Dream Whilst Black'ten Cristobal Balenciaga'ya... Henüz Dile Düşmemiş 6 Süper Dizi
"Benim ne izleyeceğime billboardlar, reklamlar karar veremez" diyen ve her yerde konuşulan dizileri izlemek istemeyenlerdenseniz size yeni ancak çok da konuşulmayan önerilerle geldik. Hafta sonuna keyif katacak önerilerimizi bir kenara not edin:
Fellow Travelers
Başrolünde gençlik iksirini bulduğundan veya zaman yolcusu olduğundan şüphelendiğimiz Matt Bomer ve en kikirik rolle bile karizmatik olmayı başaran Jonathan Bailey yer alıyor.
Thomas Mallon’ın 2007’de yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanan Fellow Travelers, 8 bölümden oluşan bir mini dizi. İçinde aşk, dram, tarih ne ararsanız var. (+18 olduğunun altını çizelim.)
Bizleri McCarthy döneminin baskıcı atmosferine seyirci eden Fellow Travelers, gökkuşağı renkleri ile çevrelenmiş bir aşk hikayesini merkeze alıyor. İkili hayat yaşayan bir bürokrat ve dindar bir katolik arasında filizlenen “gizli aşk”, iki zaman çizgisinde anlatılıyor. 40 yıla yayılan bu anlatı, renkli partilerle eğlence sunduğu kadar 80’li yılların AIDS kabusu ile de izleyiciyi yüz yüze getiriyor.
Sadece popüler olduğu için LGBT dizisiyi yapmak adına yapılmadığı her halinden belli olan Fellow Travelers, son yılların en etkileyici dramalarından biri. Zaten diziye başladığınız ilk 15 dakikada sürükleyiciliğini fark ediyorsunuz. Jonathan Bailey’nin Tim olarak harikalar yarattığını göreceksiniz, Matt Bomer ise heykel gibi duruşunun şimdiye kadar en çok yakıştığı rollerden birini (Hawk) üstleniyor.
“Sadece arkadaşız” bakışı
Dizinin seksi, karakter arasındaki diyalogun bir parçası olarak ele alması da manidar. Bambaşka iki kişinin birbirini tanıma, sevme, anlama çabalarının bir izdüşümü olan seks sahneleri, yatağı cinsel bir alan olmaktan daha fazlası haline getiriyor. Bir sırrın paylaşıldığı bu görüşmelerde, iki karakter de sınırsız özgürlük içinde bir simülasyona ışınlanıyor. Odanın dışına atılan her adım ise onları kendilerinden uzaklaştırırken, başkalarına daha çok yakınlaştırıyor. Dizinin hiçbir sahnesi boş veya anlamsız değil. Birbirine taban tabana zıt iki karakterin her jesti hikaye içinde anlam taşıyor ve onların duygusal yüklerini açık ediyor.
Washington’ın soğuk ve ciddi koridorlarında inanç, ideoloji, toplum baskısı ile sınanan tutku dolu bir aşkı ekrana taşıyor. Henüz ülkemizde bir platform tarafından yayınlanmayan Paramount+, Showtime dizisini biraz internet sörfü ile muhtelif yerlerde bulabilirsiniz.
Dream Whilst Black - Blu TV
İngiliz komedilerini bir başka sevenlerdenseniz bu diziye bir şans vermelisiniz. Zekice yazılmış, sıradan hayatlara odaklanmış hikayesi ile Dream Whilst Black, yılın en iddiasız ama iddialı komedilerinden biri. Adjani Salmon’ın başrolünü üstlendiği dizi, modern dünyanın insana “neler ettiğini” göz önüne seriyor.
Ailesinden miras gelen bir hikayeyi film yapmak isteyen Kwabena’nın maceralarını ekrana taşıyan dizi, genç adamın hayat savaşını da göstermekten geri kalmıyor. Kira, fatura derdi içinde hayalleri gerçekleştirmenin imkansızlığını konu alan Dream Whilst Black, çeşitli hassasiyetlerle çevrelendiğimiz sosyal hayatla da dalga geçiyor. “Irkçı değilim”, “Sakın yanlış anlama”,gibi argümanlarla sık sık karşılaşan siyahi Kwabena, kimsenin ırkçı olmadığı ve herkesin birbirini yanlış anlamaması konusunda birbirini uyardığı günümüz dünyasında, nedense kimsenin elinde olmayan bir sürü engelle karşılaşıyor. Çok tanıdık değil mi?
İşte dizinin en büyük artısı da bu. Dream Whilst Black’i izlerken kendinizi gülüp anılarınızı hatırlarken buluyorsunuz. İçinizden okkalı küfürler geçerken bir bölüm, sonra bir bölüm daha izliyorsunuz. Ama yolunuzun fazla uzun olmadığını söylemem gerek, zira dizi sadece 6 bölüm.
Kafama koyduğumu yaparım ama kafama konan ne?
Bu arada hayalleri için insanın nelerden fedakarlık yapması gerektiğinin sorgulandığı dizide herhangi bir kötü yok. İzlerken sadece kendisine çizdiği rol içinde davranmaya çalışan, hayalsiz yaşamaya alışık insancıklara acıyorsunuz. Sistemin renklerimizi nasıl elimizden aldığına gülerek üzülüyorsunuz.
Basit bölüm hikayeleri, insani dertleri, sıradanlığı ve doğal esprileri ile Dream Whilst Black mükemmel bir hafta sonu seyirliği. Diziyi izledikten sonra pazartesi sendromu daha da ağır gelebilir yalnız, demedi demeyin. A24 ve BBC’nin arkasında yer aldığı, özlediğimiz tattaki yeni komedi dizisini Blu TV’de bulabilirsiniz.
The New Look
Apple TV Plus neden Türkiye’de yok diye coğrafi konumumuz için hayıflanmak için bir sebep daha arıyorsanız buyurun... Yıldız karması castı ile dudak uçuklatan diziyi bol bol reklam giren muhtelif sitelerde bulabilirsiniz. Ben Mendelsohn, Juliette Binoche, Maisie Williams, John Malkovich, Emily Mortimer gibi dünyaca ünlü isimleri bir arada görmemizi sağlayan dizi ile moda dünyasına ışınlanıyoruz.
İkinci dünya savaşının gölgesinde moda dünyasındaki düşüş ve yükselişleri anlatan The New Look’un ana karakterleri de bir hayli tanıdık. Christian Dior, Coco Chanel, Cristobal Balenciaga gibi karakterlerle moda tarihi dersine hoş geliyoruz. Henüz birkaç bölümü yayınlandığı için hayal kırıklığı yaratan bölük börçük hikayesini şimdilik görmezden geliyoruz. Zaten yüksek maliyetli prodüksiyonu, sanat ekibinin göz kamaştıran mahareti ve oyuncularının performansı gözümüzü boyamaya yetiyor.
Bazen merdiven olmak istersin
Özellikle Juliette Binoche, Coco Chanel’e öylesine çok yönlü bir bakış getiriyor ki moda tarihini değiştiren bu kadını kanlı canlı yanınızda hissediyorsunuz. Entrikanın cömertçe serpiştirildiği tarihi hikayenin gerçekliği izlerken şüphe uyandırıyor, zaten tamamen doğru olması da gerekmiyor. Buna rağmen, dizi yer yer sıkıcı olsa ve dağınık hissettirse de, şans vermeye değiyor. 2024’ün iyi-kötü hakkında konuşturacak dizilerinin başında gelen The New Look’u izlemeyi es geçmeyin. Nerede bulacağınızı Google’a sorabilirsiniz.
Los Farad - Amazon Prime
Aralık ayında Amazon Prime’da izleyicilerle buluşan Los Farad esprili ancak gerilim dolu atmosferi ile sizleri silah kaçakçısı bir ailenin hayatına davet ediyor. Başrolünde La Casa De Papel’in Rio’su Miquel Herran’ın yer aldığı Los Farad, sıradan bir aerobik hocasının bir mafya ailesinin içine karışmasını konu ediyor. Ahlaki ve insani sınavlarla karşı karşıya kalan Oskar karakterinin çatışması, onun bir aileye ait olmak isterken nasıl gücün oyuncağı olduğunu gösteriyor.
Dizi karanlık görünen bu mafyatik dünyayı, renkli bir pencereden anlatarak fark yaratıyor. Getirdiği pencere kesinlikle komik veya eğlenceli değil ancak hikayeyi Kurtlar Vadisi’ne dönüşmekten kurtarıyor. Dizinin sanat ekibinin bu özgün ve aydınlık atmosferdeki yeri tartışılmaz. Oskar için bir masal gibi başlayan bu güç savaşı, onu rüyasında bile göremeyeceği lükslerle tanıştırıyor. Özellikle ilk iki bölüm izleyicinin de gözlerini kamaştırmaya yönelik, ardından gelen bölümlerde ise bu göz kamaştıran ışığın arkasındaki gölgenin çok daha acımasız bir savaşın habercisi olduğunu anlıyoruz.
Bedellide bize bunu göstermemişlerdi...
Succession ile yeniden yükselişe geçen aile hikayelerinin iyi bir örneği olan Los Farad’da aile içi gerilimler uluslararası çatışmalarla somutlaşıyor. Dizi fona aldığı politik iklimi, akıllıca yöneterek aile içi güç mücadelelerinin geriliminin aynası haline getiriyor. Sadakat, aile değerleri, ihanet ve aşk bu gerilimin iplerini çekiştiren temel ayaklar. Neticede izleyiciyi aksiyona, entrikaya ve aşka doyuran bir hikaye oluşuyor. Özellikle İspanyol dizilerini merakla takip edenlerdenseniz bu diziyi de izlemelisiniz. 8 bölümü Amazon Prime’da bulabilirsiniz. Neden popüler olamadı valla biz de anlamadık.
Griselda - Netflix
Modern Family ile ailemizin Kolombiyalı gelini olan Sofia Vergara’nın ne kadar çirkinleşebileceğini görmek için Griselda’yı izleyebilirsiniz. Bildik mafya hikayelerinin “hanım ağa” formatını ekrana taşıyan Griselda, gerçek bir uyuşturucu baronu olan Griselda Bianco’nun hayatını konu ediyor. Geçtiğimiz ay yayına giren Netflix dizisi, birazcık popülerleşse de hak ettiği yankıyı uyandırmadı. Halbuki Narcos sevenlerin severek izleyebileceği bir alternatif olduğunu daha çok kişi duyabilirdi. Keza dizinin yaratıcı ekibinde de Narcos’ta imzası olan birçok kişiyi görüyoruz. Doug Miro, Eric Newman ve Andrés Baiz, 6 bölümlük mafyatik uyuşturucu dizimizin sürücü koltuğunda.
1978 yılında açılan hikaye, çocuklarını alıp Florida’ya taşınan Griselda’nın kocası ile olan geçmişinden kaçmasıyla başlıyor. Güçlü, gözü kara ve zeki olan bu kadının, kadınlara yer olmayan bir dünyanın nasıl ana aktörlerinden biri olduğunu izliyoruz. Tabii dizi bu muazzam yükselişin düşüşüne de seyirci olmamızı sağlıyor. Sütyenler içinde kadınlar üzerinden uyuşturucu kaçıran bir deha olan Griselda, suç dünyasına taze bir soluk oluyor. Kendi çocuklarının hayatını kurtarmak için çıktığı yolculukta, zaman içinde acımasız bir azmettiriciye dönüşüyor. Kendi çocukları da bu savaşın piyonları haline geliyor. Karakterin hikaye içindeki bu dönüşümü izleyici için ağız sulandırıcı. Oyuncular için de öyle olmuş olacak ki, Sofia Vergara rolü için epey emek vermiş.
Acaba kokaini nereme saklasam bulamazlar? Hımm....
Yüksek tempolu, iyi prodüksiyonlu, derli toparlı bu mini dizi kendinden bekleneni yapıyor. Alışıldık uyuşturucu dramalarından önemli bir farkı ise maalesef yok. Yine de “ben klişe severim” diyenlerden, efsaneyi unutamayan Narcos fanlarındansanız Griselda’yı izleyebilirsiniz. Netflix’te.
Cristobal Balenciaga - Disney Plus
"Moda dünyasının ikonik isimlerini konuk ediyoruz" serisinden bir diğer eser de Cristobal Balenciaga oldu. Disney Plus’ın orijinal senaryolu İspanyol dizisi olan Cristobal Balenciaga adeta görkemli bir defile izleme hissi uyandırıyor. Sıradan bir balıkçı kasabasında, bir terzinin oğlu olan Cristobal’ın düzene meydan okuyan ikonik bir moda devine dönüşümü ekrana geliyor.
Dizi, Coco Chanel’in cenazesi ile açılıyor ve ünlü İspanyol modacıya gelen bir röportaj teklifi ile ilk bölümde temposunu yükseltiyor. Takıntılı denebilecek kadar mükemmeliyetçi bu adamın ihtişamlı dünyası, ardışık olaylar olmasa, hikaye büyük virajlar almasa da izleyiciyi içine çekmeyi başarıyor. Özellikle izlediği eserde estetik zevk arayanları ve ayrıntılara takılanları memnun edecek bu eserin, entelektüel zihinlere hitap ettiği kesin. Sadece zaman geçirecek, diyalog takibi ile yormayacak bir dizi arayanlar ise bu durağa uğramadan geçmeli. Çünkü Balenciaga sadece bir modacının ışıklı podyumunu değil, karanlık arka odalarını da ekrana taşıyor.
Markam için şarkı yapmak isteyen yeni yetme rapçi gelirse yok deyin
Defileleri sonrası podyuma çıkmayan, kimsenin görmediği sorunları görüp kendine hayatı zindan eden, müşterileri ile görüşmeyen, doğru düzgün röportaj bile vermeyen İspanya’nın en büyük moda ünlüsünün hayatı, sadece başarılarıyla değil keskin çizgileri sayesinde de diziye dönüşecek doneyi veriyor. Aksi ve kusursuzu arayan iklimi, onu bir dünya devine dönüştürdü evet… Ancak aynı duruşu nedeniyle hazır giyim dalgası da onun imparatorluğunu temellerinden sarstı.
Modayı seven, tarihe ilgi duyan, insan psikolojisinin tuhaflığına hayret duymak isteyen ve kimilerine göre sıkıcı diyalog dizilerini merakla takip edenlerdenseniz bu diziyi sevebilirsiniz. Cristobal Balenciaga mini dizisini 6 bölümü ile Disney Plus’ta bulabilirsiniz.
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et