Vizyonda Bu Hafta: Niyazi Gül Strikes Back!
Havaların yaza dönmesiyle beraber vasat yerli filmler de yurdu terk etmeye başladı. Yerli komedi, korku ve melodram kahramanları birkaç hafta daha sabrımızı deneyip tatile çıkacak. Bu hafta sempatik bir Ata Demirer'in canlandırdığı Niyazi Gül dışında yerli kahraman yok, kaliteli yabancılarsa üşenmeyip sinemalarımıza misafirliğe gelmişler. Haydi bi odanızdan çıkın da hoşgeldin diyiverin. İyice yabani bi şey oldunuz ha...
Niyazi Gül Dört Nala - 'At hayvanı' ile Ata Demirer'in seviyeli macerası
Ata Demirer'in 15 sene önceki Korsan TV programının en güzide tiplemelerindendi, hayvan dostu, sempatik ve sinirli veteriner Niyazi Gül. Hayvan isimlerinin kökeni ("Bu kalem un olmuş" diyen bukalemun), izleyicilerin saçma soruları ("Papağanım arkamdan konuşuyor n'apmalıyım?"), telefonla bağlanan kaymakamın düzenli olarak mobbing uygulaması ("Antene martı kondu, uzaklaştırır mısın?") gibi komikliklere ailece gülüyorduk. Televizyonlarda güzel programların da döndüğü zamanlardı (ya da bizim aklımız pek ermiyordu, emin değiliz).
Mobbing'in bile tatlı geldiği yıllar..
Nostaljin bitti mi?
Bitti bitti. "Ulan yine mi skeçten film yapmışlar" dediğinizi duyar gibiyim ama öyle hemen ş'apmayın. Bi' Recep İvedik değil bu, seviyeli bi' şey. Hikayesi bile var.
"Hayvanla hayvan olmak" kitabının yazarı Niyazi Gül kürk yapımına, avcılığa, at yarışlarına karşı savaş vererek çocuklarımızı alttan alta bilinçlendiriyor. Bir yandan da sempatik çene ve göz hareketleriyle, kendine has gülüşüyle eğlendiriyor hepimizi. Ana bilim dalı başkanı olarak derslere giriyor, tatlı sert hocalığıyla göz dolduruyor.
- Nasıl 50 ya? Kağıdıma bakma istiyorum ben!
Başka n'apıyor?
Bir formül üzerinde çalışıyor. İsmini Kudrettin koyduğu bu bitkisel serum, hayvanların performanslarını artıracakmış (bildiğin mesir macunu). Demet Akbağ'ın oynadığı züppe karakter Sultan ve Levent Ülgen'in müthiş oynadığı üçkağıtçı-maço Rıza Kabakoz karakterleri formülün peşine düşüyor. At yarıştıracaklarmış da, lazımmış da... Tipik kötücül zengin işleri işte... Neyse, gerisi aksiyonlu devam ediyor: Ata Demirer kocaman göbeğine bakmadan maceradan maceraya atılıyor...
Son olarak ben de birkaç soru sormak istiyorum Sayın Niyazi Gül'e:
- Yıllardır üçkağıtçı rollerinde oynayan Levent Ülgen harika bir oyunculuk çıkarmış. Bu adamın harbiden bi' üçkağıtçılık geçmişi olmasın ya, baktınız mı siciline?
- Niyazi Gül'ün sonlara doğru karate bilen bir hayvana dönüşmesi biraz garip olmamış mı? Bi' de yardımcısı Hediye'nin konuşmaları biraz yapay durmuyor mu? Senaryoya 4 kişi girişince bağlayamadınız mı olayı? Kardeş Payı'nı da 6 kişi yazınca boka sardıydı, onun gibi mi?
- Bunu da 'bi arkadaşım' merak etmiş: Kudrettin formülü insanda da işliyor mu?
Puan: 60 (Formülü verirsen 70)
https://www.youtube.com/watch?v=KvHgKYQpcE4
Şimdi geçiyoruz yabancı filmlere... İki tane yabancı korku filmi bu hafta dikkatleri çekiyor:
Peşimdeki Şeytan (It Follows) - Prezervatif kullanmazsanız şeytan doldurur...
Muhterem Hocam, erkek arkadaşımla tamamen onun ısrarı sonucu bazı şeyler yaşadık. Yaşanmışlıklardan sonra kendisi beni bir sandalyeye bağladı. Daha sonra karşıma geçip, bazı şeyler yaşarken içime bir canavar girdiğini (yok, o manada değil) ve artık başkasıyla bazı şeyler yaşarsam bu belanın ona da bulaşacağını söyledi. Böyle bir şey tıbben mümkün mü? Ayrıca hamile kalmış olabilir miyim? Cevabınız için şimdiden çok teşekkür ederim. Rumuz: İsyanqar Lilith
Geçen yıl Cannes'da gösterildikten sonra bayâ isim yaptı. Koca Cannes jürisi birbirine sarılıp film izleyince "Herhalde bunda iş var" diye düşündü millet ki, ünü festival festival yayıldı. Film ergenlerden gidiyor. Banliyöde yaşayan bu ergenler Teoman'ın Serseri şarkısındaki gibi bir hayat peşinde. Bunların başına bir bela musallat oluyor ve seviştikçe de yayılıyor. Başkarakter kızımız Jay, değişik suretlere giren bu şeytan gibi şeyi içinden atma derdinde. Başarılar...
- Ben ona özelimi açmışım, onun için içimde canavar büyütmeyi göze almışım nası hala face'ten o kızla konuşur abi!
Öyle kanların akmadığı, kafaların kopmadığı, ses efektlerinin eşeğin kulağına su kaçırmadığı bir film. Buna rağmen korkutmayı başarıyor. Bir haftadır bizim kankaların salonunda uyuyorum ben...
Puan: 75 (Her sevişmede 5 puan veriyoruz)
https://www.youtube.com/watch?v=fA12B8qgNjE
Şeytani Ruhlar (Demonic) - Estaaazubillah...
En büyük numarası Hızlı ve Öfkeli 7 filmiyle cukkayı götüren James Wan'ın yapımcı olması ve senaryosuna katkı vermesiymiş (katkı vermek?)...
Korku filmlerinde ölmelik tiplere sahip olan 6 üniversiteli, öbür dünyayla iletişime geçmeye çalışıyor. Bunlar patır patır ölüyor ve gizemli soruşturma başlıyor. Gerisi ses efektine bakar, bi' de aniden çıkan bi'şeyler bi'şeyler.
Puan: Aniden çıkan bir 30
https://www.youtube.com/watch?v=jZaS-f1_kYc
Şimdi sırada, birbirinden ilginç, birbirinden anlaması zor, birbirinden sanatsal ve tabii ki birbirinden az salonlu iki filmimiz:
Gizli Kusur (Inherent Vice) - Behzat Ç. Los Angeles'da, Sene de 70 küsür...
Usta ABD'li yönetmen (ABD'likte değil, yönetmenlikte usta) Paul Thomas Anderson'ın hafif polisiye filmi. Hani şu "Tom Cruise'un oynadığı filme nasıl kurbağa yağdı gördün mü?" diye şaşırtan şahane Manolya filminin ve ABD petrol politikalarının itin dötüne sokulduğu Kan Dökülecek'in yönetmeni. Inherent Vice'da da "Asla uyarlanamaz" denilen karışık bir romanı uyarlamış. Film de karışık olmuş, ama sonuçta uyarlamış mı? Uyarlamış...
- Bizim Akmar tayfasından kimseyi görüyor musun ya?
- Yok canım görmüyorum (40 yaşına geldik mk hala Akmar diyor adam)
Doc kod adlı hippi bir dedektifin peşinde gidiyoruz. Herifin kafa sürekli dumanlı. Biz de bu keş adamla beraber olayları anlamaya çalışıyoruz. Anladığımız kadarıyla, eski sevgilisinin başı dertteymiş ve bu nedenle onun da başının derde girmesi gerekiyormuş. Bir de adamımız koştururken birileri sürekli filme giriyor, "Uyarlanması zoruz lan biz" diye çıkıyor. Tam 17 karakter saydık böyle.
Puan: 70 (Anladığımız yerlere 10 verdik)
https://www.youtube.com/watch?v=wZfs22E7JmI
Burgunya Dükü (The Duke of Burduny) - Lesbian Spank Inferno 2 (Göndermeyi ilk okumada anlayanlar mesaj atsın, bira ısmarlıycaz...)
Filmde kadınlar var sadece. İki kadından biri böcek bilimci, diğeri onun hizmetçisi. Bu karakterler arasında sado-mazo, fantezi dolu sevişmeler yaşanıyor. Tabii karakterlerden biri hizmetçi olunca fantezi sırasında "don yıkama", "bot parlatma" gibi konuşmalar da geçiyor. Neyse toparlayalım: Aynı olayın farklı versiyonlarını dönüp dolaşıp izliyoruz ama öyle "Ooo 'lesbian sex' cümbüşü" gibi değil, felsefi alt metini var olayın.
Filmin ismi biraz garip gelebilir, şöyle ki: Burgunya Dükü bir kelebek ismi, aynı zamanda da çiftin yaşadığı sado-mazo ilişkide baskın olan tarafın düke benzemesiyle ilgili. Kelebeğin kısa yaşantısına da göndermeler falan... Ya... Sen anca "Geçmişi temizle".
Puan: Erkeksiz 80
https://www.youtube.com/watch?v=K7WwgwPAYqE
Bunlar da geri kalan yabancılar. Hadi iki pasaportuna bakıp gönderelim:
Koro (Boychoir) - Whiplash hocasının içine Robin Williams kaçmış hali
Stet isminde bir öğrenci var, babasını hiç görmemiş, anası da erkenden ölünce, "Acısından arabesk rap yapmaya başlamasın" diye yatılı müzik okuluna verilmiş. Elemanın ses süper, ama dik başlı. Derken Robin Williamsvari bir Dustin Hoffman hoca karşısına çıkıyor ve yavaş yavaş eğitiyor bunu. Çocuk yakışıklı da, "Geleceğin Leonardo Di Caprio'su" diyorlarmış. İleride en az 5 kere Oscar alamamayı hedefliyormuş.
Puan: 60 (Yanık ses ve Dustin Hoffman başarısı)
https://www.youtube.com/watch?v=lMWl6-mlDD4
44. Çocuk (Child 44) - Oha! Aşiret misiniz mk?
Çocuk katili ile Stalin arasında bağ mı kurmak istemişler, savaş dramı yaparken "Çocuklara kıymayın efendiler" mi demek istemişler anlamak mümkün değil. İngilizce konuşan Rus karakterlerden anladığımız kadarıyla idare edeceğiz artık. O değil de, yıl olmuş 2015, hala soğuk savaş gerilimi çekip büyük ödül kapmak isteyen Amerikan filmler var ya...
Puan: 45 ('inci çocuktan sonra sağa dön)
https://www.youtube.com/watch?v=ZgRt4VHIVPw
Yugo ve Lala 2 (Yugo and Lala 2) - Hugo ve Cadı Sila'yı biliriz biz
Tutunca ikincisi çekilen animasyonlardan işte. Yalnız merak ediyorum, harbiden de "Yugo ve Lala'nın haftaya devamı geliyormuş, babaya söyle de gidelim kanki" diyen çocuklar var mı ya? Neyse, küçük bir kız çocuğunun hayvanlarla olan dostluğunu anlatıyor. Niyazi Gül'e gidemeyecek kadar küçük olanlar için...
Puan: 50 (İlkine de 50)
https://www.youtube.com/watch?v=Npr2zS-iVm8
SONUÇ:
"Kaliteli gülmek istiyorum" diyorsan Niyazi Gül'e gidilebilirsin, yok "Her türlü korkacağım ama kaliteli olsun bari" diyorsan Peşimdeki Şeytan'ın gece gösterimlerini kaçırma. En az iki kere izlemeden anlaşılmayacak film (öyle olunca otomatikman kaliteli zaten) peşindeysen de Gizli Kusur ve Burgunya Dükü sana uygun gibi. İnternete de düştü bunlar: Altyazılı aç> Reklamı geç> 2. part yanda dolsun...
- BİTTİ (Anneyi sinemaya götürmeyi ihmal etme...) -
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et