VR Gözlüğüyle Zamanı Büken Fransızlar: Vortex
Ian Craib’ın Hayal Kırıklığı adlı kitabında “insanlığın en büyük hayal kırıklığı dünyada ölümün var olmasıdır” cümlesi alıntılanır. Elbette bu düş bozumu, beraberinde insanlığın en büyük savaşının da zamanla olduğunun tespitini yapar. Belki de bundan dolayı zamanı yenmeye dair olan nafile çabamızın eseri; antiaging kremler, ölümsüz kahramanlar ve zamanda kırılma yaşayan sıradan insanlar her zaman “satar”. 2022 yapımı Vortex adlı Fransız dizisi de izleyicisi “hazır” bu kuşağın en yeni temsilcilerinden biri.
Netflix ve TF1’in ortak projesi olan mini dizi, 6 bölümlük sürükleyici hikayesi ile izleyicilere ilginç bir serüven vadediyor. Bizlere dünyanın en eski çatışmasını sanal gerçeklikle süsleyerek yeniden ikram ederken, bilim kurguyla dramı, polisiye ile entrikayı iç içe geçiriyor. Üstelik güncel yaralara da tuz serperek… Afganistan’da yaşanan insanlık dramına, mültecilerin yurtsuzluğuna, kadın cinayetlerine şöyle bir dokunarak bizi tam anlamıyla zamansız bir yolculuğa davet ediyor.
Dizinin başrollerinde birçok projeden tanıdığımız Tomer Sisley ve Camille Claris var. 2025 yılında geçen dizide Sisley, Fransa'nın Brest kentinde 27 yıl önce bir kaza sonucu eşi Melanie'yi kaybeden polis şefi Ludovic'e hayat veriyor. Ludovic 2025 teknolojisiyle oluşturulan sanal gerçeklik dünyası üzerinden suç mahallerini ziyaret ederken, 1998’de karısının öldüğü yerde bir zaman tüneline, solucan deliğine, kırılmaya veya onun gibi bir şeye rastlıyor. Onlar da tam ne olduğunu bilmediği için Vortex deyip geçiyorlar. Siz de çok kurcalamayın işte.
Bir anda kendisini Melanie ile konuşurken bulan adam, bu evrende karısının ölmesine günler kaldığını fark edip onu kurtarmaya karar veriyor. 25 yıl öncesi ile bugünün dünyasını eşzamanlı ilerleten senaryoda, biricik karısının hayatını kurtarmaya çalışan adamın günümüzdeki evliliği ve yeni eşinden olan oğlu da tehlikeye giriyor. Bildiğiniz üzere her zaman kırılması filminde olduğu gibi geçmişi değiştirince bugün de değişiyor. Neticede butterfly effect kardeş, çok kurcalamayacaksın.
#nofilteryesvortex
Vortex’in sınıfta kaldığı birçok nokta olsa da başardıklarını överek başlayalım. Bir kere Flashforward, Frequency, The Butterfly Effect, Sliding Doors, Ghost ve Back to the Future gibi projelerden aldığı mirası çarçur etmediğinden eminiz. Yeni bir şey söylemek için hırsa kapılmadan yazıldığı veya önceki örneklere benzememek için çırpınmadığı belli. En büyük benzerliği yaşadığı (evet hem dizisi hem filmi olan) Frequency ile duygudaşlığı baya kardeşlik düzeyinde.
Tüm bu projelerde olduğu gibi Vortex de duyguya odaklanıp hikayeyi sürükleyici kılarken bilimsel açıklamayı erteleyip duruyor. Tam izlerken “VR gözlükle sen o zamanı nasıl büktün” diye soracak oluyoruz, senarist bizlere can yakacak yeni bir çatışma daha veriyor. Benzer şekilde Melanie'nin VR gözlüklere erişen her karaktere neden görünmediğine dair hiçbir açıklama da sunulmuyor.
I see dead pixels...
Henüz bebekken annesiz kalan kızı Juliette’i annesine kavuşturmak ile ikinci evliliğinden olan oğlu Sam’i tarihten silip silmemek arasında çırpınan Ludovic, aynı zamanda 20’li yaşlarda evlendiği hayatının aşkıyla, hayatının ikinci baharını yakaladığı Afgan eşi arasında da bir seçim yapmaya zorlanıyor. Tutkuyla sevdiği ve kaybına alıştığı ilk aşk mı, kayıpları üzerinden bağ kuran iki yetişkinin birlikteliği mi zamana meydan okur sorguluyor.
Simülasyonda birbirlerine fiziksel olarak da dokunamayan çiftin ölüm günü yaklaştıkça artan tuhaf cinsel gerilimi de görülmeye değer. İki ucu pek de temiz olmayan değneklerin sergilendiği hikayede, dizi karakterlerin duygusal motivasyonlarını çok iyi yakalamış olmasıyla izlenirliğini ispat ediyor. (Bu türün yeniden popülerleşmesinde Matt Haig’in 2020 yılından bu yana dünyanın dört bir yanında her eve giren kitabı Gece Yarısı Kütüphanesi’nin de etkili olduğunu düşünüyorum. Vortex, benzeri dizi ve filmlerden daha iyi kotardığı duygusal zeminde, o kitabın yarattığı meraktan ve farkındalıktan da besleniyor gibi.)
2025 modası: Erkekte görümce maşası
Zaman yolculuğu dizisi olur da nostalji olmaz mı peki? Olur… Vortex, 1998 Dünya Kupası heyecanını 2023’te evlerimize getirmekten de geri kalmıyor. İnternetin olmadığı zamanlardaki dosya kaosunu, kablolu telefonları, 90’lar modasını ekranlarımıza misafir ediyor. Bu bakımdan da izlerken tatmin sağladığı kesin. Nostalji de seks gibi her zaman pazarı olan bir meta neticede.
Yapımcının “Çok para harcadık” fotoğrafları yine servis edildi
İki farklı zaman diliminde geçen dizinin en iyi yanlarından biri kuşkusuz Tomer Sisley. Maşalı saçlarına rağmen oyunculuğuyla kendine hayran bırakıyor. Ancak yaşlandırma efektleri, zaman değişikliğini göstermek için buldukları saç beyazlatma, saç toplama veya maşalama taktikleri flash tv'den hallice. Vortex makyaj ve saç konusunda diğer zamanda yolculuk projeleri gibi yine sınıfta kalmış olsa da VFX ve CGI kullanımı oldukça iyi. Bunda ana mekanı bomboş bir plaj olarak seçmelerinin de etkisi var tabii, çakallar…
Hakkını da yemeyelim, o sahneler Epinay Stüdyolarında tam 10 günde çekilmiş. France Televisions’ın haberine göre, çekimlerde 15 metre çapında ve 6 metre yüksekliğinde bir LED ekranda, yeniden inşa edilen kumsalın 3D olarak yansıtıldığı görüntüler yer almış. 10 ton kum ve sahte kayalar kullanılmış. Daha önce The Mandorian ve 1888 gibi yapımlarda gördüğümüz Volume tekniği bu dizide kurtarıcı anlayacağınız… Eyfel kulesinden başka bir Fransa manzarası gösteren Vortex’te Brest, Landunvez ve Plouarzel görüntüleri dizi boyunca doyumsuz seyir keyfi vadediyor.
Bizim seninle sırt sırta verip de bükemeyeceğimiz zaman yok kardeşim
Vortex’in olmamışlıklarına biraz daha değinirsek… Karakterlerin hikayeyle beraber evrimini izlemiyoruz. Dönüşümleri sınırlı kalan bu insancıklar, sıradan bir melodram gibi algıladıkları gelişmelerin içinde şaşkınlıkla savruluyor. İnsan iradesinden ziyade kadere teslimiyetin vurgusu var. Daha doğrusu değişen geleceğe rağmen karakterlerin acizliğinin devamı hikayenin sonunda mucize bekleyen izleyiciyi rahatsız ediyor.
Mükemmel bir bilimkurgu olmasa da iyi bir suç draması olan Vortex, izleyiciye birçok yerde fake atıyor. Katil kim sorusunun yanıtı bölümler içinde değişiyor da değişiyor. Ancak bu dizinin sıkıcı bir tekrara düştüğünü düşündürmemeli. Çünkü dizi gereksiz ayrıntılarla vakit kaybetmeden, hemen hemen birer saatlik bölümleriyle yormadan derdini anlatıyor ve her fake atışta bir adım ilerlemekten geri kalmıyor. Bu başarılı yanları da sonucunu vermiş gibi…
Dizi Fransa’da geçtiğimiz yılın en çok izlenen projelerinden biri olarak %21,3'lük bir izleyici payı elde etmiş. Şimdi ise Netflix’te karne heyecanı yaşıyor. Eğer siz de kendi faniliğiyle yüzleşmek zorunda kalan bir kadını, ilk aşkını kurtarmakla şimdiki ailesini feda etmek arasında kalan bir adamı, seri cinayetleri ve adeta bir kasırgaya dönüşen kelebek etkisini izlemek isterseniz, Vortex sizi sürükleyici bir maceraya çağırıyor. Bence bu diziye bir şans vermelisiniz…
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et