Zaytung.Com
Zaytung
Uzun uzun yaz
SİNEMA

Uluslararası İlişkiler'de 2. Sezon (Spoiler: 3. Dünya savaşı gene çıkmadı): THE DIPLOMAT

-> Yapacağı açıklamalarla haftalık gündemi belirlemesi beklenen Devlet Bahçeli'den, sabah 08.30 itibariyle henüz ses seda yok...
-> Türkiye'de doğum oranlarının yükseltilmesi gerektiğini söyleyen sağlık bakanı Memişoğlu, delikli prezervatif projesini tanıttı...
-> Hakkında hazırlanan iddianame için ''alt 3, üst 5 yıl'' handikaplı kupon yapan Serdar Ortaç, yeniden gözaltına alındı...
-> Serdar Ortaç: ''Mevzu bahisse gerisi teferruattır…''
-> Yasadışı bahis soruşturmasında Mehmet Ali Erbil'le birlikte ev hapsi verilen Serdar Ortaç'ın ''bari 2 kişi daha verin de eşli batak oynayalım'' talebi mahkemece reddedildi...
FOTOHABER

Acun Ilıcalı için bahisler açıldı: 1. Ona dokunamazlar 2. Mal varlığına çökecekler…

AKP'li bir çocuk katili olmamanın bedelini ödeme sırası bugün de Nasuh Mahruki'ye geldi...

BLOG

''Biraz da Amerika'nın Sapığına Dertleneyim'' Diyenler İçin: A’dan Z’ye Puff Diddy Dosyası

VİDEOHABER

Çorum Valiliği: ''Olaya 2 Suriyeli eksildi olarak bakıyoruz...''

ASTROLOJİ

KOÇ (21 Mart - 20 Nisan)

Süleyman Soylu'nun oh çektiği videolara telif atmasının ardından zam haberlerine üzülmek zorunda kalacağınız bir döneme giriyorsunuz... devam...

Belediyenin Almanya’ya eğitime gönderdiği 45 kişiden 43'ü geri dönmedi...

"Aslında dönecekler ama orada kurulu düzenleri var. Yoksa vatanımız cennet..."

Hay Allah, Canınız mı Çekti? İşte Size Birbirinden Keyifli Öykü Platformları...

Olimpiyat Oyunları için Paris'e Giden Milli Takım Kafilesi, Kaldıkları Otelin Yemek Dağıtım (Catering) İhalesini Alarak İlk Başarıya İmza Attı...

2024 Yaz Olimpiyatları için Paris'te bulunan Milli Takım kafilesi, kaldıkları 5 yıldızlı otelin yemek dağıtım (catering) ihalesini alarak henüz turnuvanın ilk gününde önemli bir başarıya imza attı... devamı...

N'olmuş n'olmuş?

Zaytung Zone

''Amaaan şimdi eve gidip kim yemek yapacak?'' şeklinde düşünen takipçilerimizi diğerlerinden bi tık daha fazla seviyoruz, dürüst olalım...

Popmundo: Maceralar

Sağlık Bakanlığı, Yenidoğan Çetesi Yüzünden Kurumların Yıpratılmasından Şikayetçi: ''SGK'yı soyarken kimseyi öldürmemeye özen gösteren hastanelerimiz de var...''

Türkiye gündemini sarsan Yenidoğan Çetesi skandalının ilk duruşması Bakırköy Adliyesi'nde görülmeye başlanırken, Sağlık Bakanlığı da yaptığı bir açıklamayla bu tarz münferit olayların bütün bir sağlık sistemine mal edilmemesi gerektiğine dikkat çekti... devamı...

Meteoroloji'den Kritik Uyarı: İstifanın İyi Bir Fikir Olduğuna İkna Edecek Soğuk Hava Kütlesi Edirne'den Yurda Girdi...

Meteroloji Genel Müdürlüğü, Balkanlar'dan gelen "sabah servis ve toplu taşıma beklerken istifa ettiren" soğuklarının Edirne'den yurda girdiğini ve akşam saatlerinden itibaren başta Marmara, Ege'nin kıyı ve iç kesimleri, Batı Karadeniz ve İç Anadolu olmak üzere tüm Türkiye'yi etkisi altına alacağını duyurdu. devamı...

Sinema

Joker Fiyaskosundan Sonra İlaç Niyetine: Batman'ın Ekmeğini Hakkıyla Yiyen Colin Farrel'lı The Penguin

Tüm zamanların en ikonik karakterlerinden biri olan Penguin, Colin Farrell'ın mükemmel performansı ile bu kez dizi formunda ve tarih yazıyor. Gotham evreninin bir diğer uzantısı olan Joker’in yeni filmi, bizleri dansa davet etmekten öteye gidemezken, The Penguin akıl oyunları ve mafya entrikaları ile izleyiciyi arka sokakların taht kavgalarını izlemek üzere seyirci koltuğuna oturtuyor. 2022’deki The Batman filmi sonrasında geçen dizi, Oz’un iktidara adım adım yürüyüşünü ekrana getiriyor.

Matt Reeves‘in The Batman’inin müjdelenen ilk spin off dizisi olan HBO yapımı, Eylül’de Blu TV’de izleyicilerle buluşmaya başladı. Yine “HBO kalitesi, şaşırtmadı” klişesini tekrarladı. (Şuraya bir nazar boncuğu lütfen, onun yerine katalogtaki The Idol dizisi var gerçi pardon.)


 

Diziye geçmeden Penguen’in geçmişini hızlıca bir hatırlayalım. Penguin karakterinin tarihi neredeyse günümüzdeki modern dünya haritası kadar eski. İlk olarak bizleri 1941 yılında bir çizgi romanın içinden selamlayan karakter, yazar Bill Finger ve Bob Kane imzasını taşıyordu.

Tam adı Oswald Chesterfield Cobblepot olan Oz, sonraları Gotham evreninin ünlü gangsteri oldu. Batman’in köylüsü yani. Birçoğunuz hakim olsa da hatırlatalım, ona penguen denmesi, yalnız aksak ayağından ve paytak yürüyüşünden ötürü değil. Bir salon erkeği olduğundan geçmişte smokin, günümüzde takım elbise giyen ikonik karakter, karga burnu ile penguen lakabını hak ediyor. Ama bu kadar da değil, geçmişindeki zorbalık hikayesi bu lakapla ilişkili. Vukuatlı nüfus kayıt örneğine inmeyelim şimdi tabii, diziye dönelim. Zira karakter dedemiz yaşında çocukluğuna inersek tüplü dalış gerekebilir.


Makyaj videosu öyle olmaz böyle olur dercesine...
 

Çizgi romanlardan günümüze, HBO dizisine dönüşürken malum devir değişti, e Penguin de değişti. İkonik şemsiyesi, sigara ağızlığı, smokini, tuhaf silahları ve ulaşım araçları yerini puroya, takım elbiseye, patlıcan moru arabaya, Cabblepot soy adı Cobb’a bıraktı. Neyse en azından hala gece kulübü sahibi olan salon mafyamız, alışıldık sosyopat kötülerden değil, stratejik kötülük anlayışına sahip zeki bir abi. Filmlerde, dizilerde, oyunlarda, çizgi romanlarda boy gösterirken sürekli değişen Penguin’in HBO dizisi The Penguin’deki versiyonu ise kuşkusuz en nefis karakter oluşumlarından biri. Colin Farrel’ın six packlerine ve hiçbirimize acımadan göbek taktığı kadar var yani.  


Keramet yine cekette...
 

Yozlaşmış, doğal afetlerle sınanmış, uyuşturucunun beşiği olmuş bir yer olan (Bi yerden tanıdık geliyor ama neyse) Gotham şehrinin anahtarı işte bu 8 bölümde Oz’un eline geçiyor. Bu yazının henüz 4. bölümü beklerken yazıldığını hatırlatalım. An itibarıyla Oz her an namlunun ucunda…

Her bölümde bir salvo ile paçayı kurtarıyor. İzleyici ise kameranın peşine takıldığı bir kötüyü değil, karanlık dünyada ancak kötü olarak hayatta kalmış bir adamı izliyor. Lauren LeFranc tarafından yaratılan dizi, Penguin’in güç arzusunun altını eşeliyor. Ortaya çıkan gerçekler aklımızla oynarken, duygular diziye sürükleyicilik katıyor, suçun nedenselliği ise derinden rahatsızlık veriyor. 

Oz’a güncel taht savaşında Sofia Falcone eşlik ediyor. (Cristin Milioti’yi “HIMYM’ın annesi” sıfatından sonunda kurtarabilecek bir karakter gibi.) Arkham Asylum’dan çıkan The Hangman rolündeki Sofia için Cristin Milloti gerçekten iyi bir seçim. Koca gözlerini her pörtlettiğinde izleyicinin bir felak bir nas okuması olası. Haç göstermek, sarımsak asmak falan da serbest işte artık içinizden ne gelirse. 


Dişi penguenin çiftleşme dansı
 

Carmine Falcone’un ölümünden sonra çevirdiği dümenler ile kendini Gotham’ın suç dünyasında Sofia ile kol kola bulan Oz, o bakışlara rağmen ikili oynamanın kitabını yazabiliyor. İşte feraset, işte fazilet, işte kıyamet… Oz’un dizideki iktidar savaşında görünmez yandaşı ise tabii ki Salvatore Maroni (Clancy Brown). Adama biraz emrivaki yapıyor ama bilirsiniz kendisinin uzmanlık alanlarından biri kaçmak diğeri de emrivaki yapmak zaten.


"En aristokrat benim" moru
 

The Penguin’de Oz’un yanında ergen bir kanki (Vic - Rhenzy Feliz) görüyoruz. Hey gidinin Oz’u, catwomenlarla, jokerlerle anılırken geldiği nokta çoluk çocuk ile yoldaşlı. Joker de dansçı oldu gerçi, neyse...

Yine de görmezden gelinebilecek bu seçim, aslında Colin Farrell’ın da daha önce vurguladığı gibi karakterin içsel çatışmasını göstermek için yapılmış. Oz kendi kaderini çocuk üzerinden yeniden yaşar ve yazarken içindeki kalbi kırık çocuğu görmemizi sağlayan diğer karakterler ise Deirdre O’Connell’ın canlandırdığı Francis Cobb ve Carmen Wjogo’nun hayat verdiği Eve Karlo oluyor. Yani demans hastası ana penguen ve sarı saçlarından suçlu olan kaldırım çiçeği seksi sevgili…


Ve şirinler evi mantarı Gotham şehrine yön verir
 

Oz, kekeme ergen yoldaşı ile ait olmadığı bir dünyanın içindeki topallayan kendini sembolize ediyor. Ona baktıkça hatırladığı kendi aidiyetsizliğinden güç alarak, komplekslerinden besleniyor. Aslında Oz’un annesi onu “masumiyete” bağlayan yegane kişi. Annenin kaybolan hafızası ile açılan boşluk Vic ile doluyor. Eve ise Oz’un güven duyabildiğinin, hala bağ kurabildiğinin delili olarak karşımıza çıkıyor. Kısaca dizi, göze sokmadan bize karakterin çekmecelerini açıyor. O çekmecelerde ise çocukluk saklanıyor. Oz ile Vic arasında kurulan bu bağ, 3. bölümde sınandığında, her ikisi de bu eşleşmenin düşündüğümüz kadar kırılgan olmadığını görüyor. İşte bu an itibarıyla iki karakter arasındaki gelişim adeta bir baba-oğul bağına dönüşüyor… Böylelikle Oz, tahtı eline aldığı o gelecek için kendi “AİLE”sini inşa ettiğini gösteriyor. 


Serenay bu ceketten bir sandalye çıkarır!


Bu kök salma çabası, Sofia’nın ailesini kaybetmesi ile mükemmel bir tezat. Öfke ve acının içinden geçerken bir yandan da üstünde taşıdığı seri katil etiketi ile toplum tarafından “ailenin kız çocuğu olmaktan” azledilen Sofia, aykırılığı ve özgürlüğü üstüne bir deri gibi giyiyor. First leydi gibi giyinirken ilk insan gibi yemek yemesi, zarafetle salonda salınırken bir adama işkence etmesi bunun en güzel delili. Cazibesinin kaynağını tezatlıktan alan Sofia, Oz ile arasındaki zıtlıkla da dizi tarihinin en iyi ikililerinden birini oluşturduklarının sinyalini veriyor. İkisi de çocukluklarına sahip çıkma derdinde neticede ama aralarındaki sırlar ve tabii sınıf farkı gerilimi, izleyiciyi sürekli rahatsız ederek diken üstünde tutmayı başarıyor. 


Makyajdan ziyade nazar değmiş gibi adama
 

Şehrin sıradan insanlarının bu mücadele içinde nasıl ezildiklerini, birilerinin gücü için başkalarının nasıl ziyan edildiğini izliyoruz. Burası gerçek dünyanın izdüşümü hatta gölgesi… Bu bakımdan diziyi Batman evrenine hakim olmasanız da izleyebilirsiniz. Hatta diziden Batman hikayelerinden ziyade The Sopranos’un kokusu geliyor. Ayak oyunları aslında kötülüğün nedenini ve nasıl doğduğunu sorguluyor. Suç hiyerarşisi yeniden şekillenirken yetişkinlerin çocuklukları ve ait oldukları aile - toplum ile hesaplaşması ekrana taşınıyor.

Elbette Penguin’in yükselişi, suç dünyasında oligarşiyi nasıl devirdiğinin de hikayesi… Bu bakımdan “ayak takımı”nın “patronlar”a attığı salvolar da alt metni ile yorgun demokratların, eski solcuların yüzünü güldürüyor. Güldürüyor demişken hakikaten güldürüyor. Atmosfer siyah diye diziyi kasvetli sanmayın, mizah alttan alta yürüyor ve keyif veriyor. 

Sözün özü The Penguin, alkışı hak ediyor. Oyunculuk, senaryo, yönetmenlik ile bu sezonun en iyi ve incelikli işlerinden biri. 8 bölümlük ilk sezonun aldığı övgülerden sonra, hem Batman evreninin daha da genişleyeceği hem de bu dizinin yeni sezon onayı alacağı aşikar. İzlemeden geçmeyin, dizi BLU TV’de. Her hafta pazartesi günleri yeni bölümü yayında. İyi seyirler.

(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)


facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et

Sıradaki Sinema İçerikleri:

Sıradaki Haberler:

(11.4.2021)

Belediyenin Almanya’ya eğitime gönderdiği 45 kişiden 43'ü geri dönmedi...

"Aslında dönecekler ama orada kurulu düzenleri var. Yoksa vatanımız cennet..."

Vahit Gözgel, Emekli


Diğer yorumlar ->

(25.11.2020)

AKP Denizli Milletvekili Nilgün Ök: ''18 yıl önce araba var mıydı?''

"Genel Başkanları buzdolabı olmadığını iddia ediyordu. Bu yine biraz insaflı çıktı.."

Uğurhan Culak, Elektrik tesisatçısı


Diğer yorumlar ->