Vizyonda Bu Hafta: Zootropolis (Soundtrack'inde Shakira, dublajında Cem Yılmaz, geri kalanında tavşan, tilki filan)

Euro 2016 ve Ramazan'ın aynı anda teşrif etmesiyle, sinemaya gitmenin pek tercih edilmediği, sabır ve metânet gerektiren bir dönemden geçiyoruz. Zaten vizyonda, oruçlu kafayla bilet sırasına girmeye değecek, maçlara alternatif olabilecek bir yapım da gözükmüyor. Sadece, hayvanlı bir Zootopia animasyonu var; defansımızın arkasına sarkıp önyargılarımıza gol atmaya çalışıyor. Allah'ın hikmeti işte; bir tavşan ile bir tilki, insanlara insanlık öğretiyor...

O zaman Sadri ağabeyin, sokak köpeğiyle dost olup insanlık dersi verdiği şu sahneye göz atıp filmlere geçelim:

Zootropolis: Hayvanlar Şehri (Zootopia) - İnsan yüzüne hasret şehirde "Aman huzurumuz bozulmasın" gerilimi

Filmimiz ne kadar tamamiyle hayvan karakterlerden oluşsa da, seyirci bi' insan yüzü görmek istiyor. Bundandır ki, filmin Türkiye'deki tanıtımlarında Cem Yılmaz'ın dublaj yapması, uluslararası camiada da Shakira'nın soundrack'ini seslendirmesi bir şekilde öne çıktı. Neyse, biz yine de Cem Yılmaz'ın bir stand-up'ını ya da Shakira'nın güzel belini dile getirdiği bir videosunu paylaşmaktansa filmin fragmanını koyalım. Efendiliğimizi koruyalım:

"Shakira ve Cem Yılmaz'ı duyunca geldik" diyenler için hazırladığımız görsel...
 

Nasıl bir şeymiş bu hayvanlı animasyon?

Yıllar yıllar öncesinde, birbirlerini vahşice avlayarak geçimlerini sağlayan hayvanlar evrim geçirerek huzur içinde yaşam sürdükleri bir kent yaşamı kurmuşlar.  Bizimkilerin Zootropolis diye çevirdiği Zootopia kentinde (Aç parantez: Hayvan konseptli rezidans projesi olan varsa araklasın hemen bu ismi. Şehrin ortasında doğa ve hayvanlarla iç içe bir huzur vahası. Zootopia Evleri, çünkü hayvan iyidir.... Kapa parantez), rutin iş yaşamı da vardır, yoga kursları da. Hatta Gazelle isminde bir popstar (Evet, Shakira söylüyor onun şarkılarını) ve arka sokaklarda suçlu peşinde koşan polisler dahi vardır.

İşte, başkarakterimiz olan tavşan Judy Zıpır da küçüklüğünden beri polis olmak istemektedir. Evet, kızımız doktor, antropolog, diyetisyen olmaktansa polis olmayı tercih etmiştir ve öykümüz, hafif gerilimli polisiye bir olay üzerinden devam edecektir...

Şaka maka bizden daha iyi memlekette yaşıyor valla hayvanlar... 

Peki ya ayrımcılık karşıtı mesajlar?

Judy Zıpır, kendisini koca koca aygırlardan, boğalardan oluşan polis teşkilatına kanıtlamak için 48 saat içinde halletmesi gereken bir dedektiflik olayınının içine düşer. Sokakta bulduğu bir serseri tilki, Nick Yaban da (Cem Yılmaz'ın dublaj verdiği) ona yardım edecektir. Aslında, Cem Yılmaz'ın seslendirmesinden dolayı, yer yer KAYNIM... diyerek bizi güldürmesini beklediğimiz tilki, çeşitli tilkiliklerle bizimkinin işini kolaylaştıracaktır. 

Derken, yırtıcı hayvanların masumluğunu kanıtlarlar da ırkçılık karşıtı güzel alt metinler beliriverir. Yalnız filmde yer alan o kadar mafyaya, kirli işlere rağmen mesajın aşırı naif olması bayar. Yani, ırkçılık karşıtı mesajı popstar vermeseydi bari... Madem Shakira seslendiriyor onu, arada bi' Waka Waka türküsü yakaydı da kıpır kıpır olaydık! Heh, eğlenceli yanları yok mu var: Godfather ve Breaking Bad göndermeleri, 'natüralist yaşam' yerindeki hippi mi hipster mı olduğu anlaşılmayan arkadaş ve memur karakterindeki aşırı yavaş tembel hayvan, yetişkin güldürmelik güzel yerler...

30 senedir aynı koltukta oturan ve dijital sisteme henüz alışamamış Salim Abi alegorisi...

Neler öğrendik Zootopia kentinden? İzlediğimizi anladık mı?

1. Zootopia'nın ormanlık alanında da gördüğümüz gibi, bir kurt ulurken diğer kurtlar da hemen ardından ulur. Bu olağan bir durumdur. Olağanüstü olan kongredir.
    
2. Judy tavşanın, bir polis rozeti peşinde gençliğini heba etmesinden anlıyoruz ki, polislik önemli bir mevkidir. Bu taraftaki olaylardan da bildiğimiz üzere, polis olduktan sonra sırtımız kolay kolay yere gelmez (yine de çevik olmayın, onlar orada da sürünüyor)
    
3. Yırtıcı hayvanlara karşı önyargıları kırmak gerekir. Artık bu mesajı eşcinsellere mi yorarsın, siyahilere mi, mültecilere mi sen bilirsin... "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" diyor senaristler...
    
4. Shakira ablanın boğazdan dediği gibi "Try everything" yapıp her şeyi denemek gerekir. Ama önce üniversiteye kapağı atıp diplomayı alsak daha iyi olur. Sonra sorarlarsa insan içine çıkacak yüzümüz olsun...

Puan: Memur + hippi + sıçan Godfather

Youtube Mix'ten 'Wheneveeer, Wheneveeer' dinlemeye kadar gider bu işin sonu...

Sihirbazlar Çetesi 2 (Now You See Me 2) - Elebaşı David Copperfield nerede? Kendini yok edip geri getiremedi mi?

İlk filmi hatırlyoruz di mi? Yakın planlarla, seri kurguyla iskambil kağıdı gösterilerine doymuş; bu Robin Hood sihirbazların para babasının kasasını patlatıp yoksullara dağıtmasını ayakta alkışlamıştık. Tabii, kasa her zaman kazanır! İlk filmden cukkayı götüren yapımcılar, çok vakit kaybetmeden ikincisini de çekmişler.

Yeni isimler, yeni numaralar var ama, afedersin iyice kakafonik bir hale getirmişler filmi, kim ne dedi, kim ne oldu anlaşılmıyor...  Bu filmin yeni isimlerinden biri, yapımcıların "Büyü, sihir, süpürge..." şeklinde serbest çağırışım yaparken akıllarına düştüğü Daniel Radcliffe, nam-ı diğer Harry Potter... Çok da uzatmadan, "Önce isim" şiarındaki sinemaseverlere, önceki filmden kalan ünlüleri hatırlatalım: Jesse Eisenberg, Woody Harrelson, Mark Ruffalo*, Michael Caine, Morgan Freeman...

Puan: Hepsini toplasan bir Mandrake...

*Garibim bi' tacizci rahip peşinde koşar, bi' hiperaktif sihirbaz peşinde koşar...

Özel Kargo (Precious Cargo) - Bulamayınca kesin kapıya etiket yapıştırıp kaçmıştır kargocular...

Aslında kötü film olduğunu anlamak için, afişinde Bruce Willis'i görmek dahi yeter belki ama sen yine de bi' fragmanı izle:

Ne bu şimdi?

Jack isimli bir hırsız var: Hem yakışıklı hem yetenekli hem de serseri olduğu için kadınlar tarafından paylaşılamayan bir aksiyon erkeği... Jack, sevgilisiyle aksiyonu ve temposu az bir sevişme üzerindeyken hamile olan eski sevgilisi bir anda çıkagelir ve  başını Bruce Willis* ile derde sokar. Yapma deriz; teker teker aşkınızı yaşayın, zevkine tekne kovalamacaları yapıp birbirinize kurşun yağdırın ama, yolu kötü aksiyonlara düşen o adamı bu işe karıştırmayın deriz... Nafile.

*Son yıllardaki tek numarası, siyahları giyinip tabanca çekmek olan Bruce Willis...

Filmden öğrenebileceğimiz bir şeyler?

Her aksiyonda klişe-beylik laflar eden mafyalar-tetikçiler olur da bu filmdekiler hiç çekilmiyor! Misal, Bruce Willis, satrançtaki piyon ile poker oyununu karşılaştırarak hayat dersi vermeye kalkıyor. Jack'in ekibindeki sniperlı kadın, köpek eğitimini örnek göstererek romantik ilişkileri açıklamaya çalışıyor. Biri sniper'ın dürbünüyle vursa da sussa şunlar istiyoruz... Bir de her kötü aksiyonda olduğu gibi, üç sahnede bir bikinili kadın görmek gerektiğini aklımıza kazıyoruz.

Puan: Sniper'ın dürbünü
 

Kim Kadın Kim Koca (Ki and Ka) - Vaay, güzel uydurmuşlar çevirisini... Hızlıca söyleyince orijinali çıkıyor...

Kliplere söz yazmak gibi bir Hint filmi yine. Dansı, müziği, oyun havası bol:

Neye dans ediyorlar yine?

Modern bir Bolywood yapımı bu. Kadın (Kia), başarılı bir iş kadını, hatta CEO olmayı istemekte; uçakta tanışıp sevgili olduğu Kabir ise babası gibi pis bir müteahhit olmaktansa evinde oturup yemek yapmayı amaçlamakta... Film hiç geciktirmeden dansla açılıyor ve kareografiler başlıyor: Masaj yapmalı, dil çıkarmalı, kafaya kutu geçirmeli, yemek yiyip ağzı doluyken şarkı söylemeli, dumble kaldırmalı kareografiler... Ciddiyet seviyesi bu yani!  Bu nedenle çiftimiz, arada kavga edip anlaşamıyor gibi olsa da hemen öpüşüp dans ederek tatlıya bağlıyor.

Mesajını 'azıcık feminist' şeklinde özetleyebileceğimiz, sinematografisini 'Arka Sokaklar tarzı zoom' olarak açıklayabileceğimiz film, iki küsur saat böylece sürüp gidiyor işte...

Bollywood Nakliyat: Güleryüzlü elemanlarımız ve komik kareografi sahneleriyle, eşyalarınız emin ellerde...

Puan: O zaman dans!
 

Korku Seansı 2 (The Conjuring 2) - Öbür tarafa düzenlenen turlarımızda erken rezervasyon avantajlarını kaçırmayın!

James Wan... Testere ve Ruhlar Bölgesi serilerinin, Hızlı ve Öfkeli 7'nin yönetmeni, Malezyalı arkadaş.... İçine bol bol haç serpiştirdiği bu filmde de "öbür taraf" ile temas kurabilen bir ailenin şeytan ile olan gerilimli mücadelesini gösteriyor, iki saat boyunca... İki saat sonra aklımızda oluşan temel soru "Acaba içimize giren şeytan da orucu bozar mı?" oluyor...

Not: Yine yatağın altına özellikle dikkat etmemiz gerekiyor.

Puan: Haç + şeytan - yatağın altı

Fırtınalı Hayatlar (Genius) - "Hangi dahisiniz?" testinde çıkmalık isimler...

Kadrosunda Jude Law, Colin Firth, Nicole Kidman gibi birbirinden karizmatik ve yüzüne bakmaya doyulamayası isimler barındıran film, Büyük Buhran yıllarında (since 1929) yaşayan bir yazar ile editörün dostluğunu seyrettiriyor. Yazarımız Thomas Wolfe, editörümüz ise Max Perkins...  Roman yazarı Wolfe, yüzlerce sayfa yazıp kısaltamamakta editör Perkins ise Allahı gelse tanımamakta, misal Hemingway'in Silahlara Veda'sını kısaltabilmektedir. Temel gerilimimiz, galiba, romanın kaç sayfaya ineceğidir.

Puan: Kısaldığı kadar

Belgica - Taşralı bir sinema yazarının varoluş sancısına doğru

Başka Sinema dedikleri, festival filmi sevdiricisi güzel etkinlik Eskişehir'e tekrar geldiğinde amma sevinmiştim. Fakat geldi geleli yeni film görmek nasip olmadı. Eski filmleri koyup duruyorlar belediyenin salonuna, anlamadım. Yeniler gelmiyor mu, hızlı tren de geçiyor buralardan oysa?!..

Hâkim bitki örtüsü bozkır olan taşralı bir sinema yazarı olarak Başka Sinemasızlıktan dolayı göremedim yani filmi... Belçika'da yaşayan yakınları da bir film için rahatsız etmek istemedim. Yalnız filmdeki barın adı olan Belgica'nın Beljika diye okunduğunu öğrendim. Müzik, seks, uyuşturucu ve entrika da gırlaymış diye duyumlar aldım.

Puan: Belçika birası

Diğer: Euro 2016 maçlarında bizim çocuklara başarılar dilemeden önce haftanın pek olamamış yerli filmlerinin de Sekerat Son ve Ve Panayır Köyden Gider isimli yapımlar olduğunu hatırlatır, yerli takımımızın oyun kalitesinin de yerli filmler gibi olmamasını diler ve sonuç bölümüne geçerim:

SONUÇ - Meraklısı mıyız?

Baştan da söylediğim gibi, bir Pixar yapımı kadar başarılı olamasa da, hayvanlı Disney animasyonu Zootropolis gündüz vakti eğlencesi olabilir size. Bunun yanında, Fırtınalı Hayatlar ve Belgica, biri dram diğeri eğlence ağırlıklı, iki esaslı yapım. Bulursan affetme... Bruce Willis meraklıları Özel Kargo'ya, Bollywood meraklıları Kim Kadın Kim Koca'ya, korku türü meraklıları Korku Seansı 2'ye de gidebilirler. Siz de amma meraklıymışsınız..

Twitter: @duraladam

-BİTTİ (Haftaya Khaleesi'nin romantik halini inceleyeceğiz)-

(murat dural bildirdi)

facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et

Sıradaki Sinema İçerikleri:

Uluslararası İlişkiler'de 2. Sezon (Spoiler: 3. Dünya savaşı gene çıkmadı): THE DIPLOMAT

Popo, Kan, Popo ve Daha Çok Kan: The Substance

Joker Fiyaskosundan Sonra İlaç Niyetine: Batman'ın Ekmeğini Hakkıyla Yiyen Colin Farrel'lı The Penguin

Önümüzdeki 2-3 Ayı Battaniye Altında Ekrana Bakarak Geçirmeyi Planlayanlar İçin: 10 + 4 Dizilik Dev Liste...

Sıradaki Haberler:

Fotohaber Altın kaçakçılığıyla ilgili haber yapmanın altın kaçakçılığı yapmaktan daha tehlikeli olduğu Türkiye'de, sırtını iktidara dayamadığı için namusuyla para kazanmak zorunda olan milyonlar mecburen bu sabah da kalkıp işe gitti...

Paylaş...