Bayram Tatilini Paralel Evrende Geçirmek İsteyenler İçin: Dark Matter
“Oooo paralel evren mi alırım bir dal” diyenlerin bayram tatilinde oyalanacağı o dizi geldi. Kısa sürede dünyada yankı uyandıran ve imdb trendleri arasında ilk 5’te yerini alan Dark Matter, Türkiye’deki online poker, bahis reklamlarının izlenmelerini de haliyle artırdı.
Muhtelif sitelerde yerini alan ve fısıltı gazetesi ile yayılan, Apple TV+’a Constellation hezimetini de biraz olsun telafi fırsatı veriyor. Dokuz bölümlük dizide; Joel Edgerton, Jennifer Connelly, Alice Braga, Jimmi Simpson, Dayo Okeniyi ve Oakes Fegley ana kadroda. Konusu yer yer Constellation’ı, yer yer Counterpart’ı anımsatan Dark Matter, Blake Crouch'un 2016 yılında çıkan aynı adlı romanından uyarlama. Üstelik kitabın yazarının dizinin de mimarlarından biri olması dikkat çekici. (8 Mayıs’ta yayın hayatına başlayan dizinin okuduğunuz yazısı, henüz 6 bölümü izlenerek yazıldı.)
--- SPOILER ZONE ---
Son yılların popüler bilim kurgu çatışmasının tekrar edildiği dizide, kahramanımız Jason hapsolduğu evrenden çıkmaya çalışıyor. Oysa hikaye, birinci bölümün sonuna kadar Arka Sokaklar kıvamında bir polisiyeymiş gibi seyrediyordu. V for Vendetta’yı anımsatan beyaz maskesi ile sıradan bir üniversite hocasını(Jason Dessen) kaçıran saldırgan, Jason’ın uyandığında kendini ultra teknolojik bir merkezde bulmasına neden oluyor. Temelde “Lanet olsun mühendisliğe de atom fiziğine de” diyen karakter “aile her şeydir” mottosunu alıyor ezbere...
Kahramanımız tabii ki bir aile babası olarak karısına ve oğluna dönme çabasına kilitleniyor. Neler olduğu ve bu adamın neden kaçırıldığı izleyiciye bölümler içinde açıklanarak heyecan saklı tutuluyor. Bu sır açığa çıktıktan sonra ise dizinin mucizevi dönüşüm aracı olan “kutu”nun gizemleri merak unsuru haline geliyor.
Kediler ve kutu sevgileri
Jason’ın eski hayatının nasıl sürdüğü ve içine düştüğü yeni evrenin gelişimi eşzamanlı ekrana gelirken, karakteri de daha iyi anlıyoruz. İzleyiciye çok sayıda, değişken ama yine de sığ karakterler veren Dark Matter, karakterlerin geçtiği yolların onları nasıl değiştirdiğini de öyle ya da böyle izleyici ile paylaşıyor.
Deniz manzaralı, batı cepheli, sezonluk kiralık boyut değiştirme kutusu
Son yıllarda bestseller olan Gece Yarısı Kütüphanesi gibi kitaplar, It's a Wonderful Life gibi romantize edilmiş filmlerde olduğu gibi “ya öyle olmasaydı” üzerine kurulu olan dizi, “Hayatını değiştirmek ister misin” sorusunu izleyiciye de yöneltiyor. Her zaman aklımızda kalan o viraja, alternatif yollar çıkarıyor. Üstelik yalnızca evrendeki bir olasılıksal bölünme üzerinden değil, ahlak ve kimlik üzerinden de gerekli sorgulamaları yapıyor. “Ben nasıl böyle bir insana dönüşebilirim” sorusunu soran Jason’ın arayışı, izleyiciye de arada bırakıyor.
Her esmer bir gün 'Sarıya dönme' hatasını tadacaktır.
Karakterler, motivasyonlarını stratejilerinden ziyade duygularından alıyor ki bu da izleyici ile bağ kurmayı kolaylaştırıyor. Elindeki sonsuz olasılık dolayısıyla temposunu düşürmeden izleyici tutmayı başaran Dark Matter, 4. - 5. bölüm dolaylarında “doğal afet belgeseli”ne bağlasa da yeniden hikaye akışına dönmeyi başarıyor. Yer yer “iyi düşün iyi olsun”, “kötüyü çağırma”, “aklıma gelen başa gelir” kıvamında alt metinler bulunsa ve karakterler “777”, “iptal iptal” falan diyecekmiş gibi gelse de çok şükür kimse kafayı yemeden ilk sezonu götürüyor.
Bayramda boş metronun tadını çıkaran İstanbullu (temsili)
Ayrıca dizinin aslından pek de ödün vermeden uyarlandığını müjdeleyebiliriz. Eklemeler ise bolca mevcut. Örneğin kitap Jason’ın özel hayatına odaklanırken dizide ders anlattığı sahneler ile okul aksı da açılmış durumda. Ayrıca Ryan ile Jason’ın işbirliği, Pavia ödülü gündemi, Jason’ın iç sesi, Amanda ile Jason’ın ilişkisi kitap ile dizi arasındaki temel farklardan. Mesela kitap Jason’ın ağzından anlatıldığı için çok daha içsel bir deneyim vadederken, dizi doğal olarak dışarıdan bir gözle izleyiciyi hikayeye dahil ediyor.
Saatlerce youtube'da boş beleş video izledikten sonra çöken mallık
Benzer şekilde, kitapta kaybolan kutu mağdurlarının adı bile geçmiyor ama dizide Blair Caplan neredeyse bir bölümün konusunu oluşturuyor. Hatta onun deneyimlediği dev arılarla dolu distopik bir dünya resmedilerek, alternatif felaket senaryosu dahi üretilmiş. Bunun yanında günümüzde birçok bilim kurgu filminde nasıl bir mantık çerçevesinde zamanda yolculukların, evren geçişlerinin veya felaketlerin meydana geldiği açıklanmıyor malum. Hatta Dark Matter’ın kitabı da bu konu da dizisine göre daha ketum. Dizide kutunun nasıl çalıştığına dair daha çok kafa yoruluyor, Blair’ın seyir defteri de bunun kanıtı. Kitapta dizinin aksine Blair olmadığı gibi, malumunuz seyir defteri ve kutuyu yönetme stratejileri de bulunmuyor.
Dark Matter özet
Klişe ama tempolu, alışıldık ama iyi prodüksiyonlu Dark Matter’da akla yatmayan şeyler de yok değil,
-
“Kutuyu mühürleyeceğim” diyen Jason’ın betondan daha yaratıcı bir çözüm geliştirmesi gerekmez miydi? Doğru bir istek ile gerçekten kendi dünyasına dönebildiğinde, Jason’a betondan duvar mı dayanır? Yıkıp geçmez mi? Sanki kapıyı kapatmak için atom parçalamış gibi havaya girip amele amele çimento karmak olmadı be Jason.
-
İçinde bulunduğu evrende Jason’ın ressam olmuş Daniela’nın başına gelenlere verdiği tepki fazlasıyla duygusuz. Bir daha ailesini bulup bulamayacağını bilmeyen Jason, içinde hapsolduğu evrendeki Daniela’nın başına gelenler için bir cümleyle dahi hesap sormadı, ağlamadı, bağırmadı. Mümkün mü? İnsan bir yerde “gonca gülümü kopardılar” diye ağıt yakmalı değil mi?
-
Daniela’nın yanında kalan Jason’ın fütursuzca para harcaması adamın zekasına hakaret gibi… Walter White’ın Skyler’ın gözünün önünde para saymasından farksız. Fark edilmemek için sürekli notlar alan, videolar izleyen Jason’ın bu savurganlığını zengin cömertliği ile açıklamaya bile zahmet duyulmamış.
-
Leıghton’ın Jason ve Amanda’nın peşinden boxa girip gazi olması heyecan yaratmaktan ziyade komik kalıyor. Tek ayakla seke seke hala kapı açmaya çalışmasının aksiyona hizmet edeceğini düşünmek biraz izleyiciyi hafife almak olmuş. (Ki bu zaten kitapta yok.)
-
Leighton’ın tikican versiyonunu para için kaynak haline getirmek zekice bir hamle ama “Alice in Wonderland” gibi onu bir çanta dolusu ilaçla boxa göndermek karakteri aşağı çekiyor. Velocity’yi yöneten, diğer evrende karakterlere kan kusturan öfkeli adamın neredeyse twerk atacak bir party boy versiyonunu görmek pek akıl karı değil.
-
Amanda neden Jason’ın ailesini bulma planına dahil oluyor? Neden kendi olasılıkları arasında gezinmiyor. Kadının duygusal motivasyonu çok flu. Kendi Jason’ına mı kavuşmak istiyor, bu Jason’a mı aşık? Başkasının uydusu olan bozuk psikolojili bir psikiyatristten fazlası değil. Kaldı ki dizide ikinci kadın olarak kafa karıştırıcı bir etki gösterebildiğini de söylemek imkansız. Bu Amanda neden var ya?
Her evrende diyet cola ile çalışan Mr. İstikrar: Ryan
-
Olasılık evrenlerinden birinde Jason’ın hapiste olduğunu, Daniela ve Charlie’nin ondan nefret ettiğini gördük. Bu Jason düzgün bir adam, ne yaptı da kader mahkumu oldu öğrensek iyi olurdu. Oradan bir Müge Anlı hikayesi kokusu geliyor ama dizi bu “civcivli” veriyi hiç kullanmamış.
-
Üzerinden bir çocuk, 15 yıllık evlilik ve akademik kariyer geçmiş Jason’un fizik ödülü almış, çapkın ve bekar olanından tek farkının burnundaki yara olması çok saçma. “Ben evliyim göbeği” yapmadan bu adam 15 yılı nasıl geçirebilir? Bekar olanın da andropoz arifesinde kas yapmaya çalışması gerekmez miydi? Burada kolaya kaçılıp ikinci Jason’ın işi kolaylaştırılmış belli ki. Fizik ve kondisyondan sınıfta kalsalar da karakter psikolojisini iyi kotarmışlar yalnız. Karakterin açık verdiği kısımların duygusal hassasiyetler olması çok güzel bir nüans olmuş.
Diziye biraz uzaktan baktığımızda orta sınıf, bir okulda öğretmenlik yapan, ailesi ile küçük dünyasında sıkışıp kalmış izleyiciye “haline şükret orta sınıf” deme görevini başarıyla yerine getiriyor. “Şimdi kim atomu parçalayacak ammaaannn bak parçalayan da mutsuz” diyerek yerimizde saymamız için gereken motivasyonu sağlıyor. İyi bir baba, koca ve insan olmak için biraz meditasyon, olumlama ve ne istediğini bilme ödevi vererek sakince bilim kurgu evrenindeki yerine çekilmeye hazırlanıyor.
Gece bekçisi gibi fenerle paralel evren aramak
“Diziye ilk 6 bölüm ben de çok destek verdim”, sonra çok bozdu diyecekler sövmesin diye uyarayım… Tüm bölümlerini izleyenlerin ortak fikri, son 2 bölümde dizinin iyice rayından saptığı yönünde. Valla izlediğimiz 6 bölüm Apple’ın son yıllardaki denemelerine göre (her şeye rağmen) tatmin edici ve Constellation’a bin basacak tempodaydı. Ama yine de temkinle, son iki bölüme girerken paraşüt açıp beklentileri hafifçe indirmekte fayda var. Sonra bize sövmeyin…
İzlemek isterseniz bilimum “yoldan çıkaran reklama” maruz kalacağınız sitelerde bulabilir, her çarşamba yeni bölümü takip edebilirsiniz. Kötü diyemeyiz ama yer yer epey klişe olduğu açık, akıcı ve tempolu bir dizi bulacaksınız. İyi seyirler.
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et