Vizyonda Bu Hafta: Cansel Elçin Yine Darbe Mağduru, Al Paçino (Allah gecinden versin) Yine Gidici Gibi...
Sinemalarımız bu hafta da standart tarife: Her yöne yüzlerce klişe, sınırsız konuşan ama güldürmeyen mizah karakterleri ve 1 GB dram paketi... Liseli harçlıklarından beslenen yerli komedi dalını Güvercin Uçuverdi temsil ederken Bizim Hikaye filmi "zorlama maneviyat" bayrağını Son Mektup'tan devralıyor. Neyse, hala GSM operatörleri beleş bilet kampanyası yapıyorken kötü mötü demeden gidelim, iki insan yüzü görelim bari... Ortamlarda soran olursa "İstanbul Film Festivali'ni bekliyorum, seçkimi hazırladım, biletimi aldım" dersin...
Güvercin Uçuverdi - Pilot olmak isteyen otobüsü şoförünü oynamak isteyen stand-up'çının aşırı acıklı öyküsü...
Yolu Acun'dan geçenler bilir Atalay Demirci'yi. Yetenek Sizsiniz 2013'de çoğu otobüs tespitlerinden oluşan stand-up showları, bol seyirci alkışı, Hülya Avşar kahkahası ve birincilikle ödüllendirilmişti. "Biz Türkler çok acayip insanlarız" esprileriyle Cem Yılmaz'ı andırması, şiir okuyan Anadolu insanı tripleriyle Yılmaz Erdoğanlığa selam çakmasıyla belli bir çevrede sevdirdi kendini, aldı yürüdü. Derken Acunlarda TV programına başladı ve nihayet yerli komedi olayına girdi. E n'apsındı, o müthiş stand-up'çı özgüveni boşa mı gitseydi?
Bir yerli komedide arkası dönük, çekici, bir uzun saçlı varsa yüzünü dönünce erkek çıkma ihtimali %97'dir
Olay ne?
Pilot olmak isteyen ama otobüs şoförü olabilen bir adamın öyküsü. Yüksel Güvercin ismindeki (iki senarist birleşip "Filmin kötü olduğunu karakterin isminden belli edelim" dediniz di mi?) kahramanımız bir hostese aşık, rakibi ise bir pilot. Olay bu, gerisini anlamıyoruz... Ayşen Gruda'nın canlandırdığı anne neden kör, filmde herkes neden uçmaya meraklı, bu kızın babası neden Barış Manço kılığında dolaşıyor... aklımız ermiyor. Filmin en güzel yeri bizi serbest çağrışıma sürüklemesi: Şoförlük, rekabet ve Ayşen Gruda diyince akla ne geliyor? Ha? Ne Çiçek Taksi'si be abi, Çiçek Abbas'ı diyoruz.
Son söz: Eğer Güvercin Uçuverdi bir ses efekti olsaydı yetenek yarışması jürisinin "bzzt" butonuna benzerdi.
Puan: 20 (10'unu Hülya Avşar'dan aldık).
Bizim Hikaye - Siz kimsiniz? Hanginizden çıktı bu hikaye?
"12 Eylül 80 darbesini bir de sağcılar açısından anlatalım" demişler. İyi canım desinler, güzel anlatsınlar canımızı yesinler (-sinler redif). Fakat maalesef kötü bir ATV dizisi formatından öteye geçememiş film, Huzur Sokağı dizisinin vizyon bulmuş hali sanki. Sanki senaryoyu, sınavda cevapları bilmediği halde hocadan ikinci kağıdı isteyen üniversite öğrencisi yazmış gibi. Film boyunca susmayan bir kemençe ve sırf hayırlı bir kısmet bulsun diye defalarca tesadüfe uğrayan ana karakterimiz de cabası...
"Allah De Ötesini Bırak" kitabından "Aşk Tesadüfleri Sever" filmi çıkarma çabaları (temsili)
Konuya gelsek di mi artık?
İsmail Akıncı (Cansel Elçin), İslami esaslara uygun olarak yazdığı bir kitaptan sorumlu tutularak 80 darbesi yönetimi tarafından içeri atılır. Bu nalet faşist darbeye kalbi daha fazla dayanamayan İsmail Abi içerde ölünce çocuklar da babasız kalır. Bizim büyük oğlan (Haluk Piyes) hırslıdır ama, okuyup avukat olur, iade-i itibar davasını kazanarak babanın onurunu kurtarır. Eline sağlık Ahmet evladım, ama davanın tanığı olarak birkaç sorum olacak sana:
- Babanın üniversitedeyken takıldığı örgütün ismi Türkiye Yeşilay Cemiyeti olarak gösteriliyor. Bu bizim bildiğimiz Yeşilay mı? Öyleyse İsmail abinin Türkiye'yi bölmekten yargılandığı meçhul kitap "10 Adımda Sigarayı Bırakmak" gibi bir şey mi? Yani sonuçta içen var içmeyen var, bölmeye gerek yok insanları...
- Babanın koğuştaki sol örgüt üyesi arkadaşı Nazmi, Komünist Manifesto okumaktan dolayı hapishanede azarlanıyor. Bu solcu arkadaş mapusta mı başlıyor kitaba?
Komunist Manifesto okumadan örgüte nasıl alınmış ki, araya dayısını falan mı sokmuş? - Sana gelelim Ahmet kardeşim. Sen küçükken dişlek, tombul bir çocukken nasıl oluyor da ileride karizmatik bir Haluk Piyes oluyorsun? Karadeniz'in temiz havası mı, bir dizi estetik ameliyat mı, nedir sırrın?
Son söz: Bizim Hikaye eğer bir etkinlik olsaydı, toplu düğün merasiminde yapılan bir Mustafa Ceceli konseri olurdu.
Puan: İyi halden dolayı 20.
Evim (Home) - Uzaylı da olsa insan insandır...
Düşmanlarından kaçan uzaylı Buf halkının yolu Dünya'ya düşer ve şirinliklerini kullanarak bütün Dünyalıları Avustralya'ya taşırlar (haketmişizdir kesin). Kendileri de geri kalan bölgelere yerleşir. Hepsi birbirine benzeyen bu Buf'lar arasında (Uzak Doğulular'ın mor renklileri, Vadaaa yaratıklarının tüketici kredisi vermeyeni gibi düşün) Of isminde biri vardır. Bu Of, diğerlerinden farklı, eğlenceli-kırık bir karakterdir. Arkadaşları tarafından dışlanan Of, annesini arayan göçmen kızı Dünyalı Lüle ile tanışır ki farklılıklar birleşsin, önyargılar kırılsın... Ayy yeriz biz sizi. Okul öncesi çocuklarımıza mesaj mı vermek istiyorsunuz, kimse kimsenin yuvasına giremez mi diyorsunuz siz?
Bu sevimli canlılar için camınızın-kapınızın önüne bir tas su koymayı unutmayın
Puan: 82 (Sırf E.T.'nin yapım yılını hatırlatmak için, o kadar etmez tabii)
Eveet, 4 filmimiz daha kaldı, kısa kısa, 2 SMS uzunluğunu geçmeyecek şekilde:
Geronimo:
Çingene ("çingene" yazılır "roman" okunur) filmlerinin üstadı Tony Gatlif çekmiş. Fransa'nın "öteki" gençlerinin anlatıldığı filmde, Romanlarla Türkler bi' kapışıyor, çingeneler ayaklarını vurdurarak bi' güzel dans ediyor ki görme... Fransız oyuncuların bol bol Türk karakter canlandırdığı filme İbrahim Tatlıses de uzun havalarıyla renk katıyor. Anlıyoruz ki, Tarkan Hadise falan yalan...
Danny Collins:
VARAN 1: Filmde küpeli bir Al Pacino var ve her zamanki gibi döktürüyor abim. VARAN 2: Hikaye, John Lennon'ın destek mektubu gönderdiği bir folk müziği sanatçısının gerçek hikayesinden...
VARAN 3: Bir rocker'ın gündelik yaşamı, ince espriler falan... Şimdi böyle deyince süper geliyor kulağa da sevgiliyle gidilir mi tartışılır, önden bi' çocuk gönderip baktırmak lazım...
Bak sayıyorum: Rakı, mezeler, deniz levreği, ortaya da şööyle bir salata geldi. Kaç para hesap verdik tahmin et?
İçimdeki İnsan:
Konu çok güzel: Mülayim bir adamken çevresindekiler yüzünden en sonunda çıldıran memurun iş arkadaşını balta ilen öldürmesi... Sonra o memurun geçmişine doğru yola çıkmamız... "Böyle olunca adama hak vermemek mümkün değil ama o balta biraz ağır kaçmış gibi" dememiz...
Şeytanın Kapısında (Home: At the Devil's Door):
"Korku Tüneli'ne girsem daha iyiydi, en azından 10 dakikada biterdi" diye düşündüğün filmler gibi değil, bunun kurgu-murgusu, karakterleri sağlam. Ama o ayna dekorunu yönetmenin elinden alsan filmi çekebilir mi tartışılır tabii...
SONUÇ:
Okul öncesi çocuğun ya da dayı-eniştenin üzerine saldığı genç yetişkin bir kuzenin varsa Evim filmi veleti bir süre susturmak için iyi tercih sayılabilir. Sevgiliyle gitmelik ise bi' Geronimo var, çok iyi değilse de amaç karanlık ortam değil mi, konuşturma şimdi beni?!.. Ha yok "ben ille de iyi film istiyorum, gerekirse yalnız giderim" diyorsan da Danny Collins ve İçimdeki İnsan sana göre. Aferin yalnız, helal olsun sana...
- BİTTİ (İstanbul Film Festivali'ni bekliyorum, seçkimi hazırladım, biletimi aldım) -
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et