Saç Rengini Açtırıp Yattara'ya Dönmekten, Takma Tırnaklara... Potansiyel Yaz Aşkı Katilleri
Dolusuyla, fırtınasıyla, depremiyle, karanlık Londra havasıyla Temmuz ayı, yıllık iznini yakanlar tarafından küfürlerle uğurlanırken, Ağustosta tatile çıkacaklar için rejim, spor, saç baş değişimi açısından şahane fırsat yarattı. Lakin bu fırsatı kişisel bakımda yapacağımız bir kaç ufak hatayla heba etmeniz, tatil gazıyla fazla heyecan yapıp kendinizi maymuna çevirmeniz çok olası. Bugün, bir tatili daha en berbat halinizle geçirmeyin, ofisinize el elde baş başta geri dönmeyin diye temel bazı kuralları tekrar hatırlatacağız.
1. Beni yak kendini yak saçını yakma
Bir kadını iki şey hayata küstürebilir; eski erkek arkadaşın yeni kız arkadaşı ve Mötley Crüe saçı. Birincisi zamanla geçer, ama ikincisi gerçekleşti mi geri dönüşü pek de kolay olmaz. Kaldırım taşını konuşarak yer değiştirmeye ikna edebiliriz belki fakat saç rengini açmayı kafaya koyan bir kadını yolundan döndürmek mümkün değildir. Ama en azından birkaç uyarı ile tatile çıkmadan önce hasarı minimuma indirmenizi sağlayabiliriz.
Öncelikle saç renginizi kendiniz açmaya çalışmayın. Muhtemelen koyu kahve olan saçlarınıza hidrojen peroksit pompalayınca, kirli turuncu saçlı bir vatandaşa dönüşeceksiniz. Amonyaktı, peroksitti derken kuş tüyüne dönüşen zavallı turuncu saçlardan kurtulmak için bu defa koyu bir renge boyamak zorunda kalacaksınız. Tabi o renk tutmayacak. Şunun şurasında tatile 5-10 gün kalmışken kendi kendine sarışın olma macerası ne be kızım? Haydi açtın diyelim. Tatilde maksimum 3 günde arap bacı olacak, hala amonyak kokan o bakımsız saçlarınla ya İbrahim Yattara'ya ya da Etiler sosyetesinden etine dolgun bir teyzenin Yorkshire Teriyer’ine dönüşeceksin.
Soldaki Yattara, sağdaki doğal sarışın...
Sen illa değişim istiyor, “Sarışınım lan ben! Çocukken de güneşe çıkınca sarışın olurdum!” iddialarının arkasında sapa sağlam duracağını iddia ediyorsan şöyle temizinden 400TL’yi gözden çıkar. İyi bir kuaför tatil bütçeni göçertse de, saçları bir nebze kurtarır.
2. Mıymıy yapma, squat yap
Muhtemelen yaza hazırlık gazıyla kışın spor salonuna üye olmuşsunuzdur. Muhtemelen 4 kere gittikten sonra göz açıp kapayıncaya kadar Haziran gelmiş, 6 aylık üyelik bitmiştir. Tam da “siktiret daha 1-2 ay var” diyerek pizzaya, biraya abandığınız zamanlarda. Göğüs ve popo iyi de, bu muhteşem ikiliye göbek ve yan yağlar eklendi mi, kabus o zaman başlar. “Kilolu, tombik, şişko, huoop, zeplin, topraam, balina, oha” olarak hitap edilmeye başlamanız da tam bu döneme tekabül eder.
İntihar yerine plajda margarita yudumladığınız bir tatile meyl etmek için tatilden en az 15-20 gün önce spor yapmaya başlayın. Bakın spor yapmaya başlayın diyoruz, spor salonuna yazılın ağzımızdan çıkmadı. Uyuz bir ergen değilseniz “Spir yipicik zimin yik” diye ağız burun kıvırmayın. Evde, sokakta, iş yerinde yapabileceğiniz spor klişeleri sizi o içinde yaşadığınız Godzilla’dan kurtarır.
Şunu yapabileceğiniz bir ofiste çalışıyorsanız tatile hiç çıkmayın.
Allah korusun yerinize birine alırlar falan
3. Takma tırnak tehlikeli ve yasaktır
Aslında kışın fazla aksiyon yokken takması pek zevkli olabilen takma tırnaklar, aksiyonu bol olmayan tatillerde tehlikeye dönüşebilir. Bilmeyenler ve denemek isteyenler için anlatalım; Japon yapıştırıcısıyla sıkı sıkı yapıştırılan tırnaklar bir yere takılıp cırk diye ters döndüğünde vücuda pompalanan acı, hiç bilmediğiniz dillerde çığlık atmanıza sebep olur. Zira kendi tırnağınıza yapışık olduğu için, öyle bir durumda öz tırnağınızı, öz be öz derinizden ayırır. İnsanlar önce yardım eder, sonra gırgıra alırlar. Lan hakikaten ama plajda ne takma tırnağı ya… Lütfen…
İbretlik
4. Makyaj pişmanlıktır
Tatil demek, don sutyen ortalıkta dolaşmak, eti budu bronzlaşıncaya kadar yakmak demektir. Donlasınız ya! Yani aslında “Sokarım makyaja, çıplağım lan ben!” keyfini yaşamanız lazım. Zaten makyaj güneşin altında kutusunda durduğu gibi durmaz, akar. Ele güne rezil eder. Ki akmasa bile, fondötenden turunculaşmış bir kafa altında beyaz bir vücut ile dev bir kibrit çöpü görünümünü yakalamanız mümkün.
Ayrıca plajda makyaj yapan kadınların %98’i makyaj bozulmasın diye köpekleme yüzmekte, geri kalanı ise yüzmemektedir. Kafanıza güneş geçer, kimyasallar güneşin etkisiyle cildine işler… Mahvolursunuz. En temizi doğallık. 3 gün güneş altında takılsanız zaten rengin değişir, çilekli çikolata kıvamına gelirsiniz.
- Rimelim! Rimelim!
5. Gırtlağınızı tutun
Nasıl olsa spor yaparım diye başlayan gırtlak düşkünlüğüz, pizza, hamburger ve makarna ile Jabba The Hut görüntüsüne dönüşebilir. İşte o saatten sonra da 15-20 günde spor ile kurtarmak pek mümkün olmaz. Meyve sebzeden zehirmiş gibi uzak durduğunuzu, evinize pek de sokmadığınızı tahmin edebiliyoruz. Biz de işte ağaçta rastladıkça. Ama Allah aşkına İnstagram’ı açıp bi bakın. Arkadaşlarınız ve arkadaşlarınızın arkadaşları nasıl da fit. Minicik, acayip şık bikinilerini giymişler, kilo derdi olmadan acayip tatiller yapıyorlar. Siz nasıl olacak öyle suda balina gibi? Ha?
Aslında güzel hayvan Balina... Düşününce yani...
Peki siz ne giyeceksiniz dombili okuyucu? El kadar bikini giyip plaj voleybolu oynamak sizin de hakkınız değil mi? Hah işte. O zaman keseceksin gırtlağı. Karbonhidrat yok, şeker yok, mızmızlanmak yok! Tatilde istersen patlayana kadar yersin. Azıcık sık dişini be kızım. 60 kilo altı ve midesine önem veren arkadaşlarınızdan uzak durun. “Ye kızım yaa n’olcak” diyen arkadaşlar pişmanlıktır. Acıkınca aç tekrar Aşk-ı Memnu falan izle. Güzel çocuk. Senin niye öyle yakışıklı yaz aşkın olmasın? Hadi koçum! Sen yaparsın kaplanım.
(Kamuran Hardcore Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et