Biraz Kül, Biraz Duman: Yeni Başlayanlar İçin Klasik Türk Müziği...
Bu hafta, Klasik Türk musikisiyle ilişkisi ayda yılda bir gidilen meyhanede sözlerinin yarısını uydurarak eşlik ettiği 3-5 şarkı ve ''Çile Bülbülüm'' başladığında pusuya yatıp tam yerinde ''Allah!'' diye höykürmekten ibaret olanlar için dev bir hizmetle karşınıdayız. Bir dahaki meyhane seansında bülbül gibi şakıyın da namınız yürüsün ya da en azından biraz ruhunuz dinlensin diye bu şahane müziğin iç çektiren acayip şarkılarını bulup sizler için derledik. Siz şimdi bunlarla bir başlayın, severseniz Merâgi'den Dede'ye, Dede'den Kaynak'a kadar oturup, dinler yeni bir liste yaparız, ayıpsınız. "Aooy bön oyoyorum bunları dinlerken..." demeyin. İçimiz ürperiyor.
1. "Bir kendi gibi zalimi sevmiş yanıyormuş..."
Bak bak bak, laflara bak. Bedduasının tuttuğunu öğrenen eski sevgilinin fazla da sevinemeden laf sokuşuna bak! Atarını, giderini bununla yap işte, içini de bununla dök dökeceksen. Neyse, günah senin, suç senin birader. Fazla bilinen bir şarkı da değildir acayip de havan olur ha bununla, demedi deme. Eserimiz Kürdîlihicazkâr makamında olup, seslendiren 21. yüzyılın yaşayan en acayip seslerinden Münip Utandı. Fena. Beste: Lem'i Atlı, Güfte: Yaşar Şâdi Bey efenim.
2. "Sen de Leylâ'dan mı öğrendin cefâkâr olmayı..."
Mevzu yine aynı, ama buradaki hezeyan daha ağır, "öğren ulan artık vefâkâr olmayı, öğren!" gibisinden. Makamı, adamın içini kemiren, ard arda dinlenmemesi gereken makamlarımızdan Hüzzam. Beste Şerif İçli'ye, Güfte: Hilmi Soykut'a ait. Müzeyyen Senar seslendiriyor. Dikkatli olalım.
3. "İnanki kimse bana senin gibi bakmadı..."
Bu, biraz daha karşılığı olmayan mevzulara uygun gibi görünse de, o anki halet-i ruhiyeye göre de şekilenen, biraz, biraz, biraz acayip bir şarkı. Çok severseniz, "İnanki kimse sana benim gibi bakmadı" şeklinde dönüştürüp egonuza daha klasik şekiller de verebilirsiniz. Eserimiz Nihavend makamında olup, Beste ve Güfte Yusuf Nalkesen'e aittir. (Bakarsınız KPSS'de çıkar.) Elif Güreşçi seslendiriyor; dinlerken soliste "Sana kim, ne yaptı ise onun ben taa..." diyesiniz geliyor. Öyle de içten okuyor vallahi.
4. "Biraz kül, biraz duman o benim işte..."
"Beni biliyorsun!" ayaklarında güfteye sahip olan bu güzelim şarkı, Ümit Yaşar Oğuzcan kalemiyle bir acayip etki bırakıyor. Bunu da belirtirseniz, "Nihavend makamlı bir şarkı biliyorum" diyerek edebiyattan da çakarım ışığı yakarsınız. Beste, Avni Anıl'a aittir. Solistimiz Necmettin Yıldırım da sizi yakmıyor değil hani.
5. "Dertliyim ruhuma hicranımı sardım da yine..."
Hani Levent Yüksel'in "Ya o Mualla'yı sandala atıp, Ruhuma hicranını söyletme hikayesi" var ya. Heh! İşte o hicran bu hicran. Bu arada eser Segah makamında başlayıp Nihavend makamında bitiyor. Tam Sadettin Kaynak üstadımızın işi! Güfte Vecdi Bingöl'e ait! Tuğçe Becerikli seslendiriyor. "Dertlisiniz, yürekten!" biliyoruz. İşte size hemdert!
6. "Hastayım yalnızım, seni yanımda sanıp da, bahtiyar ölmek isterim."
Sadri Alışık'ın Ahh Güzel İstanbul'da, "Bu gece hiç biriniz hicazdan gelmiyorsunuz!" teessüfüne karşılık olarak, sıradaki eserimiz Hicaz makamında. Yine tehlikeli sularda bir eser olup, bünyeye dikkatli nakşedilmesi elzemdir. Çok üzmeyin yani kendinizi. Beste Lem'i Atlı'ya, Güfte Rıza Tevfik Bölükbaşı'na ait efenim. Münip Utandı seslendiriyor:
7. "Sabah oldu uyansana"
Eviç makamında bir Rumeli Türküsü olan, "uyan kızım, uyan şekerim, uyan canımın içi" naifliğindeki bu tatlı eseri, çok benimseyip alarm müziği yapanlar da mevcuttur. Beste anonimdir efenim. Semih Şenyayla seslendiriyor.
8. "Sevdâsı hayâlgâhıma bir ok gibi battı"
"Vallahi battı, bittim usta ben!" diyenler için birebir. Yine herkesin ismini bildiği ama yine hemen hemen hiçkimsenin bu makamda - ki bu makam Buselik - şarkı bilmediği bu eserin güftesi Besim Berkmen'e, bestesi ise Cinuçen Tanrıkorur'a aittir. Özlem Elitaş seslendiriyor. Yakıyor, yıkıyor...
9. "Al sazını sen sevdiceğim..."
Yine sevdiceğinizi meclisinize napnaif davet eden bu eseri dinlerken, ileriye dönük planlarınızı gözden geçirebilirsiniz. Öyle bir eser. Beğenmeme imkanınız yok. O derece iddialıyız. Makamı Sultaniyegah, güfte meçhul, Beste Bîmen Şen'e aittir. Cengizhan Sönmez ve Melihat Gülses sesleriyle sizi birlikte kendilerinden geçiriyorlar. Şöyle:
10. "Yine bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi..."
Son eserimiz yine bir Nihavend şarkı, içinde yine bol gam mevcut. Kendinizi yiyip bitirmeyin bu eserle... Yani yiyin de, biraz kalsın yarına bir şeyler, ne olacağı belli olmaz. Eserin Beste ve Güftesi, Osman Nihat Akın'a ait olup, yine Münip Utandı'dan vazgeçemedik. Fena:
Klasik müziğimizden ufak bir demet sunduk. Zira eser çok, yer az... Siz bunlarla idare edin şimdilik artık. Bakarsınız devamı da gelir. Baya bir yarasın dileklerimizle!
Yahya Kemal Beyatlı'dan şöyle de bir son not:
"Çok insan anlayamaz eski mûsikîmizden
Ve ondan anlayamayan bir şey anlamaz bizden."
(kulakmidas Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et