Arkadaşlarının Gazıyla Stand-Up'çı Olmaya Karar Veren Üniversiteli Gencin İlk Gösterisinde Hüzün, Gözyaşı ve Utanç Vardı
İstanbul Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü öğrencisi Samet Örgen (22), yanlış arkadaş seçiminin bedelini bozulan psikolojisi ile ödedi. Her nedense çevresinde esprili ve neşeli bir insan olarak bilinen ve sürekli olarak "Abi sen stand-up yapsan millet yıkılır, manyak para kazanırsın" şeklindeki sözlerle yanlış yönlendirilen Örgen, arkadaşlarının desteğiyle çıktığı sahnede ağır bir hezimet yaşarken, psikiyatri uzmanları bu tip vakalara karşı gençleri biraz daha kendilerini bilmeye davet ettiler.
Geçtiğimiz salı akşamı Beyoğlu City's Comedy Club'da ilk kez sahne alma şansı bulan Samet Örgen, kendisine ve ağırlıklı olarak arkadaşlarından oluşan yaklaşık 30 kişilik bir seyirci topluluğuna hayatlarının en uzun gecelerinden birini yaşattı.
İlk espri, ilk şok
Örgen, üzerinde o gece için özel olarak satın aldığı siyah pantolon ve siyah dar tişörtle sahneye çıkarken, arkadaşları da tezahuratlar ve alkışlarla kendisine çok lüzumsuz ve yanlış bir şekilde cesaret vermeye devam ettiler. Şovuna adet olduğu üzere seyirciye sataşarak başlamak isteyen talihsiz genç, "Yaa sağolun ama ben de bu alkış olayını hiç anlamıyorum arkadaş. Bir elini alıyorsun ötekine vuruyorsun. Evrim teorisini mi kanıtlamaya çalışıyorsunuz? Noluyoruz yeaa?" şeklindeki çıkışına karşılık, bir izleyiciden gelen "Amuda mı kalkaydık ibiş?" yanıtıyla gecenin ilk şokunu yaşadı.15-20 saniye kadar süren bir sessizliğin ardından izleyiciye ancak "Eheh, güzel yanıt evet" diyebilen Örgen, Türklerin uzaya çıkması halinde olabilecekler üzerine başarısı daha önce defalarca kanıtlanmış öykülerden birini anlatarak şovuna devam etmeye çalıştıysa da, bu konuda yapılabilecek bütün esprilerin 5 yıl kadar önce tüketilmiş olması nedeniyle beklediği verimi alamadı.
Sahnede zor anlar
Arkadaşlarından gelen birkaç zoraki gülme sesinden cesaret alarak şovuna devam eden üniversiteli genç, bu kez okulda, sokakta, otobüste, kafede, banyoda, tuvalette, mutfakta, düğünde ve cenazede yaptığı enteresan gözlemlerini izleyicilerle paylaştı. Örgen'in "Yaa bir de şey vardır hiç dikkat ettiniz mi?" sözleriyle başlayıp, "Yurdum insanını seviyorum ben yaa..." diyerek bitirdiği her hikayenin ardından ortam gittikçe daha da sessizleşirken, arkadaşlarından bir kısmı bu utanç dolu anlara daha fazla dayanamayarak tuvalete gidiyorum bahanesiyle mekanı terkettiler."Başkası adına bu kadar utandığımı hatırlamıyorum"
Korkunç gecenin en yakın tanıklarından, Samet Örgen'in sınıf arkadaşı Mert Derdil(21), o geceyi "Hayatım boyunca başkası adına hiç bu kadar utanmamıştım" şeklinde özetlerken, talihsiz gencin sahnede bayılmasından önceki son dakikalarını şu sözlerle anlattı:"Samet zaten ilk 5-10 dakikanın ardından titremeye başlamıştı. Onu o halde gördükçe bırakın gülmeyi, neredeyse ağlayacaktık. O kadar çaresizdi ki bir ara Karadeniz şivesiyle fıkra anlatacak kadar düştü. Zaten hemen sonra da sahneden pat diye bir ses geldi. Koştuk eline yüzüne kolonya falan sürdük, konuşturmaya çalıştık ama nafile. O günden beri henüz tek bir kelime etmiş değil. Hepimize boş gözlerle bakıyor..."
"Kimse boş hayallere kapılmasın"
Yaşanan bu gelişmelerin ardından talihsiz genç Cerrahpaşa Psikiyatri Kliniği'nde müşahade altına alınırken, Samet'in tekrar insanlarla sağlıklı iletişim kurabilir hale gelmesi için uzun ve zorlu bir tedavi sürecine ihtiyacı olduğu öğrenildi.
Konuyla ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Başkanı Prof. Dr. Elif Saydın, özellikle son 10 yılda bu tip vakalara sıkça rastladıklarını belirterek, stand-up'çı olmak için sahneye çıkıp hüsrana uğrayan yüzlerce gencin geçtiği aşamaları şöyle özetledi:
1. Hesaplama: Espriye ortamda kaç kişinin güldüğünü suratlara hızla bakarak tespit.
2. Pekiştirme: Her espriye gülen arkadaşa veya arkadaşlara yönelme.
3. Gerçeklik algısının yitimi: Arkadaşlardan gelen "Abi sen kesin stand-up yapmalısın yaa” telkinleriyle gerçeklik algısının ortadan kalkması.
4. İmaj: Siyah tişört ve pantolon için pazar araştırması.
5. Gösteri: Ağırlıklı olarak arkadaşların oluşturduğu bir seyirci grubuna yönelik başarısız bir şov.
6. Hüsran: Bizden alınan randevu.
“Esprili kişilik zekâ belirtisidir”, “Senin kesin sahneye çıkman gerek. Bence yaparsın” benzeri, kişiyi yanlış yönde ve gereksizce motive eden cümlelerden kaçınmak gerektiğini belirten Saydın, en tehlikeli eşiğin “Aynı Cem Yılmaz” fikrinin empoze edilmesi olduğunun altını çizdi. Bilhassa Türkleri Holywood veya çizgi roman karakterleriyle kıyaslayarak yapılan mizahın hüsranı tetiklemeye müsait bir anlayışı temsil ettiğini ifade eden Saydın, son olarak şu önemli mesajı verdi:
“Arkadaş ortamında ‘esprili’ olarak tanınan gençler lütfen büyük hayallere kapılmasınlar. Yaptığımız yüz yüze görüşmelerden ortaya çıkan sonuç açık ve net: Baş belası bir depresyon.”
(daldurdap Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et