Justice League: Adalet Birliği (Batman’in sözleşmeli işçi olarak çalıştırdığı dünyayı kurtarma ekibi)
Bazı filmlerin çok izlendiği bir zamandayız. Son rakamlara göre Ayla'nın izleyici sayısı 2 buçuk milyona yaklaştı, Yol Arkadaşım da 1 milyonu aştı. Tam bu sırada elin DC'si "Zirve mücadelesinde ben de varım!" diyerek iddialı süper kahramanlarını topladığı Justice League filmi ile geldi. Böylece, kulvarları farklı olsa da, Ayla ile Wonder Woman'ın; yanık sesli Oğuzhan Koç ile çatık kaşlı Batman'in beraber anılmasının zemini oluştu: "Bak Ayla, bu Wonder teyzen, o da senin gibi savaşın ortasında kaldı. Anne alalım mı onu sana?"
Neyse şuraya en sevdiğimiz süper kahramanın yeni çıkan fragmanı gelsin de sonra yazıya geçelim. Deadpool 1 Haziran'da gelinceye kadar dirgen tutan, protez takan bu kahramanlarla idare ediverelim.
Justice League: Adalet Birliği (Justice League) - Batman’in sözleşmeli işçi olarak çalıştırdığı dünyayı kurtarma ekibi…
Bunun çizgi romanı Avengers'tan önce yayımlansa da, filmi sonra çıktığı için DC'nin Marvel özentisi gibi duracağı, "Aaa bu Flash X-Men'deki Quicksilver gibi değil mi?", "E bu Batman aynı Iron Man olmuş, Ayrın daha iyi bence!" yorumlarına engel olamayacağı toplu süper kahraman filmi... Batman v Superman, Suicide Squad, Wonder Woman filmleriyle beraber, Marvel gibi sinematik evren kurmaya çalıştıkları dördüncü yapımları. Yönetmen, "300 Spartalı ve Watchmen'den sonra çok bozdu ya" serzenişlerinden tanıdığımız Zack Snyder...
Kim kahraman?
Evet, bu filmde kendisine Batman dedirten Bruce Wayne (Ben Affleck) ve beni Wonder Woman diye çağırın diyen Diana Prince (Gal Gadot) öncülüğünde kahramanlar Adalet Birliği çatısı altında toplanıyor ve kendimize “Asıl kahraman kimdir acaba?” diye soruyor, sorguluyoruz: Üniversite yurdunda çalışıp da çocuğunun üniversite parasını karşılayan anamız kahraman midir mesela? Ya da abisinden 5 yaş küçük olmasına rağmen sıkışınca ona para gönderen kardeş, kahraman değildir de nedir ulan be?! (Lafı açılmışken, benim KYK borcu için bi şeyler gönderecektin abim, n'oldu o iş?)
- Borç para istemek için lambayı yaktık ama, kızmaz inşallah...
Şaka be şaka, herhangi bir şeyi sorgulatmaktan oldukça uzak bir film... Bir şekilde kahraman doğan veya kazara kahraman olanların yolları kesişiyor -ki Steppenwolf ismindeki düşmana karşı savaşılsın... Kimmiş bu kahramanlar derseniz; epik Amazon güzeli Wonder, babadan zengin Batman, dönüşü muhteşem olacak Superman (spoiler sayılmaz ki, posterlerde bile var adam) ve de;
* 100 kilometreye 1.8 saniyede çıkan ve orasından burasından çıkan yıldırım kıvılcımlarıyla Elon Mask’ın (ilan mask diye mi okunuyordu bu) tasarladığı bir 'elektrikli süper kahraman'a benzeyen Flash (Ezra Miller),
* Kaslı-dövmeli tarzı ve su altında yüzme tutkusuyla tatil yörelerinde dalgıçlık kursu vermek için hazırmış gibi duran, sululuk sevmeyen ama sulara hükmeden tarzıyla pek cool görünen Aquaman (Jason Momoa),
* Laboratuarda geçirdiği bir kaza sonucu yarı makine-yarı insan takılan ve orasından burasından fışkıran teknolojik ekipmanlarla kötü toplanmış bir masaüstü bilgisayarı anımsatan, hurdacıdan aldığı metallerle kendisine protez karın kası yapmayı da ihmal etmeyen Cyborg (Ray Fisher),
* Bi' süper gücü olmayan ama Superman'in mezarından kalkıp gelme durumunda onu yatıştırıcı, motive edici bir sevgili olmasıyla öne çıkan , "Haydi git de savaş şu uzaylı sineklerle YİĞİDİM" şeklindeki yüreklendirici, şuh halleriyle övgüleri toplayan cesur gazeteci Lois Lane (Amy Adams)...
Profilden çekilince iyi çıktıkları düşünülen kahramanlarımız...
Koşturup durmayın yavrum, bu da kafa!
DC, en çok eleştiri aldığı şeyi yapmamış: Özellikle final savaşı sahneleri, çok karanlık bir atmosferde çok kötü CGI'lar kullandığı için eleştirilen DC, bu sefer "kötü CGI'lı karanlık savaş" alışkanlığını bütün filme yaymış çünkü! Ayrıca, süper kahraman filmlerindeki kötü kahramanların s.kindirik amaçlara sahip olması klişesine karşı devrimci bir atılımları da olmuş: Bu sefer kötü adamın hiç amacı yok! (Varsa da anlamadım.) Anladığım kadarıyla bu Steppenwolf kötüsü, çok büyük güçlere sahip sihirli kutuları çeşitli yerlerden toplamak istiyor; artık gezegen mi yıkacak, yeni gezegen mi yapacak ne!..
Hmm, belki sadece gezegeninden taşınmak istiyordur, lazımdır ya, verseydiniz sihirli kolileri keşke! Ev taşırken bulması çok zor oluyor valla... Bulamayınca insan sinirinden Steppenwolf olur.
Böyle olmaz ama; üzerine KIRILACAK EŞYA, KİTAP, KIYAFET filan yazmak lazım...
Batman v Superman mi iyi, bu mu?
Batman v Superman, eksiği gediği çok olan bir filmdi ama en azından bazen sokakları görebiliyorduk; dünyada tehlikeli şeyler döndüğü hissedilebiliyordu. Çoğu sahnesi stüdyoda çekilen bu filmde ise ortalığı kan götürürken biri 'evinde tırsan', biri 'arabayla göçen' olmak üzere iki aileyle dünyanın tehlikede olduğunu anlamamız isteniyor. Superman'in diğer beşiyle kapıştığı sahnede bile meydanın bomboş olması garip duruyor. Adam üşenmeden kalkıp mezarından geliyor, bi' muhabir de söyleşi yapmıyor, bi' Allah'ın kulu da bari story çekeyim demiyor.
Wonder Woman'ın Batman'e karşı dominantlığı, Batman'in Superman karşısındaki ezikliği iyi ama kırmızı mayosuz Superman'in gücü çok abartılıyor şimdi de. Koskoca Süper'in, sanki biriyle iddiaya girmiş gibi sürekli güç gösterisi yapması itici duruyor.
- Sırf adamın önüne geçmek için kasık bölgemi belli eden kostüm yaptırdım kendime ama, nafile!
DC mi Marvel mı?
DC sanki hafiften Marvel'ın muzip tarzına yaklaşmak istemiş; yapımcı firma Warner Bros yetkilileri Marvel filmlerine girip çocukların güldüğü yerleri not almış, "Kahraman yavşak ya da şaşkın olunca gülüyorlar" yazmış gibi... Misal Flash karakteri, en son Kaptan Amerika filminde izlediğimiz şaşkın Spider Man'e çok benzemiş! Maalesef Batman'le olan diyalogları tam tutmamış ve mizah kısmının sadece Flash'ın üzerine kalması olmamış.
Gerçi her karakter bi' şeyi temsil etsin, ondan da bi tane olsun diye kadroya alınmış. Mesela okyanus kralı Aquaman, elindeki dirgenle köy hayatını yansıtırken Cyborg, hem kent hayatının karanlık yüzünü hem de sosyal medya çağını temsil ediyor gibi... Keşke sonraki filmde şehir hayatının stresine ve internetteki bilgi kirliliğine karşı savaşsalar! Cyborg ve teyit.org işbirliğiyle...
- Teyit ediyorum... Hayır Atatürk'ün "Kendi düşen ağlamaz" diye bir sözü yok. Atasözü o...
Adamı ekibime gelir misin diyorum, "Çiftçinin çok sorunu var beyim" diyor...
Bir aforizma: "Dünya'nın Superman'e ihtiyacı var, takımın Clark'a ihtiyacı var. O benden daha insan. O bu dünyada yaşadı, aşık oldu, meslek sahibi oldu. Bütün gücüne rağmen..." (Sir Bruce Wayne)
İlginç bilgiler: Superman'i oynayan Henry Cavill, bu filmin çekimleriyle aynı anda Mission Impossible 6'da oynadığı ve o rolünde bıyıklı olduğu için bıyığını CGI'lan silmişler. Aslında silmeseler de niz doğululara özel bıyıklı bir Superman yapsalar gişeyi ikiye katlarmış Warner Bros ama neyse...
Hatırla Sevgili...
Puan: 40 (film daha izleyeceğiz di mi böyle süper kahramanlı?)
Sen Kiminle Dans Ediyorsun - İlişkilerindeki tek danslarını düğünde çiftetelli oynayarak gerçekleştirecek çiftler için...
Son zamanlarda iki ayda bir yeni bir filmini vizyona sokan Burak Aksak'ın romantik komedi ve azıcık da müzikal türünde diyebileceğimiz yeni filmi... Burak Aksak ve Onur Ünlü Leyla ile Mecnun ortaklığından sonra nedense film ishaline tutuldu zaten, beşer tane film çekti ikisi de! (Beraber bi' dizi çektirin artık şu adamlara) Aksak'ın bu 5. filminde; en büyük tutkusu dans etmek olan Aysel (Demet Özdemir) kendisini bir dans yarışmasında bulacak. Çeşitli film ve dizilerdeki şaşkın hallerini pek sevdiğim Uraz Kaygılaroğlu ve Binnur Kaya da çeşitli komiklikler yaparak ona eşlik edecek.
Kutsal Geyiğin Ölümü (The Killing of a Sacred Dear) - Yunan mitolojisine kurban giden bir cerrah...
2015 yılında çıkan Lobster diye bir film vardı, bildin mi? Heh işte, o filmin yönetmeni Yorgos Lanthimos yönetiyor. Colin Farrell ve Nicole Kidman da oynuyor. Eşi Anna (Kidman) ve çocuklarıyla beraber saadet dolu bir Avrupalı yaşamı olan cerrah Steven'ın (Carrell), babasını bu herifin hatası yüzünden kaybeden genç Martin'le karşılaşmasıyla beraber olaylar gerilimli bir şekilde gelişiyor. Kutsal bir geyiği öldürdüğü için kızını kurban etmek zorunda kalan Kral Agamemnon'un, Artemis'le olan efsanesinden etkilenilmiş. Hemen Google'a yazıp araştırıyoruz.
Film, Haneke'nin psikopat öykülerine benzemiş diyor, benzetme otoriteleri... O zaman hemen Twitter'da "Haneke mi döver Lanthimos mu?" diye anket yapıp sonuçları bekliyoruz...
Diğer:
Küçük Vampir: Haftanın animasyonu... Hem de 3D... Vampir var ama aile vampiri, korkmayın. 3D gözlüğü iyice otutturun çocuğunuzun minnak burnuna, siz aşağıda Migros'ta takılırken izlesin...
Seni Gidi Seni: Oyuncuları ve pis goygoylarıyla klasik yerli komedilerimizden. Tamam herhalde?
Bizim Küçük Günahlarımız: Amatör ruhlu bir yerli film gibi duruyor. Çoğu kısmı bakkalda geçiyor gibi, bakkal gerilimi de diyebiliriz galiba...
İçimdeki Güneş: Son Cannes'ın açılış filmi olan yapımın fragmanından tatlı bir Fransızlık akıyor gibi geldi bana... Ya da o benim Fransız sineması hayranlığım da olabilir, bilmiyorum. 50 yaşındaki Juliette Binoche'un aşk arayışını izleyecek; normalde olsa 'ayran gönüllü' diyeceğimiz tip sırf Fransız olduğu için hoşumuza gidecek.
- Kolonya kokuyor bu adam da ya...
Beginner: Yerli bir dram... Öyküsü güzel, işleyişi samimi gibi duruyor. Güven Kıraç'ın başrolde oynuyor, 60 yaşlarında taksi şoförü Faruk (Kıraç) İngilizce öğrenmeye çalışıyor. Bu arada YÖKDİL de giderek zorlaşıyor ha!
Ayaz: Dersu Yavuz Altun'un yazıp yönettiği Ayaz, cezaevinden çıktından sonra, kimsesiz Ayaz'ı yanına alan Hasan'ın öyküsünü anlatıyormuş. Anladığım kadarıyla, izleyicinin üstüne kürek kürek dram atıyorlar ve "Yeter, öldük" dememizi bekliyorlar.
Kardan Adam: İsveçli yönetmen Tomas Alfredson'un filmi, polisiye türünde... Özellikle çocuk sahibi kadınları öldüren psikopat bir adamın peşinden gidiyoruz. Norveç'te çekilen filmin karlı-buzlu ortamında gizem yaşıyor, her şeyi oynayabilen Michael Fassbender'ın bu filmde kardan adam olup olmadığını merak ediyoruz.
SONUÇ - Beğenmezsek iade alıyorlar mı?
Haftanın popüler yapımı Adalet Birliği, tat vermiyor ama uzun uzun bahsettiğim için birazcık da önermem gerekmiş gibi hissettim. IMAX formatıyla çekilmiş filmi "Mis gibi IMAX sinemamda izlerim, 2 saat boyunca keyfime bakarım" derseniz izleyebilirsiniz aslında. Haftanın festival ödüllüsü (Cannes'da En İyi Senaryo aldı) Kutsal Geyiğin Ölümü ise bazı eleştirmenlerce çok sevilirken bazılarınca "Bıktık artık Avrupa yabancılaşması, sabah kalkıyoruz Avrupa yabancılaşması, akşam yatıyoruz Avrupa yabancılaşması" şeklinde yerildi; karar senin...
Bunun dışında; sert polisiye Kardan Adam ve naif seçenekler Beginner, İçimdeki Güneş ve Sen Kiminle Dans Ediyorsun da düşünülebilir. Beğenilmeyen filmin mesuliyeti izleyene aittir...
Twitter: @duraladam
-BİTTİ (Haftaya Burak Özçivitli 'Kardeşim Benim 2' ve Semih Kaplanoğlulu 'Buğday' var. Bakalım bize ekmek çıkacak mı?)-
(iletisimcevahiri Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et