Kızıl Kardeşlerin RTÜK ile Mücadelesinde İkinci Round: Kızıl Goncalar
Kızılcık Şerbeti fırtınası dinmiş, Nursema’nın başkaldırısı evinin kadını olması ile biraz olsun unutulmuşken aynı yapımcının bir diğer projesi Kızıl Goncalar gündeme yıldırım gibi düştü. İradesini bir “makbul”e teslim etmeyi reddederek tarihe geçen karakterler arasına Kızıl Goncalar ile beraber “Meryem” ve kızı “Zeynep” de eklendi. Hatta ailesini terk ederek Almanya’ya doktorluk yapmaya giden Beste de dizinin bir diğer ayrık otu ama henüz onu tartışmaya bile sıra gelmedi.
Peki ama Kızıl Goncalar’ı bu denli tartışılır kılan neydi? Bugüne kadar neler oldu? “Kızıl” dizilerin gündem işgal eden ama popüler bir tartışmadan daha fazlasını içinde barındıran tartışmasına hakim olmak için hızlandırılmış Kızıl Goncalar kursumuzu sunuyoruz. İşle dizide olanlar, 2 bölüm yayınlanmışken 200 bölümlük tartışma doğuran gündemi,
Kızıl Goncalar’da kim kimdir? Dizinin katmanlı hikayesini daha yakından anlamanız için simgesel kodlarla ilerleyelim.
-
Meryem - Özgü Namal’ı 10 yıl sonra setlere döndüren karakter, tam anlamıyla elinin hamuru ile oyunları bozuyor. En sevdiği yemek terayağlı börek olan karakter siyahın modasının hiç geçmediğinden emin. Melodramın alasını sunan kayıp çocuk meselesi henüz açılmasa da Meryem’in anneliği elinden alınamayan tek kimliği. “Garaguzum” deyişiyle 2024’ün annelerine en moda sevgi ifadesini armağan ediyor.
-
Levent - Özcan Deniz’in İstanbullu Gelin’de öğrendiği terapi sahneleri ile bu kez psikiyatrist koltuğuna oturması şaşırtmıyor. Yeri geldiğinde sosyal hizmet uzmanları, yeri geldiğinde polisler ile baskına giden bir olay yeri adamı olan Levent’in idolü kuşkusuz Atatürk.
-
Zeynep - Anne karnında ikizinin tüm zeka kısmetine el koyan dahi kızımızın en büyük şansı annesi. Boş zamanlarında geometri kitapları okuyan Zeynep, dobralığı ve cesareti bakımından annesine çekmiş.
-
Mira - Doktor ana baba, profesör dede ile yetişip başarısız olmayı becerebilen çalışmış bebeğimiz, henüz annesinden (Beste) ayrışamamış bir kız çocuğu. Miss problem, geçirdiği sinir krizleri ile hayatına aksiyon katmaya bayılıyor.
Kızıl Goncalar’ın olay yaratan mesajları:
-İkinci bölümde gördüğümüz üzere ’28 Şubatçı’ profesör, 2010 referandumunda ‘Yetmez Ama Evet’ dediği için kızını ‘vatan haini’ ilan edip görüşmeyi kestiği öğreniliyor. (İdealizmde Suavi gibi olmayın)
-Fani tarikatında okumak isteyen genç bir kadının evlendirilmesi konu ediliyor. (WTF)
-Meryem, çalıştığı börekçinin paketlerinde “tereyağlı” yazmasına rağmen böreklerde margarin kullanıldığı için çalışmayı reddediyor. Tarikatın kıdemli üyesinin yaptığı bu sahtekarlık onun cezalandırılmasına yol açıyor. (Meryem marka tereyağlı börekler yakında üç harfli marketlerde.)
-Çocuk çalarak nüfusuna geçiren Beste, anneliği içselleştiremediği için ailesini terk ediyor. Üstelik bir doktor olan kadın, bilin bakalım nereye gidiyor. Doğru tahmin, Almanya’ya.
-Meryem’in üstün zekalı kızı Zeynep, 28 Şubatçılar ile kızların okumasına engel olan tarikatların birbirinden farkı olmadığını mantık önermesi ile ispat ediyor.
Bu izlenenden din düşmanlığı çıkarmak büyük bir çabanın ürünü. Bir de “Gerçek kişi ve kurumlarla ilgili yoktur” denmesine rağmen ülkemizde kurguları kimileri üstüne alınıyor. Yakında dizilerde filmlerde suçu özendirdiği gerekçesiyle katil rolleri de yasaklansa şaşırmayacağız. Asıl mesele bu değil mi yoksa? “Farklı mahallelerin insanları” dizilerde yan yana gelince “korkutan bilinmez düşman” imgesini “aslında o da haklı” ile değiştiriyor. Belki de gündeme neden olan tam olarak budur.
Kızıl Goncalar dizisi konusu itibarıyla egemen olması istenen kutuplaşmış sistemin devamlılığını sağlama yükümlülüğünü pek de yerine getirmiyor. 28 Şubatçı bir profesörün her fırsatta Atatürkçülük dersleri veren psikiyatrist oğlu (Levent - Özcan Deniz) ve ailesi bir kanatta, Faniler adı verilen bir tarikatın üyesi olan depremzede Meryem (Meryem - Özgü Namal) ve ailesi diğer tarafta yer alıyor.
Zil sesinin “Parla” olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam
Aslında Levent’in yolu günümüzden çok daha önce Faniler ile kesişmiş. Zorunlu görev yaptığı köyle tarikat ile tanışmış ve yine o zamanlarda hastanede bulduğu bir çocuğu doktor sevgilisi (Beste - Hazal Türesan) ile kendi çocukları gibi nüfusuna almış. Bugün ise Beste taşıdığı sırrın ve aslında hiç ait hissetmediği anne rolünün altında ezilerek “çaldığı” çocuğun gerçek annesini buluyor ve bakıcı olarak eve getirip kendi Almanya’ya kaçıyor. Bingo! Trikotajla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen ağlarını ören kaderin cilvesinden mütevellit çalınan çocuğun annesi Meryem. O da ikiz kızlarından birinin doğumda öldüğünü zanneden, Fani tarikatına gönülden bağlı kocası ile hayat sınavı veren son derece zeki, anaç, çalışkan bir kadın.
"Çocuk çalıyoruz" ışığı
Laik ailenin terk eden anne travması sürerken, mütedeyyin tarafta ise Fanilere yaranma çabası ile henüz çocuk yaştaki Zeynep’in tarikata gelin verilmesi için hazırlıklar yapılıyor. Faniler’in ayaklı mantık dersi veren “dahi delisi” Cüneyt’e layık görülen Zeynep’in hiçbir şeyden haberi yokken, Meryem de bir şekilde kızını okutabilmek için para biriktirmek üzere bakıcılık işini kabul ediyor. Tabii bundan kocasının ve tarikatın haberi yok. 28 Şubatçı yatalak (Tabii ki ilahi adaletin onu da cezalandırdığını görüyoruz, dizi burada objektif olduğu iddiasını alt metne taşıyor.) profesöre bakıcı olan Meryem ve kızı, Levent ve kızının (Mira) hayatına girince kutuplar bir araya gelmiş, saklanan sır odanın ortasındaki fil gibi kalakalmış oluyor.
Senaryosunu en son Kulüp dizisinde ve Atatürk filmlerinde imzasını gördüğümüz Necati Şahin’in kaleme aldığı Kızıl Goncalar, çok katmanlı hikayesi ile her pazartesi Fox’ta yayınlanıyor. Daha doğrusu yayınlanıyordu… Gelecek hafta olacak mı belli değil, çünkü dizinin tahmin edebileceğiniz üzere başı yandı.
Kızıl Goncalar’ın başına neler geldi:
-Dizinin ilk bölümünün yayınlanması ile İsmailağa Derneği sosyal medya hesaplarından diziyi hedef alan paylaşımlar yaptı. Dizinin kaldırılması için çağrıda bulundu.
-Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), “Türk toplumunun milli ve manevi değerlerini yıpratmaya yönelik olduğunu” iddia ettiği dizinin yayından kaldırılması gerektiğini savundu.
-"Furkan Hareketi"nden tanıdığımız Alparslan Kuytul, "dizinin İslam’a saldırmak için kurulmuş bir senaryo” olduğunu açıklayarak şaşırtmadı.
-Manevi, İlkeli, Liyakatli Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (Mil-Diyanet Sen) üyeleri, FOX TV binası önünde diziyi protesto etti.
-Kızıl Goncalar’ın Şişli’deki afişlerine, kimliği belirsiz kişilerce boyalı saldırı düzenlendi.
-RTÜK, dizi hakkında yüzde üç idari para ve iki kez program durdurma cezası verdi. Cezanın gerekçesi “Milli ve manevi değerlere, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırılık”tı.
-Reyting verilerine göre Kızıl Goncalar, Türkiye'de televizyonlarda, tüm izleyici gruplarının yer aldığı “Total” kategorisinde en çok izlenen programlardan biri oldu. İlk bölümü ile Youtube’da 6.7 milyon izlenme alırken, tartışmaların odağı olan ikinci bölüm 4.5 milyon izlenme ile karşımıza çıktı.
Dizi iptal olursa içeride kaç bölüm param kalır?
-Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İstanbul Vakıflar 1’inci Bölge Müdürlüğü de çekimler için verilen mekan izinlerini iptal etti. Dizinin mekanlarından biri olan Darülaceze’den iptal için yapılan açıklamada dizi “ilk bölümünde halkı kutuplaştıran, manevi değerleri aşağılayan bir toplumsal huzura muhalefet eden sahnelerden oluşmakla” suçlandı.
-Diziye kesilen maddi ceza tutarının rekor bir tutara denk geldiği, 9 milyon lira olduğu ortaya çıktı.
-Gold Film ve Fox TV, RTÜK’e karşı dava açarak cezanın iptal edilmesi istemi ile itirazda bulundu.
-İptal edilen mekanlar sonrası set durdu. Dizide kullanılan mekanların birebir taklit edilmesi için Beykoz Kundura platosunda geceli gündüzlü çalışmalar başladı. (Birsen Altuntaş’ın haberine göre)
-CHP, Celal Şengör, Özgür Demirtaş, Şengül Hablemitoğlu, ünlü isimler ve birçok seyirci diziye sahip çıkan açıklamalarda bulundu. Dizinin yapımcısı Faruk Turgut ise “Bize savaş açtılar ama mücadeleye devam” açıklamalarıyla dizinin yayınlanması için elinden geleni yapacağını duyurdu.
-Dizinin namı yurt dışına da taştı. Fransa’nın önde gelen gazetelerinden Le Monde, dizinin yarattığı tartışmaları savaşa benzetti.
-Tartışmalar sürerken Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Maraş, Mesyascope’ta katıldığı yayında, dizide görülen “tarikat üyeleri arasında ceza için sakal kesme, kendini kırbaçlama” sahnelerinin gerçek hayatta da görüldüğünü söyledi. Kızışan tartışma ile ilgili “dizide gösterilenler az bile kalır” dedi.
-Youtube hesaplarında, bazı gazetelerde dizinin kadrosunda yer alan isimler, FETÖ ile ilişkili olduğu gerekçesi ile hedef gösterildi. Hatta dizi için “Hıristiyan propaganda dizisi” yazan bile gördük ama anlamadık şimdi yalan yok.
-Fox tv, dizinin 8 Ocak’ta yayınlanabileceği umuduyla fragmanlarını yayına verdi. Ancak o zamana kadar yayın durdurma cezası iptal edilmezse, dizi yerine belgesel yayınlama zorunluluğu var. Aynı süreç Kızılcık Şerbeti için de işlemiş bölüm durdurma istemi fazla bulunarak karar bozulmuştu. Ancak karar alınana kadar dizinin bölümü yerine ekrana İslamofobi belgeseli gelmişti.
Gucci defilesi mi, diziden bir sahne mi?
Anlayacağınız Kızıl Goncalar da, kardeşi Kızılcık Şerbeti gibi yılan hikayesine döndü. Bu hafta yayınlanır mı bilinmez ama er ya da geç ekranlara dönecek. Alt tarafı bir dizi ve hatta çocuk çalma vs ile bakınca bildiğin melodram deyip de hafife almayın. Oyunculuklar, mekan seçimleri, yönetmenlik ve senaryodaki mesajlar dikkate değer. Özellikle Sadi Hüdayi Güneş karakterindeki performansı ile Erkan Avcı dizide harikalar yaratıyor. Ömür Atay’ın akıllarda iz bırakan yönetmenliğini ve Özgü Namal’ın her şeyi anlatan bakışlarını da ekranlarda görmeyi de özlemişiz. Dizinin klişeleri, çatışma yaratma adına oluşturulmuş kötüleri bir yana, biraradalığa, önyargılara ve kadınlara dair mesajları çok kıymetli. Pazartesi akşamları Fox Tv’de bulabilirsiniz, bu hafta bulamasanız da haftaya bulursunuz herhalde, inşallah yani…
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et