Mevcut 36534 Diziden Beklediğini Bulamayanlar İçin: Bu Aralar Ekrana Düşecek 6 Dizi
Orasını burasını göstermeden duramayanların maceralarından oluşan Shameless 7. sezonuyla ekranlarda salınıyor, HBO Game of Thrones yokluğunda, Westworld ile dünyanın 'haftalık teori kasma ihtiyacı'nı karşılamaya çalışıyor, Netflix, Narcos ile sezon sezon uyuşturucu baronu sevdirirken Türk televizyonları da Departed uyarlaması İçerde ile idare etmeye çalışıyor...Biz de bu sırada, henüz başlamamış olan dizileri hatırlatalım, hali hazırda ekranda aradığını bulamayanlara "bi de şunlara bakın bakalım" demek istiyoruz. Olmazsa sizi bi kliğie falan yatırıcaz artık...
Tip of the day: Sabah akşam dizi izlemenin her ne kadar dışarıdan "malak gibi yatmak" şeklinde görünse de aslında İngilizcenize oldukça faydalı bir iş olduğunu biliyor muydunuz? Biz de bilmiyoruz ama soran, laf eden olursa böyle yanıt vermek mantıklı gibi geldi...
1. Black Mirror - 'Bırak artık şu telefonu; çıt çıt çıt...'
2011 sonunda başlayan dizi Charlie Brooker tarafından yaratıldı. Her bölümü bağımsız bir orta metraj filme benzeyen dizinin bölümleri genelde Brooker tarafından yazılıyor ve farklı yönetmenlerce yönetiliyor. Teknolojiyle bariz derdi olan Black Mirror, yer yer distopikliğe kaçan karamsar öykülerden oluşuyor.
Gerçi dizi İngiliz yapımı olduğu için karamsar olması da doğal... Havanın sürekli kapalı olması, 2 dk güneş açmayagörsün peşi sıra yağmurun gelmesi derken insan ister istemez bardağın distopik tarafını görüyor haliyle. 1984, Cesur Yeni Dünya gibi distopik klasiklerin de İngiliz edebiyatından çıktığını hatırlarsak taşlar biraz daha yerine oturuyor...
Yine böyle yağmurlu bir günde, kendi amatör distopik filmlerini çekmeye çalışan İngiliz vatandaşları...
Yabancılaşmışlar mı? Geçmiş olsun çok...
Her bölümde ileri teknolojinin kendine ve birbirine yabancılaştırdığı bireyleri görüyoruz. Dizinin temel amacı da zaten bizi akıllı telefondan-Twitter'dan-13 mp fotoğraf 4K video çekebilen uçan kameradan, Acunvari yarışma programlarından tiksindirmek gibi duruyor...
İyi ama alternatif ne? Tamam anladık orasını; teknoloji bizi yabancılaştırıyor, birbirimizden uzaklaştırıyor da n'apalım?!. 3310'a dönsek hoşunuza mı gidecek, eskilerin Yonja'sından hesap alsak sempatinizi mi kazanacağız, ICQ'da mı takılalım, Tetris oynayıp uzun çubuğu mu bekleyelim?..
Teknolojik gelişme şu seviyedeyken kimse bilmezdi yabancılaşma-mabancılaşma...
Hangi bölümler gelir bize?
Favori bölümlerim; 1. sezondaki, insanların ekrana bağlı yaşadığı, yetenek yarışmalarını hedef alan Fifteen Million Merits ile 2. sezondaki gerçek ile sanalın karışıp her şeyin sahneye dönüştüğü White Bear. Acun izlemişse, konseptini Brooker'dan alır da reality show yapar bunları. Sms'lerle kimi destekleyeceğimizi bilemeyiz; Murat Boz'un, Gökhan'ın esprileriyle yabancılaşmayı filan unuturuz.
Neyse işte, dizinin yeni sezonu 21 Ekim'de başlıyor. 21 Ekim'de de bitiyor. Netflix "aın izleyin mk distopyaya açları" dercesine yine LAP diye 6 bölüm birden atıyor önümüze...
2. Rick and Morty - Çizgi film mi izleyelim bu yaşta?
Justin Roiland ve Dan Harmon tarafından yaratılan dizi, yaratıcılığın sınırlarını zorlayan senaryosu ve absürt espri anlayışıyla favorilerimdendir: Zeki ve çılgın bir dede Rick Sanchez ile onun safça torunu Morty Smith'in boyutlar arasında gezerken yaşadığı 20 dakikalık maceralar... Konuşurken geğiren, arada Wubba lubba dub dub gibi tuhaf şeyler söyleyen başkarakter Rick Dede, oldukça özgündür. Köyde koyun yemleyen, üzüm ezip pekmez yapan öz dedenizle karşılaştırıp özgünlüğünü daha net anlayabilirsiniz.
Dakika başına 2.5 göndermenin düştüğü dizide, Amerikan kültürüyle içli dışlı olmayanların bazı laf sokmaları anlamamaları normaldir. Boşuna "Geri zekâlı mıyım ben?" diye düşünüp üzülmeyin. 21 bölümlük dizide, bütün paralel evrenlerdeki kanalları çeken Kablo TV'nin konu alındığı 8 ve 19. bölümleri önerebilirim. 1. sezondaki "Meeseeks and Destroy" bölümü ile 2. sezondaki "Big Trouble In Little Sanchez" bölümlerine de bakın derim. Beğenmediğiniz takdirde kurumumuzun sorumluluk kabul etmediğini de hatırlatırım.
Yeni sezon ise sene sonunda, en olmadı 2017'nin ilk aylarında bekleniyor (Başlamazsa karışmam)...
Bu kareye bakıp da "Bu ne ya, Recep İvedik gibi" demeyin. Tövbe deyin, dizi yaratanları sincap yapmasın sizi...
3. Doctor Who - Londra-uzay hattında yaşanan zamansız maceralar
Zamanında İngiliz çocukları, sütlü çay keyfi yapan ebeveynlerini fazla darlamasın, oyalansınlar diye yapılmış, 1963'te başlayan BBC yapımı fantastik bir dizi. Yıllarca sürdü, 9 yıl ara verip 2005'te tekrar başladı. Belirli aralıklarla vücudunu yenileyebilen, suratı değişen ve kendine Doktor diyen bir uzaylının (ama görsen, aynı insan) çeşitli gezegenlere, ama niyeyse özellikle Londra'ya gittiği zaman yolculuklarından oluşuyor. Doktor'un kadın yardımcıları oluyor, sözlü mülakatla alınan bu yardımcılar da sürekli değişiyor.
TARDIS isimli telefon kulübesiyle yapılan zaman yolculuklarında, Agatha Christie'nin yanına gidip cinayet çözdükleri de oluyor, Churcill huzuruna gidip "Ya şimdi sana Nobel vermeleri doğru mu allaasen" diye geyik çevirdikleri de... 10 trilyon yılında, evrenin diğer ucunda da olsalar bir ayakları hep Londra'da oluyor, "Hayırdır yeni distopik roman çıkmadı mı daha" diye soruşturuyorlar. Dizideki en kötü karakterler ise ucuna lavabo pompası takılmış, mutfaktaki basmalı çöp kovalarına benzeyen "Exterminate" demeye programlı Dalekler...
Lavabo pompası, basmalı çöp kovası ve telefon kulübesiyle siz de kendi fantastik dizinizi yapabilirsiniz...
Çoluk-çocuk, ergen-yetişkin izleyebiliyor muyuz?
Bazı bölümler çocuklara yönelik hazırlanmış kamu spotlarına benzese de, 12. doktor Peter Capaldi'nin geçen sezonki bölümleri daha ciddi ve gerilimli bir atmosfere sahipti. O sezonda yer alan "Heaven Sent" isimli müthiş bölümü özellikle öneririm. İzleyiciye sudoku çözdürür gibi bulmacalı şeyler yazan, kaleminden gizem damlayan Steven Moffat'ın yazdığı bu bölümler bir başka...
Yeni sezonun başlamasına daha var ama şimdilik 22 Ekim'de başlayacak olan spin-off'u Class ile idare edilebilir. Doktor Yardımcısı Clara Oswald'ın sözleşmeli öğretmenlik yaptığı okuldaki ergenleri anlatacak dizi 8 bölüm sürecekmiş. Sarmazsa da House'un eski bölümlerine bakın, ne bileyim:
4. Sherlock - 'Bizden bir şey kaçmaz'cılar için...
Baştan söyleyelim: Senaryosunu yine Moffat'ın yazdığı ve şimdiye kadar 10 bölüm çekilen dizinin 4. sezonunun yayınlanması 2017'yi bulacak. Gerisi ise belli değil: Geçenlerde Benedict Cumberbatch, 4. sezondan sonra dizinin belki bitebileceğini söyleyince Sherlock hayranlarının itirazlarıyla karşılaştı.
Benim de itiraz ettiğim bir nokta var: Cumberbatch'in canlandırdığı Sherlock'u çok tanrılaştırıyorlar dizide. En azından düğüm noktasını birkaç saniyede bulmasa da bir tık daha inandırıcı olsa... Hayır yani Moffat, biliyoruz ki onun 3 saniyede çözdüğü olayı senin yazman 1 hafta sürüyor, lütfen!
Yani şu aydınlanma anını 3 günde yazıyorsun Moffat, yemeyelim birbirimizi...
Niye bu kadar seviyoruz?
221B Baker Street'te yaşayan, kimseye açık adres vermekten çekinmeyen Sherlock Holmes maceralarının bu kadar tutması, Avrupalıların kendisini onun gibi akılcı, mantıklı, cool görmek istemesiyle açıklanır. Diziyi izlerken de öyle.. "Ya bu senaryoda bi tutarsızlık yok mu? Durun, bir açık yakaladım" diyerek kendimizi Sherlock senaristinden ötede görüp tatmin oluyoruz galiba (en azından ben)
Bakalım yeni sezon fragmanı da tatmin edecek mi:
5. Behzat Ç. - Herkes yine 'la' diye konuşacak, evet...
Emrah Serbes, ocak ayında yeniden başlayabilir dediği dizinin 10 Temmuz'dan darbeye giden süreci odak alacağını söylemişti. Eğer yayınlanırsa dizide, 17 - 25 Aralık tasfiyelerinden sonra ortada polis kalmadığı için Behzat Ç.’yi geri almak zorunda kalacaklar. Bu sırada Behzat Ç hayranları ekran başında "Girdi miii" diye bağıracak. Sonra, Ç.'nin katliamlar karşısındaki travmalarına da tanık olacağız. Tam o sırada herkes bi bira açıp Amirimle beraber üzülecek.
96 dizi bölümü, 2 sinema filmi ve depozitosu alınmamış 2876 şişe birası olan Behzat Ç., “İmamların Öcü” ismiyle yayın hayatına başladığında, bir yandan da umut vaat edecekmiş. Acaba hem travmatik hem umut verici olmayı nasıl becerecek? İzleyip görelim hele...
Bu duruşuyla çok da umut vaad etmiyor şimdi doğruya doğru...
Eternal Sunshine of Spotless Mind - Aradan 12 sene geçti, hala adı tek seferde söylenemiyor...
Filmlerden dizi yapma furyasının gündeme getirmiş olduğu bir projeyle bitirelim. Evet, Jim Carrey'li, Kate Wİnslett'lı, süper senaryolu kült filmi dizi yapma çalışmaları başlamış. Henüz, yayın tarihi ve cast belli değilmiş ama True Detective yapımcısı kısa süre önce dahil olmuş, Chuck senaristi yoldan yeni gelmiş, şimdilik bunları bilelim yetermiş.
Ama bir an önce yapsalar da biz de -bu aralar yaygın olduğu üzere- yerli uyarlamasını yapsak... Soundtrack bile hazır: Şebnem Ferah'ın Sil Baştan şarkısını koyarız, Pinhani'nin Unutuldulaaar şarkısını koyarız. 2 küsur saatlik bölümlerle milletin Prime Time'ına sıçarız ne güzel...
-BİTTİ (Kapak fotoğrafı için, sanki bizim için çekmişler gibi, Black Mirror ekibine teşekkür ederiz)-
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et