ve İstanbul Film Festivali'nden Sizin İçin Seçtiğimiz 6 Film

Bu sene 39.su düzenlenen İstanbul Film Festivali, çevrimiçi seçeneği ile karşımıza çıkıyor. Festivalde yer alacak galalar ise Filmekimi ile salonlarda yapılacak (Buna da şükür)...
devamı...

TL’nin Değer Kaybını Unutturacak Yeni Fakir Avuntusu: Amazon Prime Türkiye’de!

Cebimizdeki paranın her gün değer kaybetmesine sevineceğimiz günler geldi. Sıkıntıdan patladığımız şu günlerde elin gavuru, bildiğimiz milyardarlerin tersine fakir fukara dostu Jeff Bezos, yaklaşık 1 dolara Türkiye’deki kullanıcıların Amazon Prime’dan faydalanabileceği müjdesini verdi geçtiğimiz günlerde. (Yaklaşık 1 dolar diyorum, umarım 1 dolar o kadar çabuk yükselmez.)
devamı...

TV Sektörünün Tımarhaneden Hallice Dünyasına Uyarlama Bir Bakış: Menajerimi Ara

Yerli dizi asla izlemeyen, sadece Netflix and chill takılanların Call My Agent adıyla bildiği, Fransızca bilenlerin “Dix Pour Cent” deyince anlayacağı bir proje: Menajerimi Ara. Aslı Fransız olan, Netflix aracılığıyla ülke topraklarına adım atan dizi, şimdilerde Star TV ekranlarında yerelleşiyor...
devamı...

Christopher Nolan, Size Kendinizi Geri Zekalı Gibi Hissettirecek Yeni Filmini Gururla Sunar: TENET

Nolan’dan bekleyeceğiniz gibi Tenet beyninizi bükecek, hatta daha önce hiç bükmediği kadar!
devamı...

Yine Her Şeyi Birbirine Karıştırdınız Di mi? Dark Dizisinin İlk 2 Sezon Analizi, Hatırlatmaları ve 3. Sezon Teorileri

Dallanıp budaklanan soy ağaçları!.. Halayla terleyerek sevişmek!..  Kendinin anneannesi olup kendine "El öpenlerin çok olsun" çekmek!.. Evet, Dark dizisinden bahsediyorum. Netflix bu tuhaf diziyi ne zaman yayına soksa, biz beyaz yakalılar iş yerindeki bir aylık small talk ihtiyacımızı karşılar, öğle yemeklerinde "Noah da Adam'la bacanakmış meğerse" diye teori kasar, dedikodu yapar, kendimize eğlence çıkarırız. İşte bu garip gurup dizinin 3. sezonu, 27 Haziran 2020'de yayınlanıyor.
devamı...

Hala İzleyecek Bir Şeyler Arayanlar İçin: Ünlü Yönetmenlerden Film Tavsiyeleri...


devamı...

Bilim Kurgu'nun Yakın Bir Aile Dostu Olan Ridley Scott'dan Yeni ''Alien'' Geliyor

Bilim Kurgu'nun babası olabilirdi, Nolan'a kaptırdı. Öz oğlu olabilirdi, Villeneuve'e (Blade Runner'ın devamını çekmezsen böyle olur tabi.) kaptırdı. Bacanağı olabilirdi... Yok olamazdı. Sonuçta bir dünya Bilim Kurgu çekmiş Spielberg var boru değil. Fakat şunu unutmamalı, Ridley Scott Bilim Kurgu'nun kapısını çok çalmasa da en derin sohbetler Ridley Scott geldiğinde yapıldı.
devamı...

Korona Yüzünden Ertelenen Filmler ve Kısmetse Yeni Gösterim Tarihleri...

Korona virüsün tüm dünya üzerine inme gibi inmesiyle, sinema sektörü de büyük bir tokat yedi. Salonlar kapatıldı, festivaller iptal oldu, hasılatlar yerle bir oldu ve koltuklarımıza yapışan biz, streaming servislerinin kölesi olduk...
devamı...

Sınıf Mücadelesinin Netflix'cesi: PLATFORM

Platform’u kesin duymuşsunuzdur. Mart ayında Netlix’e düşmesiyle uçtu film. 2019 yapımı Platform, İspanya’nın yeni hit distopya filmi. İlgi çekici konusuyla ve kesinlikle anlamayacağınız sonuyla da dünya çapında büyük bir gündem konusu haline geldi.
devamı...

Michael Jordan’dan Kaplan Kral’a, Survivor'ın Erotik Versiyonundan Felsefi Animasyona... Fırından Taze Çıkan Netflix Yapımları


devamı...

Shaun of The Dead'den, This is The End'e... ''Dünyanın Sonu Komik de Olabilir Aslında'' Temalı Filmler

Baştan söyleyeyim bu listede çoğunlukla, sizi zerre miktarda düşündürmeyen, saçmalık olmaya çok yakın, aptalca komedilere yer vereceğim, Dr. Strangelove gibilerini bulamazsınız yani…
devamı...

Hazır Evlere de Kapanmışken: Westworld İlk 2 Sezon İncelemesi ve 3. Sezon Teorileri

Bilinç kazanmış insansı yapay zekalar, vahşi western ortamı, haysiyetsiz şirket yöneticileri... Evet, izleyenlerin bir b.k anlamaması için elinden geleni ardına koymayan, Youtube ve ekşi'de teori kasanların biricik gözdesi olan, son dönemin en kafa açan dizisi Westworld'ün 3. sezonu başlamak üzere. Robotlar dayak yedikçe "Vurmayın, candır" diye üzüleceğimiz, excel açıp olayları kronolojik sıraya koymaya çalışacağımız bu yeni sezonu da sabırsızlıkla bekliyoruz. Çünkü bu aralar evden çıkamıyoruz ve oyalanacak bir şey lazım.
devamı...

Mücevher Reklamında Dans Eden Çift İzlemeye Doyanlar İçin: Aşk Meşk Konularını Hakkıyla İşleyen Filmler

Eveeeet... Geldi yine Sevgililer Günü. Bu da demek oluyor ki aşk dolu mücevher reklamlarında tango yapan ateşli çiftleri, “sevginizin değerini parasal bir şekilde göstermezseniz geçerli değildir” mesajını veren sahte sevgilileri; daha da kötüsü bu sığlıktaki senaryolara sahip iki boyutlu karakterli filmleri bol bol göreceğimiz döneme yaklaşıyoruz.
devamı...

Oscar 2020: Joker'den, The Irishman'e, 1917'den Parasite'e Adaylar ve Büyük İhtimalle Tutmayacak Tahminlerimiz

Geçen sene Akademi pek fazla film izleyememiş olacak ki her kategoride aynı adaylar var. The Irishman ve Joker’ın En İyi Kostüm’e aday olması mı dersiniz yoksa 1917’in minimum diyalogla En İyi Özgün Senaryo’ya aday olması mı... Resmen uzun zamandır gördüğümüz en tembel liste ama filmlerin çoğunun şahane olması bunu göz ardı etmemiz için yeterli...
devamı...

92. Akademi Ödülleri: Global Moral Gecesi Etkinliği...

Memleketin morali sıfırın altında seyrederken sinemaseverlere ve töreni izleyecek hazırlıksızlara bir nevi rehber ayarında hafiften uzun bir yazıyla karşılık vermek yerinde olacaktı. Oscar gecesi sayesinde biraz neşelenelim, en azından eğlenen insanları seyrederken mutlu olalım diyeceğiz fakat gecenin köründe onlar da Kobe Bryant…
devamı...

Daha Fazla Eğlenceyi Bütçesi Kaldırmayanlar İçin: Atiye'siyle, Messiah'ıyla, Rise of Empires Ottoman'ıyla Sizi Oyalamaya Aday Netflix Dizileri...

Son bir ay içinde yine yatıp kalkıp Netflix dizisi konuştuk. Atiye'deki iki gram sevişme sahnesini magazinel gündem yaptık, hazır dizisi gelmişken yurdum Mesih'i Hasan Mezarcı ile Netfix Mesih'ini karşılaştırdık, sonra yeni çıkan Osmanlı dizisindeki Türk oyuncuların İngilizce gramerlerini inceledik ve o arada bi de Uzakdoğu dizisi keşfetmeye çalıştık... Ben de içim dışım Netflix olmuşken son bir ayda izlediğim dizileri yazayım dedim. İzlememiş olanlara öneri, izlemiş olanlara tekrar olsun
devamı...

Çok Sanatsalı, Az Bilineni, Pek Yenilikçisi, En Şahanesi... 2010'ların Akıllarda Yer Eden 30 Filmi

Yılın son günleri, büyük porsiyonlar hâlinde yüzlerce film listesi görmek demektir. Ben de ortamdan eksik kalmayayım dedim, sadece 2019'un değil, son 10 yılın en unutulmaz filmlerini listelemek istedim. Yüzlerce filmi sizler için eledim, kalan seçkin filmleri de damağınızda hoş bir tat bıraksın diye 'Keşifler', 'Yenilikçi Filmler', 'En İyiler' kategorilerine ayırıp öyle servis ettim. Hepinize afiyet olsun
devamı...

Canavarlarla Kafayı Bozan Yönetmen "Guillermo Del Toro" ve Duyurulan Yeni Animasyon Filmi: Pinocchio

Peşin peşin söyleyeyim, bu yazıda 2021 yılı için duyurulan Pinocchio filmiyle alakalı pek bir bilgi yok. Film daha pre-production aşamasında olduğu için IMDb sayfasında yazan bir kaç cümleden oluşan bilgi kırıntılarından başka elimizde hiçbir şey yok. Bu yazının tek amacı, yapım aşamasında olan bu filmin, bugüne kadar yapılmış tüm Pinokyo uyarlamalarından neden daha önemli ve değerli olduğuyla ilgili. Eğer sizde bahsi geçen "Pinocchio" filmiyle veya Guillermo Del Toro'nun sinema anlayışıyla ilgiliyseniz, merakımı ve heyecanımı paylaşmak için sizi yazının geri kalan kısmına davet ediyorum.
devamı...

The Irishman (Üç buçuk saat boyunca mafya-kamyoncu-devlet üçgeni izleme keyfi...)

Aylardır merakla Netflix'e gelmesini beklediğimiz 3 buçuk saatlik Irishman filmini yeni sindirdim ve bu köşeye de yazayım dedim. 77 yaşında olmasına rağmen 30-40 tane Marvel süper kahramanına karşı tek başına laf geçiren, her söyleşisinde sinema dersi veren ve monitörü hâlâ net bir şekilde görebilen Martin Scorsese'nin 25. uzun metraj kurmaca filmini bu yazıda övdükçe öveceğim...
devamı...

Geçmiş Cadılar Bayramınızı Kutlar, Henüz İzlemediyseniz Şu Korku Filmlerinden Biriyle Pazar Akşamınızı Kabusa Çevirmenizi Temenni Ederiz...

Tanıdığınız en oturaklı insanların bile bir gecede ibişe dönüştüğü Halloween’i geride bıraktık. Ama Halloween öyle apartman yöneticisini tavşan, bakkalı korsan, iş arkadaşını yastık kılıfı kılığıyla görmekle bitmez. Halloween ruhunu illa yaşatacağız diyorsanız, bu Pazar hangover üstüne izlemeniz gereken enfes korku filmlerini sizin için toparladık.
devamı...

Şu Ana Kadar Bok Attığınız Her Filmi Öpüp Başınıza Koyduracak Film: THE ROOM

Hepimizin memnun kalmadığı, creditleri önümüzde akıp giderken verdiği paraya acıdığı filmler olmuştur; ama hiçbiri aynı zamanda Dünya’nın en zeki ve en aptal adamı sıfatlarını taşımaya aday Tommy Wiseau’nun yönetmenliğini, yapımcılığını, senaristliğini, hatta başrölünü bile üstlendiği Entertainment Weekly tarafından “kötü filmlerin Citizen Kane’i olarak adlandırılan “The Room”un yanından bile geçemez...
devamı...

Battaniyelerinizi Hazırlayın: Undone'dan The Crown'a... Bu Kışı da Bir Şekilde Atlatmanızı Sağlayacak Yeni Mahsül Diziler

Biliyorsunuz ki sonbaharın gelmesiyle kışçılar, battaniyenin altına girip çatır çutur dizi izleyecekleri için çok sevinirler. Sevinirler fakat bir yandan da "Elimin altında kocaman dizi izleme platformları var ama ne izleyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yok" diye kara kara düşünürler. Biz de dedik ki madem öyle, bu yaz kaçırmış olabileceğiniz dizileri ya da yakın zamanda TV'lerimizi şenlendirecek kaliteli yapımları şöyle kısaca yazalım. Yeri gelince övelim, yeri gelince "Bu Netflix de iyice sapıttı ya" diye söylenelim.
devamı...

Joker (Joaquin Phoenix'in çocuklarımıza çok güzel kötü örnek olması...)

Evet, 5 ay aradan sonra yepyeni bir vizyon eleştirisiyle karşınızdayım. Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan alan, şimdiye kadar bir eleştirmenin de çıkıp "kötü" demediği, Joaquin Phoenix'in performansına hayran kalıp adama şimdiden Oscar verdiğimiz, "Al şu Oscar'ı da bir şeyler ye, incecik kalmışın" dediğimiz bu filmi izleyip de yazmasam olmazdı. Biraz Joker hakkında konuşalım, biraz vizyondaki filmlerden öneriler yapayım, elim değmişken Filmekimi'nden de bir iki film önereyim dedim.
devamı...

2019 Emmy Adayları: Game of Thrones ve Milleti ''Abi kesin izlemen lazım'' Diye Darladığınız O Dizi...

Her kategoride kim aday, kim yarışı önde götürüyor, kim kazanmayı hak ediyor ama kesin hakkı yenecek sizin için inceledik. Buyurun...
devamı...

Yarım Kamyon Süper Kahraman 22. Marvel Filminde: Avengers Endgame

Avengers Endgame ile beraber 11 yıldır, 22 filmdir süren serinin bir bölümü, özetle Marvel'ın bir dönemi sona eriyor.
devamı...

20 Adet Festival Filmi, Arada Mazbata Muhabbeti, Hakan Muhafız'ın 2. Sezon Galası... 38. İstanbul Film Festivali İzlenimleri

İstanbullu olmak ne güzelmiş ya! Eskişehir’de otururken kıskanırdım, bu sene bana da nasip oldu: Evden çıkıyorsun sanki fırından ekmek alıp gelecekmişsin gibi “Ben festivale gideceğim” diyorsun, hoop 10 dakikaya bir filmin galasındasın, 2-3 tane Avrupa filmi izleyip mesaini sonlandırıyor, yoğurt alıp dönüyorsun eve. Evet bu şekilde festivali başından beri takip ettim, Türkiye’de ilk kez gösterilen filmlerin merakı, mazbatasızlığın gerilimi derken heyecanlı bir hafta geçirdim. Şu ana kadar 20 film izledim ve tüm izlenimlerimi kısa kısa aktaracağım.
devamı...

Loro (Dünyadaki en çatlak liderin Berlusconi olduğu kadim zamanlar...), Aşktan Kaçılmaz (Az yaşlanmış Ethan Hawke'lı romantik komedi)

Bu hafta tam da yerel seçim zamanı, siyasetle ve futbolla ilgilenenlerin ismini mutlaka duyduğu, sansasyonel İtalyan siyasetçisi Berlusconi'nin kariyerinin çöküşünü gösteren Loro filmini izleyeceğiz, Sorrentino'nun hoppidi hoppidi kamerasıyla... Sonra "Ooo diplomatik kriz gibi bir şey var, bu da iyi gider" diye düşünüp politik bir denizaltı gerilimi Kursk filminden bahsedeğiz. Bir de, sanki siz "Yetti senin politik tartışma programın" deyip kumandayı elimden almışsınız gibi, bir aşk filmi konuşacağız.
devamı...

İzlemeyeni Dövüyorlar: Netflix'in Toplama Animasyon Dizisi 'Love, Death & Robots'...

Bu hafta hastaydım, vizyon filmlerinin basın gösterimlerini kaçırdım ve madem dedim, yattığım yerden malak gibi Netflix izliyorum, o zaman Netflix'in yeni çıkardığı animasyon dizisini yazayım size...
devamı...

Türk İşi Dondurma (Ayla ve Müslüm'ün dondurmacısından...), İstila Altında (Kapüşonlu asi, uzaylılara karşı...)

Bu hafta yine Mustafa Uslu filmi var. Müslüm, Çiçero ve şimdi de Türk İşi Dondurma derken son 6 aydır sürekli kendisini konuşuyoruz, Mustafa Uslu'yla doldu içimiz dışımız... Sanatçılar, ajanlar, dondurmacılar hakkında öğrendiği wiki bilgilerle film yapan M. Uslu’nun yeni filmini hemen aşağıda konuşacağız. M.Uslu’nun ilgi alanı dışında kalan filmlerden de bahsedeceğiz ayrıca: Üniversite çağında bir keşi anlatan 'Güzel Oğlum', korku klişelerinin BÖÖ diye bağırdığı 'Kadavra' ve faşik uzaylıların siyahi vatandaşları ezmeye çalıştığı 'İstila Altında'
devamı...

Captain Marvel ('Kadın süper kahramandır, çiçek babandır' temalı Marvel filmi), Herkes Biliyor ('En son babalar duyar' konulu Asghar Farhadi filmi)

8 Mart'ta vizyona giren Captain Marvel, bağımsız kadın karakteriyle ve bağımsız sinemadan gelen iki yönetmeniyle haftanın öne çıkan yapımı oluyor. Bu kadarı sizi kesmezse, "Ben bağımsız bir yönetmenden bağımsız bir film izlemek istiyorum" derseniz, İranlı usta Asghar Farhadi'nin Herkes Biliyor filmi de az bir sinemada sizleri bekliyor. Yok bu da sizi kesmezse, ille de aşırı bağımsız, düşük bütçeli bir yapım istiyorsanız, Ali Kemal Çınar’ın mahallesinde ve evinin salonunda çektiği Arada filmi de haftanın seçenekleri arasında yer alıyor.
devamı...

Umbrella Academy'den Russian Doll'a... Sadece İlk Bölümünü İzleyip Peşin Hüküm Verdiğimiz 8 Netflix Dizisi

Artık herkes Netflix’te. Organize İşler Sazan Sarmalı, iki hafta boyunca sazan sarmaladıktan sonra Netflix’te, eski sevdiğimiz diziler Netflix’te, öncesinde yerli bir dijital platformda duyulan diziler bile "Bunlar iyi para veriyor ha" dercesine Netflix’te. Belki de artık Vizyonda Bu Hafta yazılarının yerini "Netflix’te Bu Ay"lara bırakma zamanı gelmiştir. Evet çağ değişti ve dijital alışkanlık… Amaan, yok be, bakma böyle tespit kastığıma, bu hafta vizyondaki filmler dötüm gibiydi, Netflix dizileri yazayım dedim
devamı...

Oscar 2019 Tahminleri: Freddie'nin Ruhu Şad Olur mu? Netflix İlk Oscar'ını Alır mı? Lady Gaga Ne Alaka?

Bu yılın öne çıkan Oscar adaylarını ele alıp ödül tahminlerinde bulunacağım ve "Akademi bilmiyor ki bu işi, ben Akademi olucam var yaa, aah ahh..." anlamına gelen, kendi ödül fikirlerimi sunacağım. Bu arada son Oscar tahmini yazımda 7'de 7 tutturmuştum, şimdi de 12 dalda en az 10 tane bilmeye çalışacağım. Allah utandırmasın...
devamı...

Yönetmen Dosyası II: 3-5 Cümle ile Birtakım Avrupalı Yönetmenler, Önemli Filmleri, Sinema Anlayışları, İsimlerinin Doğru Okunuşu...

Geçen seferki yönetmen dosyasına baya ilgi gösterdiniz, sağ olun. Hatta yazının ucunda ağız ucuyla söylediğim "Yazı tutarsa ikincisini yazarız" cümlesine "Hadi yaz yaz bekliyoz" tarzında birçok yorum geldi ve zaten yazısına çok yorum alamayan biri olarak ben de bu dosyayı hazırlamaya mecbur kaldım. Başka işim gücüm yok gibi -ki başka işim gücüm de çok yoktu gibi- onlarca yönetmen listeledim, "Hadi tematik olsun" diyerek pek sevdiğim Avrupa sinemasından çok bayıldığım bir düzine yönetmen sıraladım size
devamı...

14 Şubat İçin Her Tür İlişki Durumuna Göre Aşk Filmi Önerileri (Olmayan ilişki de dahil evet)

Biliyorsunuz ki 14 Şubat herkesin ilişkisini sorguladığı, kimilerinin "Beni niye kimse sevmiyor" diye üzgün surat yaptığı, kimilerininse "İlişkim var da noluyo mk" diye söylenirken "Yok aşkım sana demedim tabii" diye kıvrandığı çok özel bir gündür. Biz de bu kutsal günü fırsat bilip bir sevgili filmleri listesi yaptık. Öyle hafif romantik komediler, melodramlar seçmedik ama; aşkın farklı evrelerini temsil eden anlamlı filmler önerdik. Diğer türlüsü koca Zaytung Sinema’ya yakışmazdı zaten. Bu saatten sonra millete kendimizi güldüremeyiz!
devamı...

Sarayın Gözdesi (Bahçeli'nin hayatı ve eserle... Şaka şaka, bu başka saray), Asla Gözlerini Kaçırma (188 dakikalık film için güzel isim)

Bu hafta 7 film var ve bunların 5'i hakkında konuşacağız. Ve de bir şey diyeyim mi, ben bunların 5'ini de beğendim lan! Bazen işte böyle her b.ku beğeniyorum, "Ooo yapım tasarımı enfes", "Fihuuyy müziklere bak", "Oha konu ne acayip" derken benden de nasıl eleştirmen olur, bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da bu hafta yazacağım filmler: Oscar'a 10 dalda aday olan 'Sarayın Gözdesi', güzel bir animasyon serisinin son filmi 'Lego 2', 188 dakikalık dönem filmi 'Asla Gözlerini Kaçırma', western türünde 'Sisters Biraderler' ve yerli-babalı festival filmi 'Babamın Kemikleri'
devamı...

Organize İşler 2: Sazan Sarmalı (14 yıl önceki filme göre bozma oranı = 14 yılda Türkiye'nin bozma oranı), İskoçya Kraliçesi Mary (I. Elizabeth olacağım derken Pennywise olmak)

Bu hafta sadece 4 film girdi ve ben hepsini izledim. Evet, hayatta ulaşabildiğim en yüksek konum bu. Bazen mesela bir sinemanın yanından geçerken posterlere bakıp "Hepsini izledim ki ben bunların" diyor, yanımda biri varsa omzundan dürtüp övgü bekliyorum. Bu hafta da hepsi hakkında konuşup sizden övgü bekleyeceğim filmler şunlar olacak: Organize İşler'in ikinci filmi 'Sazan Sarmalı', kostüm ve makyajdan Oscar adaylı 'İskoçya Kraliçesi Mary', oyuncaklı gerilimli 'Ölümcül Labirent' ve 9 aydır izle izle bitiremediğimiz Cannes filmlerinden 'Dogman'
devamı...

Aslı Gibidir (Art arda 200 tane Aslı İnandık story'si izleme hissi), Kefernahum (Ooo mülteci, hem de çocuk! Ver Cannes'ı ver...)

Bu hafta az sayıda film var ve bu filmler içinde biri yerli üretim olan biri de Lübnan yapımı iki kadın öne çıkıyor. Yerli olan; önce Youtube'da, sonra Instagram'da en son da Güldür Güldür'de oynayarak mecralarını sürekli inovatif bir şekilde güncelleyen Aslı İnandık. Aslı İnandık'ın tek başına filmin yüzde 90'ını oynadığı Aslı Gibidir filmini konuşacağız. Bir de Lübnanlı bir ablamız var; Ortadoğu'nun kadınını, savaşını, çocuğunu ele alan filmleriyle bildiğimiz Nadine Labaki. O taklit yapamadığı için kendi çektiği bir filmle aramızda: Kefernahum.
devamı...

Çiçero (Ayla'nın yapımcısı, 'Nazi filmi çekersem belki Oscar alırım' kafasıyla Spielberg'e özeniyor), Glass (Bir grup deli, X-Men'e özeniyor), Arakçılar (Japonlar, Shameless'a özeniyor)

Bu hafta, Ayla ve Müslüm'ün yapımcısının iyice kendisini Spielberg sanıp "yerli Nazi filmi" çektirdiği Çiçero filmi var. Sonra ,Altıncı His filminin yönetmeninin "Ya bu Avengers, X-Men filan almış yürümüş" düşünceleriyle çektiği, halkın içinden çıkmış süper kahramanlarından oluşan Glass var. Bir de Altın Palmiyeli Japon yönetmen Koreeda'nın, sanki çok Shameless izlemiş de ona özenmiş gibi duran bir Arakçılar filmi var. Baya özgün şeyler var yani bu hafta. Ama karnelerini alan çocuklar hep "Oğuzhan abiii gelmiş, Oğuzhan abiii" diye Borç Harç filmine gidecek, onu da bilelim
devamı...

Creed II: Efsane Yükseliyor (Zenci Rocky, normal Rus'a karşı), Burning (Tür: Sıkıcı olmayan festival filmi, Kategori: Asian)

Her izlenen filmde akılda kalan en fazla 5 dakika, bilemedin 10 dakikadır. Bu haftaki filmlerden de şunlar kalacak aklımıza: 1) Replikalar filmindeki Keanu Reeves'in yine jestsiz-mimiksiz dümdüz oyunculuğu. 2) Haftanın kaliteli arthouse filmi Şüphe'deki başrol ablamın affedersin yarı çıplak bir şekilde sırtını bize dönüp gün batımına karşı dans etmesi. 3) Yeni nesil Rocky serisi Creed'in yeni filmindeki bir boks filmi klişesi, 10 dakikalık müzikli antrenman sahnesi. Şöyle kısaca toparlarsak; düz adam suratı, hoş kadın sırtı, şenlikli dumble kaldırma klibi
devamı...

Yangın Yeri (Amerikan festival filmi), 3 Hayat (İran festival filmi), Kız (Avrupa festival filmi), Organize İşler 2 (Bu yok. Mısırcının yapımcıya borcu mu varmış neymiş...)

Bu hafta Organize İşler 2 filmini konuşacaktık ama yapımcılar ile Cinemaximum arasında bilet payı krizi çıktığı için ertelendi o. Kriz; "Mısırın yanında bedava bilet kesiyonuz, bize para vermiyonuz", "E seyirci mısır yemesin de bilet mi yesin alla alla" şeklinde devam ederken Cannes'da bolca övgü alan 3 film öne çıktı bu hafta: Yangın Yeri, Kız ve 3 Hayat. Peki meydanı boş bulan bu arthouse filmler şöyle 100'er salonda gösteriliyor mu dersiniz? Hayır be ne gezer, toplasan 100 etmez. Yine 'şirin ayılı çocuk filmleri'ne verdiler tüm salonları
devamı...

2018'in En İyi 16, Hadi Bilemedin 17 Filmi (Kastık ama 18 çıkmadı. Çıksa güzel başlık olacaktı. Kısmet...)

Tabii ki bu yıl da senenin kendimce en şahane filmlerini listeleyeceğim size. Ama bu yıl farklı bir şey denedim. Sadece 2018'de vizyona giren filmleri değil festivallerde ve Netflix’te gösterilen filmleri de listeye koydum. Çünkü Zaytung Sinema okuyucusu böyle bir yeniliğe hazır ve Zaytung Sinema okuyucusu buna değer, dedim. Yine de bir ölçüt koymak gerekir diye, bu yıl "Türkiye’de bir sinemada ya da Netflix’te prömiyerini yapan filmleri" değerlendirmeye aldım. Daha sonra 3 gün eve kapandım, kararsızlık buhranları ve panik atak krizleriyle beraber ortaya bunu çıkardım
devamı...

Fantastik Canavarlar: Grindelwald'ın Suçları (Yargılanacaksınız!)

Bu hafta sanki sinemada yolunu kaybetmiş de, tesadüfen filme girmiş gibiydim. Filmde gösterilen olaylar, aksiyonlar öyle anlamsız geldi ki uzun süre boş boş baktım perdeye... Sanki torununun oynadığı bilgisayar oyununa bakıp bakıp anlam veremeyen bir dede, sanki ihaleli batak oynamaya geldiği ortamda zorla FRP öğretilen biriydim. Fantastik Canavarlar'dan bahsediyorum... Hani Harry Potter'dan sonra çekip "Bu işte büyücülük olaylarının bir süre öncesi. Yine büyü var!" dedikleri
devamı...

Ortamlarda Muhabbeti Açılırsa Boynu Bükük Kalmayın: 3-5 Cümle ile Birtakım Ünlü Yönetmenler, Önemli Filmleri ve Sinema Anlayışları

Bu hafta vizyon mizyon yok size! Nasıl olsun, bu hafta Çakallarla Dans 5 girdi ve aranızda Çakallarla Dans yorumu okumak için deliren birileri olmasa gerek. Belki Suspiria'nın yeniden çevrimini yazabilirdim ama o da Eskişehir'e gelmedi maalesef. Durum böyle olunca daha genel bir şey yazayım dedim. Şöyle bazı önemli yönetmenlerden özet geçeyim, hem köşe dolsun hem de izlemeye üşenenler bir sinefil kuşu gibi Hitchcock ciklesin, Abbas Kiyarüstemi ötsün, Haneke şakısın istedim.
devamı...

Bohemian Rhapsody (Merhum Freddie Mercury Efendi'nin hayatı ve eserleri), Climax (Kimyasaldan uzak durucan...)

Bu hafta eğlenceli, şarkılı türkülü filmler var: Bohemian Rhapsody filminde Queen grubunun efsane solisti Freddie Mercury'nin rock ve disko dolu hayatını ve kıpır kıpır performanslarını izliyoruz. Gaspar Noe'nun yeni filmi Climax'te ise LSD ile kafa olmuş gençler elektronik müzikle dans ederek birbirini boğazladıkça kendimizden geçiyoruz. Bir de Tutsak diye bir yapım var, bunda da birkaç opera parçası dinliyor ve gün sonunda çok şarkıcılı bir belediye şöleninden çıkmış gibi oluyoruz
devamı...

Müslüm (Bir ''Baba'' kolay yetişmiyor), Napoli'nin Sırrı (Ferzan Özpetek'in sevişgen İtalyanları macera peşinde)

Bazı filmleri haftalarca bekliyoruz. İyi pr yapıyorlar çünkü; sosyal medyada yayıyorlar, röportajlara gidiyorlar, Acun'a çıkıyorlar... Hatta bakıyorlar ki Beyaz 'O Ses Türkiye' jürisi olmuş ve biliyorlar ki o izlemediği filmi övmeyi çok sever, bir posta da ona övdürüyorlar. Böylece duymayan kalmıyor. Evet, Müslüm'den bahsediyorum. Ben de bu merak ve beklentiyle gittim buna, sonrasında da orada burada bolca konuşarak pr'ına katkıda bulundum
devamı...

Ay'da İlk İnsan (Hiç gitmediler ki zaten ilki de filmdi! Ehehe aynen karşim...), Anons (Bu bir kalkışma parodisi filmidir. Halkımızı salonlara davet...)

Bu hafta filmleri izlerken tarih bilgilerimizi de güncelleyecek, şu soruların cevaplarını arayacağız: Ay'a çıkan ilk insan Neil Armstrong nasıl bir adamdı? Harbiden çıktı mı ki o Ay'a? Kubrick stüdyoda çekti diyorlardı, "Valla çaktırmayacağım Ay'a gitmediğinizi, söylersem Allah belamı versin" diye yemin ettirmişlerdi sanki buna? Peki bu Anons filmindeki darbe kalkışmasını bilen var mı aranızda? Talat Aydemir dedikleri kim, youtuber mı o? Bir de A Star is Born filmiyle Sezen Aksu'nun bir alakası var mı?
devamı...

Yol Arkadaşım 2 (BKM yine yaz tatilinde 2-3 kişiyle film çekmiş), El Royale'de Zor Zamanlar (6-7 Amerikalı bir otele doluşur ve kan gövdeyi götürür...)

Liseli kuzenim yazdı geçenlerde WhatsApp'tan. Abi dedi, sevgilimle sinemaya gideceğiz, hangi filme gidelim? Evet, bir eleştirmen olarak gelebildiğim nokta burasıydı; kuzenim ile manitasına film bulmak. El Royale'de Zor Zamanlar'a yönlendirdim bunları, akşam ben de izleyince "Çok eyi etmişim" dedim...
devamı...

Venom (Tom Hardy'nin içine Alien kaçıyor), Aydede (Taşrada çocuk olmak konulu bir diğer festival filmi)

Ben şimdi size bir sürü film öneriyorum ya, siz bunların hepsine para verip gidebiliyor musunuz be? E ben bile o kadar gidemiyorum ki? Bu hafta bir sinemada 'ilk seanslarda biletin yarısı' kampanyası gördüm, oo dedim art arda iki film izler bir buçuk film öderim. Ama ilk seansa yer bulamayınca kampanyasız bir şekilde sadece Venom’u izleyebildim. Aydede’yi zaten Adana’da izlemiştim, dedim bu hafta bu ikisiyle idare ediversinler. Yokluk nedir bilir Zaytung okuru, hâlımdan anlar dedim
devamı...

Söyleşilerde Espri Yapmaya Çalışan Ünlüler, Venedik'ten, Cannes'dan Gelen Filmler ve Dışarının Sıcağı ile Salonun Kliması Arasında Can Çekişen Eleştirmenler... 25. Adana Film Festivali İzlenimleri

Evet, şu an size Adana’dan, dolu dolu geçen film festivali henüz bitmeden yazıyorum. Kaç yıldır buraya geleyim geleyim diyordum, festivalin 25. yılına nasipmiş meğer. Ve bu özel festivalde neler yaşadım neler... Filmden filme mi koşturmadım, film sonrası söyleşisi mi dinlemedim, film aralarında sigara mı içmedim... Yani, anlayacağınız üzre, film izlemekten başka bir şey yapmadım! N'apacaktım ki başka? Nasıl? Gelmişken bir şırdan mı yeseydim? Çok meşhur bir yer mi var?
devamı...

Predator (Rastalı uzaylı dehşet saçıyor...), Western (Ama içinde kovboy yok, üstelik de Alman...)

Haftanın filmleri çok heyecanlandırmıyor, düşündüğünde elin ayağına karışmıyor, karnına ağrılar girmiyor, demiyorsun ki "Bu filmi tarih kitapları yazacak"... Ama başını izlesen gerisini merak edersin, bazı yerlerde keyfine diyecek olmaz; biraz da öyle filmler... Şu dört film öne çıkıyor: Galaksinin rastalı serserisi Predator aksiyon ihtiyacımızı karşılarken 'Gece Gelen', dubleks ama ebeveyn banyosu olmayan bir evde izleyicisini geriyor. "Bizde germe coşma yok" diyen iki bağımsız yapım da insanın dehşetli tarafına odaklanıyor: 'Canavar' ve 'Western'
devamı...

Platonikler, ''O da Benden Hoşlanıyor Galiba''lar, 1000 Yıldır Beraber Olanlar... Toplanın! İlişki Durumunuza Göre Aşk Filmi Önerileri

Eylül gelip de havalar azıcık bulutlanınca sonbahar coşkusu başladı, melankolik yağmur güzellemeleri ve romantik sarı yaprak övmeleri ardından geldi. Niyeyse böyle bir şey var, gündüz süreleri kısalınca romantizm artıyormuş gibi. Zaytung Sinema da bunu çok sorgulamadı, hatta fırsat bildi ve "Madem öyle sonbahara özel aşk filmleri önerek" dedi. Öyle hafif romantik komediler değil ama, aşkın farklı evrelerini temsil eden anlamlı filmler önerildi. Diğer türlüsü koca Zaytung Sinema’ya yakışmazdı zaten. Bu saatten sonra millete kendimizi güldüremeyiz!
devamı...

Upgrade (Black Mirror özleyenlere yapay zekalı mapay zekalı film), Şafaktan Önce (Van Damme özleyenlere Tayland bokslu film)

Bayramdır seyrandır derken geçen hafta da vizyon yazmadım ve gördüm ki, zaten yazmasam da kimsenin ilgilendiği yok. Yav allaaşkına insan bi merak eder, bir şey mi oldu bu çocuğa der, öldü mü kaldı mı diye bir sorar ya. Valla gücendim size biraz. Neyse tamam, sonra şey ederiz... Bu hafta iki güzel film anlatacağım size. Bir tanesi, yapay zekalarla insanların çatışmasını gösteren Upgrade, bir diğeri ise çekik gözlü mapus-Avrupalı mapus çatışmasından oluşan Şafaktan Önce
devamı...

Mulholland Çıkmazı’ndan Köpek Dişi'ne... ''Film mi izliyoruz bulmaca mı çözüyoruz?'' Dedirten Metaforlu Şeyli Filmler


devamı...

Karanlık Zihinler (X-Men'in az efektli ve bol ergenli hâli), Sıfırın Altında (The Revenant’ın heyecansız ve ayısız hâli)

Valla ne yalan söyleyeyim bu hafta pek bir şey yok. Ama nasıl yok? Ya da var da bana mı öyle geliyor? Varsa kime göre var, neye göre var? Bu gibi soruların cevabını yazımızda bulabilirsiniz. Dur dur, böyle çok sallama oldu. Bence bu hafta iki film öne çıkıyor: Biri, öpüşmeye meyilli çeşitli ergenlerin süper güçlere sahip olduğu 'Karanlık Zihinler'. Bir diğeri ise eski bir buz hokeyi oyuncusunun dağda mahsur kalıp çetin şartlarda hayatta kalmaya çalıştığı 'Sıfırın Altında: Dağdaki Mucize'
devamı...

Mission: Impossible - Yansımalar ("Tom Cruise’un hala helikopterden atlayabildiğini bütün dünya görmeli" serisinin 6. filmi)

IMDB puanı nedir ya?! Neden bu kadar önem veriyorsunuz kuzum bu Ayemdibi denen Hollywood emperyalizminin aracına? Evet, emperyalizm... Lütfen kurtarın kendinizi başkalarının ortalamalarından, kendi puanlama gücünüzün farkına varın ve kimsenin keşif yapmanızı engellemesine izin vermeyin! Anlaştık mı? Ben de bu hafta IMDB puanı 7'nin altında olan iki filmi oldukça beğendim, mis gibi de etkilendim. Hangileri olduğunu aşağıda belirteceğim. Bir de tabii ki IMDB puanı oldukça uçuk olan Mission Impossible serisinin yeni filmini de bol bol irdeleyeceğim
devamı...

Pablo Escobar'ı Sevmek (Uyuşturucu baronu ve psikopat ama yüreği temiz...)

Geçen hafta “Bu filmler ne la, kalem oynatmam bunlara” anlayışıyla yazmadıydık, bu hafta ise gayet zengin bir vizyonla karşılaştık... Öne çıkan film, Narcos'un verdiği gazla çoğunun hayran olduğu psikopat uyuşturucu taciri Escobar’ın ekmeğini yiyen bir yapım; Loving Pablo… Bir diğeri, "Keanu Reeves kirli sakalının ekmeğini daha ne kadar yeriz?" sosyal deneyinin ürünü olan Sibirya filmi… Bir başkası, bol bacak, göğüs ve poponun ekmeğini yemeye çalışan 'Kısmet, Sevgilim: İlk Şarkı'. Son olarak, Purge serisinin ekmeği yenmemiş taraflarından oluşan, İlk Arınma Gecesi
devamı...

Ant-Man ve Wasp (Dünya kadar malın olacağına fındık kadar süper kahramanın olsun...)

İşe yarar bir film bulmak için çokça uğraşmamız, iyice aramamız, oraya buraya bakmamız gereken zor haftalardayız. Zaten bu hayatta temmuz ayının vizyonundan daha sıkıcı bir şey varsa o da herkes tatil story’si atarken evde kös kös oturup camdan tatile gidenlere bakmak, kıyafetleri valizlerine, valizleri arabalarına zar zor sığmış insanları izlemektir... Ne diyorduk ya, heh, vizyon... Küçük de olsa bir şey var bu hafta: Ant-Man’in 2. filmi. Kendi küçük dünyasında kimsenin tavuğuna kış demeden, karıncayı bile incitmeden yaşayan Ant-Man’i maceraya çekmeye çalışıyorlar
devamı...

Soldado (Benicio Del Toro Meksika'da cihatçı kovalıyor), Fakir (IKEA dolabında Avrupa'ya iltica ediyor)

Dandirik korku türü dışındaki yerli filmler vizyondan çekildi, bazı yerliler ise ikinci kez vizyon görüp şansını deniyor. Yabancı filmlere gelince; ABD'de dahi vizyona girmeyen, girse de yüzüne bakılmayan filmler niyeyse bizim sinemalara bol bol giriyor. Haftanın öne çıkan filmleri ise devlet-siyaset-mafya üçgeni öyküsü Sicario'nun ikinci filmi ve bir Hint fakirine odaklanan Fakir isminde bir film. Birini 'aşırı gizem ve kahramanlık öyküsü' olarak diğerini 'gereksiz umut ve aptalca naiflik filmi' diye açıklayabiliriz. Öyle... E özetledim ben hepsini... Ne yazacağım ki aşağıda?
devamı...

Feminist Bir Soygun Filmi: Ocean's 8 (Kafamızdaki soru ise aynı: Adam başı ne kadar düşüyor?)

Şu güzel havalarda, sırf gezme bahanesi olsun diye değerlendirilebilecek bir bayram zamanındayız. Sonra 4 yılda bir gelen, 48 ayın sultanı Dünya Kupası sürecindeyiz, sırf renk renk tribünleri görmek, "Messi mi Ronaldo mu" geyiği yapmak için bile izlenir. E bir yandan da zaten Muharrem İnce mitingi mevsimindeyiz, şenlikliyiz. Şimdi böyle bir zamanda sinemaya gitmek çok gerekli durmuyor değil mi? Nasıl?.. Ben mi?.. Ben gittim. Ocean's serisinin alternatif bir devam filmi olan Ocean's 8'i sizin için izledim
devamı...

Jurassic World: Yıkılmış Krallık (Sevimli sokak dinozorları sahiplendirilmeyi bekliyor)

Bu hafta The Bookshop ve Jurassic World'ü izledikten sonra, çıkışta bir arkadaşla karşılaştım. Yaa, dedi senin iş de zor be, ekmek parası derdine kötü film izleyip duruyorsun. Ben de mağrur bir şekilde cevabını verdim: "Kötü filmden zevk almayı öğrendim artık aga!" Mesela dedim, Jurassic izlemeye giderken "En azından dinozor görcez eheh" sevinciyle varıyorum salona, dinozorlar insan kafası kopardıkça neşeyle tempo tutuyorum. Olay örgüsünü, inandırıcılığını filan eve gelince düşünüyorum... Evet, sırf siz vizyon filmlerinden geri kalmayın diye ne ödünler verdiğimi anladınız umarım. Eyvallah, ben teşekkür ederim
devamı...

Ahlat Ağacı (Nuri Bilge Ceylan'dan baba evinde atama beklemenin şiirselliği üzerine...)

Biliyor musunuz, bu hafta ortasında biz sinema yazarları çok telaşlandık, anksiyete bozukluğumuz iyice gün yüzüne çıktı. Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes'dan yeni gelen filmi Ahlat Ağacı çok az yerde gösterime girecek sandık, bilet almak için ilgili sitelere girip de filmi az sayıda salonda görünce... Neyse ki ilerleyen saatlerde filmin geniş bir dağıtım olanağı (196 lokasyon) bulduğunu, sadece o sıra henüz açıklanmadığını öğrendik de rahatladık. Sanki panik atağımızdan tırsıp salon çoğaltmışlar gibi oldu sanki, zafer kazanmış gibi kutladık. Değişik insanlarız, evet
devamı...

Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi (Han Solo'nun hiç merak etmediğimiz geçmişi), Hürkuş: Göklerdeki Kahraman (Hakkı yenmiş adamın kemiklerini bir de kötü filmle sızlatmak)

Haftanın vizyonuna baktığımızda sürücülerle dolu filmler görüyoruz: Römorklu uzay mekiği ehliyetine sahip Han Solo'nun, seri katillik işinde çalışsa da trafik kurallarına uyarak herkese örnek olmaya çalışan Joaquin Phoenix'in ve de değeri bilinmeyen yerli ve milli pilot Vecihi Hürkuş'un filmleri öne çıkıyor. Bize de; galaksinin derinliklerini, I. Dünya Savaşı ortamını, Amerika'nın karanlık sokaklarını avucunun içi gibi bilen bu naif sürücüleri "Haydi yolun açık olsun yiğidim" şeklinde uğurlamak kalıyor
devamı...

Deadpool 2 (Kırmızılar giymiş alınan oynar, deste zülüflerin telinen oynar...)

Eveet, bu hafta uzun zamandır beklenen Deadpool vizyona girdi. Artık aradan geçen 2 yılda nasıl bir fenomen haline geldiyse, salonlar gerek dublajlı gerek altyazılı 10'ar 20'şer seanslar ayırdılar, kostümü ağızsız olduğu hâlde susmak bilmeyen bu kırmızılı soytarıya... Kalabalıklar hâlinde "Ay inşallah çok gülmek orucu bozmuyordur" dilekleriyle salona girdik, filmi izledik ve gülmek için sabırsızlanan başka bir kalabalığa bıraktık salonu... Peki gülebildik mi? Ee o da yazının kalanında. Her şeyi burada söyleyemem! Şu videodan sonra söyleyeceğim söz...
devamı...

Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok (Onur Ünlü yine bir şeyler deniyor), 10x10 ('Tek mekanda çekelim de para gitmesin' gerilimi)

Son 1 buçuk aydır vizyon hiç tat vermiyor. Bu hafta da birbirinden tatsız 11 film vardı, ikisine gittim. Onur Ünlü, Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok dedi, doğrudur abi deyip izledim, 10x10 diye başka bir filme baktım, "Aa kolay filme denk gelmişim: 100" diye cevap verip tatminsizce çıktım. Filmler bitince de "Fakat biz her bahar mevsiminde bu ortalama-vasat film bolluğunu çekmek zorunda mıyız?" şeklinde sitem ettim. Ne bileyim şubat vizyonundan, ekim vizyonundan biraz film kaydırsınlar da çözsünler şu sorunu be
devamı...

İzleyip İzleyip Gaza Gelelim Diye: Zincirlerinden Başka Kaybedecek Bir Şeyi Olmayan 8 İşçi Filmi...

Baktım ki 1 Mayıs İşçi Bayramı gelip çatmış, acaba dedim, işçi filmleri listesi mi yapsam? Nasıl da yaratıcıyım di mi? Evet, bazen serbest çağrışımım beni de şaşırtıyor, kendimi dinlerken benim bile tüylerim diken diken oluyor... Hoş, zaten bir Zaytung Sinema emekçisi olarak böyle bir liste yapma sorumluluğum vardı, onu yerine getirmek istedim. 'En İyi İşçi Filmleri' gibi büyük vaatlerde bulunmadan, şöyle güzelinden 8 işçi filmi seçeyim, 1 Mayıs izlemesi yaparsınız dedim
devamı...

Avengers: Sonsuzluk Savaşı (3 film dolusu süper kahramanın bir kötü adama karşı çatı aday arayışı)

Geleneksel olarak her mayıs ayında yaptığım gibi yine süper kahramanların toplu afiş fotoğrafı çektirdiği bir Marvel yapımını, Avengers'ın yeni filmini inceledim bu hafta. Bayramda toplanmış akrabalar gibi alakalı-alakasız 20 süper kahramanı da aynı filmde görmek nasip oldu sonunda. Bunun dışında Hülya Avşar’ın Selfi diye bir filmi vardı, onda da durum tam tersi; sadece kendisi oynamış! Ben Avengers'ı tercih ettim. Para veriyorum bari bol bol pelerinli, boyalı, uzaylı insan göreyim istedim.
devamı...

Köpek Adası (101 Dalmaçyalı’nın diktatörlü versiyonu), İlişki Durumu: Açık İlişki (Gavatlığın karşılıklı versiyonu)

Sezon bitmek üzereyken sinemaların tatsız olduğu, yokluktan Aile Arasında'nın yeniden vizyona girdiği zamanlardayız. Vizyonun yine fakir olduğu bu hafta iki film göze çarpıyor, onlar da çok salon bulamıyor: Wes Anderson'ın ısrarla önerilesi yeni filmi, stop-motion animasyon Köpek Adası ve 'İlişki Durumu: Açık İlişki' diye bir romantik film... Tatlı köpüşlerin diktatöre karşı politik direniş yaptığı, romantik bir öyküde çiftlerin anlaşmalı olarak birbirlerini gavatladığı yenilikçi filmler bunlar
devamı...

Korelisi, İranlısı, Wes Anderson'ı ve Yan Koltukta Oturan Nuri Bilge Ceylan'ıyla: 37. İstanbul Film Festivali...

Hafta başından beri siz değerli Zaytung Sinema okurları ve kendi keyfim için İstanbul Film Festivali'ni takip ettim ve bu hafta vizyon filmlerini yazmaktansa festival izlenimlerimi yazayım; filmler hakkında kısa bilgiler vereyim, taşralı bir sinema yazarının gözünden İstanbul'u göstereyim istedim. Başlığa da “İstanbul Film Festivali’ni izliyorum gözlerim kapalı” yazmayı düşündüm, sonra çok klişe olur diye vazgeçtim. Zaten öyle yazsam "Filmler çok sıkıcı, hepsinde uyudum" demiş gibi olurdum, İKSV kapıya dayanır, topa tutardı bizi
devamı...

Can Feda (Afrin Operasyonu'nun beklenenden erken bitmesiyle ciro beklentisi negatif yönde revize edilen Burak Özçivit yatırımı)

Eski Kocam(ız), Eyvah Karım, Karımı Gördünüz mü, Kızım ve Ben, Bırakın Çocuk Oynasın... Bunlar, bu hafta vizyona giren filmlerin bazıları... Haftanın sinema gündemi İstanbul Film Festivali olunca, sinema salonları birbirlerine oturmaya gitmiş de dedikodu yapıyor gibi; eski kocasını çekiştiriyor, karısıyla şakalaşıyor, kızını övüyor, evde oynayan çocukları öpüyor gibi... Bir de o sırada TV'de sanki şehit haberi veriliyormuş, hemen ardından magazin başlamış ve Burak Özçivit bir şeyler konuşuyormuş gibi bir film var: Can Feda.
devamı...

Kelebekler (Uçamayan astronot, patlayan tavuklar, ölen kelebekler ve daha neler neler...)

Bu hafta en çok salon bulan yapımlar BKM yapımı bir çocuk filmi ve Steven Spielberg yönetiminde bir bilimkurgu olmasına rağmen az salonlu festival filmlerini öne çıkardım, Zaytung Sinema'ya da bu yakışırdı dedim. Tolga Karaçelik'in Sundance'de göğsümüzü kabartan komik festival filmi Kelebekler ile; oldukça cool ve sanatsal bir lezbiyen filmi Thelma'yı anlatıp sizi teşvik ve tahrik etmeye çalıştım. Gidin şunlara da aile, din, ilişki kavramlarını bi' güzel sorgulayın, sonra da hamamdan çıkmış gibi arının, rahatlayın istedim!
devamı...

Tolga Karaçelik, Yeni Filmi 'Kelebekler'le Yine İddialı: ''Ödül mödül aldı ama sıkıcı değil...''

Bu hafta siz değerli Zaytung Sinema takipçileri için daha evvel Gişe Memuru ve Sarmaşık filmlerini izleyip 'Süper bi adam' kanaatine vardığımız Yönetmen Tolga Karaçelik'le yeni filmi Kelebekler'i konuştuk. Daha doğrusu Özgür Mumcu'dan rica ettik o konuştu. Gömlek seçimleri biraz şey ama olsun, o da güzel bi insan...
devamı...

Çocuklar Sana Emanet (Çağan Irmak’tan korkutmaya kıyamayan korku filmi)

Bu hafta, Onur Ünlü'nün büyük bir yönetmenlik becerisiyle, Gerçek Kesit'i sinemaya tam da Gerçek Kesit gibi uyarladığı filme gidecektim ama seans saatleri uymadı, ben de genel izleyici kitlesi gibi davrandım: Gittim gişenin önüne, ekranlarsaki minik fragmanlara baktım, büyük karton afişlere baktım, "Hmm yönetmen Çağan Irmak, en azından ağlarız" dedim, "Aa bu şey dizisinde oynayan çocuk değil mi" diye heyecanlanıp Çocuklar Sana Emanet filmini seçtim. İzlerken de anladım ki meğerse gerilimmiş. Genel izleyici kitlesi olmak sürprizlerle doluymuş
devamı...

Kaybedenler Kulübü Yolda (Mevsimlik bohem işçilerinin Olimpos göçü)

Vizyonda bu hafta Nejat İşler var! Aslında çoğunuz için bu cümle yeterli, spot kısmı burada bitse bile okursunuz gibi... Yine de kalan kısmınız için Nejat İşlerli filmde Hande Doğandemir ve Yiğit Özşener'in de olduğunu belirteyim, "Başka başka?" diye soran Başka Sinema meraklıları için "Stalin'in Ölümü diye gereksiz bir şey var" diye burun kıvırarak ekleyeyim, bi' Nejat İşler olmadığım için burun kıvırırken çok çirkin durduğumu kabul edip kısa bir video arasından sonra yazıya geçeyim
devamı...

Phantom Thread (Bu Tarz Benim'in sanat filmi versiyonu), Direniş Karatay (Diriliş Ertuğrul'un özel üniversitede geçen versiyonu)

Haftanın öne çıkan iki filminde de tarihsel-kültürel birikimimize bir şeyler eklemek mümkün... Direniş Karatay filminde, Selçuklu'nun son dönemlerinde Konya'da yapılmış medreseyi öğrenecek, sonra onun günümüzde özel üniversiteye dönüştüğünü öğrenip spoiler yiyeceğiz. Oscar ödüllerinde En İyi Kostüm ödülünü götüren Phantom Thread filminde de 1950'ler İngiltere'sinde şık elbiselerin dikim sürecini görecek, o dönem bir mezuniyet balosuna katılsaydık ne giyerdik sorusunun cevabını arayacağız
devamı...

Ailecek Şaşkınız (Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in çalgısız ve düğünsüz bir filmde oynama şaşkınlığı)

Son haftalarda ödüllü ve Oscar adaylıklı filmleri yazıp durdum; Türkiye gişelerini toplasan anca 100 bin eden, üstüne üstlük bizim sinema yazılarını okutmak için yeterince popüler olmayan filmleri... Bu hafta ise; "Belki görselde Ahmet Kural ve Murat Cemcir suratı görünce okuyucunun ilgisi çekilir" diyerek Ailecek Şaşkınız'ı öne çıkardım. Tabii yine ödüllü-adaylıklı filmlere bulaşmadan duramadım ve Oscar töreninde ismi geçecek Uğur Böceği ve Savaştan Sonra'yı da ele aldım. Yazının en altına da "Özlemişlerdir Oscar anketi tıklamayı" düşüncesiyle bir Oscar anketi koydum
devamı...

Beni Adınla Çağır (''Bi adama bak, bi de yanındaki adama bak!''), Dünyanın Bütün Parası (''Bunlar böyle böyle zengin oluyor anam!'')

Bu hafta yine az salonda gösterime giren yabancı filmlerden bahsedecek ve köşeyi tutumlu kullanmaya çalışacağız. Önce, Beni Adınla Çağır filminde 'adam adama markaj' yöntemiyle gelişen bir eşcinsel ilişkiye ve tutumlu sevişmelere tanık olacağız. Sonra, Dünyanın Bütün Parası filminde dünyanın en zengin ve tutumlu, aslında düpedüz cimri adamını izleyip "Demek böyle böyle zengin olmuş" tespitini yapıştıracağız. En sonda da çok güzel bir film var; fakir, mutlu ve tutumlu insanları görüp fakir ve tutumluluğumuzla mutlu olacağız
devamı...

Sofra Sırları (Demet Evgar'la ufak tefek cinayetler), Suyun Sesi (Yokluktan yaratığa aşık olan kadının dramı)

Geçtiğimiz hafta bir bayram havasında geçti, çünkü yüzlerce salonda gösterilmesine rağmen Kayhan filminin yüzüne bakılmadı, 1 haftada sadece 360 bin izlendi. Demek ki senin filmin de izlenmiyormuş bazen Şahan Bey; maymun gözünü açtı, hey yavrum hey!.. Diyeyim ve bu hafta sinemalara Aile Arasında, Arif v 216, Ölümlü Dünya kalitesinde bir yerli film geldiğini sevinçle bildireyim: Sofra Sırları... Ayrıca Oscar adayı iki yabancı filmin de vizyona girdiğini ekleyeyim: Suyun Sesi ve 'Ben, Tonya'. Şu iki filmden biri çok iyi. Hangisinin iyi olduğunu ise yazının kalanına saklayayım
devamı...

Özgürlüğün Elli Tonu (BDSM olaylarından ‘evli mutlu çocuklu’ moduna), Kayhan (Sakalsız ve takma dişli Recep İvedik)

Sevgililer Günü'ne denk gelen Özgürlüğün Elli Tonu'nun aslında özgürlükle filan alakası yok, gayet de kadının suçsuz yere kelepçelenmesi ve BDSM talimatıyla kırmızı odada haksız gözaltı yapılması üzerine... Şahan’ın yeni bir karakter denemeye çalıştığı Kayhan filmi de aslında yeni değil ve Recep İvedik'in aynısı, magandalık fanları için belli başlı magandalıklar özenle korunmuş. Ayrıca İyi Günler diye bir animasyon var, ismindeki iyi günleri göstermekten oldukça uzak... Havalar da zaten hiç kış havası gibi değil, her şey ne kadar da anlamsız!
devamı...

Paramparça (Fatih Akın'dan Altın Küreli politik dram), Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri (Bunun da 7 Oscar adaylığı var işte)

Şubat ayının ilk haftası, mis gibi yönetmenlerle, ödüllü filmlerle dolu... Süslü şapkalı kadınların başrol olduğu dönem filmlerini pek seven Joe Wright, 6 dalda Oscar adayı En Karanlık Saat filmini izletecek bize. 'Tabancalı komikler' filmleriyle bildiğimiz Martin McDonagh'ın 7 Oscar adaylığı olan Üç Billboard, Ebbing Çıkışı Missouri filmi de içimizdeki İddaa'cıyı ortaya çıkaracak, "En az 3'ünü alır, 3.5 üstü oynayalım" diyeceğiz. Bir de bizim alamancı Fatih Akın'ı buyur edeceğiz; Altın Küre'de Yabancı Dilde En İyi Film ödülünü kucaklayarak sokaklara döken, "Laylalalay lay, laylalalay lay, AL-TIN-KÜ-RE!" tezahüratları attıran filmi Paramparça da içimizi parçalayacak
devamı...

Ölümlü Dünya (Hanımlar, iyi suç komedisi ayağınıza geldi)

Bu haftanın öne çıkan filmleri, Ali Atay'ın 2. filmi olan Ölümlü Dünya ve bu sene de Cannes'a gidip Altın Palmiye alamayan Andrey Zvyagintsev'in 5. filmi Sevgisiz... İsminden ve afişten anlıyoruz ki ilk film komik ve dünyanın ölümlü olduğunu anlatıyor; ikinci filmin afişi ve ismi ise daha sanatsal ve karamsar duruyor, galiba insanların sevgisiz-meymenetsiz olduğunu gösteriyor o da... Evet, şaka maka biz bu film çözümleme işini baya geliştirdik!
devamı...

Aman Doktor (Sinemada şarkılı-türkülü rakı masası keyfi), Enes Batur Hayal mi Gerçek mi (Sinemada 10 Youtube videosunu art arda izleme keyfi)

Yine bir karne haftasında sinema salonlarını, minnaklara seslenen filmler dolduruyor. En son "Al sana ödül! Yo yo ver, vazgeçtik!" şeklindeki Altın Kelebek şakası ile gündem olan Enes Batur'un filmi, abonelerini tatilde de aralıksız video izlemeye teşvik ediyor. Pixar animasyonu Coco ise çocukları enstrüman çalmak için motive ediyor (teşekkür et bakayım Pixar teyzene!) Bir de bol müzikli bir 'yetişkin yapımı' var; Aman Doktor... Tony Gatlif'in filmiyle, İstanbul-Yunanistan arası gezip oyun havası dinliyor, rakı masalarında yetişkinliğimizin tadını çıkarıyoruz
devamı...

Daha (Hakan Günday yazıyor, Onur Saylak çekiyor, olan yine mülteciye oluyor), Deliha 2 (Gupse Özay, dişi Recep İvedik piyasasına oynuyor)

Haftanın bol salonlu gişe filmi Deliha, bildiğimiz gibi: Tek bir karakter var, kaba ve saf, yamuk yumuk ağzıyla orta sınıf insanlara laf sokuyor, çevresindeki insanlar ise nasıl oluyorsa bundan daha salak ve bütün saf-temiz-salak insanlar birbirini çok seviyor. Haftanın festival filmi Daha ise, "Ya keşke şu ünlüyle şu ünlü sevgili olsa" hayallerimiz gibi. Yeraltı edebiyatımızın önemli ismi Hakan Günday'ın yazdığını pek değerli oyuncu Onur Saylak çekiyor, bu ortaklık hayırlı bir işe vesile oluyor
devamı...

Arif v 216 (ve Cem Yılmaz'dan para almışcasına filmi öven biz)

GORA'yı sinemada izlediğimde liseliydim ve biz filmdeki her boka kahkaha patlatırken yetişkinlerin her şeye gülmediğini, seçici eğlendiklerini görmüş, "Biz hayatın başındaki liseli salaklarız, normaldir" demiştim. Aradan geçen 10 yılda tüm gişe komedileri salak liseliler için yapılır oldu, etrafımız Recep İvedik, Deliha, Vine'cı, Youtube'cu doldu; genç yaşımızda "Ah nerede o eski Yeşilçam komedileri" der olduk. Neyse ki Cem Yılmaz yetişti, haftanın en önemli filmi Arif v 216 ile kaliteli komedi ve Yeşilçam hevesimizi aldık. Sağ ol abi ya, valla iyi geldi
devamı...

Slasher’dan Komediye, Oskarlık Oyunculuklardan İbişliğe... Yılbaşı Gecenizi Şenlendirecek Filmler

İnsanoğlu çeşit çeşit... Yılbaşında da herkes Victoria’s Secret defilesi, ezbere bildiği dansöz şovları, asla çıkmayacak milli piyango çekilişi izlemek istemeyebilir. Mesela biz masamızı donatıp, içeceklerimizi depolayıp, sabaha kadar saçmasapan filmler izlemeyi düşünüyoruz. “Beni de ekleyin o kadroya” diyen varsa listemizi paylaşmakta hiçbir beis görmüyoruz...
devamı...

Başımıza Bir İş Gelmeyecekse: 2017’nin En İyi ve En Kötü Filmleri...

Her yıl sonunda biz sinema yazarları, o yıl için ayrı ayrı film listeleri hazırlar ve bu işi abartılı bir şekilde ciddiye alırız. İlk 10’a alamadığımız filmlere çok üzülür, “Sen daha iyi eleştirmen listelerine layıksın” deriz. İlk sıraya koyduğumuz film de sanki apayrı bir değer kazanmış gibi düşünür, sanki yönetmene sahnede plaket verecekmişiz ve yönetmen ödülü almak için merdivenlerden koşarak çıkacakmış gibi heyecanlanırız. Bazen çok kötü filmler için de bir liste oluşturur, söz konusu kötü filmcilere ise çok kızar, savaş suçlusu olarak yargılanıp halkın önünde hesap vermelerini isteriz.
devamı...

Dönme Dolap (Woody Allen 50. filmine koşuyor, Kate Winslet ciğerimizi yakıyor...)

Haftanın filmleri fazla uğraştırmıyor, afişlerine bakınca az çok nasıl bir şey olduklarını belli ediyor. Dönme Dolap'ın afişinde Kate Winslet'ı ve Woody Allen'ın ismini görünce anlıyoruz ki, türlü entrikalar dönecek ve Kate Bacı hayaller kurup başaramayacak, biraz içimiz şişecek...
devamı...

Star Wars: Son Jedi (8. Geleneksel Aralık Ayı Galaksi Birbirine Giriyor Şenlikleri)

Bu hafta, sadece Star Wars'lara tanınan bir ayrıcalıktan yararlanan Son Jedi filmi de iki gün erken vizyona girerek takvimimizi bozacak, günlerimiz birbirine karışacak. Filmde Luke Skywalker, Leia gibi efsane isimlerin yanında, genç ve yetenekli oyuncular aydınlık-karanlık arası maç yapacak ve hep beraber spoiler verenlere karşı savaşacak. Bir de her sağlıklı ve normal film gibi cuma günü gösterime giren Parti diye tatlı bir yapım var; bu filmden çok ekmek çıkmayacağı için Star Wars'tan yer kalırsa az bi' şey bahsedeceğiz
devamı...

Redneck Zombies'ten, Visitor Q'ya... Bittikten Sonra ''Ben az önce ne izledim?'' Sorusuyla Baş Başa Bırakan Akıllara Zarar Filmler

İnsanı iki arada bir derede bırakan, ya sev ya terk et dedirten, kafalar güzel oldukça tekrar tekrar açıp izleme ihtiyacı hissedilen en acayip filmleri bayıla bayıla listeledik...
devamı...

Öteki Taraf (Yönetmen Özcan Deniz’den ‘iki kadın bir adam’ gerilimi. Bilin bakalım adam kim?), Yabancı (63 yaşında adam döven, işte benim Jackie Chan)

Bu hafta Özcan Deniz, dram/romantik, fantastik/romantik, romantik/komedi filmlerinden oluşan kariyerine bir tür daha ekleyerek, 'Özcan Deniz'e kim sahip olacak gerilimi' olan Öteki Taraf filmiyle karşımıza çıkıyor. Bunun dışında 63 yaşında hâlâ sempatik tekmelerle adam döven Jackie Chan'ın rol aldığı İntikam, izleyicisine huysuz-yaşlı bir Jackie Chan gösteriyor. Ayrıca George Clooney'in, Coen Kardeşlerin ıslak imzalı bir senaryosundan yola çıkarak yönettiği Suburbicon da göze çarpıyor
devamı...

Aile Arasında (Gülse Birsel, Engin Günaydın, Demet Evgar, Erdal Özyağcılar... Daha sormayın artık film nasıl diye)

Tam 10 filmin vizyona girdiği bu hafta, Gülse Birsel'in yazdığı Aile Arasında rahatça öne çıkıyor ve "Şemaları anlamaya çalışmaktan beynimiz bulaşık teline döndü, az gülelim" diyenlere ilaç oluyor. Bunun dışında, uzaktan görünce 'sanat filmi' diye çağırdığımız ödüllü birçok festival filmi var ama onlar, haftanın vasat yapımları Yarını Yok ve Çizgi Ötesi kadar salon bulamıyor. Zaten festival filmi oldukları için çekingenler biraz, "Biz vizyonda çok durmayız, bi seyirciye bakıp çıkacağız" der gibiler
devamı...

Buğday (Distopyanın takkeli hali), Kardeşim Benim 2 (“Hepinizden yakışıklıyız ama burnumuz boktan kurtulmuyor” tesellisi)

Haftanın filmlerinin galaları oldukça farklıydı. Kardeşim Benim 2'nin halk galasında Aslı Enver'in bulunmaması "Neden?" soruları eşliğinde magazincilerin anksiyetesini azdırdı. Film ekibinden Pınar Deniz'in, Fahriye Evcen'in geçen yılki elbisesiyle pişti olması da bomba etkisi yarattı; her şey normaldi yani... Buğday'ın galası ise 'Cumhurbaşkanına sanat filmi izletme' kampanyası (Başkan Sinema) dahilinde bir AVM yerine Beştepe'deki sarayda yapıldı ve bizimki durur mu, Meltem Cumbul'a çatıverdi! Keşke orada da tek gerilim, ekoseli ceketlerin pişti olması olsaydı
devamı...

Justice League: Adalet Birliği (Batman’in sözleşmeli işçi olarak çalıştırdığı dünyayı kurtarma ekibi)

Bazı filmlerin çok izlendiği bir zamandayız. Son rakamlara göre Ayla'nın izleyici sayısı 2 buçuk milyona yaklaştı, Yol Arkadaşım da 1 milyonu aştı. Tam bu sırada elin DC'si "Ben de bu yarışa ortak olacağım" diyerek iddialı süper kahramanlarını topladığı Justice League filmi ile geldi. Böylece, kulvarları farklı olsa da, Ayla ile Wonder Woman'ın; yanık sesli Oğuzhan Koç ile çatık kaşlı Batman'in beraber anılmasının zemini oluştu: "Bak Ayla, bu Wonder teyzen, o da senin gibi savaşın ortasında kaldı. Anne alalım mı onu sana?"
devamı...

Yol Ayrımı (7 yılda bir çıplak gözle izlenebilen Yavuz Turgul - Şener Şen buluşması)

Bu hafta vizyonda her zevke özel bir film göreceğiz: Polisiye sevenlere Doğu Ekspresinde Cinayet, Avrupa sineması sevenlere Umudun Öteki Yüzü, belgesel sevenlere de Sabah Yıldızı: Sabahattin Ali... Ama biz en çok Yavuz Turgul'un başrolde Şener Şen'i oynattığı Yol Ayrımı'nı konuşacağız. Sadece birbirlerinin projelerinde çalışan, diğeri olmadan selfie bile çekmeyen ikiliyi 7 yıl sonra görmenin sevincini yaşayacağız. Yaşımız yetiyorsa özlediğimizi fark edecek, yetmiyorsa Şener Şen ustaya bakıp bakıp "Ne tatlı bir dedeymiş!" diyeceğiz
devamı...

Kare (Yabancılaşmalı, yüzleşmeli festival filmi), Testere: Jigsaw Efsanesi (Kol bacak kesmeli ergen filmi)

Kan revan görmeye hevesli ergenlerin parasını yemeye doyamayan yapımcılar, Testere (Saw) serisinin 8. filmi Jigsaw Efsanesi ile karşımızda bu hafta. Bir de yine orta sınıf ikiyüzlülüğü konulu bir Avrupa filmi var. Orta sınıf seyirci kitlesine "Aç da kendi dötüne gül" mesajı veren Altın Palmiye ödüllü Kare. Gişe yapımında da festival filminde de değişen bi' şey yok yani! Gişe seyircisi kelle paça kıvamına getirilmiş insan bedeninden, festival seyircisi Avrupalı yönetmenlere kendini fırçalatmaktan bıkmıyor belli ki.
devamı...

Ayla (Türkiye'nin çekik gözlü Oscar aday adayı), Thor: Ragnarok (Amerikan tıraşlı İskandinav tanrısı)

Aylardan beri yaptıkları tanıtımlarla bıktıran iki film var bu hafta: Thor: Ragnarok'ta, "Marvel'dan olma, Asghard'da doğma" Thor, çekicini düşmana sallarken eline beton çivisi verip "Vur saçını tıraş eden zalıma" diyeceğiz. Ayla'da ise çekik gözlerini pek sevdiğimiz Güney Kore’ye gidip Kore Savaşı'nda Oscar arayacağız. Savaş mağduru minnak Koreli kızı görüp hüngür hüngür ağlayacak, "Allahım nolur annemi koru! Ayla'yı da Yabancı Dilde En İyi Film Oscarının son 9'una al!" diye çocuk duası edeceğiz. Yine içimiz dışımız Hollywood macerası-dramı olacak...
devamı...

Süperstar (filme gitmezsek Aamir Khan'a ayıp olur mu?), Uzaydan Gelen Fırtına (ve Dünya'yı saran doğalgaz faturası korkusu)

Bu hafta biri Bollywood biri Hollywood'dan iki film öne çıkıyor: Türkiye gezisi sırasında abimiz-dayımız bellediğimiz Aamir Khan'ın oynadığı 'Süperstar' ve Hollywood’un yeni felaket öyküsü 'Uzaydan Gelen Fırtına'… Bollywood derdini şarkı sözüyle, gitar soloyla anlatıyor da Hollywood yine CGI’sız iki laf edemiyor. Bollywood'un hayırsever kamerası yine garibanı gösteriyor; küçük bir kız bir gitarla yolunu bulmaya çalışıyor. Hollywood ise panik atak anne gibi; hava ısınırsa başına güneş geçer, fırtına çıkar da üşütürsün derken terli sırtımıza havlu efekti sokuyor
devamı...

Cingöz Recai (Kobra Takibi ve Arka Sokaklar arası Kanal D filmi), Mutlu Son (Haneke dede Snap atmayı öğreniyor)

Haftanın popüler filmi, yerli bir hırsız-polis kovalamacası: Cingöz Recai… Filmde, Ezel'in senaristlerini, Kenan İmirzalıoğlu’nu, Kanal D amblemini görünce dizi başladı zannediyor, "Ahmet Hakan'la Kanal D Haber ne zaman bitti?" diyoruz. Vizyonda zap yaparken Haneke ustanın yeni filmi de göze çarpıyor, yönetmen yine orta sınıfın ana-bacısına söverken iyice huysuzlanıp gençlerin Snap'ine karışıyor, “Gitmeyin dedenin üzerine" diye arayı bulmaya çalışıyoruz...
devamı...

Blade Runner 2049: Distopyanın Sansürlü Hali (Biz olmuşuz distopya be anam)

Büyük stüdyoların iyi işler yaptığı bir dönemdeyiz. Son bir ayda Warner Bros'un re-make yapımı 'It' ve Paramount yapımı 'mother!' filmleri oldukça sevildi, sayıldı. Bu hafta da 35 yıl sonra gelen devam filmi, Sony Pictures'ın yapımcısı olduğu Blade Runner 2049'un vizyona girdiğini görünce iyice kanımız kaynadı. Ne güzel bu stüdyolara ısınmaya başlıyorduk ki Sony'nin Türkiye'ye gönderdiği Blade Runner kopyasının sansürlenmiş olduğunu öğrendik ve yıkıldık. Tüüh, Allah hepinizin belasını versin! Değişirsiniz sanmıştık
devamı...

anne! (Jennifer Lawrence, Javier Bardem ve bir ev dolusu misafir), Benim Varoş Hikayem (Adana'da doğal yaşam belgeseli)

Havalar soğuyor, "Lan doğalgaz faturası mevsimi geliyor" gerilimini yaşıyorken iki gerilim filmimiz var bu hafta... Korku klasikleri arasında gösterilen ve yeni kopyasıyla gösterime giren 1977 yapımı Suspiria, danslı gerilim yaşatırken (Yok, Bollywood gibi değil) Darren Aronofsky'nin fıstık gibi bir gerilim tattıran 'anne!' filmi, 'eve gelen yabancı misafir' konusuyla dikkat çekiyor (Yo, Davetsiz Misafir dizisi gibi değil). Bu arada Benim Varoş Hikayem belgeselinde Adanalılar "Gardaş bizden gerilmene gerek yok" diyor, Kurtlar Vadisi Vatan filminde de Polat yine bir şeylere gerilip racon kesiyor
devamı...

Kingsman 2 (İngiliz İngilizcesi vs. Amerikan Aksanı), Ay Lav Yu Tuu (Amerikan İngilizcesi vs. Mardin Aksanı)

Vizyonun yeni filmleri çok yeni değil! Haftanın İngiliz-ABD yapımı ajan filmi Kingsman 2, bu sefer de Colin Firth’i dirilterek, yoğun bakımdan kaldırıp dövüşe sürerek şansını deniyor. İlkinden 7 yıl sonra gelen Ay Lav Yu Tuu da unutmuş olanlar için hatırlatıyor: "Amerikalı Amerikalıdır, Mardinli ise Mardinli, gurban"...
devamı...

O (Stephen King'in romanının dizi uyarlamasının re-make'inin ilk bölümü... Kısaca: Geldi yine mk palyaçosu!)

Uzun bir aradan sonra yeni bir vizyon yazısıyla buradayım. Tatilde de şımarık eleştirmen tavırlarıyla gezdiğim için çok bi' zevk alamadım gerçi... "Böyle klişe dalga mı olur ya" dedim, karakterlerin ruh halleriyle mayolarının renklerini uyumsuz buldum, şezlong minderini genel atmosfere yakıştıramadım derken huzursuz oldum. Neyse ki huzuru yine sinemada, ABD kanalizasyonlarında yaşayan cani paylaçoda buldum. Stephen King'in eseri 27 yıl sonra bu sefer filme uyarlandı da kan gövdeyi götürürken deşarj olabildim
devamı...

Sonbahar Gribini Tam Bir Instagram Kızı Gibi Geçirin: Salya-Sümük Kombininizi Tamamlayacak En Şık Romantik Komedi Filmleri

Sonbahar geldi, grip kapıda. Hastalık yüzünden pijamaları çekip, acur turşusuna dönmüş tipinizle kendinizden tiksinmek istiyorsanız ne ala. Ama yok efendim ben stil sahibiyim, sonbahar gribini de Bridget Jones gibi geçiririm derseniz, size hastalık döneminizi İngiliz atı gibi atlatmanızı sağlayacak romantik komedileri bir araya topladık.
devamı...

Game of Thrones 7. Sezon İncelemesi: ''Biz daha ölmedik'' Diyen Gece Kralı, Dany Halasını Gözüne Kestiren Jon, Ejderha Mejderha...

Bütün derdimizin Game of Thrones spoilerı yememek olduğu, sosyal medyadan spoiler verenlere "Adresini ver, geliyom oraya" yazarak kendimizi kaybettiğimiz bir sezonu daha geride bıraktık. Sezon boyunca Euron donanmasının yol haritasını çizmeye, Jaime'nin nefesini tutma süresini, kuzgunların uçuş hızını hesaplamaya çalıştık. Gece Kralı ÖTV KDV olmadan altına gıcır gıcır ejderha çeksin ve bayram tatilinde Jon Snow, Dany halasını bol bol öpsün diye ne sıkıntılar çektik! Ve son bölüm itibariyle Cersei-Khaleesi-Ölüler ordularının Play-Off'a kaldığını gördük. Şimdiden hepsine başarılar, hepimize geçmiş olsun
devamı...

Terminatör 2: Mahşer Günü 3D (Baktık daha iyisini yapamıyoruz, eskisini cilalayıp verelim dedik...)

Terminatör 2, yenilenmiş kopyasıyla, 3D haliyle Türkiye’ye de geldi. Bi' heyecanla gittim, numarasız 3D gözlüğü takınca T-1000 model robot, koltukların içinden çıkacak gibi olur sandım. Oysa taşra sinemasındaki film bulanıktı, altyazıları zor okunuyordu. O an anladım ki; en azından bu sinemanın çevresinde yapay zekanın dünyayı ele geçirmesine yol açacak bir teknolojik yok! Rahatladım... Sonra aynı sinemada, Şanslı Logan filminin bitmesine 15 dakika kala salon ışıkları açıldı ve ışıkla beraber aydınlandım: Aslında bu 2 saatlik film gereksiz yere uzamıştı. Çıkışta bu bilinçlendirici çalışmalardan dolayı yetkilileri bol bol öptüm.
devamı...

Evde Baş Başa Geçirilen İlk Geceyi Vezir de Rezil de Edebilecek Riskli Filmler... (Galoplu, IMDB Puanlı)

Hayalinize ulaşmanızı sağlayacak ya da size köstek olup geceyi el elde baş başta geçirmenize vesile olacak filmleri derledik. Çünkü sizden hoşlanıyoruz...
devamı...

Belalı Tanık (Deadpool'la Pulp Fiction'ı Topla, İkiye Böl...)

Haftanın filmleri kötü işler değil ama ilk duyduğunuzda burun kıvıracağınız yapımlar... Bundandır ki cuma günkü sinema mesaimde hiçbir arkadaşımı yanımda sinemaya getiremedim. Belalı Tanık filmi için "Deadpool'daki herif oynuyor, amma geyik filmdir kim bilir, eheh" dediysem de kandıramadım çocukları. Dangal filmi için de "Hintlilerin oyun havaları eşliğinde dans ettiği Bollywood filmine gelin lan, biz biliyoruz da mı izliyoruz canım" dedim ama yine kimseyi ikna edemedim. Gerçi Dangal spor filmiydi, müzikal değildi. Olsun... Gelmedi zaten puştlar!
devamı...

Hizmetçi (Lesbian Spank Inferno'nun Korecesi), Bas Gaza (İsmail YK şarkısı ile Hızlı ve Öfkeli arasında)

Vizyona giren filmler yine tatsız; yaz sıcağında klimasız sevişmeye çalışmak gibi, tam yurtdışına gitmişken telefon kamerasının bozulması gibi... Yine de güzel bir film aradan sıyrılıyor; Kore yapımı Hizmetçi!.. Vizyon tarihi iki kez ertelenen, tehirli gelen Doğu Ekspresi bekler gibi yolu gözlenen filmi çokça övmeye çalıştım. Bir de araba aksiyonu meraklısı liseli kuzenle gittiğim Bas Gaza'yı yazdım biraz, kuzene de birkaç tane 'filmlere burun kıvırma hareketi' öğrettim (altyapıdan eleştirmen yetiştirmek)
devamı...

Kara Kule (Stephen King okurları bu filme çok kızacak!), Cumali Ceber (Recep İvedik hayranları bile 'bu ne mk' diyecek)

Bu hafta, fragmanı izleyince bile hamamda keselenme ihtiyacı hissettiren Cumali Ceber'e dayandım sizler için! Sonra, vasat bir Stephen King uyarlaması Kara Kule'yi izledim. Yan koltukta, "Bunlar hep konuşuyor, hiç dövüşmüyor" diye sürekli dert yanan biri vardı, bıraksalar belediyeye şikayet dilekçesi yazacaktı, duymazdan geldim. Yetmedi, Denizde Dehşet filmiyle vasatlığın sularında gezdim, sineye çektim. Olsun dedim, yeter ki siz vizyondan eksik kalmayın, elalemin yanında boynunuz bükük durmasın istedim
devamı...

Valerian (Öpüşen ergenler ve uzay savaşları), Sarışın Bomba (Öpüşen lezbiyenler ve soğuk savaş)

Bu haftanın öne çıkan, çizgi roman uyarlaması iki filmi de perşembeden vizyona girdi, çokça salona dağıtıldı ve sabah seansları dublajlı kopyalarla dolduruldu. Bu seyirci çekme numaralarıyla, küçük otobüs firmalarında çalışıp başka firmanın yolcusunu kapmaya çalışan otogardaki adamlara benzediler! Biri “Ablam Valerian'a buyur, Beşinci Element’in yönetmeninden Avatar kalitesinde uzaylı filmi" deyip kolundan tutarken diğeri, “Charlize Theron'un seksi yumruk darbelerini izlemek için şu taraftan abi" diye çekiştiriyor. Tercih sizin...
devamı...

Dunkirk (Yeri geldiğinde iyi kaçabilmek de bir destandır...)

Christopher Nolan ustanın II. Dünya Savaşı filmi Dunkirk, felaketiyle geldi: Çekimleri bile fırtınalı havalara denk gelen filmin basın gösteriminin olduğu gün İstanbul’u sel götürdü, üstü başı çamur içindeki eleştirmenler bütün koltukları kirletti ve boyu 1.60'ın üzerinde olanlar eleştirebildi filmi... Vizyonun diğer filmleri de böyle felaket dolu: 'Isırık müptelası Koreli' filmi Zombi Ekspresi, 'piskopat din adamı' filmi Brimstone, 3 tane de cinli-hayaletli film... Salonda imdat çığlıklarının yankılanacağı bu hafta, vatandaşların paniğe kapılmaması önemle rica olunur
devamı...

Maymunlar Cehennemi: Savaş (Konu: Evrim, Tür: Aksiyon, Cins: Şempanze, orangutan, goril...)

“Evrim varsa neden şimdiki maymunlar evrim geçirmiyor” diyenlere 49 yıl önce verilmiş bir cevaptı Maymunlar Cehennemi'nin güzelim ilk filmi... Bak diyordu, evriliyor da senden benden zeki bile oluyor! Sonra 70’lerde Olacak O Kadar tarzı 3 kilo plastik makyajla oyuncular maymun edildi ve bir sürü film çekildi. 2001'de devreye Tim Burton girdi, makineye para atıp kola alan şempanze şirinliğinden kurtarıp iyice vahşileştirdi maymunları... Bu hafta ise 2011'de başlayıp 3 filme yayılan şanlı distopik serinin son filmi geldi. Hoş geldi, sefa geldi! Muz?
devamı...

Örümcek-Adam: Eve Dönüş (Akşam ezanı okunmadan eve dönmek zorunda olan liseli süper kahraman...)

Bu hafta sinemalarda kendimize kostüm beğeniyoruz. Altıncı filminde Spider Man'i ilk kez yüksek teknolojili bir kostüm içinde görüyor, biraz sempatik buluyor, ama azıcık züppe durduğunu da ekliyoruz (Pardon, medium'u yok mu bunun?) Sonra, 'ilk Kürt süper kahraman filmi' diye tanıtılan bağımsız yapım Genco'daki kahraman kostümünü ev yapımı olduğu için samimi buluyor, hem mor renk bizi açar da diyoruz. Mayın filmindeki asker kostümü ise biliyoruz ki bu sıcakta yakar. Sıkar da (film de sıkıcı mesela)
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Pek Bir Şey Yok Ama Klimalı Salon Var. Girin Bi Filme İşte...

Kuzey Afrika sıcağının hepimizi patlamış mısır eylediği bu hafta, Tam Gaz filmiyle serinleyecek, Apple kulaklığıyla müzik dinlerken hız yapan soyguncu genç ile püfür püfür aksiyon çevireceğiz. Sonra, Hayalet Hikayesi filminde bir hayaletle sms'leşen Kristen Stewart'ın iç korkuları ve bir başka gerilim filmi Katliam Günü ile adrenalin tatmaya çalışacağız. Böylece Akdeniz'e gidip yamaç paraşütü yapamasak da 'teselli adrenalini' yaşayacak, filme gelmeden önce Migros'tan aldığımız buzlu çayı içerken fakir eğlencesi yapacağız
devamı...

Transformers 5: Son Şövalye (Trafik canavarı bayramda ocaklara ateş düşürüyor...)

Haftanın filmleri, bayramda karşılaşacağımız sıkıcı akraba ortamı gibi... Transformers 5, bi' şeyi 50 kere 'yapma' dediğin halde yapan, otobüste-trende mızmızlanıp duran bir çocuk gibi hiperaktif ve gürültülü, ağzına iki tane vurup susturasın geliyor. Politik bir polisiye olan Kara Gün de, sürekli Kılıçdaroğlu'nın liderlik vasfı-dolar kuru konuşan bir amca gibi; gideri var ama bayıyor da. Tek mekan gerilimi olmaya çalışan Berlin Sendromu ise, balon sesinden bile korkup baş parmağını dişleyen panik atak teyzemizi hatırlatıyor, tam geremiyor!
devamı...

Gençlik Başımda Duman (Onur Haftası’na özel, LGBTİ bireyli film), Sniper: Duvar (Babalar Günü’ne özel, askerli tüfekli film)

Wonder Woman, Mumya gibi dev bütçeli filmleri geride bıraktığımız şu haftada, az parayla kotarılan mütevazı filmler göreceksiniz. Sniper: Duvar filmi, iki adam ve bir telsizle 90 dakikayı dolduracak, filmdeki dürbünün bile bozuk olduğunu görünce içiniz parçalanacak. Minimalizmin kutsal coğrafyası İzlanda’da geçen, 3-5 ergen ve yarım kilo balıkla çekilen Gençlik Başımda Duman'ı görünce ise "İzlanda hala krizden çıkamamış" diye düşüneceksiniz. Sefil durumdayız yani; çıkışta bağış kutusuna uğramadan geçmeyiniz lütfen
devamı...

Salur Kazan (Burak Aksak'ın ak sakallı dedeleri), Kedi (Instagram'dan ABD sinemalarına, bir başarı öyküsü)

Haftanın filmleri, bir dizinin ilk bölümü gibi: Önce TV dizisi olacağı duyurulan, sonra çaktırmadan sinemaya getirilen Salur Kazan: Zoraki Kahraman, Dede Korkut Hikayeleri serisinin ilk filmi. Mumya filmi ise, Mumya serisinin son filmi gibi dursa da aslında Dracula'nın, Frankenstein canavarının vs. toplanıp adam döveceği Dark Universe serisinin ilk filmi...
devamı...

Wonder Woman (Amazon Kezban Londra'da), Anayurt Oteli (Erken rezervasyonla kendini asma fırsatı)

Vizyonda bu hafta iki film öne çıkıyor: Restore edilmiş haliyle yeniden gösterime sokulan bir yerli sinema efsanesi Anayurt Oteli ve eli yüzü düzgün bir süper kahraman filmi, Wonder Woman... Wonder, incelikten uzak kaslı adamlarıyla, dumble kaldıran saplarla dolu GYM'lere benzeyen DC evrenine renk getiriyor. Barışçıl bir savaşçı olarak izlediğimiz bu çekici Amazon kadını, izleyiciyi kendisine âşık ediyor. Hazır âşık olmuşken sazı elimize alıyor ve bir güzelleme yazıyoruz bu güzele
devamı...

Karayip Korsanları: Salazar’ın İntikamı (Johnny Depp tekne animatörlüğü yapıyor, Javier Bardem'in ölüsü yetiyor...)

Turistik tekne turlarındaki rastalı animatörlerin Sparrow Baba'sı Johnny Depp’in türlü şirinlikler yapacağı Karayip Korsanları 5, haftanın öne çıkan filmi... Yaz sıcağına hasret olduğumuz şu zamanlarda, filmdeki cennet koy görüntüleriyle heyecanlanacak, okyanus dibine düşen karakterlerle suya çivileme daldığımız tatil günlerini yad edeceğiz. Zaten film öncesi-film arası sürekli tatil reklamı izleyen yerli turistler olarak canımız deniz çekecek, BİM’den alınan peynir-sucukla beslendiğimiz bir tatilin hayalini kuracağız
devamı...

Osmanlı Subayı (Evlad-ı Osmanlı'yla İngilizce öğreniyorum), Genç Karl Marx (Siyasi olaylara karışan gencin ibretlik öyküsü)

Haftanın filmlerini Doğa İçin Çal videosu gibi düşünelim: Osmanlı Subayı ve ABD'li hemşire, ABD'den Van'a uzanan yolculuklarında dağ tepe gezerken "Hayde gidelum hayde / Dağa karayemişa" diye şarkıyı başlatıyor. Sonra Paris'te, mikrofon başında Genç Karl Marx'ı görüyoruz, elinde kızıl flamayla "Kizıl ağaç fidani / Tepeden budanur mi" diyor. O sırada Manchester'daki fabrikasında olan Engels de işçilerle beraber "Girsun yerun dibina" diye burjuvaziye sövüyor. Derken Aşkın Çekimi filmindeki iki âşık, II. Dünya Savaşı Avrupa'sından sesleniyor: "Sevdaluk eyu şeydur" (En şiveli yer onlara kalmış yalnız)
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Yaratık - Covenant (Bir robot, bir insan, bir de yaratık bir gün uzay gemisine binmiş. Robot demiş ki...)

Ridley Scott'ın yeni Alien filminde, uzay gemisi tayfası yaratık virüsü salgınından korunmaya çalışacak, biz de C vitamini tüketmenin önemini anlayacağız. Psikolojik gerilim filmi Kaygı'da, tüm sansürlere rağmen travmatik geçmişini arayan Hasret'e üzülecek, aklımıza gelmişken 'geçmişi temizle'ye tıklayacağız. Guy Ritchie'nin filmi Kral Arthur'da ise yuva yıkan büyücülere kin kusacak, gördüklerimizin hurafe mi yoksa CGI mı olduğunu düşünecek, bu arada Game of Thrones'a kaç gün kaldığını hesaplayacağız
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: T2 Trainspotting (Bonzai adamı bozai ama 2. film yine taş gibi...)

Bu hafta sürpriz var! Şubatta vizyona gelecekken dağıtımcısının son anda gösterime girmeyeceğini duyurduğu T2 Trainspotting filmi için üzülmüş, dudaklarımızı büzmüştük hani... "Recep İvedik izleyip toplum içinde s.çmadığımıza göre, bunu da izleyip keşliğe özenmeyiz, getirin şunu!!" diye kendi kendimize çemkirmiştik. Duyan olmuş ki, gösterime soktular şimdi... Gerçi az salona koymuşlar bu sefer de; tinerciler yollarını kesmiş de cebindeki bozuklukları vermişler gibi muamele etmişler filme
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: The Circle (Wikipedia'ya girilemeyen ülkeden, modern dünyanın dertlerine bakış. Tür: Dram)

Eğlenirken öğreneceğiz bu hafta! Galaksinin Koruyucuları'nda şirinlikleri ve zengin renk çeşitleriyle 'uzay jelibonları' olarak tarif edilebilecek tiplerin evreni nasıl koruduğunu göreceğiz. Sonra Circle filmi, internetteki mahremiyet ihlalini göstermeye çalışırken "Mahreme girer gibi Wikipedia'ya girmek" üzerine düşüneceğiz. Gelecek Günler filminde bir felsefe öğretmeni hayat dersi verecek, bizim sinemacılar ise bir vantilatör bulup klip çeken yönetmenler gibi amatör işi filmlerle boy gösterecek
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Silence (Martin Scorsese'yle Huzura Doğru), Kolonya Cumhuriyeti (BKM ABD'ye karşı)

Tam 12 filmin gösterime girdiği bu haftada; mekan mekan, dönem dönem gezeceğiz. Yeri gelecek Martin Scorsese filminde misyoner olup 1600'ler Japonya'sında korsan İncil tezgahı açacağız; yeri gelecek bir Ege kentinde kendimize cumhuriyet kurup dış mihraklarla didişeceğiz. 'Beden ve Ruh'ta sevgili olup rüyalarda buluşacak, Blue belgeselinde Yavuz Çetin olup solo atacak, korku filmiyle Trump'a laf sokacak, macera filmiyle İngiliz emperyalizminin suratına tüküreceğiz. Hafifleyeceğiz
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Hızlı ve Öfkeli 8 (Altında Lamborghini var ama hâlâ öfkeli)

Hızlı ve Öfkeli 8'de yine ülke ülke gezerken, devletin hatalı sollamasına, aşırı hız yapmasına izin verdiği romantik serserilerin dünyaya mutluluk ve huzur getirdiğini görüyoruz. Haftanın güzel yerli filmi 'Yaşamak Güzel Şeydir' ise, mutluluğa ulaşmak için 2000 beygirlik arabalara binip bütün dünyayı ralli pisti eylemeye gerek olmadığını gösteriyor. Peki nasıl ulaşacağız mutluluğa? Filmde gördüğüm kadarıyla, Sarıyer'deki Ağaç Müzesi'nin oralarda bi' mutluluk olması lazım, bakıverin. Ya da zaten içimizdedir, bilemedim
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Koca Dünya (Medeniyetten kaçan gençler), Bordo Bereliler Suriye (Gündemden kaçamayan biz)

Ortadoğu'da, ABD ve Rusya anlam veremediğimiz hesaplar yaparken düşünüyoruz: "Amerikan salatası ile Rus salatasının farkı neydi?", "Savaş çıkarsa mahalledeki BİM'in un, yağ, kornişon turşu stoğu bize yeter mi?" Suriye gündeminden kaçmak için sinemaya, Bordo Bereliler Suriye filmine gidince de yine çatışma izliyor, televizyondaki komik hayvanlı haberleri özlüyoruz. Reha Erdem'in usta işi filmi, Koca Dünya'da ise, modern yaşamdan ormana kaçan gençleri görüyor ve soruyoruz: "Siz de mi gündemden sıkıldınız?"
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kabuktaki Hayalet (Ben kimim? Gerçek nedir?), Biz Size Döneriz (İş var mı? Maaş nedir?)

Bu hafta, meşhur anime Ghost in the Shell'in (Kabuktaki Hayalet) Hollywood uyarlamasını izlerken insan beyninin sibernetik bedene aktarılması üzerine kafa yoracağız. Gerçekliği sorgulayacak, "İnsan sayborg da olsa bir anne ister" diye çıkarım yapacak "Scarlett Johansson’un bedeninde beyin olsam" diye iç geçireceğiz. Sonra, Biz Size Döneriz'de hayat gerçeklerine çarpıp genç işsizlere üzüleceğiz. Aklımıza "İş var da, bu beğenmiyor" diyen ana baba gelecek, varoluşumuzu gözden geçireceğiz: “Evrende bana göre iş var mı?”
devamı...

Son Düzlüğe Girilirken: Referandumdan Önce Mutlaka İzlemeniz Gereken 7 Film

Gündemde 'çift başlılık' tartışılıyor, "Yıllardır iki kafalı mitolojik bir yaratık mı yönetiyor bizi" diye düşünüyoruz. Meclisi fesh etme tartışması dönerken ilgili maddeyi inceliyor, ışığa tutuyor, anlamaya çalışıyoruz. İşte bu yorucu süreçte, biraz kafa dağıtmak isteyenler ama tutup da romantik komedi izlemek istemeyenler için Zaytung Sinema'dan dev hizmet!
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Hayat (Hollywood uzayda öyle bir şey keşfetti ki!!), Sonsuz Aşk (Fahriye Evcen öyle bir toz aldı ki!!!)

Bu hafta vasat filmlerle de hayatı sorgulabileceğimizi öğreneceğiz. Sonsuz Aşk filminde Fahriye Evcen, hayatta her anın tadını çıkarmak gerektiğini üstüne basa basa söyleyecek ve yeni temizlenen yerlerin üstüne basılmaması konusunda uyaracak. Hayat filminde ise önemli olanın hayatta kalmak olduğu görülecek, tek hücreli bir uzaylı 6 insanın başına bela olurken, astronotların Alien aşısı yaptırması gerektiği anlaşılacak. Yine de bu ortalama yapımlar "Fazla sorgulamayın kafayı yersiniz" mantığıyla izleyiciyi çok düşündürmemeye çalışacak
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Tatlım Tatlım (Oyunu daha iyiydi), Güzel ve Çirkin (Çizgi filmi daha iyiydi)

Haftanın filmleri ilişkiler üzerine: Tatlım Tatlım'da sempatik oyuncular, filmin uyarlandığı Haybeden Gerçeküstü Aşk oyunundaki Demet Akbağ ve Yılmaz Erdoğan performanslarını tekrarlayıp Güldüy Güldüy'ün şirin çocuklarını hatırlatacak. Sonra, masal uyarlaması Güzel ve Çirkin'de, bir köylü güzeli ile kentli bir canavar, birbirlerinden elektrik almaya, bir çay içip şanslarını denemeye çalışacak. Bu Dünyanın Dışında filmindeki Mars'tan ABD'ye kesin dönüş yapan genç ise, trip, işve gibi dünyalı ilişki kavramlarıyla tanışacak
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Deli Aşk (Tür: Adana oyun havası), Kong: Kafatası Adası (Tür: Death metal)

Havalar ısınıyor; âşık olmak, çimde yuvarlanmak, ateşten atlamak, yüksek sesle şiir okumak, parka oturup bir paket çekirdek bitirmek gibi çılgınlıklar yapmak istiyoruz. Haftanın filmleri de bahar mevsimi gibi kıpır kıpır: Deli Aşk filminde Emrah Kaman, Maraş dondurmacısı kostümüyle aşkının peşinden giderken "Sonuçta Akdeniz şehri olduğuna göre Adanalı da romantik olabilir" diyoruz. Sonra yer fıstığı çitler gibi havada helikopter ezen King Kong'un adasında maceraya ortak oluyor, "Burası sörvayvır beyleer" diyoruz. Bir de şair Neruda'nın filmi var, şöyle güzel bir şiir patlatsın da kendimiz yazmış gibi manitaya gönderelim istiyoruz
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Logan (Hugh Jackman’ın uzayan pençeleri), Reis (Uzun Adam’ın uzayan mağduriyetleri)

17 yıldır Wolverine rolü oynayan Hugh Jackman, Logan filminde yollara düşüp küçük bir kıza yardım pençesini uzatıyor. Reis filminde ise, 20 yıldır Mağdur rolüne hayat veren Uzun Adam'ın siyaset yoluna nasıl düştüğünü ve o kadar da Uzun Adam olmadığı çocukluğunu izliyoruz: Küçük Reis o kadar terbiyeli ve iyi kalpli ki, sanki Küçük Prens Kasımpaşa'ya uğramış gibi duruyor. Bir de İstanbul Kırmızısı var: Yolu Londra’dan İstanbul’a düşen Halit Ergenç, İstanbul trafiğine takılmadan boğazın keyfini çıkarıyor, ohh, hayat ona güzel oluyor
devamı...

Oscar 2017: La La Land'den Rekor Gelir mi? İran'a Ödül Gider mi? Uykusuz Kaldığımıza Değer mi?

89. Akademi Ödülleri sahiplerini bulmadan hemen önce siz sinema çılgınlarının geceyi daha net seçebilmesi, töreni izlerken kafaların öne düşmemesi için sırf dem ayarında bir Oscar 2017 kılavuzu hazırladık...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Resident Evil (Bir kadın dünyayı kurtarır), Gizli Sayılar (Üç kadınla uzaya çıkılır)

Bitmeyen serisiyle, Arka Sokaklar'ın zombili versiyonu olan 'Resident Evil: Son Bölüm'de yine bir kadın tek başına zombi ilaçlayarak dünyayı kurtarmaya çalışıyor. O sırada 60'lar ABD'sinde matematik dehası üç bilimci, hem siyahi hem kadın olmanın zorluğunu yaşarken yılmadan çalışıyor. Topluyorlar, çarpıyorlar, payda eşitliyorlar, mutlak değer alıyorlar derken NASA'yı hesap makinesi kullanmadan uzaya çıkarıyorlar. Bu arada şirin bir ABD kasabasında bir adam, Garip akımından şiirler yazıyor. E onları da bir kadın yazdırıyor
devamı...

Oscar 2017: Kim Neyi Kazanır? Trump'a İlk Lafı Kim Sokar? Kim Hepsini Doğru Tahmin Edip Yönetmenlik Atölyesi Eğitimine Gider? (Şştt senden bahsediyoruz!)

ABD Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi yine keyfine göre Oscar verecek ve kaygısı yine bize düşecek. Yalnız bu sene adaylar gerçekten iyi, Akademi'nin de işi zor size söyleyeyim. Ben bu yıl Arrival'ı izlerken kendimi kaybettim, La La Land’e aşık oldum, Hell or High Water’ı tebrik ettim, Manchester by the Sea’yi takdir ettim, Moonlight’a alkış tuttum derken... Neyse bu arada İstanbul Film Akademisi işbirliğiyle siz Zaytung Sinema okurları için de şahane bir güzelliğimiz var. Tekmili birden yazıda...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ay Işığı (Eşcinsellik, Siyahilik, Naiflik...), Recep İvedik 5 (Böhühü, Böhühü, Böhühü...)

Vizyona giren filmlerin 2-3 haneli istatistikleri ile dikkat çektiği bir haftadayız: 8 dalda Oscar'a aday alan Ay Işığı, şimdiye kadar topladığı 161 ödülle, aşiret düğünü takı törenlerini akla getirirken 400'e yakın kopyası olan Recep İvedik ise soluklanmak için masaj koltuğuna oturan teyzeyi, uslu uslu burgerini yiyen bebeyi kucaklayıp salonlara topluyor. 23-24 tane kişiliği olan bir adamın anlatıldığı Parçalanmış filmi de vizyonun gerilim alternatifi oluyor
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Karanlığın Elli Tonu (Ohh! Aah! Immm!), John Wick 2 (Dan dan! Dış dışş! Booom!)

Karanlığın Elli Tonu’nun oynadığı salona bir erkek grubu olarak girdik de, izleyicilerin yüzde 90’ının genç kadın olduğunu görüp mahreme girmiş gibi utandık bu hafta. Sevişme sahnelerinde Dacota Johnson inledikçe başımızı eğdik, tüm terbiyemizle koltuğa gömüldük. John Wick seansında ise, yüzde 90’ı erkek olan salonda, tribünde gibiydik. Keanu Reeves, düşmanlarına yumruk-kurşun saydırdıkça oley oley oley diye inledik. Filmlerin hepsini bitince ise Swiss Army Man filmindeki 'osuran ölüyle denizi geçme' sahnesi kalmıştı aklımızda. Tuhaf bi haftaydı...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Yaşamın Kıyısında (Deniz manzarası hüznüyle 6 Oscar adaylığı), Fırıldak Ailesi (Lise komedisi kafasıyla 7 yaş animasyonu)

Senaryosu müthiş iki film var bu hafta: Yaşamın Kıyısında, bir kapıcının darmaduman yaşamını anlatırken ona çektiren kişilere beddua ediyoruz. Toni Erdmann izlerken de muzip bir adamın şakaları hayatın anlamsızlığını hatırlatıyor, hayata sövüyoruz. Bu iki filmle bencil insanlığımızdan utanıyor, iki ayağımızın üstüne dikilip medeniyet kurduğumuz çağa lanet ediyor, doğrulmaz olaydık diyoruz. Sinema salonları ise, Avrupa’da, ABD’de Tazmanya Canavarı gibi ödül yiyen bu filmleri görmezden geliyor ve salonları 'yerli animasyon taslağı' Fırıldak Ailesi için kapatıyor. Sinir oluyoruz...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Vezir Parmağı (Mahsun Kırmızıgül'ün vazgeçmemesi), Satıcı (Bir İran filminde daha ilişkilerin çatırdaması)

Bu hafta, vizyonun teması "Can çıkar huy çıkmaz"... Anlıyoruz ki, Vezir Parmağı'nın yönetmeni Mahsun Kırmızıgül 20 sene daha film çekecek olsa da tarzı değişmeyecek: Yine herkes bağıra çağıra sosyal mesaj verecek, yakın çekimlerde 'çirkin surat', genel çekimlerde ise 'at' göreceğiz. Sonra, İran'ın sağlam senarist-yönetmenlerinden Asghar Farhadi'ye uğrayacağız. Farhadi'nin bu haftaki filminde de, ondan alıştığımız üzre, bütün karakterler hem haklı hem suçlu olacak, kime hak verelim diye şaşırıp beynimizi kemireceğiz
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Olanlar Oldu (Kış ortasında yaz dizisi), Jackie (First Lady'ler de ağlar)

Bu hafta vizyon TV8 ekranı gibi! Olanlar Oldu'da Ata Demirer efkarlı sesiyle yürek dağlarken O Ses Türkiye jürisi gibi salondaki koltukları döndürüp Demirer'i seçmeye çalışıyoruz. Sonra, Jackie filminde 10 kostüm değiştiren Natalie Portman'ın pembiş elbiselerine yorumlar getirerek filme yabancılaşıyoruz. Finalde de, Havaili animasyon karakteri Moana'yla okyanusa açılıyor, Survivor adasının oralardan geçerken Acun’a el sallıyoruz....
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Passengers (Uzayda sevişenler), American Honey (Arabada sevişenler)

'Alıp başını gitme güdüsü'yle, macera aşkıyla dolacağız bu hafta! Uzay gemisinde 120 yıl uyuyarak (bkz. hibernasyon) başka bir gezegene seyahat edebilen insanları yadırgamadan izleyecek, biraz erken uyanan Jennifer Lawrence'a "Uyusaydın daha, kahvaltı hazır olunca uyandırırdık" diye kıyamayacağız. Bir de bol müzikli bağımsız bir gençlik filmimiz var: American Honey... 20'lik asi gençler minibüsle-arabayla gezip dans edip sevişirken coşacağız. Normalde sevmeyiz, bas bas slow pop şarkılar çalan otomobillerin arkasından "Kıro işte" diye çıkışırız. Filmde ise, arabanın içinde şortlu kadınlar da olduğu için kıro gibi durmuyorlar. Diye düşüneceğiz...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Çalgı Çengi İkimiz (Ahmet Kural mimiği ve Murat Cemcir dişlerinden yapılan dördüncü film)

Yıla politik filmlerle başladık. Ağ filmi, Kuzey ile Güney Kore arasındaki diplomatik krizin ortasında kalan bir balıkçıyı anlatırken "Tek derdi 'akşam çinekop tava mı yesek' olan adamım lan ben, ne işim var politikayla" mesajıyla üzüyor. Yine diplomatik krizli bir adam olan ve ABD'nin tüm dünyayı dikizlediği belgeleri sızdırmasıyla bilinen Snowden da "Bıyıklı bir adam vardı, o muydu Big Brother?" diye düşündürüyor. Bir adet de Nazi filmi görünce, gündemden kaçarken politik filmlere mi tutulduk diye korkuyoruz ama o sırada Çalgı Çengi imdada yetişiyor: Ahmet Kural ve Murat Cemcir, üzerimize bol mimik, oyun havası, aptal mafya macerası boşaltarak huzura erdiriyor.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Aşıklar Şehri (Bok gibi geçen seneye, romantik ve müzikal bir final...)

Aşıklar Şehri, hayallerimiz pek hoş olsa da hayatlarımızın 'çok böyle şey' olamayacağını gösteriyor. Bu aralar Yeşilçam filmi ile gerçek hayatı birbirine karıştıran bize de ders oluyor. Dersimizi alıp Matt Damon'lı 'Çin Seddi' filmine gidiyoruz ve hayali canavarlarla savaşıp deşarj oluyoruz. Sonra Ken Loach ustanın 'Ben, Daniel Blake' filmi sayesinde hayat gerçekleriyle yüzleşiyoruz. Panik atağımız azacakken sağolsun arkadaşlar tekrar Aşıklar Şehri'ne götürüyor, güle oynaya yılbaşına giriyoruz
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Assassin's Creed (Bunlar haşhaşiiii... Bunlar tridiiiii...), Dönerse Senindir (Murat Boz'a bile dönmeyen var, sen de çok şeyapma)

Sezon sonu indirimi bulmuş gibi şu filmlere davranabilir, yavaş internetin sıfıra indirdiği eğlenceyi sinemada bulabilirsin: Oyun uyarlaması olan Assassin's Creed'de 3-4 saat de olsa bilgisayar başından kalktım diye avun mesela. Ya da Dönerse Senindir filminden "Dönmeyen Murat Boz'a bile dönmüyor, bu işler böyle demek ki" mesajını al, teselli bul... En olmadı Florence'ı izle, şarkıcı olmaya çalışan başkarakterdeki özgüvenden feyiz al, cırlak sesinle barış. Sokağa çık ve avazın çıktığı kadar bağırarak şarkı söyle! Aferin, delir iyice...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Rogue One (Biz olmuşuz Star Wars be anam...)

Rogue One'a giderken Güç Uyanıyor'dakine benzer bir manzarayla karşılaşmaktan korktuk. Geçen yılki gibi sinemada Darth Vader maskesi takmış insanların cirit atmasından ürktük. Çiçeği burnunda Star Wars yapımcısı Disney, "Bi' şey yapın lan miki fareler, maskeli baloya döndü buralar" yakınmalarını duydu ki, filmin tanıtımına yüklenip milleti uyandırmadı. Salondaki 3-5 ışın kılıçlı çocuğu da tartaklayıp çıkarınca güzel bir ortam yakaladık. Bölüm 4'ten öncesini anlatan Rogue One da ciddi ve güzel bir film olmuş, tatmin olup çıktık
devamı...

Deadpool'uyla, Arrival'ıyla, 2016'nın En İyi 10 Filmi (Bir de senin bayıldığın ama bizim seçmediğimiz o film...)

Listeyi hazırlarken 15 gün kafamda tasarladım, hiçbir yönetmen alınmasın, ayrıca kimsenin dötü kalkmasın istedim. Köşeye film reklamı veren olmadığı için hiçbir filmi kayıramadım. Sürpriz kupon niyetine, çok şans verilmeyen 1-2 filme de oynadım. Bir de baktım ki gerilimi bol, atmosferi karanlık yapımlar zuhur etmiş listeye, sinsice. 2016, sert bir gerilim filmi gibiymiş meğer. Hüzünlendim ama abartmamak lazım, film listesi bu sonuçta diye düşündüm...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: 'Gece Hayvanları' (Otobanda durulmaz!), Sen Benim Herşeyimsin (Her Şey ayrı yazılır!)

Önce şunda anlaşalım: Her film günün her saati izlenmez! Mesela, sıkı bir kurgusu, sert bir gerilimi olan Gece Hayvanları gece seansında izlenmeli. Filme öğle saatlerinde gidecek olursak bu karanlık yapım, kış güneşi altında kestane yiyip eve dönerken etkisini yitirir, tadı kaçar, bozulur. Diğer yandan, baba-küçük kız ilişkisi anlatan Sen Benim HerŞeyimsin, mümkünse öğlen 11 gibi izlenmeli -ki, bu vasat filmi belleğimizden silmek için zaman kalsın! Onu unutmak için kendimizi arkadaş ortamına, bira sohbetlerine verebilelim.
devamı...

Başımıza Bir İş Gelmeyecekse: Yılın En Kötü 10 Filmi (Ya da 2016'dan tiksinmek için 10 neden daha)

Eskiden fiş toplayıp yüzlercesini vergi iade zarfına yazardık ya, çeşitli sinema mecraları da tüm yıl izlediklerinden En İyi Filmler listesi hazırlamak için öyle debeleniyor şu aralar... Zaytung Sinema ise en kötüleriyle işe başlıyor. Baştan, açık açık söyleyeyim: İzlerken sinemanın acil çıkış kapısıyla sık sık göz göze geldiğim, bana AVM'nin balkonundan bir planöre atlayarak kaçma isteği veren filmler bunlar... Verdiğim bilet parası dolar karşısında erirken, bana da 'değer kaybetme' hissi veren...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Müttefik (''Angelina Jolie-Brad Pitt çiftini ayıran film'' diyelim de yazı okunsun…)

Dedikodu yapmak, sevişen insan çekiştirmek en büyük hobimiz. Oscar peşindeki Müteffik filmi de, başından beri "Brangelina çiftini ayıran film" diye anıldı, öyle kaldı. Marion Cotillard, Instagram'ına “Ne ilgisi var be, çoluklu çocuklu kadını Brad Pitt'le anmaya utanmıyon mu, terbiyesiz” yazdıysa bile hepimiz dillerimizi İsmail Abi gibi çıkararak “Tamam tamam inandık” dedik. Haftanın en özel filmi Babamın Kanatları'nın ise magazinle-muguzinle işi olmadı. Tek derdi yevmiyesini zamanında almak olan karakterleriyle ödülleri süpürdü
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Liseliler için 'Çakallarla Dans - 4', Kan-Revan ve Katoliklik Severler İçin 'Savaş Vadisi'

Bu hafta, sanki isteyen olmuş gibi, Çakallarla Dans'ın 4. filmi vizyonda. Maskeli Beşler'den sonra açıkta kalan 'fonda Anadolu Rock çalarken sakarlık yapan geri zekalı çocukluk arkadaşları' türündeki yerlerini sağlamlaştırma hevesindeler. Bir de Mel Gibson'ın 10 yıllık aradan sonra dünya halklarına armağan ettiği Savaş Vadisi geldi ve Mel Usta'nın pek sevdiği unsurlar yine karşımızda: Sicim sicim kan dökülmesi, acı eşiği yüksek mazoşist-kahraman erkek, yavşak düşman, 'sarı tenli adam' güzellemesi, "Katoliklik ne süper lan" vurgusu...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: İkinci Şans (Ya o değil de... Asmalı Konak güzeldi be...)

Eskinin gözde ikilisi Nurgül-Özcan ve çocuklarımızı süpürge tepesinde büyü yapmaya özendiren Harry Pottergiller, bu hafta vizyonu şenlendiriyor. En son 13 yıl önce Asmalı Konak'ta bir araya gelen N. Yeşilçay ve Ö. Deniz, İkinci Şans'ta andropoza-menopoza yakalanmadan aşk yaşamaya çalışıyor. Harry Potter'ın anası J. K. Rowling'in "Bu bari uyarlanmasın" diye roman olarak yazmadığı kitaptan uyarlanmayı başaran Fantastik Canavarlar da şirin CGI ördeğiyle çocukken beslediğimiz hayvancıkları hatırlatıyor. Anılar nüks ediyor, yıllar nasıl da geçiyor.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: ''Benim Adım Feridun'' (Halil Sezai düğün salonunda aşk acısı çekerken), ''Geliş'' (Elalem uzaylılarla konuşuyor)

Sinemalar henüz kapatılmamışken az oyalanmak için salonlara koştuğumuzda 3 önemli yapımla karşılaşıyoruz: Öyküsüyle, kurgusuyla dudak uçuklatan Geliş'te bir uzay gemisi ve ABD askeri kampı arasında dolaşıp uzaylı dilini çözmeye çalışıyor, hep beraber kelime ezberliyoruz. Benim Adım Feridun'da ise bir düğün salonuna sıkışıyor, kim kimin yengesi-dünürü-amca çocuğu... onu çözümlemeye çalışıyoruz. Kapalı mekanlardan daralırsak da Kaptan Fantastik'e gidiyor, dağ-orman havası çekerek vizyon turumuzu tamamlıyoruz.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Doktor Strange (ve henüz tam Kuzey Kore olmamışken görülmesi gereken 5 film!)

Haftanın öne çıkan filmi, Sherlock karakteriyle ailemizin dedektifi olan Benedict Cumberbatch'in canlandırdığı Marvel kahramanı Doctor Strange. İlaç gibi geliyor valla, iyi CGI'yı ve komik kahramanıyla gündemi azıcık unutmamızı sağlıyor. Yalnız 13-18 yaş arasındaki Marvelsever kalabalık uyuz edebiliyor: Her espriye gülüyorlar, Doktor ve yavuklusu hakkında fısıltıyla dedikodu yapıyorlar, bağıra çağıra görsel efektlere hayran kalıyorlar, "10 dk. arada müdür yardımcısı gelsin, kulaklarından tutup okula götürsün şunları" dedirtiyorlar
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ekşi Elmalar (Belediye reisinin seçimle gelip seçimle gittiği nostaljik zamanlar...)

İki önemli yönetmen aynı haftaya denk geldi: Biri şair, tiyatrocu, 'doğal yaşam çiftliğine dönen ünlü' kimlikleriyle de bildiğimiz Yılmaz Erdoğan. Diğeri, yılların aykırı yönetmeni (şimdi duruldu gerçi) Almodovar... İki yönetmen de son filmlerinde, çilekeş kadınları ve yaşlanıp çöken insanları, hafif nostaljik bir duyguyla anlatıyor. Kameralar Hakkari bahçelerinde, Madrid sokaklarında gezerken yıllar geçiyor. Bu arada kendimizi, "Spora mı yazılsak?", "Anti-aging kremler ne kadar?","Yaşlanınca bakar mı bize bu velet?" diye düşünürken buluyoruz
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: İkimizin Yerine (Ne yaş farkı kızım ya, adam Nejat İşler diyorum!)

Bu hafta, Zaytung Sinema yazarlığının göründüğünden zor bir iş olduğunu anladım. İkimizin Yerine filmine gidince fark ettim durumu: Genç kadınlar Nejat İşler sevdasına, WhatsApp’tan örgütlenip gelmişler; çiftler “Sevgili filmi bulduk” sevinciyle salona damlamışlar. Bi’ sap benim! Ben de profesyonel bir iş için filme geldiğim anlaşılsın diye,film boyunca notlar aldım. Finalde credits akarken çıkmadım; zaten film boyunca da beğenmediğim sahnelerde “cıkcıkcık.." diyerek ‘ukala eleştirmenlik’ yapmıştım. Umarım anlamışlardır ya…
devamı...

Mevcut 36534 Diziden Beklediğini Bulamayanlar İçin: Bu Aralar Ekrana Düşecek 6 Dizi

Orasını burasını göstermeden duramayanların maceralarından oluşan Shameless 7. sezonuyla ekranlarda salınıyor, HBO Game of Thrones yokluğunda, Westworld ile dünyanın 'haftalık teori kasma ihtiyacı'nı karşılamaya çalışıyor, Netflix, Narcos ile sezon sezon uyuşturucu baronu sevdirirken Türk televizyonları da Departed uyarlaması İçerde ile idare etmeye çalışıyor...Biz de bu sırada, henüz başlamamış olan dizileri hatırlatalım, hali hazırda ekranda aradığını bulamayanlara "bi de şunlara bakın bakalım" demek istiyoruz. Olmazsa sizi bi kliğie falan yatırıcaz artık...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Cehennem (Koşarak cehennemi arayan Tom Hanks, kendini İstanbul'da bulur...)

Vizyonun 'hiç yoktan iyidir'i, ehven-i şer filmi, Dan Brown'ın şifre çözdürücü kitap serisinden uyarlanan Cehennem (Inferno). Filmin bir nebze heyecanlandıran noktası, öykünün bir kısmının İstanbul'da geçmesi. Herhalde Dan Brown, kitabın temasına uygun olarak "Dünyanın cehenneme dönmesinin sebebi fazla nüfus mu, nerde çokluk orda bokluk mu?" diye düşünürken serbest çağrışım yaptı. Biz yine heyecanlanmaya çalışalım, ne de olsa memleketimizi gördük...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Yok Artık! 2 (Yarım düzine esprimiz ve ünlümüz olduğuna göre neden film çekmeyelim?)

Sinema salonları, kapısına her hafta toptancısının gelip mal yığdığı ucuz eşya dükkanlarına benziyor (bkz. 'bi milyoncu'). Aynı malların yeni çeşitleri gelip duruyor yani, aynı leğenin 8 çeşit renginin bulunması gibi. Bu haftanın öne çıkan renkli leğeni, yani popüler filmi ise Yok Artık 2... Film, çeşitli öykülerin sıralanmasından oluşan ilk filmin, aynı mantıktan devamı... Bir de Pete ve Ejderhası var, 40 sene önceki ejderhalı filmin, yeni CGI teknolojisiyle yeniden çekimi: "Dijital Ejderha Gelmiştir"
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Tim Burton'dan Tuhaf Çocuklar, Fatih Akın'dan Hayta Ergenler...

Haftanın vizyonu, okuldan kaçıp kendilerine akacak mecra arayan liselilere göre hazırlanmış gibi duruyor (çok ince planlar yapıyor vizyonun başını tutanlar). Tim Burton'ın tuhaf yaratıklar-çocuklarla dolu yeni filminde, kimsenin kendisini anlamadığı bir ergen erkeğiyle beraber sıradışı bir macera yaşayacak; Fatih Akın'ın filminde de 'çiçeği burnunda liseli' iki haytanın arkadaşlık ve bin bir tane terslik dolu yol macerasına atılacağız. Bir de, 17 yaşındaki yıldız Pele'ye alkış tutmadan önce, çektiği zorluklara karşı sıhhatli göğüslerimizi siper edeceğiz.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Muhteşem Yedili (Ve nispeten daha az muhteşem 8 adet yerli film)

11 filmin yer aldığı bu hafta, yabancı oyuncu kısıtlaması varmış gibi tam 8 adet yerli film bulunuyor. Yer göstericilerin seyirciye kolonya tuttuğu, beyaz perdenin arka tarafına dantelli tül takıldığı bu yerli ortamda el birliğiyle, yazdan kalan yerli film açığını kapatmaya çalışıyorlar. Büyük yerli yönetmenlerin de Adana Film Festivali'nde play-off mücadelesi verdiği şu saatlerde bizim dikkatimiz ise, Yedi Samuray'dan ikinci kez Hollywood'a uyarlanan 'kovboylu direniş filmi' Muhteşem Yedili'ye kayıyor
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Bridget Jones'un Bebeği (Mürüvvetini de göreydik hayırlısıyla...)

Dört filmin yer aldığı haftanın fakir vizyonunda, çocukluğunu-gençliğini bildiğimiz iki eski tanış var. Biri Bridget Jones: Yetişkin kadınları diyet yapmak, sigarayı bırakmak ve yakışıklı-başarılı erkekleri kendisi uğruna dövüştürmek için motive eden bu romantik halk kahramanı, bebeğine baba bulmaya çalışacak. Diğeri Daniel Radcliffe: Harry Potterlığını üzerinden atmak için son yıllarda değişik roller deneyen Radcliffe'i, hayırlısıyla dönmesi umuduyla gizli FBI görevine yollayacağız. Başarılar ikisine de
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ben-Hur (Tam bayrak asacakken Haluk Bilginer'in rolünün bitmesi)

Bu hafta, milli gururumuz Haluk Bilginer'in oynadığı ve 1959 yapımı efsane filmin yeniden yapımı olan Ben-Hur'dan bahsedeceğiz daha çok... Hep beraber "Ee Haluk ağabeyin rolü hemen bitti, neden bu kadar kısa olmak zorunda ki" diye kahrolacağız, "Masa başı oyunu bunlar, kurgu masasında silip attılar bizi"  diye teselli bulacağız. Sonra, türünün 1 numarası Jackie Chan'in yeni filmine de bakacağız. 62 yaşına geldiği halde hâlâ dövüşürken elinin uff olmasına güldüğümüz bu adama, saygıda kusur etmeyeceğiz
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Star Trek Sonsuzluk (Hızlı ve Öfkeli ve de Uzaylı)

Senaryonun, entrikanın arka planda kaldığı bu haftada; 'yuvarlanarak yumruklaşma', 'koşup zıplayıp patlamadan kaçma', 'görev başında dötü başı dağıtma' gibi aksiyon branşlarını art arda izleyeceğiz. Özellikle, haftanın popüler yapımı Star Trek'in kahramanları, kendilerini Hızlı ve Öfkeli ekibi zannedecek ve iki dakika yerlerinde oturamayacak. Uzay boşluğundan öylesine sıkılmış olmalılar ki, misafir mutfağına giren hiperaktif bebeler gibi uzayın dağıtılmadık yerini koymayacaklar.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kralın Kılıcı - Final Fantasy XV (O Japon, o oyunu öyle bir uyarladı ki... )

Haftanın öne çıkan iki filmi, başka dünyalara-boyutlara götürüyor bizi. Kafası güzel uzay macerası 'Rick and Morty' dizisinin evreninde gibi hissedeceğiz kendimizi. Viral filminde, pek ebeveyne rastlamadığımız bir ergen dünyasında bedenleri ele geçirerek istediklerini yaptıran cazgır ve sinsi virüsleri inceleyeceğiz. Hipergerçek oyun uyarlaması Final Fantasy XV'te ise entrika-aksiyon dolu bir evrende düzenlenen düğünde, eniştenin çıkardığı kavgaya tanık olacağız.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Suicide Squad (Azıcık Batman, bi tutam Joker, bolca Margot Robbie)

Bu hafta, yolları gözlenen filmlerle karşınızdayız. Yakın gözlüğü olmadan göremeyen yaşlılar gibi, 3D gözlüğü olmadan film izleyemeyen süper kahraman meraklısı gençlere özel, sempatik DC kötüleri Suicide Squad filminde buluşuyor. Ayrıca, "Nerde kaldı bu yılın Woody Allen filmi?" diye düşünenler için, Cafe Society de burada, köprüyü geçince solda... Kieslowski ustanın başyapıtı Veronique'in İkili Yaşamı ise 25 yıl sonra, yenilenmiş kopyasıyla vizyona giriyor. "Millet yönetmen görsün" dercesine...
devamı...

İzlediğimiz Kadarıyla Woody Allen Sineması: Çarpık Çurpuk İlişkiler, Düşük Çeneli Entelektüeller, Susmayan Caz...

Evet, sanki harbiden de kurumsal bir sinema mecrasıymışız gibi davranarak bir dosya hazırladık size. Yeni filmi Cafe Society vizyona girmişken, yarım asırdır her yıl yeni bir filmle karşımıza çıkan Woody Allen sinemasının özelliklerini, dilimiz döndüğünce özetledik. 81 yaşındaki Woody abi, yaşıtları "Sen kimlerdensin yavrum" diye gezinirken âlemin en gözde oyuncularını nasıl yönetiyor, esprilerini nereden buluyor, özel hayatında da bu kadar geniş bir adam mı?.. soruları üzerine düşünelim istedik
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Karanlık Sular (Ayağı henüz suya değmeyenler için deniz manzaralı 2016 model Jaws...)

Bu hafta neye gerileceğimizi şaşıracağız, kime güvenip kimden sakınacağımızı bilemeyeceğiz. Jaws tarzı bir köpekbalığı gerilimiyle (Karanlık Sular) mis gibi plajda huzurumuz bozulacak, sonra bacak kadar çocuğun rüyalarından tırsacağız (Kabustan Gelen). Bruce Willis'in hâlâ dandik aksiyonlarda hayatını yediğini görüp gerilecek (Kurtarıcı), moda dünyasının neon ışıkları altındaki rezilliklerden çekinerek "Allahtan günde bir çorap, haftada iki kıyafet değiştirdiğimiz basit bir hayatımız var" diye avunacağız (Neon Şeytan)...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Hayalet Avcıları (Siz de anca Pokemon avlayın)

İki haftadır boş geçtiğimiz Vizyonda Bu Hafta köşesinden herkese selam... Bu sürede, konu komşuya, mahalle esnafına haftanın filmlerini bir şekilde anlatmaya çalıştıysam da pek reaksiyon alamadım, zor bir süreçti. Neyse, merakla beklenen iki filmle kaldığımız yerden devam edelim: Biri, bu sefer kadınlardan oluşan ekibin şehri kötücül Casper'lardan arındıracağı Hayalet Avcıları; diğeri Matt Damon'ın yine tek tabancasıyla koşa koşa CIA'den kaçacağı Jason Bourne...
devamı...

Bir Nebze ''Beterin de beteri var'' Avuntusu İçin, 10 Distopik Film Önerisi...

Resmen OHAL koşullarını yaşadığımız, her an yeni bi şeyler patlayabilir diye diken üstünde durduğumuz ve işler daha da boka sarmasın diye dua ettiğimiz şu dönemde Zaytung Sinema olarak değişik bir terapi yöntemi deneyelim dedik... Ve sizin için Türkiye'deki yaşamın bile makul olduğunu düşündürecek, kalitelisinden birkaç distopik, post-apokaliptik, tarihi filmi listeledik. Bakma aslında durum o kadar da şey değil. Ya gökten uzaylı istilacılar inseydi? Yerden zombi bitseydi? Mevsim değişip buzul çağı olsaydı? Di mi ya?
devamı...

'Zaytung Sinema Açık Hava Film Şenliği'ne Buyrun: Çekirdek-Gazoz Yanında İyi Gidecek 10 Adet Yaz Filmi

Vizyondaki dandik filmlere yüz vermeyen, televizyondaki yaz dizilerini 5. dakikasında kapatan, HBO her gün bir sezon dizi çıkaracak olsa yine de tatmin olmayacak kıvama gelen, dizi-anime başında ömür çürüten, yaz mevsiminin bütün boşlarına selam olsun... Zaytung Sinema olarak size özel, seyrine doyum olmaz bir yaz filmleri listesi hazırladık. İster evinde izle, ister gerekli bağlantıları kurup açık hava gösterimini düzenle. 3-5 plastik sandalyeye, bir projeksiyona bakar...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Stephen King'in Romanından Frekans, Afrika'nın Bağrından Tarzan...

Haftanın filmleri, çağımızın başlıca sorunları hakkında düşündürüyor. Acaba asıl sorun, Tarzan filmindeki gibi, pis sömürgecilerin Afrika'ya yönelik alçakça ve esnafça planları mı? Ya da Denizdeki Ateş belgeselinde gördüğümüz, herkesin birbirine itelemeye çalıştığı mülteciler mi? Veya Frekans'ta bahsedildiği gibi, cep telefonu radyasyonundan bir müddet uzak durmak mı en iyisi? Çok da düşünmeyin ama! Benim gibi dalıp da sinema bileti yerine bayramlık pantolonunuzun iade fişini göstermeyin görevliye
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Trump'a Laf Sokan 'Arınma Gecesi', Buram Buram E.T. Kokan 'BFG'

Haftanın vizyonu, 1.5 - 2 saatliğine ülkeden uzaklaşmak isteyenlere özel: Spielberg'in yönettiği The BFG'de sırayla bi' devler diyarına bi' rüyalar alemine gidip E.T. gibi bir sevimli yaratığın elinden tutarak kaybolmamaya çalışıyoruz. Midnight Special'da gizemli bir gezegenden haberdar olup "Orada oturma izni almak için n'apmamız gerekiyormuş"u sorguluyoruz. Arınma Gecesi'nde ise 2025'in ABD başkanlık seçimleri zamanındayız; dehşet ve ölüm dolu sokaklarda Trump zihniyetine karşı seçim çalışmasında bulunarak vatandaşlık görevimizi yapıyoruz
devamı...

Önemli Anları, Tartışmalı Pozisyonları, Ölenleri ve Kalanlarıyla: Game of Thrones 6. Sezon İncelemesi

6. sezon boyunca, ejderhaların Khaleesi'ye olan tribinin bitmesini, Jon Snow'un Ramsay'e çivili sopalarla dalmasını, Bran Stark'ın kuş olup geçmişe uçarak Jon Snow'un bir piç değil de 'hepimizin halasının oğlu' olduğunu ortaya çıkarmasını bekledik. Bu sezonun, geçenkinin üstüne koyduğu bir gerçek. Hele son iki bölümde savaş, intikam ve posta koyma sahneleriyle izleyenleri kendinden geçirdiği doğrudur. Ama George R.R. Martin babalarından bağımsızlaşıp kendi evlerine çıkan senarist Benioff ve Weiss abilere de iki çift lafımız olacak
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ninja Kaplumbağalar (Simalar tanıdık, takım dağınık, dünya karışık, pizza da...)

Bu hafta, gişede beklerken ekrandaki fragmanlara bakarak ne izleyeceğini seçen kitleye göre filmler var: Ne olduğu fragmanından belli, birbirinden ortalama blockbuster yapımlar... Haftanın öne çıkan iki filminde, dünyayı koruyup kollamak isteyen kaplumbağaları ve 20 yıl sonra yeniden Özgürlük Anıtı'na musallat olmuş uzaylılarla dövüşen ABD protokolünü ağırlıyoruz. Kaplumbağa, gergedan, domuz, 'dünyayı sokmaya çalışan uzaylı kraliçe arı' derken dünya karışıyor, ortalık iyice cümbüş yerine dönüyor...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Senden Önce Ben (Cicilerini kuşanmış Khaleesi'den romantik sosyal sorumluluk projesi)

Bir grup yağmacı Dothraki barbarının mekân bastığı şu günlerde, sinemalara da Khaleesi karakteri ile tanıdığımız Emilia Clarke'ın romantik filmi girmiş bulunuyor. "Normal hayatında da senin benim gibi mi? Yanıcı mı? Peki taşeron işçileri de özgürleştirecek mi?" şeklinde GoT dizisi dışındaki yaşamını merak ettiğimiz Clarke, bu sefer renkli ve enerjik bir rolle karşımıza çıkıyor. Bu aralar epik fantezilerden, süper kahraman koçaklamalarından gına gelmişti, isabet oluyor
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Zootropolis (Soundtrack'inde Shakira, dublajında Cem Yılmaz, geri kalanında tavşan, tilki filan)

Euro 2016 ve Ramazan'ın aynı anda teşrif etmesiyle, sinemaya gitmenin pek tercih edilmediği, sabır ve metânet gerektiren bir dönemden geçiyoruz. Zaten vizyonda, oruçlu kafayla bilet sırasına girmeye değecek, maçlara alternatif olabilecek bir yapım da gözükmüyor. Sadece, hayvanlı bir Zootopia animasyonu var; defansımızın arkasına sarkıp önyargılarımıza gol atmaya çalışıyor. Allah'ın hikmeti işte; bir tavşan ile bir tilki, insanlara insanlık öğretiyor...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Warcraft (Fantastik sevenler ve 'Cık hiç olmamış abi' diyecek oyun tiryakileri için...)

100. yazısına ulaşan Zaytung Sinema'dan merhabalar. Evet, üşenmedim, tek tek saydım, bu yazıyla beraber sinema köşemiz 'dalya' diyor. Her hafta 5-10 bin vuruşluk yazıya maruz kalan okurlar olarak siz de diyebilirsiniz. Hem hak ettiniz hem de çok zevkli söylemesi: DALYA! 
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Alis Harikalar Diyarında, George Clooney Canlı Yayında Can Derdinde...

Mesaj dolu filmlerin ağırlıkta olduğu bir haftayla karşı karşıyayız. Harikalar Diyarı'ndaki Alis ile beraber ana-babamızı sevmemiz, kardeşimizi ispiyonlamamamız ve çocukları pistten almamız gerektiğini anlayacağız. Rüzgarın Oğlu filmiyle, 100 metreyi kaç saniyede koşarsak faşizme karşı çıkabileceğimizi öğreneceğiz. Para Tuzağı ise, finans ve televizyon dünyasının hayatımızı nasıl heder ettiğinin altını çizecek. Lütfen sıraya girelim. Telaş yok, hepimize yetecek kadar mesaj var...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: X-Men Apocalypse (Karşıt görüşlü mutantlar arasında taşlı sopalı kavga...)

Peşi sıra gelen "Batman v Superman didişiyor", "Kaptan Amerika ile Iron Man adamlarını topluyor" filmlerinden sonra şimdi de Marvel'ın çeşitli mutantları, dünyayı süper güç kapıştıracakları yer belliyor. DC ve Marvel sırasıyla süperlerini sahaya sürerken bize de eğlence çıkıyor işte. 2016'nın sinema sektörünü tek cümlede özetlemek gerekse, "Pelerinli-kostümlü adamların yüksek bütçeli halı saha maçı gibiydi" diyebiliriz galiba (ilk golü yiyen pelerini giyer)... Evet, X-Men sevenlerin heyecanla beklediği, iyi huylu mutantlarla kanser yapan mutantların bir müddet dövüşeceği Apocalypse vizyonda
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Hitchcock/Truffaut'ta Sinema Dersleri, Ana Yurdu'nda Bergman Esintileri, Angry Birds'te Angry Birds!

Bu haftanın öne çıkan iki filmi var, ikisi de birbirinden uyarlama: Haftanın en iyisi Hithcock/Truffaut belgeseli, iki yönetmenin söyleşisinin kitaplaştırılmış halinin sinemaya uyarlanmış versiyonu... Bir iPhone oyunu olarak başlayıp Android'e, masaüstüne yayılan Angry Birds de ekranı ve işleri iyice büyütüp beyazperdeye transfer oluyor. Böylece anlıyoruz ki, her şeyin uyarlamasını yapılabilir. Bir gün herkes, bir kereliğine bir buçuk saat uyarlanıp vizyona sokulabilir
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kaptan Amerika - Kahramanların Savaşı (Tarafını seç: Kaptancılardan mısın Demircilerden mi?)

Bu haftaki başlıca filmlerimiz savaş-dövüş entrikalarıyla dolu. Kaptan Amerika: Kahramanlar Savaşıyor'da ekibi genişleten Yenilmezler politik kamplaşma yaşarken, Nicole Kidman'ın oynadığı Çöl Kraliçesi'nde 1910'lu yıllarda Osmanlı'nın arkasından dönen dolapları izliyoruz. Fazla entrika kafa karıştırıcı da olabiliyor. Özellikle K.A.K.S.'da hem devletle ilişki kuran Iron Man'e  hem de özgür ruhundan taviz vermeyen Kaptan Amerika'ya hak verip Orhan Gencebay'ın "Bence sen de haklısın" şarkısının kafasına giriyoruz.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Yeni Ahit (Yeni başlayanlar için Tanrılık ve çocuk sahibi olmak)

Bu hafta eğitici ve öğretici yabancı filmler haftası... Misal, Brooklyn filmiyle sıla hasreti çeke çeke nasıl Amerikan rüyası görülür, onu öğreneceğiz. Kurdun Uyanışı'nda ise yarın bir gün Moğol bozkırlarına düşersek kurtlarla nasıl bir iletişim kurmamız gerektiği anlatılıyor. Haftanın en şahane filmi Yeni Lahit'de de amatör olarak dinle ilgilenenler ve bir gün kendi dinini kurmak isteyen girişimciler için önemli ipuçları var...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Zeki Demirkubuz'dan ''Kor'' (Kapılar gıcırdıyor, sigaralar sönmüyor, film bitmiyor)

Bu hafta, eskilerin değerini bilme, "Sen o yönetmenin asıl şu filmini izle" haftası...  Nerede o eski varoluşçu öyküler, nerede o deli kurgular, bitti mi şimdi masumane masallar diye dövüneceğiz bu hafta. Vizyonun en öne çıkan filmi olan Zeki Demirkubuz'un Kor'u, eski Demirkubuz filmlerinden esintiler taşırken onların ruhunu da aratıyor maalesef. Ne yapsak? Bir hocaya mı göstersek? Eşi dostu toplayıp Masumiyet'in ruhunu mu çağırsak? Nasıl etsek Zeki ağabey?
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Orman Çocuğu (DiCaprio'yu ısıran ayıdan Küçük Tarzan'a dost olur mu?)

35. İstanbul Film Festivali'nin dağıttığı Altın Lale ödülleri sahiplerine kavuştu ve En İyi Film Lalesini Toz Bezi götürdü. Tebrikler! Ödül törenini izleyen eleştirmenler ise favori filmlerinin ödül almaması üzere biraz bozuldu, umarım seneye de onların filmi şampiyon olur. Peki vizyonda ne var? Yetişkinlerin yüreklerini hoplatmak için korku-gerilimler, çocuklara da genel kültür olsun diye klasik çocuk kitabı uyarlamaları (Orman Çocuğu ve Heidi). Haftanın öne çıkan filmi ise Orman Çocuğu... Ormanda kurt törelerine* göre yetiştirilen küçük elemanın yaşam savaşını izleyip aşırı gerçekçi ayıya-kurda-kuşa-böceğe doyacağız
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Küçük Esnaf (Evet gene Bağkurlu haliyle mafyaya bulaşıyor...)

Yolda görsen muhatap olmamak adına ya yolunu değiştireceğin ya da ayıp olmasın diye hafiften tebessüm edip kafa sallayacağın filmlerle dolu bu hafta. Tam 11 (on bir) filmli vizyonun elle tutulur yapımları ise fakirlik-zenginlik temasına sahip... Küçük Esnaf filmindeki çilingirimiz, işsiz güçsüz arkadaşlarıyla parasızlığa içerken diğer iki önemli film (Yeniden Başla ve Ölümcül Oyunlar), aslında parası olanın da dertli olduğu, onun da Xanax, Prozac içemeden insan içine çıkamadığını işliyor. 
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Yerli ve Milli Rocky, Deliormanlı - Çinli ve Mini Kill Bill, Suikastçi...

Bu haftanın vizyonu 13+ şiddet dolu, vurdu-kırdı ağırlıklı. Başlıca amacımız, karakterlerimizin dayak yememesi, Allah korusun bi' kazaya kurban gitmemesi....
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Batman v Superman - Adaletin Şafağı (Yarın bunlar barışır, biz kötü oluruz. Demedi deme)

Batman ve Superman kapışması nihayet, DC ve Warner Bros işbirliğiyle beyazperdede. Bilirsin, süper kahraman sevenler Marvel ve DC hayranları olarak ikiye ayrılır. Bunlar birbirinden kız alıp vermez, aynı ortamda karşılaşırlarsa yüz yüze bakmamaya özen gösterir. DC de kendi içinde Batmanci-Supermanci diye ayrılır. Bunların arasında çok bi husumet yok ama birbirlerini sevdikleri de söylenemez. Batman ise Christopher Nolan'ın çektiği Batman ve diğerleri diye ikiye ayrılabilir. Bunlar da öyle işte, meraba-meraba. Tarafımı merak edenler için sırasıyla: Marvel-Batman-Nolan'ınki...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Mükemmel Bir Gün (Vizyon bazen çok ironik evet...)

Gayet distopik ve fena halde post-apokaliptik bir tür hayat yaşadığımız şu günlerde, kimseye sinemaya gitme çağrısı yapacak halimiz yok. İnsan içine çıkıp sosyalleşmekten sakınır hale geldiğimize göre filmimizi de evde izleriz. Merak etme, vizyondaki filmlerin torrentte indirilebilecek olanlarını bulup çıkardım ben: Bosna Savaşı'nda gönüllü yardımsever olan Benicio Del Toro ve şuursuz bir güç manyağına dersini veren panda, monitörlerimizde bizi bekliyor (kendi savaşımız, güç manyağımız yetmiyormuş gibi)
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Annemin Yarası (Bosna-Sırbistan Arasında Yerli Dizi Yıldızları Geçidi)

Bahar mevsimi, tüm baharlığıyla hormonlarını coşturmaya başladı, yerinde duramıyorsun değil mi? Sinemaya kapanmak değil; gezmek-dolaşmak-zehrini atmak istiyorsun sanki... Merak etme, bu haftanın serseri vizyonu da bolca gezme-dolaşma imkânı sunuyor sana. Balkanların trompetli-akordeunlu ortamlarına sokuyor, her bir yanı müzeye benzeyen Roma caddelerine katıyor, şiirsel İstanbul sokaklarından haberdar edip feribotla Büyük Ada'ya geçiyor, geleceğin distopik Chicago'sunun 'öpüşen kahraman ergenler'ini ziyarete açıyor
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: ''Köyden İndim Şehire'' Bozması Yozgat Komedisi, 'Açlık Oyunları' Çakması Ergen Fantezisi...

Baharı müjdeleyen cemreler; havaya, suya, toprağa düşerken dandirik yerli komediler de salonlara düştü. Böylece, 5-6 ay kadar süren 'güzel film görme mevsimi'miz de sona erdi. Maalesef, bundan böyle her hafta Oscarlık film izleyemeyeceksin. Yerli komediyle, 'dünya kurtarmalı ergen fantezisi'yle idare edeceksin. Sinemalardan aşırdığın 3D gözlükleri takınıp televizyonda deneyeceksin belki; Allah'ın pet şişe suyuna sinemada 3 lira verdiğin fişi bulup üzüntünü katlayacaksın. Anlayacağın; hayat zor, yerli komediyi çekmek daha da zor...
devamı...

DiCaprio ve Oscar Caps'lerini Hazırlayın: 88. Akademi Ödülleri Bu Gece Sahiplerini Buluyor!

Adeta Leonardo DiCaprio sponsorluğunda gerçekleşecek olan bu yılki akademi ödülleri, sabahın ilk ışıklarıyla akıllardaki tüm soru işaretlerini dağıtacak, dünya barışı sağlanacak ve bir haftalığına da olsa lanet pazartesi mesaisi dolu dolu geyiklerle tamamlanacak. Kara kaplı kitabın işaret ettiği isimler, en son tüyolar, galoplar ve sprintler hepsi bu yazıda...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Mısır Tanrıları (O değil de, yazının sonunda Oscar anketi var!)

Bu haftanın gerilim-gizem-aksiyon ağırlıklı filmleri maalesef size layık değil. Milleti sinemalardan uzaklaştırıp bahar temizliği, tadilat filan mı yapacaklar anlamadım ama filmler pek vasat. Boş göndermek de olmaz, eski vizyonun Deadpool, İftarlık Gazoz filmlerine yönlendirelim sizi. Haftanın filmlerini ise bir daha karşımıza böyle gelmesinler diye, hep beraber itin dötüne sokalım
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Osman Pazarlama (Demet Akalın konuk, Şahan Gökbakar yanık, öne çıkan karakterimiz osuruk...)

Size bir iyi bir de kötü haberim var, Zaytung Sinema takipçileri. Kötüyle başlayalım: Normalde bu hafta Coen Kardeşlerin filmi (Yüce Sezar) vizyona girecek diye bekliyorduk ama olmadı. Filmin Türkiye galası İstanbul Film Festivali'nde yapılacak. Peki biz sinema müptelaları için hangi kardeşler kaldı? 'Yerli boşaltım sistemi komedisi' akımından Şahan ve Togan Gökbakar Kardeşler... Gökbakarlar, yeni işleri Osman Pazarlama'da adeta bize "Sanki Belçika'da yaşarmış gibi Dardenne Kardeşler izleyecek hâliniz yok, alın size osuruk" şeklinde sesleniyorlar...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Deadpool (Çift kılıçlı, oynar başlı, uzun ömürlü Marvel komiği)

Sevgilisi olanın da olmayanın da "Geçse de her şey normale dönse" şeklinde arkasından kötü konuştuğu 14 Şubat, etkisini sinemalarda gösteriyor. Bu hafta sinemalar ağlaşan-eğleşen-dövüşen-düzüşen sevgili filmleriyle dolu. Marvel'ın muzip karakteri Deadpool ise, sağolsun 'yapış yapış sevgili filmleri'ne alternatif oluyor. İçinde aşk-kan-aksiyon- muzip süper kahramanı aynı anda barındıran Deadpool'a sevgilerimizi sunalım ve size de "Zaytung Sinema okuyan insanlarsınız, 14 Şubat'ta romantik film izlemek de ne imiş?" diye serzenip yazıya girişelim
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kötü Kedi Şerafettin (90'lardan komik kedi videosu çağına, değişmeyen lezzet)

Bu hafta sinemalarda, çeşitli yörelerin halk kahramanlarını ağırlıyoruz... İstanbul Cihangir'den Kötü Kedi Şerafettin hayvanı, Çin'den tek başına Kung-fu yaparak Japonlara, Amerikanlara karşı intikam alan, bizdeki Tarkan'ın eteksiz ve biraz daha çekik gözlü hâli Ip Man ve 50'lerin muhafazakar ABD'sinden lezbiyen bir ilişki yürütmeye çalışarak kahraman sıfatına hak kazanan Carol...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: İftarlık Gazoz (Cem Yılmaz'dan Ege şivesi, gazozdan toplum eleştirisi)

Bu hafta politik dönem filmine doyuyoruz değerli Zaytung Sinema takipçileri. Din ve devlet işlerini ayırmadan kendimizi, toplumumuzu sorgulayıp şöyle bir arınıyoruz inşallah. İftarlık Gazoz, 70-80 arasının mis gibi Ege havasını ve politik atmosferini solumamızı sağlıyor. Sonra 2000'ler ABD'sine ve 50-60'lar Almanya'sına gidip bazı işleri halletmemiz gerekiyor. Gazeteci ve savcıların peşine takılarak tacizci rahiplere ve Nazi suçlularına hadlerini bildiriyoruz. Huhh!.. İyi yorulduk ama değdi
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Diriliş (Dötünde ayı bağırırken Oscar düşünmek...)

Bu hafta, bol ödüllü enfes filmler ve çeşitli leş komediler aynı anda vizyonda. Farklılıkların mozaiği işte. Siz de bu filmleri kullanarak kendi mozaiğinizi oluşturun: Diriliş filminde soluğunu hissettiğimiz saldırgan ayı ile dükkan açılışlarında kostüm giyen çalışanlara benzeyen Dedemin Fişi'ndeki komik ayıyı yan yana dizerek işe başlayın! Ya da mesela, Youth filmindeki sanatçı dedelerle, Çılgın İhtiyar'daki 'karı peşinde koşan dede'yi (De Niro) buluşturup tarihi bir mozaik yapın. Sonra da, iyice anlamını kaybetsin diye, birkaç kere daha mozaik deyin...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kardeşim Benim (Burak Özçivit ve Murat Boz'dan Çok Yanlış Zamanda Kardeşlik Mesajı)

Muhtemelen isteyerek yapmamışlardır ama bu hafta vizyonda kardeşlik ve barış teması ön planda. Mesela haftanın Burak Özçivit içeren filmi Kardeşim Benim'de, herkesin kardeşimiz-bacımız olabileceği mesajı mevcut. Sonra "Diren!" filminde, dönem İngilizlerinin, direnince çatır çatır oy kullanma hakkını aldığını "kız kardeşlik" mesajıya izliyoruz. İyi Bir Dinozor'da da insanın uslu durduğu sürece dinozorla da kardeşçe yaşayabileceğine, T-Rex'lerle de abilik-ablalık bağı kurabileceğine ikna oluyoruz. Neyse, çok şey olursa özür dilerler, öpüşür barışırız artık. Fak, gene barış dedik...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: The Hateful Eight (Batı vahşiyse, Tarantino daha da vahşi!)

Merhaba Zaytung Sinema'nın değerli takipçileri. Bu hafta hepiniz bizim gözümüzde birer Akademi üyesi, birer Oscar otoritesisiniz. Neden? Çünkü seçkimizde kovboylu-Rocky'li-Brad Pitt'li-Jennifer'lı tam dört adet müstakbel Oscar adayı film bulunuyor. Böylece siz de "Öyle yardımcı erkek oyunculuğu babam da yapar" yorumlarında bulunabilir, filmin müzikleri değerlendirirken O Ses Türkiye'cilik oynayabilirsiniz. Sizin neyiniz eksik allasen?
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: 'Kocan Kadar Konuş: Diriliş' (BKM Kar Kış Dinlemeden Evlendiriyor)

Yeni yılın ilk Zaytung Sinema'sından merhaba. 2016'dan farklı filmler beklerken standart bir vizyon tarifesiyle karşılaştık. BKM, "eğlenceli evlenme" serisine devam ederken bu sıralar alışık olduğumuz "gemide felaket-gerilim filmi" de seçkimizde. Ödüllü festival filmi, ailelik animasyon ve yerli korku filmlerini de ekleyince vizyon tamam olmuş. Neyse, şu yılbaşı zamları sinema biletlerini vurmasın, kayyumlar salonları bulmasın, filmleri seçme işini Reis almasın da, şimdilik bi' sorun yok...
devamı...

Hazır Torrent'e Düşmüşken: 2015'in En İzlenesi 10 Vizyon Filmi (Not: Listemiz ''Star Wars'' ve mamülleri içermemektedir)

Afedersin, bok gibi geçen 2015 boyunca, 'gündemden arındırılmış bölge' sayılabilecek sinemalardan bildirdim size. Sırf yüzünüzde biraz tebessüm oluşsun diye; TV kanallarının ana haber bülteni öncesine koymayacağı filmlere katlandım, not ala ala yerli komedi izlerken komik durumlara düştüm... Ve sene biterken, cazibesi bol filmleri hatırlatayım da "Star Wars nerde", "Marslı niye yok lan" yorumlarınızın hedefi olayım istedim
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ertuğrul 1890 (Barış Manço Dönemi Öncesi Türk-Japon İlişkileri)

Yılın son vizyon haftasında yığınla film gösterime girerek sahaları bize dar etmeyi planlıyor. Çoğu, fragmanından belli filmler. Özellikle Ertuğrul 1980 ve Delibal'ın fragmanlarını izlediğinizde filme çok gerek kalmıyor. Zaten filme gittiğinizde de keşke fragmanı izlemekle kalsaydım, diyerek yerim yerim yerinmeniz mümkün. N'olacak filme gittiğinizde sanki, Lance Armstrong'un ne dopingli bir herif olduğunu, extreme sporcuların bitmek tükenmek bilmeyen extreme'lerini, Türklerin ve Japonların al gülüm-ver gülüm birbiriyle paslaştığını, Delibal'ın şuursuzluklarını göreceksiniz. Fragman iyidir
devamı...

Star Wars: Güç Uyanıyor (Hadi son caps'leri alalım, bitiriyoruz Star Wars muhabbetini)

Çok yakın bir zaman önce, çok çok kalabalık salonlarda... Darth Vader başlıklı, Jedi yelekli, 3D gözlüklü insanlar sinemalarda toplanmış, dışarda ise spoiler şovalyelerine karşı amansız bir mücadele başlamıştır. Bu sırada Lucas, Disney ve BİM kazandığı paraları saymakta; Çağan Irmak, Nadide Hanım'a üniversite okutmaya çalışmaktadır... (Aşağı doğru inerken, yazılar da böyle uzaya akıyormuş gibi düşünün)
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Steve Jobs (Milyar Dolarlık iPhone kılıfı sektörünü yaratan büyük dahi)

Bu hafta sinemalarda, yıllardır filmlere uyarlandığı için artık içimizden biri haline gelmiş, huyunu suyunu iyice bildiğimiz kahramanlar var. Çat kapı misafir gelseler ağırlamaktan gocunmayacağımız, soframızdaki bir tas çorbayı seve seve ayıracağımız Steve Jobs, Frankenstein ve Peter Pan salonlarda seyirci bekliyor. Bir de memleketin sağlam yönetmenlerinden Özcan Alper'in yeni filmi Rüzgarın Hatıraları vizyona girdi. O da bu topraklarda konuşulmaktan imtina edilen bir öyküyü, çok çaktırmadan anlatmaya çalışıyor
devamı...

Yoda'sı, Han Solo'su, Skywalkergilleriyle Star Wars Evreni (Son gece çalışacaklar için karakter notları)

Star Wars dediğin bir garip evren. George Lucas'ın kendini eğlendirmek için başladığı seri; rengarenk ışın kılıçlarıyla, boy boy droidleriyle, kurbağa göbekli, balık gözlü yaratıklarıyla yıllar içinde bir fenomene dönüştü. Bölüm VII yaklaşırken biz de unutulmaz Star Wars karakterlerini bi yazalım dedik (Ne demek, elime mi yapışır)...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Düğün Dernek 2: Sünnet (Ahmet Kural mimiği gelmiştir)

Sinemalarımızda bu hafta, çocuğun sünnet düğünü telaşı hakim: Türkiye'nin en çok izlenen ikinci filmi olan Düğün Dernek'in 'Sünnet'li bölümü tam 361 sinemada yer buldu. Ayrıntılı bir şekilde yazdığımız filmi her salonda, yarım saatte bir bulman mümkün. Düğün sahibi, gişe çalışanının "Maalesef yer yok" demesine olanak tanımamış. Bu arada Altın Portakal'ın büyük ödülleri de pazar akşamı veriliyor. En azından bir ödül alacağı garanti olan yerli 'gemi filmi'miz Sarmaşık da yazdıklarımız arasında
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Casuslar Köprüsü (Canı Oscar çeken Spielberg, Tom Hanks'i arar. Olaylar gelişir...)

Bu haftanın vizyonu boydan boya ustalarla dolu: Steven Spielberg'ler, Tom Hanks'ler, Türkan Şoray'lar, Müjdat Gezen'ler toplanmışlar, beyazperdede bizi bekliyorlar. "Ustalara saygı kuşağı" gibi bir haftayla karşı karşıyayız yani. Biz de hiçbir ustaya saygısızlık etmeden, bacak bacak üstüne atmadan, yanlarında sigara yakmadan haftanın filmlerini değerlendirmeye çalıştık...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Açlık Oyunları - Alaycı Kuş Bölüm 2 (Devrim televizyonda yayınlanmayacak, 2 bölüm halinde vizyona girecek)

3 kitap ve 4 filmlik 'hassas ve duyarlı ergen seti' Açlık Oyunları, bu hafta son filmiyle sevenlerine veda ediyor. Bir dönem böylece sona ererken bütün hassas ve duyarlı ergenlere sabır diliyoruz...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ali Baba ve 7 Cüceler (Gişedeki arkadaşa 'Cem Yılmaz'ın filmi' deyin, o anlar)

Bu hafta 5 tanecik filmimiz var ve 350 adet sinema Cem Yılmaz'ın Ali Baba ve 7 Cüceleri tarafından zaptedilmiş durumda. Cem Yılmaz ismini duyan filmini ötelemiş belli ki: Yerli komediler "Estağfurullah abi, sen güldür tabii" diye yol verirken, yerli korku yönetmenleri de cinlerini zorunlu idari izne çıkarmış. Yabancı aksiyonların da sınırda bekletildiği duyumunu aldık...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Spectre (Binayı patlat, arabayı uçur, örgütü çökert, Monica'yı öp...)

Zaytung Sinema'dan herkese merhabalar. Bu haftanın vizyonu öyle aman aman olmasa da son bir iki haftanın kuraklığını düşününce öpüp başımıza koymamız icap eden filmlerden müteşekkil. Spectre'ye gidip James Bond'un bir kadını kaç dakikada yatağa attığını hesaplayabilir, Abluka'ya gidip alegori çözebilir, Düşlerin Terzisi'nde "50'lerde ne güzel giyiniyormuş insanlar ya" diye iç geçirebilir, medya-siyaset entrikası filmi Gizli Dosya'da ise kayyumun İngilizcesini düşünebilirsiniz.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Frankenstein (ya da 3D yazıcıdan adam çıkar mı?)

Cumhuriyet Bayramı, Cadılar Bayramı ve 1 Kasım seçimleri arasındaki şu kutsal zaman diliminden hepinize selamlar sevgili Zaytung Sinema takipçileri. Sektör de "Biz bile müşahit yazıldık anasını satiym. Bu hengamede kim takar sinemayı" demiş olmuş olacak ki yılın en zayıf vizyon haftalarından biriyle bizleri selamlamış. Vasat yabancılar, 3 gün sonra kimsenin hatırlamayacağı yerli komediler falan. Neyse, biz gene yazdık ne varsa, siz de bi bakın belki gönlünüze göre bi şeyler çıkar...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Mustang (Anadolu baskısı, Amerikan atı, Fransız kızları ve Katar (?))

Hepinize merhaba Zaytung Sinema'nın değerli müdavimleri! Bu haftanın vizyonunda nitelikli yerli filmler göze çarparken yabancı filmlerin korku-gerilim ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Cadılı-vampirli yabancılar, yaklaşan Cadılar Bayramı'na şükranlarını sunarken, yerli filmler ise mahalle baskısı ve mahalle dayanışmasından dem vuruyor. Herkesin hortlağı kendine işte...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Aşırı Makyaj Johnny Depp'i, Aşırı Şöhret Amy Winehouse'u Bozuyor...

Katliam, yalan, sansür ve rezalet dolu bir haftalık aranın ardından tekrar merhaba Zaytung Sinema takipçileri! Bu haftanın vizyonunda, "Yok be ne Oscar'ı" şeklindeki cool tavırlarını bozmasa da Oscar alabilmek için bürünmediği sıfat kalmayan Johhny Depp'in en yeni filmi ve şöhretin bedelini çok fena ödeyen Amy Winehouse'un belgeseli dikkat çekiyor. Buyrun bakalım:
devamı...

Davetiyemiz Yettiği Kadarıyla Filmekimi İzlenimleri: Carol, Son of Saul, Ex Machina, Ixcanul, London Road...

Sonbaharın en güzel film etkinliği Filmekimi'nden hepinize selam ederim sevgili Zaytung Sinema takipçileri. "Biz de sinema şeyiyiz. Bizi de davet eder misiniz? Bence edersiniz. Etsenize..." diye mail atıp kendimizi zorla çağırtmış gibi olsak da ne yaptıysak sizin için yaptık. Bizzat ben tee Eskişehirlerden kalkıp İstanbul'a film izlemeye geldim, tüm eleştirel tavrımı takınıp hepinizi layıkıyla temsil etmeye çalıştım. Artık ne kadar oldu, buyrun siz karar verin...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Zeki Demirkubuz İstanbul'a, Matt Damon Mars'a yabancılaşıyor...

Gücünü bağımsızlığından, hiçbir yönetmenle yüz yüze bakmadığı için istediğine atıp tutabilmesinden alan; her filme dilediğince saydırabilen, bir bokmuş gibi de bununla övünen Zaytung Sinema'dan herkese merhabalar! Yazıya geçmeden önce bir hatırlatma yapalım: Eğer bir yönetmene ilk ismiyle hitap edilen bir ortam varsa orada tarafsız eleştiri bulmak zordur. Hatta ilk ismin sonuna "-cim" eki getirilen bir ortamsa bu, gözünü kulağını kapatıp koşarak uzaklaşacaksın oradan. Onu bunu bilmem, çok yüz göz olmayacaksın kimseyle...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Küçük Prens (Kapak fotoğrafınız yazı ile birlikte bedava!)

Selamlar Vizyonda Bu Hafta yazılarının değerli takipçileri! Kurban Bayramı'nın ilk gününden itibaren filmlerin sıra sıra girdiği bu vizyon haftası, "genel izleyici kitlesi" sembolüne uygun olarak oluşturuldu. "Bebelere ve her zaman bebe kalanlara" yönelik Küçük Prens animasyonu, ergen ve ergen meyillilere yerli komedi denemeleri, kuzenlerle gidilesi bir ünlüler geçidi olarak Yok Artık ve yaş 70 iş bitmemiş filmleri 45 Yıl ile Stajyer sinemalarda sizi bekliyor
devamı...

Uzun Metrajın 10. Dakikasından Sonrasını Göremeyen Çiftler İçin 12 Kısa Aşk Filmi...

Bir yaz mevsimini daha yağmur, çamur ve dışarı çıkarken sırta alınan hırkalar eşliğinde hayırlısıyla geride bırakırken, tam eve kapanıp sevgiliyle film izleme zamanları da kapımıza dayandı. Zaytung Sinema servisi olarak bu süreçte üst üste 3 sezon Breaking Bad sarmalını kırasınız, diğer çiftlerden bir farkınız olsun diye üşenmedik sizler için 12 adet romantik kısa film derledik. Niye kısa? Çünkü uzununu izlerken 10. dakkada yiyişmeye başlayıp filmi piç ediyorsunuz. Konuşturmayın bizi...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kara Bela (Bir Reno Steyşın'a kaç Burak Aksak tayfası sığar?)

Zaytung Sinema'dan herkese merhaba. Bu hafta, 3'ü yerli olmak üzere 6 film vizyonda. Güzel bir haberle başlayalım: Hepsi komedi olan yerli filmlerin ikisi eli yüzü düzgün, aileye uygun, toplum içinde nasıl davranacağını bilen komediler... Diğer haberimiz ise Adana'dan geliyor: Ödül töreni iptal olduğu için jürinin kendi arasında bir basın açıklamasıyla ödüllerini dağıttığı Altın Koza'nın kazananı Abluka oldu. Diğerlerine de birleşip birer çeyrek takmışlar galiba...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Gitarlı Ana Meryl Streep, Bunama Döneminde Sherlock Holmes, Bitmeyen Çile: Dabbe 6...

Bir haftalık aradan sonra hepinize merhaba, sevgili Zaytung Sinema takipçileri. Bu hafta rekor sayıda film vizyona girdi: 13 (on üç)... Filmlerin çoğu yine yabancı menşeli ama nitelik yoksunu yerli (kabile) filmler de mevcut... Neyse, önümüzdeki günlerde her hafta bir bomba yerli film sinemalarda bizi bekleyecek merak etme: Zeki Demirkubuz'lar, Cem Yılmaz'lar cirit atacak, Nuri Bilge Ceylan'ın jüri olduğu Venedik Festicali'nden özel ödül alan Abluka'lar falan gelecek... Azıcık dişini sıkıver
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kod Adı U.N.C.L.E.(Afili ajanların Doğu Almanya'da birbirini öldürdüğü o güzelim yıllar...)

Bu hafta sinemalar tamamen ABD filmlerine boğulmuş durumda. Kutsal ve masum Amerikan ailesi, enerjik ajanlar ve geleceksizlik kaygısı taşıyan Amerikan gençlerinden oluşan bu seçkiyi iyi değerlendirelim... Yarın bir gün Work And Travel'la falan Amerika'ya gidecek olursak ortamlarda ezik kalmamak için Beach Boys'u, 60'lar modasını, elektronik müziği, Hollywood seçmelerinin püf noktalarını aklımıza mıh gibi kazıyalım...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Dünyayı yemek isteyen Pacman, 'Ben bu oyunu bozarım' diyen Hitman...

Vizyonumuzun bu haftaki teması "oyun"... Evet tematik çalışıyor artık sinemalarımız. Sinema salonlarının büyük bölümünü bir oyun uyarlaması olan Hitman kapmış durumda. Hitman'in atası atari oyunlarına selam çakan Pixels filmi de yine 200'e yakın salonda nostalji yaşamamızı bekliyor. Son olarak bir de Al Pacino'muz var. Bırakın, oynayabildiği kadar oynasın o da...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Lise arkadaşlarınızla görüşmeyin, aileyle tatile çıkmayın, vampirlerle sevişmeyin...

Zaytung Sinema'dan herkese merhaba! Sinema dünyası açısından gişe filmi sezonunun başlamasına, normal vatandaş açısından da düğün sezonunun bitmesine birkaç hafta kaldı. Böylesi bir ortamda, "Aile iyidir" mesajı barındıran filmler yürüdü vizyona: Eşini-kızını memnun etmek için medya maymunluğu yapan da var (Merdiven Baba), eşiyle-oğluyla ilişkisini düzeltmek için kötü tatillerde sürünen baba şempanzeler de (Tatil Zamanı). Ayrıca, aile huzuruna karşı harekete geçen provokatif arkadaşlar ve cinler de var maalesef ama bu şer odaklarına karşı devletimiz gereken karşılığı verecek kadar güçlüdür...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Fantastik Dörtlü (Güya 4'ü de süper ama yok bi aksiyon, bu kafayla kurulamaz koalisyon)

Yepyeni bir Zaytung Sinema yazısından herkese merhaba. Geçen hafta olduğu gibi 6 tanecik filmden oluşuyor vizyonumuz. Ulan ohh bee... Şöyle insan gibi 6 film koysanız her hafta olmuyor sanki? Al iki tane festival filmi, iki tane büyük bütçeli, bir tane de animasyon koy... Kalan bir filmlik kontenjan için de korkular ve yerli komediler eleme maçı yapsın mesela... Şu olayı bir yetkiliyle konuşayım ben en iyisi. Özellikle eleme olayı mantıklı geldi. Elenen de UEFA'ya gitsin...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Tom Cruise uçak kanatlarında koşuyor, AKP darbe mağduru oluyor (Bazı şeyler hiç değişmiyor)

Memleketin her anlamda cayır cayır yandığı, sıcaklığın gölgede 35, vantilatör döndüğünde 30 derece olduğu bir haftadan herkese merhaba. Bu ortamda Görevimiz Tehlike'deki Tom Cruise'un arkasına takılıp uçak kanadında, motosiklet üstünde serinlemek mümkün. Eğer gündemden hiç ama hiç haberin yoksa, AKP'nin son filmi Darbe'yi izleyip "Ohh, çözüm süreci varmış" şeklinde içinin serinlemesi de olası. Ayrıca "Ay olmuş ağustos ben tatile gidemedim" diyorsan, 140 dakika kesintisiz Berlin sokakları izleten bir Victoria filmi de müessesemizden hediye...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kağıttan Kentler (Lisenin en popüler kızıyken 30. tercihi harita mühendisliğine yerleşme hüznü)

Bu haftanın vizyonu fazlaca romantik ve hafiften korku ağırlıklı: 'Gündemden kaçıp kendimi kapalı bir salona kilitlemek istiyorum'cular, 'şehirlere bombalar yağarken biz kuytu senasta yiyişirdik'çiler, 'ben olmuşum korku filmi'ciler için...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Küçücük Fıçıcık, İçi Dolu Kostümcük (Ant-Man)

Vizyon haftasının bayramla çakıştığı şu günlerde, filmler de konsepte uygun: Marvel'dan çocuklara emmeli bayram şekeri tadında bir film geldi mesela: Ant-Man... Kadınlara da bayram baklavası tadında bir erkek striptizci sürprizi var: Magic Mike XXL... Gerisi çok iç açıcı değil, limon kolonyası kokusunda sıkıcı dönem filmimiz (Immigrant), toplu akraba ziyaretlerindeki haylaz çocuklar çekilmezliğinde korku filmlerimiz mevcut...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ayı Teddy 2 (Amerika, oyuncak ayılara evlilik hakkını tartışıyor)

Bu haftanın vizyonu temiz, her kafadan film var. Düşkün Hollywood yapımları da mevcut, festival güzelleri de... Afedersin "ayılı" komedi de koymuşlar, eli yüzü yamuk yerli korku da ("Dikkat cin çıkabilir!")... Dahası da var: Koalisyon hesaplarından başını kaldıramayanlardansan, al sana politik güç ilişkileri (A Most Violent Year) ya da Van Persie, Arda Turan'ın transfer paralarıyla kafanı bozduysan, al sana benlik transferi (Self/less)...
devamı...

Tatile Çıkamayanlar ve Instagram'da Gıybete Doyanlar İçin: Serinletici Etkisiyle 10 Yaz Filmi...

Millet Instagram'da ayak-plaj-tekne ucundan görünen bayrak fotoğrafları paylaşırken, Alaçatı story'leri havalarda uçuşurken dört duvar arasında like vermekle mi yetiniyorsun? Dolar biraz daha artsa da tüm birikimim olan 220 dolarımla 3-4 gün tatil yapsam diye akbaba gibi bekleyenlerden misin? O kadar dolar da mı yok? Olsun, biz varız!
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Bildiğimiz Gibi Entourage (Karılı kızlı), Bilmediğimiz Gibi Hannibal (Kovboylu movmoylu)

Aferin size, zaten her yanımızda savaş varken süper yapıyorsunuz, bravo! Bu haftanın vizyonu vurmalı-kaçmalı, mermili-patlayıcılı, erkekli-erkekli filmlerle dolu. Düşün, tüm filmlerdeki kadın sayısını toplasan bir futbol takımı ancak ediyor, onların da ilk 10'u Entourage'da forma giyiyor zaten... Oysa ki yaz mevsimine uygun filmler koyar bi' insan, romantizmi bol keyfi gıcır filmleri sürer ki içimiz kıpır kıpır olsun... Neyse sinirimizi bozmayalım, ben hepinize güzel bir yaz filmleri seçkisi hazırlayacağım yakın zamanda merak etmeyin.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Terminator - Genisys (Geleceğe gidelim robot dövelim)

Yerli filmlerin yazın piyasadan çekilmesiyle salonlar da yeni yetme yönetmenlerin klişe Hollywood yapımlarına kaldı. Eski filmlerin yeniden çevrimleri, kitap uyarlamaları, gerçek olaydan uyarlama başarı hikayeleri... Aynen aynen, Batı cephesinde yeni bir şey yok...
devamı...

Jack Sparrow'dan Issız Adam’a... Sinema Tarihinde Lüzumundan Fazla Örnek Alınmış 5 Karakter

Hayatımızı ortalama 120 dakikalığına renklendiren sinema karakterleri, kişiliği koyacak yer bulamadığımız zamanlarda imdadımıza yetişip, rol modelimiz oluverirler. Ne var ki bu en geç 22 yaşında tamamlanıp, bitmesi gereken bir hadiseyken, kişisel gelişimini geç tamamlayanlarda sonsuzluğa uzanan bir süreç haline gelir. Kendini Don Carlione sanan küçük esnafından, etraftaki binlerce “ıssız adam”a dek şu ya da bu şekilde hayatımıza sirayet eden, eşşek kadar adamları ve kadınları hala etkisi altına almayı başaran bu karakterleri sizler için derledik...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ters Yüz (Pixar yaratıkları ile bilinçaltımı öğreniyorum)

Ramazan'ın gelmesiyle beraber sinemalara gitmek, film izlemek de yepyeni bir işlev kazandı... Misal, oruç tutuyorsan kendini klimalı salonlara atabilir, filmlere gömebilirsin ki iftara kadar zaman bir nebze daha sancısız geçsin (orucu beyaz perdeye tutturmak caiz mi hocam?). Ya da Kuzey Anadolu linç hattına yakın bir yerde yaşıyor ve oruç tutmuyorsan da arka koltuk kuytuluğunda 2 saat boyunca pop-corn'unu kemirmen mümkün... Neyse, öyle yani... Sinema enteresan bi şey... Mesela o uzun boylu bi artis vardı neydi o?
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Jurassic World (Holywood yapınca voo, Melih Gökçek yapınca böö... İşte siz busunuz!)

Son bir haftadır koalisyon hesabı yapmaktan, boşa koyup doldurmaya çalışmaktan, doluya koyup taşırmamaya çalışmaktan kafalar bi dünya oldu di mi? Neyse ki bu haftanın vizyon filmleri asgari düşünmeye dahi fırsat vermeyecek cinsten. "Vayy çocuk dinozordan kaçtı!", "Oyy kadın kurşundan kaçtı!" derken 2 saatte kafayı düzeltirsiniz. Hem hafta sonu bırakın bu işleri düşünmeyi zaten. Pazartesi erken kalkar hükümeti kurarsınız....(Melih Başkan sen de... Düşünme artık, bak çok şahane dinozorlu film geldi ona gidelim gel)
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ölümsüz Aşk (Kadın yaşlanmıyor, herifin parası bitmiyor)

Bu seçim hengamesinde vizyondur filmdir kimin umurunda ama bizim de işimiz bu işte. Hem size de yeter artık. Yapacağınız paylaşımı, rt'yi yaptınız, en haklı olduğunza tüm dünyayı ikna ettiniz. Bugün gezin tozun, varsa manitanızla yoksa eş dostla sinemaya gidin.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: San Andreas Fayı (Kuzey Anadolu Fay Hattı'nı Tetikler mi?)

Zaytung Sinema bu hafta sizlere kesinlikle bilmeniz gereken birtakım hayati bilgiler sunuyor. 10 şiddetinde bir depremle karşılaşırsak ne yapmalıyız? Haka dansı yaparak insan yiyen bir kabileye düşersek nasıl hayatta kalabiliriz? Evimize hayalet bir dayı yerleşmişse onu kırmadan artık ayrı eve çıkması gerektiğini nasıl söyleriz? Spotta merak uyandırmak tuğla gibi yazıyı okutmaya yeter mi? Hepsi ve daha fazlası az sonra!
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Yarının Dünyası (Ayşecik ve George Clooney, Dr House'a Karşı)

Bu hafta sinemalarda "geç kalmış filmler" mevcut. Mesela Oflu Hocayı Aramak filmi politik sicilinden dolayı aylardır "Giremezsin hemşerim" diye sinemalara alınmıyordu, sonunda kavuştuk. Keza bu haftanın yerli korkusu Helak: Kayıp Köy de Ocak'ta girecekti, şimdi geldi (maalesef bu kadar erteletebildik). 2013 yapımı Sibirya Mafyası ise "Pek yakında, mek yakında" derken arada kaynamış, şimdi vizyonda.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Mad Max Fury Road (Hızlı ve Öfkeli öyle olunmaz böyle olunur!)

Modifiyeli savaş tankerlerinin kıvrak şoförü, çöl yollarının ustası Mad Max, uzun bir aradan sonra geri döndü. Evet, kıyamet sonrası alemlerin çılgın aksiyoncusu geldi ve izlememek için hiçbir nedenimiz yok. Bunun dışındaki diğer filmler ise şöyle özetlenebilir: Senaryosunun üzerinde tır patlatılmış izlenimi veren yerliler, her hafta iki tane girmesi çok korkunç olan korkular ve kıyamete kadar peşimizi bırakmayacak II. Dünya Savaşı...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Niyazi Gül Strikes Back!

Havaların yaza dönmesiyle beraber vasat yerli filmler de yurdu terk etmeye başladı. Yerli komedi, korku ve melodram kahramanları birkaç hafta daha sabrımızı deneyip tatile çıkacak. Bu hafta sempatik bir Ata Demirer'in canlandırdığı Niyazi Gül dışında yerli kahraman yok, kaliteli yabancılarsa üşenmeyip sinemalarımıza misafirliğe gelmişler. Haydi bi odanızdan çıkın da hoşgeldin diyiverin. İyice yabani bi şey oldunuz ha...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Yenilmezler (Bir Kamyon Süper Kahraman Toplayıp Robot Dövmeye Gitmek)

Vizyonun başını bu hafta İntikamcılar, nam-ı diğer "Yenilmezler" tutuyor. Bu süper güçlü ve kudretinden sual olunmaz arkadaşlar yaklaşık 300 salonda gösterime girerek dosta güven düşmana korku salıyorlar. Yenilmezler'de arda kalan salonlarda ise ekseriyetle ilk filmlerini çeken yerli yönetmenler ("Büyük ihtimalle yenilirler") var. Avengers'a gidenlere küçümseyici bakışlar atmak isterseniz sizi de şöyle yan salona alalım...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: İsmail Abi Yolda, Edward Snowden Darda, İranlı Vampir Bacım Ekmeğinin Peşinde...

Sevgili sinema tutkunları, bu hafta vizyona 12 film birden... Abi çok pardon da 12 film nedir ya? İnsan izleyecek lan bunu!,.. Neyse... Bu mevsim normallerinin üstündeki film sayısı yüzünden bu hafta yazı biraz gecikti, kusura bakmayın. Bi de memleketten anamlar geldi falan derken işte... Hadi daha da şey olmadan filmlere geçelim biz:
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Hatuna Trip Atan Al Pacino(75), Seri Halde Atar Yapan Barış Atay(34), Köyden Kaçan Stopmotion Kuzular(4 Aylık)...

Artık vizyona 10'dan az film girmez oldu sevgili okuyucu. Her hafta her hafta nereden buluyorlar bu kadar çok vizyon filmini bilemiyoruz. Bir yerlerde yeni sinemalar inşa ediliyor olmalı, boş salonlar yapılıyor, üzerine koltuklar konuyor olmalı. 'Bu böyle eksik oldu ya' denilerek altına da AVM'ler döşeniyor olmalı...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: 68'li Baba Haluk Bilginer VPN Öğreniyor, Aşklı Meşkli Filmler Baharı Müjdeliyor...

Artık faizler düşsün diye midir bilinmez, bu hafta piyasaya sürülen 10 yapımla film arzında bir patlama yaşanmış gibi duruyor. Düşün, hepsini art arda izlesen, kafadan 3 gününü sinemada geçirmen gerekir. Sırf Sevgililer Günü'nde yer bulamadığı için anca şimdi vizyona girebilen ve isminde "aşk" geçen 3 film var. Ayrıca, "Gerilim-korku" ve "Politik dram" paketlerimiz de mevcut. Müjdeli haberi sona bıraktım: Yerli gerzek komedisi ve yerli korku hiç yok. Türkiye'de güzel şeyler de oluyor...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Hızlı ve Öfkeli 7 (Evet 7, öldürmeyen yapımcı öldürmüyor)

Bu haftanın filmlerini şöyle sıralayabiliriz: "Hızlı ve Öfkeli 7" ve "Abi ben de birkaç salonda gösterime gireyim mi abi? Yer bulamayan da bana gelsin he?" diyebilen birkaç yerli-yabancı film... Vizyona giren diğer filmlerin toplam salonundan daha fazla salonda gösterime giren "Furious 7", yolu araba yarışı oyunlarından, modifiyeden, Rent A Car'dan geçen herkesi sinemaya bekliyor. Tabii biz bu satırları yazarken bazıları da İstanbul Film Festivali'nde salondan salona sekiyor ya, selam olsun onlara. Artık seneye de siz vizyon filmi yazarsınız, biz festivale gideriz...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Cansel Elçin Yine Darbe Mağduru, Al Paçino (Allah gecinden versin) Yine Gidici Gibi...

Sinemalarımız bu hafta da standart tarife: Her yöne yüzlerce klişe, sınırsız konuşan ama güldürmeyen mizah karakterleri ve 1 GB dram paketi... Liseli harçlıklarından beslenen yerli komedi dalını Güvercin Uçuverdi temsil ederken Bizim Hikaye filmi "zorlama maneviyat" bayrağını Son Mektup'tan devralıyor. Neyse, hala GSM operatörleri beleş bilet kampanyası yapıyorken kötü mötü demeden gidelim, iki insan yüzü görelim bari... Ortamlarda soran olursa "İstanbul Film Festivali'ni bekliyorum, seçkimi hazırladım, biletimi aldım" dersin...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: 100. Yıl Dönümünde de Düzgün Çanakkale Filmi Yapamamak... En İyisi Ezgi Mola'ya Koca Bulmak...

Bu hafta vizyon kısaca şöyle: Epik savaşla tipik aşk arasında kalmış Çanakkale filmi, eğlendirirken evlendiren çok yerli komedi ve birbirinden yabancı aksiyonlar (kaçıranlar için alternatifleri bu ve her akşam Kanaltürk'te). Velhasıl, piyasa durgun sayın okuyucu. İlla sinemaya gidecekseniz geçen haftalardaki "Vizyonda bu hafta" yazılarına bakıp oradan bi şey seçseniz daha iyi sanki. Birdman falan oynuyordur hala...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Colin Firth'lü İngiliz Aksiyonu, Suluboyalı Japon Animasyonu, Tam Organik Türk Meczubu...

Sinema dolu cillop gibi bir dönemden geçiyoruz. Daha geçen gün 47. SİYAD Ödülleri vardı, Kış Uykusu dut ağacına dalmış çocuk misali ödüle doymadı. Sonra festival cemresi düştü toprağa, 34. İstanbul Film Festivali'nin film seçkisi açıklandı. Gençlik Filmleri Festivali, beleş gösterimleriyle Eskişehir-İzmir-Ankara-İstanbul üniversitelerine doğru yola çıktı (genç festivaldir sonuçta, cebine harçlık koy). Ve kadın olmanın güçlüklerini, ataerkil sistemin öküzlüklerini görelim diye 13. Filmmor Kadın Filmleri Festivali başladı.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Issız Rocker Mert Fırat, Travmalı Manken, Mücadeleci Kadın, Aşk, İntikam ve Robot!

Bu hafta birbirinden renkli, güzel bir derleme yapmışlar vizyoncular. Dağıtımcıların dağıtan ellerinden, sinema tekellerinin o süper tekellerinden öpüyoruz. 8 Mart haftası olmasından mıdır nedir, hayatla ve erkeklerle cebelleşen kadınların öne çıktığı bir hafta. Bir de deneyli, yapay zekalı, robotlu, uzaylı filmler var. Erkekler de bunlarla oyalansın demişler herhalde...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Birdman Uçuyor, Hawking Duruyor, Asteriks Direniyor, Esra Uyuyor...

Yazımıza güzel bir haberle başlayalım sevgili sinemaseverler: AKP tarafından "paralel komplo" türünde yaptırılan Kod Adı K.O.Z. filmi, bu hafta "IMDB'nin en kötü 100 filmi" listesine girdi ve tersten zirveye oturarak Yeni Türkiye'nin gururu oldu. Çok kısa bir zaman önce de sonunculuktan sondan ikinciliğe yükselmiş. Filme hakkını vermek için lütfen sandığa gidelim. Unutmayın, 1 oy 1 oydur...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Ergenlere Yerli Vine Komedisi, Yetişkinlere Acıklı Savaş Hikayesi, Çocuklara Müzikli Masal...

Bu hafta vizyon Oscar adayı filmlerle dolu. Oscar törenindeki simültane tercümenin de etkisiyle söz konusu filmlerin isminin birkaç kez geçecek olması dağıtımcıların iştahını kabartmış görünüyor (bedava reklam baldan tatlı). Hal böyle olunca Oscar'ın gediklileri, 2. Dünya Savaşı ve Irak İşgali filmleri de sinemaları işgal etmiş bulunuyor. Vizyona giren yerli film sayısı ise yok denecek kadar az (sayıyla 1). Vine ünlüsü Cem Gelinoğlu'nun Ali Kundilli'si Kültür Bakanlığı'nın "Haftalık zorunlu yerli komedi" kontenjanından sinema salonlarımızla buluşmuş. Velhasıl yönetmenlik yapan Angelina Jolie de var, dehalık yapan Alan Turing de, komiklik yapan Ali Kundilli de… Kafana göre takıl işte.
devamı...

Dev Test: Hangi Oscar Adayısınız? (Bu test işinde iyi ekmek var dediler ama du bakalım...)

21 Şubat'ı 22 Şubat'a bağlayan 87. Kutsal Oscar Gecesi için saatleri sayıyoruz artık (niye? çünkü boş insanlarız). Eğer bu geceyi bir nebze daha eğlenceli bir hale getirmek isterseniz, siz de kendi aranızda Boyhood'u, Grand Budapest Hotel'i ve Birdman'i tutabilir, tıpkı salondaki eli yüreğinde Oscar bekleyen ünlüler gibi siz de kaybedince üzülmemiş taklidi yapabilirsiniz. O halde hemen Oscar 2015 testimize geçelim ve geceye ne kadar hazırız, hangi filmi ne kadar tanıyoruz öğrenelim.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Grinin 50 Tonu, Uzun Adam'ın 40 Türküsü (40'ı da paralel üstüne)...

Bir adet Sevgililer Günü'nü içinde barındıran vizyon haftasıyla karşı karşıyayız değerli okurlar. Bu mübarek gün öncesinde "yolu sevgiden geçmeyen" hiçbir filmi vizyona sokmazlar diyorduk ama araya birtakım sevgisiz şeyler de koymuşlar. Yine de aşk, şehvet ve ayrılık temaları mevcut: Cemaat ve AKP'nin ateşli ayrılığına dair duygusal komplo Kod Adı: K.O.Z, "Yemişim romantikliğini, kırbaçımı verin sevişeceğim" temalı Grinin Elli Tonu ve romantikliği isminden belli Seni Seviyorum Rio...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Özcan Deniz, Wachowski Biraderler ve Sünger Bop arasında zor bir seçim bizleri bekliyor...

Nasıl "Mart ayı dert ayı" ise Şubat ayı da festival-ödül ayıdır değerli okurlar. Sibel Kekilli'lerin, Olga Kurlylenko'ların kırmızı halıda süzülmesiyle Berlin Film Festivali'nin açılışı yapıldı daha yeni. "!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali" başladı başlayacak, birbirinden bağımsız filmler seni bekliyor. Oscar'ın "İngiliz İngilizcesi" versiyonu BAFTA Film Ödülleri "8 Şubat'ta sahiplerimi buluyorum" diye yerinde duramıyor. Meşhur Oscar'ımıza da kaldı 10-15 gün. Bu süreçte öğrenebildiğin kadar film ismi öğrenmeye bak, ortamlarda yaramazsa sessiz sinema oynarken kullanırsın.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Miss 2008 kızının Engin Günaydın'la ne işi olur? Güreşerek Oscar kazanmak mümkün müdür?

Birbirinden zıt filmlerin aynı anda sinemalarımıza girdiği karışık bir vizyonla karşı karşıyayız sevgili sinefiller. Neyse panik yok! Öncelikle iki yerli komedi duruyor önümüzde (sağdakini sen al, soldaki benim). İki tane de heybesinde bol ödül barındıran filmimiz var, alabildiğine psikolojik (sen bi' sor bakayım derdi neymiş)... Okulların tatile girdiği şu güzide zamanlarda çoluk çocuktan yer bulabilirsen izleyebildiğini izle işte...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Burak Özçivit ve Fahriye Evcen Instagram Diyarında, Dizi Yönetmeni Tarkovski Olma Peşinde, Çocuğunu Kapan Gişenin Önünde...

Eğer ileride bu vizyon haftasını anlatacak olursanız "Karne karşılığında sinema bileti alıyorduk. Patlamış mısır kuyruklarında ömrümüz geçti" dersiniz gençler. Bu haftanın vizyonu, karnelerini alıp tatillerine başlayan ve takdir-teşekkür karşılığında sinemaya götürülen bebeler ve ergenlere göre düzenlenmiş. Kafadan 4 çocuk filmi, bir de liseli düzeyinde aşk filmi mevcut. Hadi uslu uslu oturup izleyin, anne-babalarınız dışarıda bekliyor sizi.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Oscar Yolcuları Whiplash ve Levaithan, Fatih'in Fedaisi Spartaküs'ün Yan Sanayisi Kara Murat, Hava yastığından bozma robot...

Güncel bir gelişmeyle başlayalım: 22 Şubat sabahının bir köründe, simültane çevirisi ve 5'e bölünmüş ekranıyla bizi ekranları başına kilitleyecek Oscar töreni yaklaşırken heykelcik adayları da açıklandı... Biz de kafamızdaki soruları bir kenara bıraktık ("Kim ulan bu Akademi üyeleri?", "Bu heykelcikler nereye okutuluyor", "En İyi Yabancı Film seçilmek için ne kadar yabancı olmak gerekir?" vb.) ve 9 dalda aday olan Birdman'i torentte aramaya başladık. Diğer yandan, Hem İlyas Salman'ın filmini hem de bu köşede övüm övüm övdüğümüz Gece Vurgunu'ndaki Jake Gyllenhaal'i aday göstermedikleri için trip de yaptık, iyice tiksindik Akademi'den... Oscar saatinde başka bir kanalda sigarayı bırakmayla ilgili kamu spotu izleyeceğiz biz!
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: BKM soslu Leyla ile Mecnun masalı, Terbiyeli Cronenberg dehşeti, Köpek oturtma...

Bu hafta ne kar yağdı ya?!.. Soğuk hava ve yoğun yağışa karşı kendi dünyamızı kurduk biz de: Pamuklu pijamaları çektik, kettle kettle su kaynatıp kahve yaptık, sekmelerce online film sitesi açtık evimizde... Kış Uykusu filminde, küçük dünyasından ayrılacak cesareti bulamayan Haluk Bilginer gibi olduk, dötümüz donmasın diye dışarı adımımızı atmadık. Bu sıralarda Box Office'çi arkadaşlar arayıp "Siz evde pineklerken bu hafta 2 milyona yakın sinema bileti satıldı" dedi. Yuhh! Millet bu soğukta çıkıp sinemaya mı gidiyor, Mahsun Kırmızıgül evinden mi aldırıyor, servis mi kaldırıyor filmine? N'oluyor?!
devamı...

''Vizyonda Bu Hafta 2015'' Sunar: Çok Şiveli Mucize, Çokuluslu Mısır Adası, Çok Rahmetli Robin Williams

2015'in ilk gününe uyandığımızda Hang Over serisinden bir filmdeymişiz gibiydi, bir garipti ortalık. Televizyonu açtık: Sağlık Bakanı Müezzinoğlu yılın ilk bebeğinin, bir çift anne gözünün ve iki genç hemşirenin bulunduğu bir odada "Annelik kariyerdir" açıklaması yapıyordu. Camel'ın yüzde 50'ye yakın bir zamla 9.50 liraya fırlayacağını söylüyordu gazeteler. Sinemalarda ise Mahsun Kırmızıgül'ün Mucize'si, 2015'in vizyona giren ilk filmi olarak izdiham yaratıyordu... "Ulan dün gece biz ne içtik?" diye düşündük ve bu işin peşini bırakmamaya karar verdik (Merak uyandırarak yazıya başlama işini öğrendik galiba)...
devamı...

Russell Crowe Çanakkale'ye, Papa Ankara'ya, Ayı Londra'ya, Arafat New York'a... Sonra Hepsi Vizyona

Sanki sosyal sorumluluk projesi kapsamında Birleşmiş Milletler düzenlemiş gibi vizyonda bu hafta "yolculuk", "göç" ve "uluslararası barış" teması var. Peru'dan İngiltere’ye, Avustralya’dan Çanakkale’ye, Ulus’tan Keçiören’e bir kuşak çatışması, olmadı medeniyet çatışması, bir zeytin dalı, bir sıla hasreti, bi bişeyler… Sen de iyi bir sinefil olursan kendi ortamının barış elçisi olabilir, Anzaklar ve Peruluların kardeşliği adına biranı tokuşturabilirsin (alkolü abartma bak yılbaşında). Bakalım eski yılın son vizyonu bize neler getirmiş:
devamı...

2014'ün En iyi 14 Filmi (Evet canım, paşa gönlümüze göre)

Eski yılı uğurladığımız bir dönemde "2014'ün en iyi filmleri listesi" yapmayana insan yerine koyup iş de vermezler, kız da vermezler, hadi kızı verdiler diyelim, düğün yapmazlar. Böyle olunca da bu hafta Hobbit'le Mobbit'le uğraşmayalım da 2014 derlemesi yapalım dedik. Neye göre derseniz, keyfimize göre, Oscar'a sorabiliyon mu neye göre diye? (Oscar diyince, En İyi Yabancı Film adaylarına Kış Uykusu giremedi ama İlyas Salman'ın başrol oynadığı Corn Island aday. Hadi görelim seni İlyas baba!). Neyse lafı uzatmadan, işte alfabetik sıraya göre 2014'ün en acayip, en süper, en "Orjinal DVD'sine para verilir" filmleri...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Musa Kızıldeniz'i yarıyor, 'Amirim' aşık oluyor, talih Trabzon'a pek gülmüyor...

Bu haftaki vizyon yıldızlar geçidi... Ridley Scott'tan Kim-Ki Duk'a, Erdal Beşikçioğlu'ndan Ken Loach'a... Daha düne kadar Hadi İnşallah'dan, Çakallarla Dans'tan falan bahsediyorduk değil mi? Düşmez kalkmaz bir Allah işte. Neyse, vizyonumuz uzun, sizi şöyle alalım:
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Fatih Akın'la ''Sözde'' Keyfi, Beyaz Yakalılarla Patron Öldürmece, Çakallarla Küfüre Gülmece...

Vizyonda seri sonu heyecanı... Fatih Akın son filmiyle aşk-ölüm-şeytan üçlemesini nihayete erdirirken, 2 senede bir piyasaya sürülen ihracat fazlası Çakallarla Dans filminin "Sıfır Sıkıntı" isimli üçüncüsü de vizyona girdi. "Patron Kaçırma Sanatı 2" ise sanki ilk filmin alakasız bir promosyonu gibi, pudingin yanında verilen diş fırçası misali karşımızda...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Medyaya güven olur mu? Pucca Murat Boz'u götürür mü? Penguen Madagaskar'da terlemez mi?

Zay-Bu olarak (Açılımı "Zaytung Vizyonda Bu Hafta", aile arasında sade bir törenle markalaştık) kınıyoruz böyle vizyon dünyasını be... Valla, insan bir yerden sonra kaldıramıyor artık. Yılın en iyi filmlerinden biri, Gece Vurgunu (Nightcrawler), tee Amerikalardan vizyonlarımıza gelmiş, tüm Türkiye'de sadece 23 salonu layık görmüşüz kendisine. 10 şehirden birinde ya var ya yok. Filmi izlemek için kafayı kırıp yollara düşmek, otostop falan çekmek gerek. Bu arada şanslıysan, 28 Kasım'da İstanbul'da yola çıkan ve Eskişehir ile Sinop'a da uğrayarak süper filmler gösterecek olan Gezici Festival'in seyyar aracına denk gelebilir, yolda sinema muhabbetine de doyabilirsin...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Sarp Apak 20 Yıldır Açılamıyor, Jennifer Devrime Yürüyor, Koca Leon Aşçıbaşılık Yapıyor

Merhaba sinemasever! Sempatik bir vizyonumuz var bu hafta ve istersen çok eğlenebiliriz seninle! Nasıl mı? "Müzikli dram olsun, gözyaşları fışkiye olsun" düşüncesiyle Karışık Kaset'e giden ve "Aksiyon ve çatışma olsun, efektli bilimkurgu olsun" diye Açlık Oyunları'na giden liselilerin yerini tespit et ve arkalarına otur yeter! Sonrasında onların "Bu hiç duygusal değiil, keşke Açlık Oyunları'na gitseydieem", "Ya hiç hareket yoook, Karışık Kaset'e mi gitseydieek" sözlerine şahit olup kıs kıs gülebilirsin! Neden gülüyorsun diye sorarlarsa aklıma Zaytung Vizyonda Bu Hafta geldi dersin.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Nurgül Yeşilçay Arka Sokakta, Nigar Ana Toplu Konutta, Evliya Çelebi Hangi İstanbul'da?

Bu vizyon haftası itibariyle Türkiye Sineması, iyisiyle kötüsüyle 100. yılını doldurmuş oluyor. Şu an kimsede bir kopyası bulunmayan, hakkında efsaneler yürüyen Ayestefanos Abidesi'nin Yıkılışı isimli 1914 yapımı belgesel, ilk filmimiz kabul ediliyor (Amin). Bizde sinema arşivciliği sınırsız internet kotasıyla beraber, porno film klasörleri oluşturmakla başladığı için kimse saklamamış filmi. Bu arada bu filmden önce de Osmanlı'da film yapanlar var ama çekenler sünnetsiz olduğu için onları saymıyor sinema geleneğimiz. Neyse, ucunun Recep İvedik'in animasyonuna varacağını bilse onlar da bu işin "ilk"i olmak istemezdi belki...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kara Deliğe Sevgiler, Yazlıktaki Enişteye Selamlar, Ciguli'ye Saygılar...

Arkadaş, insana zorla "Adamlar uzaya gidiyor, biz hala nokta nokta nokta" geyiği yaptıyorsunuz. Elin Cristopher'ı 5. boyuttan, uzaydaki solucan deliklerinden falan bahsetsin, bir de bizim filmlere bak: Halı sahada kavga edenler, kesik olduğu kadını tavlamak için hoca tutanlar, inşaata ölü gömenler... Neyse elin ABD'lisi de bizi çok tınmıyor belli ki, tüm dünya yok olurken sadece ABD'yi gösteriyor filmde. Belli ki ülke olarak gizli gizli kaçacaklar uzaya. Neyse bi' gitsinler de biz bize kalınca konuşalım bunları...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Son Gözyaşı Dökücü Çağan Irmak, Şubidubi Dansıyla Arı Maya, Alt Metinli Taşra Köpeği Sivas

Bu hafta bildiğin vasat, genel olarak standart ve çoğunlukla sıkıcı lan sinemasever. Ya da sonbahar melankolisi bastı bizi, belki de saat farkına (saatlerin geri alınması) alışamadığımız için öyle geliyor. Neyse, vizyon babaları her standart zevke göre ortalama bir film koymuş: Bol şarkılı nostaljik Yeşilçam, naif mesajlı orman animasyonu, bol ödüllü yerli dram, erotik sahneli bağımsız yabancı, küfürlü yöre komedisi, felaket ve kahramanlık arası tarihi film...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Brad Pitt'in Seksi Pozları, Cemaat'in Nazi Mağduriyeti, Oyuncak Bebeğin Korkunçluk Çabası...

Bu hafta sanki "II. Dünya Savaşı filmleri izleyip dünyanın şu anki haline şükretme haftası" da onun etkinlikleri gerçekleştiriliyor gibi... Şanlı AVM'lerimizin kahraman sinemalarının gazi salonlarında II. Dünya Savaşı filmleri ön plana çıkıyor. Yapımcıların bu filmlerden almamızı istediği mesajlar ise şu şekilde: Savaş kötü, Cemaat iyi, Brad Pitt seksi!!!
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Halil Sezai yine ağlamaktan sevişemiyor, Derviş Zaim yine düşük bütçe, Ege şivesi yine öttürüvercen...

Sanki kurak yerlerden göçüp "oymak halinde" gelmişler, kendilerine yeni bir vatan bulmuşlar gibi yerli film bolluğu var bu hafta. Kilim desenli, tarhana kokulu tam 5 yerli film ("Albatros'un Yolculuğu", "Balık", "Hay Way Zaman", "İncir Reçeli", "Üç, İki, Bir... Kestik!") bizi bekliyor. Kimi, izlendikten 15 dakika sonra unutularak kendini imha edecek cinsten, kimisi daha uzun ömürlü, turşusunu kursan bu kış tüketirsin gibisinden...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Jonny Depp Yapay, Ben Affleck Şüpheli, İlyas Salman Bildiğiniz Gibi...

Johnny Depp'ten yapay zeka, Ben Affleck'ten katil olur mu? Türk kızının Fransa çingenesinin yanında, İlyas Salman'ın Abhazya-Gürcistan sınırında işi ne? Dolar iki buçuğu görür mü? Evrende yalnız mıyız? Merak ettiğiniz tüm soruların yanıtı 'Vizyonda Bu Hafta'da...
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Aile Babası Dracula, 10 Dakikalık Kötü Karakter Bruce Wills, Sempatik Korsancı Cem Yılmaz...

Sinema salonlarının esas sahipleri - üniversiteliler ve yiyişmek için mekan bulamayan liseli sevgililer - bu hafta bayram iznine çıktığından, onların boşluğunu cebine harçlık konan veletler ve cümbür cemaat aileler dolduruyor. Zaten vizyondaki filmler de ailesi için fedakârlık yapan baba karakterleriyle dolu (Güya Dracula var ama konsepte uygun olarak onun bile derdi ailesini kurtarmak, o derece). Özellikle babalar, çoluğunu çocuğunu alarak çekinmeden sinemaya gidebilir, istediği bir karakterle özdeşlik kurabilir. Neyse, hadi ailece iyi bayramlar, iyi seyirler…
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Kültürler Çatışıyor, Adamlar Karışıyor, Cinsiyetler Değişiyor...

Altın Koza, ödül gecesi tartışmalarıyla (“Derviş Zaim’e ayıp olmadı dimi?”, “Jüri mi seyirciye inmeli, seyirci mi jüriye çıkmalı?”, “Esas Adana kebabını nerede yiycen?” bla bla bla) geçtiğimiz hafta sona erdi. Film Ekimi ise Kim-Ki-Duk’u, “Dardanne Kardeşler”i, Godard’ı ve karaborsa biletleriyle biz festival takipçilerini beklemekte. Bunca festival arasında vizyon filmlerini yorumlamak insana ekmek parası için Ankaralı Turgut’un arkasında keman çalan İzmir Senfoni orkestrası mensubu gibi hissettiriyor ama napacan, hayat be…
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: ‘Çilek’li, ‘Böcek’li, Çellolu Filmler... Filmlerimiz...

Soğuk ve yağışlı ve iğrenç havalarla birlikte yavaştan güzel filmler de vizyona girmeye başladı sevgili sinemasevici. Ama bunlar en tehlikeli aylar. “Ooo iyi yaz bittiğine göre adam gibi filmler gelmiştir” artık diye evden hazırlıksız çıkıp yolda yerli komedi filmleri dalgasına tutulmak da var. O yüzden tedbirli olmak, ‘Vizyonda Bu Hafta’yı sıkıca okumadan evden çıkmamak lazım. Uzatmayalım, bu hafta vizyona giren 2 yerli (baş parmak aşağı) ve bir yabancı (iki kelime) filmi sizler için değerlendirdik.
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Uçaklı çizgi film, seksi gibi ama değil Fransız filmi, bir de cinli perili Türk filmi...

Zaytung Sinema Servisi olarak bu hafta da vizyona girecek 3 filmi gözümüze kestirip bol bol ahkam kestik, bu hafta da dişe dokunur pek bir film bulamadık. E olmaz tabi. Tatilinizi bırakıp sinemaya gelmiyorsunuz ki sektör canlansın, müstehak size! Neyse, festivaller başlıyor, günler de kısalıyor, Eylül'den sonra iyi filmler bizi bekliyor demektir. Son olarak, şifresi olan var mı, bi alana bi bedava kampanyası için?
devamı...

Vizyonda Bu Hafta: Sin City dışında pek bi şey yok ama klimalı salon iyidir...

Zaytung sinema servisi olarak bu cuma vizyona girecek filmlerden 3 tanesini gözümüze kestirdik ve spoiler verip küfür yeme riskini göze alarak sizin için değerlendirdik. "Yaz günü ne sineması?" demeyin, oradan serin yer yok. En kötü gider 2 saat klimalı ortamda uyuklarsınız. Hele de İstanbul'da 10 lira'ya 2 saat başka yerde oturtmazlar adamı. Neyse bakalım bu cuma vizyona girecek ama kampanya var diye muhtemelen pazartesi ya da perşembe gidilecek filmler verdiğimiz paraya değecek mi?
devamı...

Mutlaka Bilinmesi ve İzlenmiş Gibi Yapılması Gereken 10 Film

Hep adını duyduğunuz ancak bir türlü izleyemediğiniz için lafı açıldığında muhabbete dahil olamadığınız, boynunuzu bükük bırakan en popüler 10 filmi, sizler için hızlıca ileri sararak özet çıkardık. İşte o filmler:
devamı...