Hem Bedava Müzik Vereyim Hem Telif Hakkı Sorununu Çözeyim Derken Kendini Dev Bir Günah Keçisi Olarak Bulmak: The Playlist - Bir Spotify Destanı
“Gerçek hikayelerden uyarlanmış” diziler furyasının son Netflix ürünü olan The Playlist, Spotify hakkında bilinmeyenleri anlatıyor. Adeta bir kitap okuyor izlenimi verse de, sinematografik açıdan illüzyon yaratan sahne geçişleri, grafik efektler ve renklendirme oyunları sahneleri izlenir kılıyor. Dizi bittiğinde izleyiciye “her şey aksini içinde taşır” kıssasıyla “diyalektik nedir” dersi veriyor. Dizinin Spotify’ın kuruluş hikayesini saf gerçeklikle anlattığını sanmayın. The Playlist Sven Carlsson ve Jonas Leijonhufvud'un gerçekleri anlatan “Spotify Untold” kitabından uyarlanıyor ancak kurgusal öğeler de barındırıyor. İsveç dizisi The Playlist’in başrollerinde Edvin Endre, Christian Hillborg, Gizem Erdoğan (As bayrakları as as as) ve Ulf Stenberg yer alıyor.
The Playlist izledikçe “eksik bir şey var” hissi uyandırıyor. Bir yerden sonra eksik olanın olay olduğu da anlaşılıyor. Dizi tüm startup anlatan dizilerde olduğu gibi kahramanımızın reddedilmesi ile başlıyor. (Aslında bu durum “kahramanın sonsuz yolculuğu” meselesi tabii…) Neticede Spotify’ın kurucusu Daniel Ek’in girişimci ruhunun “onu her bakımdan yetersiz gören” Google tarafından görülememesi, kahramanımızı hırslandırıyor. Hazırladığı bir siteyle voleyi vuruyor ve yeni girişim fikirleri ararken sonsuz bir müzik kütüphanesi ve bedava müzik fikrinin peşine takılıyor. Tam bu sırada dizi bizi hemen hemen tüm girişimci klişelerinde olduğu üzere belli ki sosyal yaşamda pek başarılı olmayan Ek’in liseden bu yana tanıdığı Bobbi T adlı müzisyen ile tanıştırıyor. Anlayacağınız bizim Daniel’in bu yetenekli müzisyende aklı kalmış. Böyle bir atmosferde başlıyor Spotify macerası. Sonrası yatırımcı bulma telaşı, telif hakkı savaşları ve Daniel ile Bobbi T’yi karşı karşıya getiren hukuk davaları.
Walter White geldiysen üç kere vur
Dizinin oyuncularına, prodüksiyonuna yüksek puan versek de senaryonun tansiyonu sık sık düşüyor. Neticede Daniel Ek’in hikayesi bir garajda başlamıyor, kendisi ne Steve Jobs ne de Mark Zuckerberg. Yalnız bu baygın hikayeyi geliştirmek için ustaca geliştirilmiş bir oyun yapılmış. Dizinin her bölümünün sonunda bir karakter çıkıp “o iş bildiğin gibi değil” diye fitne fısıldıyor kulağına. 40 dakika izlediğin her şeyin yalan olma endişesiyle başlıyorsun yeni bölüme. İstisnasız 6. ve son bölüme kadar herkes, olayları kendi penceresinden anlatıyor. Bu kurgusal seçim bir yandan da Spotify’ın bir kişinin değil bir ekibin ürünü olduğu vurguluyor. Kısaca dizinin konusu ilk bakışta sıkıcı görülse ve drama eksikliği dikkat çekse de dizi izleyiciyi bir şekilde 6 bölüm ekran karşısında tutmayı başarıyor. Üstelik adeta dördüncü duvarı yıkan finaliyle izleyiciye izlediğinin de gerçek olmadığının haberini veriyor. Bir anlamda her izleyiciye istediği mesajı satıyor, kim hangi anlatıya inanmak isterse onu ezberine alıyor.
Jon Snow poposu için squata başlıyoruz!
Dizinin ilk 3 bölümü ile son 3 bölümünün ruhunun ise tamamen farklı olduğunu söylemek gerek. Ben ilk 3 bölümü daha çok sevenlerdenim, çünkü girişimcilik hikayelerinde mağdur olanın savaşının peşindeyim. Ancak diğer üç bölümde yavaş yavaş kuzuların kurda dönüşmesi ekrana geliyor. Bu çimenlerin fillerin hayatında neleri değiştirebileceğini izlerken, statükoya açılmış bir meydan savaşına eşlik ederken, kendinizi bir fil olarak bulmamızın hikayesi.
C++ ile alın yazısını yazan yazılım dehası.
Günümüzde Spotify 183 ülkede aktif ve yıllık yaklaşık 10 milyar dolar gelire sahip. 188 milyon ücretli abonesi ve 433 milyon kullanıcısı var. Müziği demokratikleştirme iddiasındaki platform, müzisyenlere verdiği paranın yetersiz olması nedeniyle defalarca haberlere konu olmuştu. Bunun yanında müzik önerirken kullandığı algoritmanın manipüle edildiği iddia edilmişti. İşte dizide tüm bu iddialar da yer alıyor, haliyle bizi de bu güncel tartışmanın içine sürüklüyor. Şu makalede detaylarıyla anlatıldığı üzere, platformun demokratikleştirme iddiası aslında tekelleşmeye hizmet ediyor olabilir. Hatta iddia o ki, öneri sisteminin algoritmasını, ölçülebilir sistemi, yaratıcılık ve demokratikleştirme ile bir tutarak aslında güç ve kontrol mekanizmalarını meşrulaştırıyor. Müzisyen ve yapımcılara geniş kitlelere ulaşım imkanı vadederek, aslında onları oluşturduğu çarkın bir parçası haline getiriyor. Bu bağlamda Spotify’ın demokratikleştirme iddiası, toplumdaki müzik önerme rolünü üstlenen arkadaşların, radyo DJ'lerinin veya müzik eleştirmenlerinin yerine bir şekilde otoritenin sesi olma misyonunu açık ediyor. Dizi, dijitalleşmeye hiç bu açıdan bakmamış olanlar için aydınlatıcı bir kaynak ve sorgulama vesilesi sunuyor…
Burada olsa konserin de yasaklanırdı. Şükret Bobbi!
Siz de Spotify nasıl kurulmuş merak ediyor, güncel tartışmaların tarihini hızla öğrenmek istiyor, İsveç’ten çıkan bu dünya devi şirketin nasıl silikon vadisi ile boy ölçüştüğüne tanık olmayı arzu ediyorsanız The Playlist’i izlemelisiniz. (Netflix'te bulabilirsiniz.)
Bu hikayeye doyamadıysanız, sizlere benzer temalarda, ilginizi çekebilecek başka diziler de önereceğiz:
-
The Billion Dollar Code: Netflix’te bulabileceğiniz 2021 yapımı Alman dizisi, gerçek olaylara dayanıyor. Google’ın nasıl bir keşfe el koyduğunu anlatıyor.
-
Wecrashed: Apple TV projesi olan Wecrashed yıldız karması castıyla ilgi uyandırıyor. Bir girişim hikayesini ekrana taşıyarak hızlı yükselip hızlı çöken bir şirketi konu alıyor.
-
Startup: Kara parayla finanse edilen bir silikon vadisi girişimini anlatan Startup dizisi Amazon Prime’da mevcut. Ancak kısa süre çinde yayından kaldırılacağı için izlemek için elinizi çabuk tutsanız iyi olur.
-
The Undeclared War: Dizi, ülkenin seçim sistemine yapılan siber saldırıyı savuşturmak için çalışan analist ekibinin hikayesini konu ediyor. Diziyi Bein Connect’te bulabilirsiniz.
-
You are Wanted: Bir diğer Amazon Prime dizisi olan Your Are Wanted, bir siber saldırının faili olduğu sanılan adamın masumiyetini ispat çabasını göstererek izleyiciyi sürüklüyor.
İyi seyirler.
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et