Bir Düğün, Bir Cinayet, Bolca Zenginlik, Biraz Ada Havası ve Bir Tutam Kara Mizah: The Perfect Couple
Nicole Kidman’ın karşı konulamaz cazibesi, lüks içindeki yaz manzaraları, cinayet gizemi, kayda değer mizahı ile The Perfect Couple, kendine çekim alanı oluşturuyor. Klasik düğün romantizmi ile başlayan hikayesini, cinayet gizemi ile soslayan bu dizi, birbirinden tuhaf karakterlerini tek tek zan altında bırakarak 6 bölümünü izletiyor. Temposunu koruyarak, güldürerek geçirdiği saatlerde izleyiciye beyninin %2’sinden fazlasını kullanmasını gerektirmeden mola fırsatı veriyor. (TC coğrafyası için bulunmaz nimet olan bu şansı sizlere de bahşetmek istedik.)
Dizinin yönetmen koltuğunda The Undoing, Bird Box, In A Better World, The Night Manager ve The First Lady gibi yapımlardan hatırlayacağınız Susanne Bier var. Bugüne dek festivallerden birçok ödül alan Bier’ın ilk kez bu denli renkli bir dünya ile karşımızda olduğunu da hatırlatmalıyız. Ve evet, okuyan varsa dizi Elin Hilderbrand'ın aynı adlı romanından uyarlama. The Perfect Couple, tam anlamıyla çerezlik, hatta mesaj dolu dizileri sevenler için baya boş bir dizi. Ama bol yıldızlı, gülümseten ve kesinlikle elit bir boşluktan bahsediyoruz.
The Perfect Couple’ın yıldız karması kadrosu;
-
Kadronun başında yıllara karşı meydan muharebesi açan Nicole Kidman (Greer Garrison Winbury) var.
-
Yanında ise tüm karizması ile bir diğer yaşsız insan evladı Liev Schreiber (Tag Winbury) duruyor. Golf meraklısı bir çapkın rolündeki Schreiber, ailenin babasından ziyade Greer’in dördüncü oğlu gibi.
Merhaba Mr. Kaya Çilingiroğlu
-
Büyüklerimizin “en az 3 çocuk” öğüdünü kulağına küpe eden “mükemmel” çiftimizin 29 yıllık aşkının çürük çarık 3 meyvesi mevcut. The Peripheral’ın sevimsiz Burton’ı Jack Reynor çiftin oğlu Thomas rolünde. (Belli ki çok eğlenmiş.. Dizinin en kanlı canlı karakteri desek ayıp olur mu?)
-
Ailenin adeta Richie Rich’i olan Benji’ye Billy Howle can veriyor. (Pısırık karakter can çekişiyor da diyebiliriz aslında.)
Ben evlat ayırmam dedikten 3 dk sonra
-
Neredeyse görünmez ergen Will ise Sam Nivola ile ekrana taşınıyor.
-
Benji’nin düğünü için aile yazlığına toplanan ailenin müstakbel gelini Amelia, Bono’nun kızı Eve Hewson’dan başkası değil. (Kendisini korkunçlu aşık rolünde izlemek isterseniz Gözlerinin Ardında adlı Kanal 7, ay pardon Netflix yapımına bakabilirsiniz.) Amelia ve Greer gelin kaynana fitnesinin alasını Amerika rivierasında bizlere izletiyorlar.
Bihter Yöreoğlu rahmet istedi
-
Dakota Fanning dizinin hamile diğer gelini,
-
Ishaan Khatter ise pısırık damadın ateş eden seksi sağdıcı rolüyle bizlerle.
-
Dizide herkesle tutku dolu bir geçmişi olan çatlak Fransız milf rolünü Isabelle Adjani canlandırıyor.
-
Amelia'nın nedimesi ise Merritt Monaco (Meghann Fahy).
-
Son olarak komediyi en iyi işleyen karakterlerden hizmetçi Gosia’yı ise Irına Dubova oynuyor.
%100 enerci, bu nasıl bir sinerji pozu
Karakterlerin bir tuhaf olduğu ve bir haltlar karıştırdığının ilk bakışta anlaşıldığı dizide, düğünden bir gece önce biri ölüyor ve aksiyon başlıyor. Herkesin vampir gibi gece ayakta olduğu 1000 odalı evde, kimsenin görmediği bu cinayet ile düğün ertelenirken senaristler bizi katil kim oyununa dahil ediyor. Tabii polis soruşturması sırasında tüm kirli çamaşırlar ortaya dökülüyor. Başarılı roman yazarımız Greer Garrison Winbury’nin (Nicole Kidman) çizdiği mükemmel aile imajı yavaş yavaş silikleşiyor. Yasak aşklar, ihanetler, unutulmak istenen geçmişler 6 bölüm içinde çarşaf çarşaf ortaya seriliyor.
Ne de olsa harmandalı bir düğün klasiğidir
Peki the Perfect Couple’da katil kim? Eldeki deliller her karakteri polisin sorgu odasına sürüklemeye yetiyor. Gizli ilişki delili bir takı, ölen kişinin bir aile üyesinde bulunan fotoğrafları, mafyatik bir adama gönderilmiş yüzbinlerce dolar, gelinle sağdıç arasındaki sır, eve gelen gizemli telefonlar, kayıp haplar, kanlı gömlekler ve yarım kalan bardaktaki içecekler polisin merceğine takılıyor. Tabii Agatha Christie romanlarındaki gibi iz sürmek isteyen seyirci de atılan her ipin ucundan tutuyor.
Dizinin can sıkan tarafı, karakterler üzerindeki şüpheleri kısa sürede kaldırıp diğer karakterde kuşku uyandırması. Diğer bir deyişle izleyiciye şöyle ağız tadıyla bir fake atmamışlar. Haliyle dizinin lokomotifi gizemden ziyade komedi duygusu… İzleyici, nefis bir cinayet araştırmasının peşine takılmıyor. Hepsi birbirinden tuhaf karakterlerin komedisi için “next episode” tuşuna basıyor. Dergi kapaklarını andıran kombinleri, sürekli poz kesen mutluluk halleri ile ilk bölümden itibaren samimiyetsiz gelen “mükemmel çift”imizin simleri işte böyle gülücükler eşliğinde dökülüyor.
Gaz mı bu?
Dizi, zenginlerin ışıltılı dünyasındaki suç ağını araştırması ile son yılların parlak projeleri Big Little Lies, The Undoing gibi yapımlara benziyor. (Bu dizilerin kesişim kümesi “zengin ve entrikalı kadın” rollerinin demirbaşı Nicole Kidman’dı.) Ancak The Perfect Couple, onlardan farklı olarak daha mizahi bir dil benimsiyor ve yüksek sosyete karakterlerini yüksek mizah ile birbirine düşürüyor.
Dizinin bu yönüyle The White Lotus’un kardeşi olduğunu söylemek mümkün mü derseniz… The Perfect Couple, ödüle doymayan The White Lotus’un aksine sosyal mesaj vermekten baya uzak. Dizide sınıf çatışması gibi gerilimlerin boşluğunu Brezilya dizilerinden alıştığımız ihanet gizemleri, dedikodular dolduruyor. Bu bakımdan, daha çok Rosalinda’ya benzediğini söyleyebiliriz. Hikaye herkesin birbirini ispiyonlaması, yasak aşk itirafları veya birinin sırları fısıldaması ile ilerliyor. Zaten bu yüzden dizi bir klasik olma ihtimalinden uzak, bol yıldızlı bir çerezlik statüsünde kalıyor.
İşte gerçek kardeşlik
The Perfect Couple’ın RTÜK dostu özellikleri bunlarla sınırlı değil. Bir kere herkes hetero, haşa genel ahlaka mugayir LGBTİ karakterler falan yok. Herkes birbiriyle yatıyor ama bizim gündüz kuşağında da var zaten no problem. Arada bir grup seks iması ve uyuşturucu kullanımı var. Hatta birinin geçmişi Tarlabaşı dolaylarını anımsatıyor ama o da diz çöküp tövbe etmiş belli ki. Üstelik bunca seks konulu entrikaya rağmen açık saçık pek sahne de mevcut değil. Amerika’dan çıkacak maksimum aile dizisi desek başımız ağrımaz öyle söyleyelim.
Bu kez LGBT yok ama elimizde bu var...
Eğer dizinin kitabını okuyanlardansanız birçok farkla karşılaşacaksınız. Karakterlerin isimlerinin birçoğu farklı. Kitapta iki çocuğu olan ailenin dizide üç evladı var. Dizide kafa karıştırıcı daha çok delil ve şahit olunan olay yaratılmış. Greer’ın kitap lansmanı gibi herkesi bir araya toplayacak eventler de kitapta mevcut değil. En önemlisi ise dizinin bir karakterin geçmişi ile ilgili sakladığı ve sonunda ortaya çıkan büyük sır kitapta yok. Cinayetin işlenişi de biraz daha farklı.
Gerçek zenginler röpteşambır ile viski içer, bunlar sahte
The Perfect Couple, bizi Arnavut kaldırımlı sokakları, lüksü iliklerinize kadar hissedeceğiniz restoranları, eşsiz deniz manzarası, pahalı evleri ile Nantucket’a davet ediyor. Dizi seyir zevkini biraz da şatafatlı atmosferi ile tam Dilan Polat’a layık bu adadan alıyor. Moby Dick hikayesinin de start noktası olarak sizi çocukluğunuza götürecek adayı, Wings dizisinden de hatırlayabilirsiniz. İşte böyle bir atmosfer istiyor, şöyle kafa dinleyeceğim, arada gülüp saçma karakterlerle gamı kederi kapı dışına atacağım bir şey izleyeyim diyorsanız, The Perfect Couple ile oyalanabilirsiniz. Garanti olan birkaç şey var o da, güzel kadın ve adamlar izleyecek, moda dergileri karıştırdığınız hissine kapılacak ve gülümseyeceksiniz. Arada buna da ihtiyaç var değil mi? Eğer yanıtınız evet ise The Perfect Couple’ı Netflix’te bulabilirsiniz. İyi seyirler...
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et