Sonbahar Moduna Sinemada Bir Gerilim Filmiyle Girmek İsteyenler İçin: Blink Twice
İlk adı Pussy Island olan ve ismiyle gündem yaratan film, tepkilerden sonra isim güncellemesi ile Blink Twice adını almıştı. İzleyene kısa süreli paranoya atakları yaşatması muhtemel, gerilimseverlere kalp çarpıntıları armağan eden Blink Twice, seyirciden gördüğü ilgi ile kulaktan kulağa yayılıyor. Film, özgünlük tartışması yaratsa da, sunduğu atmosfer sayesinde klişelerden beslenen cazibesi göz ardı edilemiyor.
Başrolünde Naomi Ackie ve Channing Tatum’u buluşturan film, ünlü çocuğu olmanın getirdiği doğum lekesi misali şöhretini oyunculuk kariyeri ile zenginleştiren Zoe Kravitz’in ilk yönetmenlik deneyimi. Hatta yönetmenliğinin oyunculuğundan daha çok ilgi uyandırdığını şimdiden söylemek mümkün. Filmin aynı zamanda ortak senaristlerinden olan Kravitz, yazar titrini ise E.T. Feigenbaum ile paylaşıyor. İşte anneya babaya, eşe dosta “ben sana değil, çevreye güvenmiyorum” güncellemesi getirecek o film şimdi vizyonda.
Ekonomik krizde “şükür” niyetine: Tatile çıkarsan ölürsün
Blink Twice’ın çıkış noktası sıradan bir garson olan Frida’nın yolunun, hayranlık uyandıran milyarder Slater King ile kesişmesine dayanıyor. Henüz ilk andan itibaren yakınlaşmaya başlayan ayrı dünyaların bu iki insanı, gerçek hayattan uzak bir cennet adasına yolculuk ediyor. Her şeyin fazla mükemmel olduğu adada hissedilen tuhaflıklar, tatili survivora dönüştürüyor. Ama ağaçtan kokonat toplanan cinsten survivor değil, bildiğiniz ölüm kalım savaşı… Yan gelip yatacağım derken kendini can derdinde tavuklarla koşuşurken bulan Frida, çok geçmeden ona verilen armağanın lanetini üstünden kaldırıyor ve hatırlıyor… Cennet adası cehenneme dönüyor.
5 günlük tatilde çekilip tüm yıl paylaşılan 3456321. poz
Atmosferi ile birkaç yıl öncesinin filmlerinden Don’t Worry Darling’i sık sık anımsatan film, gücünü özgünlükten ziyade bünyesindeki zıtlıklardan, seyirciye hissettirebildiği duygudan ve estetikten alıyor. Her planın, dekorun, kıyafet ve objenin dikkatle seçildiği ve storyboard üzerinde mesai harcandığı belli.
Estetik kaygının üst düzeyde olduğu Blink Twice’ın görüntü ve sanat yönetmenliği akılda kalacak cinsten. Renkler, atmosfer, gerçekçi ve masalsı parçaların böylesine uyumlu sunulması takdir edilesi. Ayrıca Zoe Kravitz’in “göstermeden anlatma”, “ima etme” becerisi aşikar. Öte yandan parti sahnelerindeki cut’sız çekimler, filme duygu ortaklığı yapmayı kolaylaştırıyor.
Blink Twice’ın ilk yarısında her şey çok yolunda giderken, tam da bundan dolayı kendiliğinden oluşan gerilim, ikinci yarıda kana boyanan sahnelerle bekleneni veriyor. Keşke senaryo üzerinde de biraz daha çalışılsa ve çıkmazlarda aranan özgün çözümlere de ulaşılsaydı.
“Hepsi çok aklı başında insanlar” dediğin arkadaş grubu
--- Spoiler ---
Evet, filmin zayıf noktalarının başında benzersiz olmaması geliyor. Gerilim sevenlerin izleme listesinde son 5 yılda yer almış 4-5 filme kolaylıkla benzetilebilecek bir hikaye akışı var. Eğlenceden gerilime, gerilimden intikama uzanan hızlı sahnelerde, Kravitz’in oyuncu olarak yer aldığı birçok eserde de gördüğümüz alt metin açıkça işleniyor. Şiddet, taciz, me too hareketi…
Son yıllarda Lady in the Lake gibi dizilerde de gördüğümüz mesaj bombardımanı körlüğü, filmi de sona doğru etki altına alıyor. Verdiği mesajlar son derece haklı, hassas olsa da ifade şekli “yetmez daha çok verelim” endişesinin sonucu gibi. Sonunda fazla Yeşilçam intikamı ile soslanıyor. Lost’un bile sonu daha iyiydi öyle söyleyeyim. Aceleye getirilmiş izlenimi veren “ilahi adalet” temalı son, özenle hazırlanmış bir pizzanın üzerine ananas koymak gibi. (Gerçi büyük düşünürün dediği gibi film de pizza değil herkesi mutlu edemez tabii.)
Buraya ne yazıldıysa o...
İzleyenleri cennete davet eden filmin, cennetten kovulma mitinden beslendiği açık. Baş manyağımız Slater King’in çocukluğundaki travmalar filmin başında ima edilirken sonunda ortaya seriliyor. King, bu adada her şeyin meşru olduğu bir dünya yaratarak kendi cennetini var ediyor (bir sen eksiktin Empstein). Bu oyuna ortak ettiği insanlarla kendi normlarını oluştururken belli ki kendisine yapılanları ve kendi yaptıklarını meşrulaştırmaya çalışıyor.
Felsefi bir okumayla bilmenin laneti ile cennetten kovulan insanlara ithafen, King’in cennetinde bilinç ortadan kayboluyor. Mitolojik anlatıda günaha eşlik eden yılanlar, cennet adamızda yine “günahı bilmenin” yolunu açıyor. Bununla beraber adada görülen tek hayvanın tavuk olması, akıllara kapporat geleneğini getiriyor. Günah çıkarma ritüeli sırasında günahların yüklenebildiği tavukların (Yönetmenimizin annesinin yahudi olduğundan herhalde) günah adasının en kalabalık sakinleri olması tesadüf olmasa gerek. Ayrıca açılan bilinç ile masumiyetin kaybı, kanla boyanan beyaz elbiseler üzerinden ekrana taşınıyor. Zaten film boyunca kırmızı ve beyaz renk sürekli fonda…
Pazartesi mesai olduğunu hatırlamak...
Eğer Channing’in şişirilmiş görüntüsü nedeniyle filme izlemeden antipati duyuyorsanız, bizce bir şans verin diyeceğiz. Celal Şengör sakalı ile imajına güncelleme getiren Channing Tatum’un filmdeki sosyopat karakterine rağmen yakın zamanda vizyondan çıkan Fly me to the Moon’daki halinden daha sempatik görünmesi ise hayret uyandırıcı. Blink Twice’a bu açıdan da teşekkürü borç biliyoruz. Channing Tatum’da bir Ben Affleck enerjisi olduğu inkar edilemez gerçek çünkü… Filmin diğer başrolü Naomi Ackie’nin ise “hiç çekilmemiş olsa” dediğimiz Whitney Houston filminin sonrasında hafızalarımızda Frida rolüyle yer etmiş olmasının sevincini duyuyoruz.
Director’s cut dedikleri
Son söz yerine; Blink Twice, boş beleş, çerezlik bir gerilim değil. IQ’su düşük tuzaklar, korkunçlu efektler falan da yok. Her ne kadar birçok karakter tek yönlü yazılmış olsa da, King’in travması gerilimi yeterince temellendiriyor. Yeni bir şeyler söylemekte zorlansa da ayağı yere basan, kendi içinde tutarlı ve estetik bir film karşımızda. Sürprizi az olsa da seyir keyfi yüksek, izlediğinize pişman etmeyecek türden bir ilk film örneği. Öyle ki Blink Twice’ı izleyenlerin Zoe Kravitz’in yönetmenlik serüvenini oyunculuk kariyerinden daha çok takip edeceğinden eminim.
Bizim topraklarda Gözlerini Kırp adıyla izleyiciyle buluşan film vizyonda, iyi seyirler.
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et