Redneck Zombies'ten, Visitor Q'ya... Bittikten Sonra ''Ben az önce ne izledim?'' Sorusuyla Baş Başa Bırakan Akıllara Zarar Filmler
Bazı filmler izlemeye başladığınızın ilk 15. dakikasında “Hemen sosyal medyada paylaşmalıyım”, bazıları biter bitmez “En az 15 kişiye tavsiye etmeliyim”, bazıları ise “Ne izledim az önce ben?” hissi uyandırır. İnsanı iki arada bir derede bırakan, ya sev ya terk et dedirten, kafalar güzel oldukça tekrar tekrar açıp izleme ihtiyacı hissedilen en acayip filmleri bayıla bayıla listeledik.
1. Redneck Zombies - 1989 - 4,3
Dünyanın en bağımsız film şirketi Troma Entertainment’ın başyapıtı. Radyoaktif atık ihtiva eden bir varili -4 İQ ile hayatta kalmayı başarabilen redneck’lerin yaşadığı ormana atarsanız ne olur? Bu denyolar “yaşasın bedava içecek” diye o bir varil dolusu atığı içmez mi? İçer. Sonuç, zombiye dönüşen onlarca redneck, mükemmel diyaloglar ve kahkahalarla izleyebileceğiniz dünyanın en leş zombi saldırısı sahneleri. Ben şahsen bu filmi nereden baksanız en az 13 kere izledim. Özellikle arkadaşlarla muhabbet ederken içkiler birbiri ardına gidiyorsa ve evden çıkılmak düşünülmüyorsa, varacağınız son nokta Redneck Zombies olacaktır. Nasıl ki YouTube’da Mischa Maisky arayışlarının bir şekilde Songül Karlı memeleri ile son buluyorsa, işte bu da öyle.
Merak edene full versiyonu da şurada:
https://www.youtube.com/watch?v=Y727o3Tii38
2. Uzumaki - 2000 - 6,2
Şahane bir manga uyarlaması olan uzumaki, şeytani spiraller tarafından ele geçirilen bir Japon köyünde yaşananları konu alıyor. Kısacasını anlatabiliyoruz, zira Uzumaki anlatılmaz, yaşanır filmlerden. Yeşil tonlarla bütünleşmiş mükemmel bir görsel dünyası var. Özellikle salyangoza dönüşen gençlerimiz, saçları acayipleşen kardeşlerimiz insanı 1 buçuk saat boyunca koltuğa kitliyor. Fırına kafa sokarak intihar etmenin çok mainstream olduğu filmi izledikten sonra etrafta gördüğünüz her şeyi spirallere bağlamanız mümkün. En azından bir süre. Etkisi geçtikten sonra tekrar izlemeniz işten bile değil. Zaten ilk izlemede çok şey kaçırmış olmanız mümkün. Çünkü yönetmen Higuchinsky resmen sunumsuz yakalanmamış. Uzumakimakitas, kaynanamın kıçı tas diye eklemezsek de olmaz.
3. Rubber - 2010 - 5,8
Tamamen sebepsizlik üzerine çekilmiş bir film Rubber. Çekilmiş olmasının ve sizin de izliyor olmanızın hiçbir sebebi yok. Konusu kısaca şöyle; çölde terk edilmiş bir lastik bildiğin canlanıyor ve tek başına hareket etmeye başlıyor. Muhtemelen hepimizden daha zeki bir araba lastiğine dönüşen Robert, bağımsız hareket yeteneğiyle sınırlı kalmıyor, telekinezi ile insanların kafasını patlatarak öldürebildiğini keşfediyor. Bunu keşfeden, kadını da keşfeder elbet. Hem de sapınlık derecesinde. Film sebep sonuç beklentisini sıfıra indirgeyerek, gore sayılabilecek ölümcül sahneler ile, hardcore komediyi birleştiriyor. Çok da iyi yapıyor. Bir değil, en az 3 kere izleyeceksiniz. Çünkü arkadaşlarla bir araya gelip, birkaç bira içtikten sonra “Ya size bir film izletmek zorundayım” durumunu yaşayacaksınız. Şerefine Quentin Dupieux.
4. Visitor Q - 2001 - 6,8
Hah! İşte insanı en büyük “Ulan tavsiye etsem sapık sanarlar mı? Facebook’ta paylaşsam ofisten insanlar görüp polise şikayet ederler mi?” gibi düşüncelere gark edip, acayip baskı yaratan bir film. Çünkü insan izledikten sonra bu büyük yükü tek başına omuzlamak istemiyor. En azından birkaç arkadaşım daha izlesin, sırtımı okşayıp “yoo yoo hayır sapık değilsin yoooğğ yoooovv!” desinler de rahatlayayım arzusuyla doluyor. Yerli yersiz her türlü şiddetin, kibarca “oha mk” dedirten cinselliğin yer aldığı Visitor Q, nedense akıllar havalara yükseldiğinde insanın izleyesi gelen filmler arasına giriveriyor. “Ulan neymiş ki alt metin?” diye diye birkaç kere daha izlettiriyor kendini şerefsiz. Listede izlemeniz konusunda sizi uyarabileceğimiz tek film. Hassas dimağlarda “Ya ben ne yaptım az önce?” rahatsızlığı yaratması çok mümkün.
5. He Never Dies - 1986 - 4,8
Japonların kısa gore ve snuff filmlerinden oluşan Guinea Pig serisinin muhtemelen en ilginç bölümü. İşinden haylice sıkılmış bir iş adamı, manitası da onu yakın arkadaşı için terk edince ağır bunalıma girer ve intihar etmeye karar verir. Ama ne intihar. Kararını verince ilk iş bileklerini keser. Fakat öldürmeyen Allah öldürmüyor. Hal böyle olunca, Hideshi ölebilmek için aklına gelen her yöntemi denemeye başlar. Hazır kendini asıp keserken, manitayı çalan pezevengi de neden korkutmuyorum ki diye düşünerek, izleyiciyi kıkırdatan sahnelere imza atar. 39 dakika boyunca kan gövdeyi götürüyor. Ama yani bir insanın bu süre boyunca kendine yapmadığını bırakmaması izleyiciye “Tamam lan tamam çıkıyorum bunalımdan” dedirtmeyi başarabiliyor. Kesin değil. Durumun vahametine göre.
(Kamuran Hardcore Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et