Vizyonda Bu Hafta: Açlık Oyunları - Alaycı Kuş Bölüm 2 (Devrim televizyonda yayınlanmayacak, 2 bölüm halinde vizyona girecek)
3 kitap ve 4 filmlik 'hassas ve duyarlı ergen seti' Açlık Oyunları, bu hafta son filmiyle sevenlerine veda ediyor. Bir dönem böylece sona ererken bütün hassas ve duyarlı ergenlere sabırlar diliyoruz. Umarım bir an önce başka distopik-fantastik kitaplar yazılır da Hollywood'un çarkı dönmeye devam eder. Olur da uyarlayacak kitap krizinde bir Hollywood yönetmenine rastlarsanız fantastik blog sayfalarına yönlendiriverin bi' zahmet...
Bu arada, yıllardır Kars'ından Sinop'una memleketin her karışına film göstermeyi iş edinen 21. Gezici Festival, pek yakında yolculuğuna başlıyor. Bu da "tatlı mı tatlı" tanıtım filmi:
Açlık Oyunları: Alaycı Kuş Bölüm 2 - Kan şekerinin düşmesi hiçbir şeye benzemez...
Zengin Başkentlilerin pis zevkleri için ormanda ölüm oyunu oynatılan gençleri izlediğimiz (ki Cem Yılmaz da parodisini yapıp ülkemiz ergenlerine armağan etti sağolsun) serinin son filmi. İlk iki kitaptan uyarlanan ilk iki filmde, ezilenlerin mücadelesine tanık olurken birbirlerine balta fırlatan insanlarla pek eğlenmiştik. Açlık Oyunları'nın son kitabı Alaycı Kuş'u ise iki sıkıcı part'a ayırıp öyle film yaptılar. Ailesinden harçlık alanlara iki taksit halinde distopik devrim izleme fırsatı doğdu böylece. Hadi afiyet olsun.
Bir Katniss nelere kadir?
Alaycı Kuş'un Part 1'inde zalim kral Snow'a karşı ayaklanan mıntıkaların devrim yolunda ilerlediklerini görmüştük. 20 kusürlük Jennifer Lawrence'ın oynadığı Katniss Everdeen, gönülsüz girdiği mücadelede devrimin bütün yükünü omuzlanabilen bir fenomen olmuştu: Ok ve yayıyla (Şekil 1.1) bombalı uçak düşürebilen bir halk kahramanıydı o. "Eğer biz yanarsak siz de bizimle yanarsınız" şeklindeki sözleri mıntıkalarda, miting meydanlarında ve Twitter alıntılarında yankılanıyordu. Kalın dudaklarıyla "Ayaklanın ey ahali" demesi yetiyordu. Hatta küçük bir kıza söylediği şarkıyı da tutup devrim marşı yapmışlardı. Bu kadarı da fazlaydı sanki, en azından devrim marşını başka birine söyletseler olmuyor muydu?
Şekil 1. 1 Farklı kültürlerde oklu fantastik kahramanlar...
Algı operasyonundan naber?
İlk filmde Açlık Oyunları'nın kazananlarından Peeta'yı A Haber'e çıkarıp devrimcileri kötületmeye çalışmışlardı. Zalim başkan Snowden kara propagandaya devam ediyor Part 2'de de. Buna karşın devrimciler, Katniss'e halkı gaza getirme konuşturmaları yaptırıp Youtube'a veriyor ve TV yayınını hackliyorlar... Snowden konuşurken birden yayına bizimkiler giriyor, kayyum gelmeden halkı bilinçlendirmeyi başarıyorlar.
Aç parantez; V for Vendetta'dan beri şu TV yayınını hackleyip konuşan kahramanı izleyip duruyoruz, gerçek hayatta hala icraya dökülememesi çok üzüyor bizi. 20 kanal birden bir adamın konuşmasını gösterirken bir yiğit de "Bi' saniye, halkı bilinçlendireceğim" deyip iktidarı trolleyemedi henüz maalesef...
Şu adamdan bir şey bekliyorum ben...
Neyse, Katniss'in iki dudağı arasında gelişen bir devrim mücadelesine tanık oluyoruz işte. Dudak demişken: Yakışıklı militan Gale ve Peeta, Katniss'in kendilerinden bir alt dudak alması için ellerinden geleni yapıyor, türlü türlü numaralara başvuruyorlar. Yaratıklar, muttalar, zift selleri, bombalar derken bir de bunların entrikasıyla uğraşıyoruz...
Bakalım Katniss hangi erkeği seçecek? Devrim olunca yoluna nasıl devam edecek Alaycı Kuş? Devlet kanalında spor haberleri sunuculuğu falan ayarlarlar mı? Sahip olduğu altı ok ve iyi konuşma özellikleriyle CHP kurultayında başkanlığına adaylığını koyabilir mi?...
İzleyip öğreneceğiz...
-Sırf öpeyim diye düşme numaraları yapıyorsan ağzına sıçarım bak...
Puan: Dudak arası 50
Hayatın Kıyısında (By The Sea) - Evlilik yaramamış sana, çok süzülmüşsün...
Medya tarafından "Brangelina" diye tabir edilen dünyanın en marka çifti, Brad Pitt ve Angeline Jolie Pitt' başrolleri paylaşıyor By The Sea'de... Türkçe'ye "Hayatın Kıyısında" olarak çevrildi. 35'inden sonra BM barış elçiliğine ve yönetmenliğe saran Angelina Jolie yazıp yönetti. Yazıp yönetti de 6 çocuk, Ortadoğu gezileri, film çekmek falan derken iyice çökmüş, zayıflayıp çöpe dönmüş kadın...
Bi' daha Türkiye'ye gelirse kendisine dikkat etmesini önerelim, 3-4 çeşit yemek yapalım. Sevaptır...
- Bize gel abla... Annem bakar sana...
Brad ve Angelina, Mr & Mrs Smith'te evliliklerinde sorun yaşayan ajan bir çifti oynamışlar, o filmdeki sevişme sahnelerine kendilerini kaptırıp gerçekten de evlenmişlerdi. Şimdi de evliliklerinin sonbaharını yaşayan bir çifti oynuyorlar. Fransa'nın sahil kasabasına tatile geliyorlar ve ilişkilerine heyecan getirmeye çalışıyorlar...
Mr & Mrs Smith'teki gibi birbirlerini tekmeleyip kafalarında şişe patlatarak ilişkilerine heyecan getiremiyorlar bu filmde. Eskidendi o, deli zamanlarıydı, onlardan geçti artık... Şimdi en fazla, tatil yaptıkları otelin yanına taşınan ve sürekli sevişen çifti odalarındaki bir delikten gözetleyebiliyorlar. Olmuyor ama, gelmiyor o heyecan. Sevişken çifti kıskanmak da cabası oluyor...
Sigara içmek kan dolaşımını yavaşlatır ve cinsel iktidarsızlığa neden olur...
Yakın zamanda vizyona giren While We're Young filminde, genç çifte özenen orta yaşlı evlilere benzettim ruh hallerini. 70'lerin güzel müzikleri ve dönem renkleri de ruh hallerini destekliyor. Ama maalesef film 130 dakika!... Dönemin rengi, müziğin büyüsü falan en fazla 70-80 dakika idare ediyor, 10 dakika da "Hala yakışıyorlar ama bee" diye düşünüyorsun. Son kısımlar epey zor geçiyor...
Puan: Fransızca 50...
Gizemli Gerçek (Secret in Their Eyes) - Filmin altyazısını okuyamıyorlarmış, ekibi toplayın...
2009 Arjantin yapımı efsane bir film vardı, 2010'da Oscar almıştı; Gözlerindeki Sır diye Türkçe'ye çevrilmişti. Ne filmdi ama: 76 Arjantin darbesinin etkilerini hissediyor, polisiye filmin gerilimli tadını alıyor, çok romantik bir aşka da tanık oluyorduk. Özellikle 5 dakikalık kesintisiz stadyum sekansı ve "sevdiği adamın bindiği trenin arkasından koşan güzel gözlü kadın" sahnelerini unutamadık...
Aynısını hızlı trende deneyelim dedik ama "Uğurlayıcıları kontrol noktasından ileri alamıyoruz" dedi güvenlik... Olsun...
Bu Arjantin yapımı filmi altyazılı olduğu için izleyemeyen Amerikalılar, Hollywood'un telefonlarını kilitlemiş... "Uyarlayın şunu kardeşim, altyazı mı okuycaz filmi mi izliycez" şeklindeki telefonlar sonucu filmin Amerikan versiyonu Gizemli Gerçek ortaya çıkmış. Olayın arka planına 11 Eylül'ü koymuşlar ki herkes hiç zorlanmadan özdeşleşsin... Bir de yıllanmış değer Julia Roberts'ı ve botokstan konuşamayan Nicole Kidman'ı da filme dahil etmişler...
-Aslında olaya çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum ama maalesef bu pozisyonda kaldım...
Çok kısa, olayı alalım?
Orijinal filmin olayı, istemediği halde bir cinayeti çözmek için görevlendirilen yargı mensubunun, tecavüz edilip öldürülen bir kadın cinayeti için uğraştıkça olayların içinden çıkılmaz bir hal almasıydı. Yargı mensubunu FBI memuru yapmışlar, öldürülen kız ise Julia Robert'ın kızı olmuş. Nicole Kidman da adamın aşık olduğu kadın karakter olmuş. Ama aşk olmamış... İlk filmdeki 25 senelik efsane aşk nerde, burada el ele tutuşup olay yerine koşan çift nerde?
Puan: İlk filmin stadyum sahnesi 90, bu film 60
"Eee, festival filmi yok mu" dediğinizi duyar gibiyim. Olmaz mı... Yakın zamanda ikinci yaşını dolduran Başka Sinema'nın festival filmi izleyelim diye tuttuğu, ama bizim nankörlük ederek doldurmadığımız salonlarda "Annem" var. Gidiverelim be annem:
Annem (Mia Madre) - 'Yaşlanınca siz de bana bakarsınız yavrum' diyalogu hastanede son buldu...
Annesi, hastanede Ölüm Döşeği Servisi'nde yatan iki yetişkinin hayatlarını anlatıyor 62 yıllık tecrübeli İtalyan Nanni Moretti. Kendisi melodramcıdır. Zamanında Berlusconi'yle dalga geçen bir film çekerek iktidara postasını da koymuştur, ayrıca absürt bir mizahı vardır. Melodram da çekse sevdirir yani kendini. İtalyanlar da Çağan Irmak'ı izleseler severler belki...
Neyse, annenin kadın yavrusuna odaklanıyoruz filmde. Kadın evlat, yönetmen. İşçilerle ilgili çekeceği bir film ile annesinin hastalığı arasında kalıyor...
En azından acısız gidiyorum kızım... Biraz daha yaşlansam Haneke filminde öldürürlerdi beni...
Ne diyorduk: Erkek evlat Giovanni biraz daha kaygısız. Kadının ise hayatı karışık. Çekmesi gereken filmi var, ergen kızı var, kaprisli başrol oyuncusu var, hastanede anası var, ocakta yemeği var derken psikolojisi alt üst oluyor... Ferzan Özpetek filmlerinden bildiğimiz Margherita Buy oynuyor bu karakteri, hayran hayran izlettiriyor kendisini. Kaprisli oyuncuyu ise Coen Kardeşler filmlerinden bildiğimiz John Turturro oynuyor, o da nefis oynuyor. Rol çalıyor arada kerkerez...
Puan: İtalyanca 70
Hüddam - Bugün doğan cinlere isimler: Erkek olursa Hüddam, kız olursa Nazgül
Yine cinli bir film. İyi yanı, kan revan, bağırsak, dalak içinde bir film izlemiyoruz. Her normal insan gibi cin çıkarmaya çalışıyor karakterler. Can'ın annesinin başına musallat olan bir şey, ona bilinmeyen alfabede bir şeyler yazdırınca Can da korkup anasını köye götürüyor. Köyde, "Başa Musallat Olan Şey Uzmanı" birilerini bulup annelerini üfletiyorlar. Bakalım Hüddam'a karşı gelebilecekler mi?
Hadi oğlum Hüddam, vur gol olsun oğlum...
Puan: Cin alfabesiyle kırk
Pırdino Sürpriz Yumurta - Yüzde yüz yerli dinozorumuzu ürettik!
Pırdino, TRT Çocuk'ta yayınlanan sevimli bir dinozorun maceralarıydı. Gerçek hayat ve animasyonu yerli bir çizgide birleştirerek 4-6 yaş arasında birçok hayran edindi kendisine. Bunun film versiyonunda, dinozor müzesine gidip atalarını özleyen Pindino'nun zaman makinesiyle yolculuğuna tanık oluyoruz. Osmanlı, Kösem Sultan, Paleolitik Çağ... derken Erdoğan konuşmasıyla bölünüyor film.
Puan: Yerli 40
SONUÇ - Açlık Oyunları hangi kanalda şimdi?
"Böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum" diyerek dünyanın daha iyi bir yer olmasını hayal edenler Açlık Oyunları'nın yolunu tutup kendi gazlarını alabilir. Sıcak ve duygusal bir film olarak da Annem'i, çıkınca annenizi aramak şartıyla önerebilirim... Bunun yanında kötü Amerikan uyarlamasının hatırlattığı başyapıt Gözlerindeki Sır'ı ve kötü Angelina Jolie filminin hatırlattığı eğlencelik film Mr. and Mrs. Smith'i de ev sinemalığı yapabilirsiniz...
Vizyon filmleriyle dikkatini dağıtıp Gezici Film Festivali programı yapmayı ihmal etme yalnız...
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et