Sahadaki Kaosun Televizyona Yansıması: %100'ünden, Beyaz'ı, Derin'ine Futbol Programlarımız...
''Gruptan da çıkamayabiliriz, final de oynayabiliriz.'' şeklinde özetlenmesi mümkün olan Türk Futbolu'nun, televizyondaki yansımasında da aynı dengesiz ve kimi zaman futbolla en ufak bir alakası olmayan çizgiyi görmek mümkün.
Zaten futbol izleyicisi de çoğunlukla sahada oynanan oyundan ziyade işin magazini, dedikodusu, polemiği, kavgası ve dahi gürültüsüyle ilgilendiğinden (ki bunda çoğu zaman sahada pek bir şey oynanmıyor olmasının da payı yok değil) ve temel soru "maç kaç kaç?"tan ziyade "şu adam mıdır değil midir?" olduğundan haliyle futbol konulu tv programları da bu ilgiye karşılık verecek, bu soruya yanıt arayacak bir formatta şekilleniyor. Ekseriyetle tek saniye maç görüntüsü vermeden 3 saat ahkam kesilen bir boş konuşma ve testosteron şovu şeklinde cereyan ediyorlar.
Bu hafta sizler için özellikle pazar gecelerimizi renklendiren bu dünyanın kapılarını aralıyacağız. Bakalım hangi program diğerlerinden nasıl ayrılıyor? Kimin hangi yönü güçlü? Kimin yorumcuları ötekileri döver? Kornelerde alan mı, yoksa adam adama savunma mı? Ön libero mu, Çapa mı, Nacak mı? Nacak adam mıdır? Ayrıca 1996 Türkiye Kupası finali 2. maçı sonrası Kadıköy'e Galatasaray bayrağı diken Graeme Souness'a o bayrağı veren kişiyi 20 yıl sonra ilk kez Telegol buldu. Az sonra...
1. "Bitir demediniz mi lan!" dan Zirveye... %100 Futbol
İkinci yarıdaki dizilişi verelim.
Verelim...
Arkadaşlar uyuyor herhalde...
Program başına düşen Arda Turan ortalaması 1 olan ve maç görüntülerini satın almak yerine foto-zoom in/out ile yılları deviren Ntvspor programlarından en fenomeni olan %100 Futbol, oyunu dibine kadar sistemine konuşsa da, arada sırada Rıdvan Dilmen'in Wembley anılarıyla ve "Geçen gün Fatih hocayla bir otelin lobisinde karşılaştım"lı kafalarda soru işareti bırakan magaziniyle maçların devre aralarında ve sonlarında başvurulan birincil kaynak durumunda...
"Bitir demediniz mi lan!" daki Güntekin Onay şaşkınlığından sonra herhangi bir aksaklığın gözümüze çarpmadığı programda zaman zaman Güntekin-Rıdvan çekişmesiyle yeşillenen tartışmalar ve Fenerbahçe'nin puan kaybettiğinde Rıdvan kontraları görmek mümkün:
Allah'ını seven şu adam bi' maç görüntüsü alsın artık, perişan oldu lan...
Sistem:85, Taktik: 90, Disiplin: 95
2. Temel Matematik I ve II'iniz Zayıfsa Hiç Bulaşmayın: 90+
Başlıkta söylemeyi unuttuk, geometri de lazım... evet lazım abi maalesef...
Ntvspor'un en istatistiksel programı 90+, ülke futbolunun seyrettiği çizginin çok üstünde bir taktik ve sistem dili ile konuşmakta ve bizlere zaman zaman 'Ülkede oynanan futbol belli, neyi değerlendiriyor lan bunlar!' sorusunu sordurmaktadır. Kıvrak dokunmatik ekran kullanarak topun top toplayıcı çocuklarda kalma süresine kadar ulaşan moderatöründen, Mehmet Demirkol'a ve 10 hafta aralıkla takım çalıştırıp geri dönen Önder Özen'e kadar fazla zekice ve mantıklı yorumlarla Süper Lig maçlarını değerlendiren ekibin kendini Premier League'de, Bundes Liga'da falan sandığından şüpheleniliyor. Ayrıca Metin Tekin'in ayrılmasından sonra tamı tamına bir futbol programı kıvamını yakalamış, ülke futboluna aykırı, bambaşka bir konuma ulaşmıştır.
Sistem: 95 Taktik: 90, Disiplin: 90
3. Babacan, Sıcakkanlı Kamu Yayıncılığı: Stadyum (Ha bi' de 20 dakikalık maç özetleri)
"Arkadaşlar görüntüleri yayına hazırlarken sizden de bir görüş alalım hocam." ile başlayıp sıradan kalıplarla izleyiciyi uyuşturan Stadyum, içerdiği ağır dozda "Bu defansla Allah yardımcıları olsun, işleri çok zor." ve "Takım daha o levıla gelemedi." tarzı bilimsel yaklaşımlarıyla TRT'nin kamuyu aydınlatma hizmetini her kurdan kesime başarılı bir şekilde götürmekte.
Yalnız Dr. Gürkan Kubilay'dan alınan "araya ünlü isimler serpiştirelim" bayrağı ne ara yine Kaya Çilingiroğlu'na geldi biz de anlayamadık. Sergen de boştaydı aslında...
Sistem: 50 Taktik 50, Disiplin: 80
4. Ya Maç Dediğin Her Zaman Olur. Özel Dosya, Röportaj Falan Verelim Biz: Telegol
93'teki Feldkamplı Galatasaray'ın soyunma odasında en çok bengay kullanıp milletin burnunu sızlatan futbolcu yıllar sonra Telegol'e konuştu... Az sonra...
Yayın hayatına başladığı günden beri hafta sonu akşamlarını Uğur Dündar Arena'sına dönüştüren Serhat Ulueren liderliğindeki Telegol ekibi, sıradışı dosya ve tanıklarıyla gündemi allak bullak edebilme gücüne sahip... Her programda 90'lardan bir şike tanığı belirebilir veya bir kulüp içindeki çatışma mercek altına alınabilir. Ayrıca sakal, düzeltilmiş burun ve gözlük aksesuarlı yenilikçi yapısıyla çağdaş futbol yorumculuğu anlayışını ekranlara taşımaktadır.
Sistem: 40 Taktik 40, Disiplin: 60
5. Ailenin Şımarık Çocuğu: Maraton (Drone'u, Piero'su her şeyi var ama okumadı...)
Show Tv'de 'A'rman hocayla birlikte doğan Maraton, bir neslin futbol jargonunu hiç ettikten sonra Lig Tv ile teknolojikleşmiş, koşu mesafesi artmış fakat yan toplardaki zaafını bir türlü giderememiştir. Bir ara Markus Merk ile futbol yorumculuğuna simültane bir katkı yapılmaya çalışıldıysa da -Eğri gemi doğru sefer- tarzı geleneksel Türk futbol yorumu kalıbının dışına çıkılamamıştır.
Son yıllarda Tümer Metin, Şansal Büyüka ikilisinin sol sandalyesi bir türlü dikiş tutturulamamış ve en sonunda Ntvspor'un "Bakın.... şeylerle.... şeyler farklı şeylerdir!" kalıplı yorumcusu (Bir tek bizim mi dikkatimizi çekiyor bilemedik.) Metin Tekin kadroya dahil olmuştur.
Sistem: 55 Taktik 55, Disliplin: 75
6. Tek Bir Yıldızı Olan (Erman Hoca) Çin Süper Lig Takımı Tadında: Takım Oyunu
Ziraat Turkish Cup is Coming...
Sımsıcak bir liseli dizisi: "Aşkın Blok Flüt Hali" çok yakınd...
-Gol mü oldu?
Sert taktik, strateji anlatılarından hazzetmeyen ve topun çizgiyi geçip geçmediğini anlamak için bir otoriteye ihtiyaç duyan futbol severlerin imdat çekici durumundaki Erman Toroğlu, saha içindeki aksiyonları hassas uzuvlarla harmanlayarak kendi süzgecinden geçirip kamuoyunu ikna edecek düzeye çekmektedir. Takım Oyunu'nda Maraton'daki yırtıcı, Şansal Büyüka'nın yüreğini ağzına getirici tarzdaki betimlemelerinden uzak dursa da, -sportmenliğe aykıra faul=faulün babası, sert şut=gavura vurur gibi...- çevirilerini zaman zaman patlatmaktadır.
Sistem: 50 Taktik 50, Disiplin: 65
7. Türk Futbolunun Özeti: Beyaz Ve Derin Futbol! (Ayrıca filmi de çok yakında sinemalarda...)
Aslında tek tek konuşsalar...
Programdaki diyalog fazlalığından ortaya çıkan gürültüyle izleyicisine iletişim fesadı yaşatan Beyaz/Derin Futbol, futbol dışında kalan her çeşit konuyu kapsamlı bir şekilde inceleyerek izleyenlerine derin katkılar sağlamakta... Başlangıçta sakin bir şekilde seyreden program, Sinan Engin'in hafif futbol değerlendirmesi sırasında kopan bir Rasim Ozan Kütahyalı hapşırığı, havalandırma sorunu ya da Ahmet Çakar'ın her hangi bir konudaki mutsuzluğuyla dağılmakta ve o günün hikayesi şekillenmektedir.
Her ne kadar sık sık "Biz futbol programı değiliz" diyerek eleştirileri püskürtmeye çalışsalar da, program ismindeki "futbol" sözcüğü yüzünden pek fazla ikna edici olamıyorlar. Oradan "futbol"u çıkarsalar herkes rahatlayacak aslında, 'Beyaz ve Derin Show' adı altında yürürlükteki eğlence programlarıyla rekabete başlayacak, başlamalı...
Bu programın kadrosu ise tek tek incelenmeyi hakediyor:
Ertem Şener: Programın moderatörü konumunda olan Şener, genelde 'Her yerinden öperim.' tonunda gündemi alevlendirerek topu yorumculara atmaktadır. Zaman zaman, yorumcularını dizginler derecede çıkışsa da gözleri daima programın TT etiketindedir. #BeyazFutboldaSabahlarOlmasın
Ertem Şener: Şimdi bu futbol denilen oyun...
Rasim Ozan Kütahyalı: Şerefsizdir!
E.Ş: Rasim öyle denir mi ya!
Sinan Engin: Genelde sakin mizaçta olmasına rağmen, ısınan stüdyo ortamına ayak uydurmak zorunda kalan Sinan Engin, Rasim Ozan'ın konuşma arasına girme ya da kışkırtmalarına kayıtsız kalamamakta ve mütemadiyen kendini kaybetmektedir. Ekip içinde en dişe dokunur futbol değerlendirmelerini yapmaya çalışsa da, bu gidişat en fazla 3 dakika sürmektedir.
S. E.: Ön liberolar zayıf, takımın sağ-sol açığı yok, 4-4-2 mümkün değ...
R.O.K: Peki abi, 4-4-2 adam mıdır?
S. E.: Ertem şuna bi'şey söyle, sulandırıyo bak...
Abdülkerim Durmaz: Türk spor programlarının vazgeçilmezi olan zıt kutuplardan Fenerbahçe'yi savunmaya çalışsa da, o da Sinan Engin gibi R.O.K.'nın tuzaklarına düşerek TT'de ilk sıraları zorlayabilmekte... Program formatı olarak çatışmaya giden yoldaki oyunculuğu sonradan kavramış olması zaman zaman amatör tepkilerinde gözlenebilmektedir.
Rasim Ozan Kütahyalı: Program sırasında ne yapacağı belli olmayan, en canlı bomba karakter... Her tür konuda görüş bildirme yeteneğine sahip R.O.K. tarihten edebiyata, genel kültürden güncel siyasete kadar geniş bir repertuarda eserleri icra edebilmektedir. Kameraya oynadığı anlarda muhatabına seslenirken ağzından çıkmasına müsaade ettiği argosuyla, o da kızılan adam rolünde reyting yükseltici görevini başarı ile yürütmektedir. Zaman zaman da programda yargıç çekici vazifesi gören 'EEÖÖRTEEEEEEM!' bağırmasıyla aynı anda konuşan program sakinlerini susturma rolüne de soyunmaktadır.
Ahmet Çakar: Bu tarz programların zekasını ve mantığını kendi deyimi ile 'Çakal'lığını iyi bildiğini iddia eden Çakar, ekibin en iyi oyunculuk performansı sergileyen karakteri... Tıp bilgisini, derin futbol birikimi ile karıştırıp ortaya kısa skeçler çıkararak program ritmini kontrolü altına alabilmektedir. Yer yer ses tonunu pese çekip kırmızı fonda gergin bir müzik eşliğinde öne sürdüğü kehanetler ve masalımsı anlatılarla hem stüdyodakilerin hem de ekran başındakilerin nefesini kesme kudretine sahiptir. Hoca, pes tonlarda ne kadar büyüleyiciyse muhataplarına gürleme ve tiye alma anlarında da bir o kadar yırtıcı...
Bu bizim için de süpriz oldu
Sistem: Bilinmiyor, Taktik: Bilinmiyor, Disiplin: Bilinmiyor
Bonus-1: Program sırasında Ertem Şener'in sürekli bağırarak yaptığı uyarılar -bunu alt yazı yapalım arkadaşlar!- KJ operatörlerine fazla mesai yaptırmakta, ekranda kalan boş yerlere sosyal medyadan anketler, hayvanlar, nesneler vs. bindirilerek izleyicinin tek bir an olsun sağlıklı düşünmesine musade edilmemektedir.
E.Ş., Türk futbolundaki "at gibi çalışma eksiliğine" değinirken
Bonus-2: Her programın sonunda "Sapanca'dan @ayqiri_c0cuq145'a, Kemalpaşa'dan @yaraliasikFb07'ye, Beyşehir'den @cimbombom1905, Beykoz'dan @yavrukartal2016" vb. rumuzların yer aldığı en az 10 dakika süren selamlama faslı icra ediliyor (çoğunlukla Sinan Engin tarafından). Son çıkan ışıkları kapatıyor...
(kulakmidas Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et