Önümüzdeki 2-3 Ayı Battaniye Altında Ekrana Bakarak Geçirmeyi Planlayanlar İçin: 10 + 4 Dizilik Dev Liste...
Evde geçen hafta sonlarında, yalnız gecelerde veya chill akşamlarında maraton izleme için 10 + 4 bonusluk listemizle hizmetinizdeyiz. E mısırı da siz patlatırsınız artık bi zahmet...
1. The Substance
Henüz Mubi Türkiye’ye gelmese de, yayın için gün sayan The Substance, Demi Moore’un yeniden doğuşunun ispatı. Akıllara zarar senaryosu ile Cannes’dan en iyi senaryo ödülü ile dönen bu ilginç film, güzellik baskısını sorgularken izleyiciyi kan revan içinde bırakıyor. Coralie Fargeat imzasının ışıl ışıl parladığı The Substance, horror türünün güncel sinemadaki en iyi örneklerinden biri. Bedene dışarıdan bakan bir disosiasyon deneyimini anımsatan bu filmin savrulmadan, ayaklarını yerden ayırmadan derdini anlatması kuşkusuz en büyük başarısı. Şaşırmaya, tiksinmeye ve pop kültürün bize ettiklerine lanetler yağdırmaya hazır olun! Yakında Mubi Türkiye’de bulabileceğiniz filmi, internetin dehlizlerinde arayabilirsiniz. Kim bilir belki şirinleri bile görebilirsiniz…
Bkz: Mitoz bölünme nedir?
2. Wolfs
Yakın gözlüklerini takarak mesaj okuyan birer adet George Clooney ve Brad Pitt göreceğiniz Wolfs, ikilinin doyasıya eğlendiği ve izleyiciyi de eğlendirdiği bir aksiyon komedisi. Yalnız çalışan iki “karanlık el”in aynı iş için işbirliği yapmak zorunda kaldığı hikayede karakterlerimiz, güzel güzel başlarını belaya sokup işlerini yapıyor. Tom Cruise gibi daldan dala atlamadan, “beline dikkat et” telkinleri ve yakın gözlükleri ile yaşları ile dalga geçiyorlar…
Sadece yeniden bu ikiliyi beraber görmek için bile izleyebileceğiniz Wolfs, senaryo bakımından sıradanın öyle çok ötesine geçemiyor. Ama zaten filmi izleme nedenimiz de bu değil değil mi? Bu tarihi buluşmanın keyfini doya doya çıkarmak lazım. Keyifli bir çerezlik olarak bakabileceğiniz Wolfs’u bitirdiğinizde filmin şarkısına gülümseyerek eşlik edeceksiniz.
Naaptı senin oğlan Almanya'ya gidecekti?
3. Presumed Innocent
Jake Gyllenhaal’ın ilk dizisi olan Presumed Innocent, temelini Scott Turow’un romanından ve 90 yapımı Harrison Ford’lu aynı isimdeki filmden alıyor. Film ve kitaptan başta deliller ve şüpheliler olmak üzere çok sayıda farkı olan Apple TV dizisi, orijinal eserden çok daha başarılı görünen ender bir uyarlama. Gerilim türündeki bir hukuk dizisi olan Presumed Innocent, sadakatsiz bir savcının cinayet suçlaması ile karşı karşıya kalması ile başlıyor. Sırlar açığa çıkıyor… Suçlunun ve masumun birbirine karıştığı bölümler içinde katil kim sorusunun yanıtı aranırken zekice yazılan senaryo izleyiciyi içine çekmeyi başarıyor. Yayınlanır yayınlanmaz beğeni toplayan ve ikinci sezon onayını alan diziyi muhtelif ortamlarda bulabilirsiniz.
Teşkilat 1223. sezon fragman
4. Becoming Karl Legerfeld
Görkemli, muzip ve zekice yazılmış bir moda draması izlemek ister misiniz? Modanın ünlü ikonu Karl Legerfeld’in magazinsel bir portresini sunan Becoming Karl Legerfeld, hem sanat hem de entrika açısından beklentileri karşılıyor. Özellikle Daniel Brühl’ün dizi için geçirdiği dönüşüm ve oyunculuk performansı ilgi uyandırıcı. Seksin bir meta haline geldiği camiada aseksüel ve başarılı olmanın nasıl bir şey olduğunu merak ederseniz Lagerfeld’in hikayesini mutlaka izlemelisiniz. Son derece renkli ve dramatik bir anlatım dilini benimseyen dizinin bölümlerinin nasıl geçtiğini anlamayacağınıza eminiz. Bir şans vermeye değer…
Dahmer ve Ayhan Işık bir arada
5. Dream Scenario
Nicolas Cage'in başrolünde olduğu A24 yapımı Dream Scenario, milyonlarca insan tarafından rüyada görülünce hayatı altüst olan bir adamı anlatıyor. Sıradan bir profesörken bir anda şöhrete kavuşan aile babası Paul Matthews, kısa sürede kendini tam anlamıyla bir kabusun ortasında buluyor. Kristoffer Borgli imzalı Dream Scenario, izlenmenin ve sunulan imajın önemli olduğu günümüzde bize gerçeğin, önemli olanın ne olduğunu soruyor. Herkes bir yalana inanırken gerçeğin ne önemi var sorusuna yanıt arıyor. Keşke Baudrillard hayatta olsaydı değil mi sayın izleyen…
“Rüyanda beni gör" demeden bir kez daha düşün
6. Wicked Little Letters
Mahalle dedikodusu ve gerçek skandal sevenlerin ağzını sulandıracak Wicked Little Letters, tüm mahalleye gelmeye başlayan küfür dolu mektupların izini sürüyor. Mahallenin “ahlaksız”ı Rose’un sorumlu tutulduğu bu muzip mektupların neden ve kim tarafından yazıldığı araştırılırken izleyici kadın olmanın zorlukları ile yüzleştiriliyor. 1920’lerde geçen filmin başrollerinde Oscar ödüllü Olivia Colman ve Oscar adayı Jessie Buckley var. Filmin yönetmen koltuğunda ise Thea Sharrock bulunuyor. Kara komedi sevenler hemen ekran başına! Keyifli bir film izlemenin, göze batmadan da sosyal mesajlar verilebildiğinin delili bu senaryo… Gör bunu Hollywood!
Neler yaşadın ya!!
7. Under the Bridge
Rebecca Godfrey'in aynı adlı romanından uyarlanan dizi, gerçek bir hikayeyi ekrana taşıyor. 1997 yılında arkadaşlarıyla buluşmak üzere bir partiye giden ve eve dönmeyen on dört yaşındaki Reena Virk'in hikayesi, akran zorbalığının sonunun nerelere varabileceğini göz önüne seriyor. Endişeli ebeveynlerin kabusu olabilecek Under the Bridge, Türkiye’de Disney’de yayınlansa da aslında bir Hulu projesi. Gerilim, suç ve araştırma dizilerini severseniz izleyiniz. Üstelik kış soğukları gelmeden gocuklu insanlar görerek kendinizi soğuklara alıştırabilirsiniz. Fırsat bu fırsat…
8. Sunny
Bu yıl TV projeleri bizi Japonya’ya götürmeye kararlı… Kyoto kentinde geçen Sunny, Amerikalı bir kadının kocasının ardından baş başa kaldığı Sunny adlı robotla kocasının kirli yüzünü keşfetmesini konu alıyor. Oğlu ve kocasının gizemli bir uçak kazasında kaybolmasının ardından hayatı altüst olan Suzie, yarım akıllı ve yuvarlak kafalı robotu Sunny ile içine düştüğü gizemi çözmeye çalışıyor. Ancak yolu Japon mafyasına, dark web dünyasına çıkıyor.
Yine A24 imzası taşıyan bu yenilikçi dizi, İrlandalı yazar Colin O’Sullivan’ın The Dark Manual adlı romanından Apple için uyarlandı. Dram, kara komedi, bilimkurgu ne ararsanız bulacağınız diziden çok büyük başarılar beklemeseniz iyi olur. Yine de farklı ve vasatın biraz üstünde bir seyirlik bulacağınızı söyleyebiliriz. Bi şans vermeye değer...
Mutfak robotunuz bile bu Sunny’den daha akıllıdır
9. Trap
Ergen kızınız ile en sevdiği şarkıcının konserine gittiğinizi düşünün… Sonra bu konserin aslında bir seri katilin yakalanması için kurulan bir tuzak olduğunu fark ettiniz, ne yaparsınız? Peki ya katil olan sizseniz… Dünyanın birçok ülkesinde vizyonda olan ve çok iddialı olmayan hikayesine rağmen ilgi uyandıran Trap, seyirciye bir kaçma kovalamacanın yanında uzun uzadıya bir pop konseri vadediyor. Filmdeki ergenlerin bağır çağır izlediği konser seyirciyle de paylaşılıyor. Konserde tıkılı kalmış katilimiz çıkış yolu ararken biraz klostrofobik anlar yaşatıyor. “Müzik dinlemeye mi geldik kardeşim” demeden gerile gerile konser izleyebilirim derseniz, farklı bir kaçış gerilimi sizi bekliyor. izlemezsenölümügör.com sitelerinde filmi bulabilirsiniz. (Çıkış noktası ilham verici olsa da uygulaması sorunlu ve temposunu her an koruyamayan bir film olduğunu ilan etmek boynumuzun borcu.)
Suç filmi alana konser bedava!
10. Afraid
Stalk sanatındaki ustalığını Searching ile ortaya koyan ve teknoloji ile arasında bir karma olduğuna emin olduğumuz John Cho, yine geleceğin teknolojileri ile sınanıyor. Ailesini koruma savaşı veren bir babanın hikayesini konu alan bilimkurgu gerilim türündeki film, Chris Weitz imzası ile malum sitelerde.
Vasat bir Black Mirror bölümü gibi olan Afraid, düşük puanına rağmen yine de imdb popülerite listelerinde üst sıralarda. Filmin bu denli ilgi uyandırmasını gerçekçi hikayesine borcu. Yarın öbür gün yapay zekanın bize yardımcı olmak için bir arabayı kontrol ederek cinayet işlemeyeceğinin garantisini hangimiz verebiliriz değil mi? Filmi izledikten sonra Nokia 3310’a dönmek isteyebilirsiniz. Snake da oyalıyordu aslında…
Yapay zeka, ona yaptırdığımız kötü fotoğrafların intikamı için sahede...
Bonus:
1. His Three Daughters
Yakın zamanda bir kayıp yaşadıysanız veya hastalık hayatınızın gündeminizdeyse bu filme uğramadan uzaklaşın. Ancak böyle bir gündeminiz yoksa, nefis bir film izleyeceğinize emin olabilirsiniz. Azazel Jacobs tarafından yönetilen filmde, Elizabeth Olsen, Natasha Lyonne ve Carrie Coon başrolde. Az mekanda, az sayıda oyuncu ile çok şey başaran film, aile üyeleri arasındaki çekişmeleri diyaloglarla izleyiciye aktarıyor. Duygusal, gerçekçi ve zaman zaman sert üslubu, filmi sıradanlıktan uzaklaştırıyor. 24 Eylül’de Netflix’e gelen His Three Daughters, babaları ölüm döşeğindeki üç genç kadının acılarını su yüzüne çıkarıyor. Dikkat ağlatabilir…
Kardeş kavgasını özleyenler ekran başına
2. Subservience
Giyinik haldeyken tanımakta güçlük çekebileceğiniz Michele Morrone’u (Mr 365. Gün), Megan Fox ile buluşturan Surservience, 2024’ün bir diğer bilimkurgu denemesi. Gerilim türündeki film, karısının hastalığı sırasında evine robot bir yardımcı alan babanın hikayesini konu alıyor. Robot tarafından baştan çıkarılan, ailesi ele geçirilen adamın bu ilginç savaşı merak uyandırsa da maalesef iyi niyetli bir deneme olmaktan öteye geçemiyor. Yine de yapay zeka ve robot paranoyalarından hoşlanan ve geleceğe dair korku duymak isteyenler filmi popüler yapımlar listelerinde üst sıralara taşıyor. Bilimkurgu filmleri benden sorulur, iyi kötü hepsine bir bakarım diyenlerdenseniz listenize alabilirsiniz.
Botoxlu Megan Fox'u robot diye yedirmek nerden baksan dahice...
3. In Vogue
Moda dünyasında 90’lar nostaljisi yapmak isterseniz, In Vogue adeta bir zaman tüneli gibi. Herkesin ne kadar yaşlandığı dedikodusunu doya doya yapabileceğiniz belgesel dizinin başrolünde, adından anlaşılacağı üzere efsane moda dergisi Vogue var. Popüler kültür sosyolojisine meraklı olanların veya magazin dedikodularını sevenlerin keyifle takip edeceği In Vogue, dönemin moda akımlarını, değişen güzellik anlayışını, süper model ikonların dönüşümünü ciddiyetle ele alıyor. Defilelerin, ikonik dergi kapakların arkasındaki hikayeleri izlemek bugünün pop kültür gündemine de farklı gözlerle bakmanıza yardımcı olacak. 6 bölümlük dizi Disney Plus’ta.
4. Divorce
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz türünde bürokratik kara komedilerden hoşlanıyorsanız Netflix’teki Boşanamama (Divorce) tam size göre. Polonya yapımı olan film, resmi olarak yıllar önce boşanmış bir çiftin kilise ile verdiği boşanma savaşını konu alıyor. Dini nikahın, tanrı katındaki evliliğin ve boşanma şartlarının mizahi bir dille eleştirildiği film, gelenekler ile modern yaşamın zıtlığından besleniyor. Hatta sıradan insanların omuzlarındaki bürokrasi yükünü, orkestra şefi olan Malgosia karakterinin politikacılara yaranmak için sahne almaya zorlanması üzerinden de pekiştiriyor. İkili ilişkiler, evlilik - boşanma, din, siyaset ve küçük yaşamlar arasındaki dünyevi çatışmalar hicvedilerek basitçe işleniyor. Keyifli vakit geçireceğiniz bir hafta sonu filmi…
Hayalim üç kelime, o da şöyle: Boşol boşol boşol
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et