10 Yıldır Ülkemizde Yaşayan Fransız Lena Florent, Türkiye İzlenimlerini Kaleme Aldı: "Ne İşim Var Lan Benim Burada?"
2001 yılında öğrenci değişim programı ile İstanbul'a gelen ve okulu bitirmesinin ardından ülkemizde kalarak burada kendisine bir hayat kuran Lena Florent, bir Fransız kadının gözünden Türkiye'yi anlattığı "Ne İşim Var Lan Benim Burada" adlı kitabını dün Tire Yayınevi'nde düzenlenen imza gününde tanıttı. Florent'in "Benim aydınlanma eserimdir" şeklinde tanımladığı kitabında İstanbul'un o tarih kokan sokaklarını, kalabalığını, trafiğini, pisliğini, boğucu mahalle hayatını ve samimiyetin sınırlarını bir türlü ayarlayamayan sımsıcak dostluklarını bulacak, belki siz de aynı soruyu kendinize soracaksınız: "Ne işim var lan benim burada?"
"Her şey çok güzel başlamıştı"
İlk kitabı "Ne işim var lan benim burada"nın imza gününde okurlarıyla buluşan Lena Florent, samimi bir atmosferde gerçekleşen organizasyonda kendisi ve kitabıyla ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Memleketi olan Lyon'dan farklı kültürler tanımak ve dostlar edinmek amacıyla geldiği İstanbul'da başlayan macerasının hiç de beklemediği şekilde tam 10 yıldır sürdüğünü kaydeden sempatik Fransız, İstanbul'da yaşayan bir yabancıdan, mahallenin namusu konumuna geçiş sürecini şu sözlerle anlattı:.
"Esnaftan, mahalleliden içim çıktı"
"Sabahları selam vermek, hal hatır sormak, bi sıkıntın olduğunda yardıma koşan mahalleli gibi şeyler bizim görmediğimiz, bilmediğimiz şeyler. İnanılmaz sıcak bir dostluk hissi filan falan evet de, olay 'Ne iş yapıyosun, nereden geldin?', 'Türkiye'yi sevdin mi?'den çıkıp, bi zaman sonra 'O dün gece evine gelenler kimdi?', 'O adam senin neyin oluyor?' gibi çirkin bir yere doğru gitmeye başladı."
"Taşındığım her semtte insanlar bi zaman sonra beni kendilerinden biri olarak görmeye, koruyup kollamaya başlayınca, ister istemez mahallenin namusu haline geldiğim gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldım... ki Türklerde namusun ne kadar önemli olduğunu da biliyorum. En sempatik kırık Türkçemle 'Niye böyle yapıyorsunuz' diyorum, 'Bizde namus çok önemlidir' diyorlar. 'Bizde değildir o kadar, pek iplemeyiz' diyorum, Noah diyor peygamber demiyorlar. Ben rahat insanım, bu kadar baskıya gelemiyorum gerçekten..."
"Her yabancıya salça oluyorlar"
Türkiye'de kurduğu dostluklara da değinen Lena Florent, Türk insanının kendisine gösterdiği ilginin ilk zamanlar başını döndürdüğünü samimiyetle itiraf ederken, sonrasında yaşadığı hayalkırıklığını ise "Gittiğim her yerde benimle iki çift kelime konuşmak için insanlar sıraya geçiyordu. Sıradan bir Fransız kadını olarak sinema yıldızı muamelesi görmek hoşuma gitmedi değil ama sonra farkettim ki bana has bir durum değilmiş bu. Meğer çoğunun gördükleri her yabancıya salça olmak gibi bir huyu varmış..." sözleriyle ifade etti. Florent ayrıca, sırf Facebook listesinde yabancı arkadaşı olsun diye kendisine yaklaşanları da kitabın sonunda isim isim ifşa ederek bir nebze olsun rahatladığını söylemeden geçemedi.
Gençlere önemli uyarı
Her şeye rağmen çok güzel dostluklar kurduğunu da belirten Fransız yazar, "Ama o arkadaşlardan kız olanları bir süre sonra onlardan ayrı attığım her adım için bana hesap sorar oldular. Haber falan vermeden çat kapı ziyaretlerini, illa her haftasonu bir yerlere gidelim ısrarlarını, 'Bu akşam biraz yalnız kalmak istiyorum' deyince küsmelerini falan söylemeye bile gerek duymuyorum." derken erkek olanların da tahmin edileceği gibi er ya da geç eninde sonunda kendisine asıldıklarını ifade etti.
Florent, aynı fakülteden mezun olup, yediklerinin içtiklerinin ayrı gitmediği bir arkadaşı ile beraber giriştikleri iş macerasınının da sırf arkadaşının gösteriş merakı yüzünden hüsranla sonuçlandığını söylerek şöyle devam etti:
"Kitapta o konuya da bir tam bölüm ayrıdım. Ben 'Yahu bu ofisin kirası çok pahalı, bu kadar lüks mobilyalara ne gerek var' dedikçe bana 'Sen bilmezsin burada işler böyle yürür, zengin göstereceksin ki pazarlığı yüksekten açabilesin' diye cevap verdi. Heralde bi bildiği vardır diye sesimi çıkarmadım. Sonunda 4 ayda, ee nasıl diyorsunuz siz... Hah evet! Topu attık tabii..."
Arkadaşı yüzünden tüm birikimini birkaç ay içerisinde heba ettiğini ve parasızlıktan memleketine dahi dönemediğini söyleyen Lena Florent, iş kurmak isteyen gençlere "Aman diyim ortakla mortakla iş yapmayın" mesajını vermeyi de ihmal etmedi.
"Daha fazla zorlamanın alemi yok, olmuyor yani..."
Şimdilerde Maltepe'de bir mimarlık ofisinde çalıştığını ve her gün trafikte saatlerce yol gidip, ay sonunda da cüzi miktarda bir maaş aldığını dile getiren Lena Florent, "Artık buralarda yapamıyorum yani, olmuyor. Kötü burası, hakikaten inanılmaz içim sıkılıyor. Kimse alınmasın ama bizim oralar çok daha iyi yemin ediyorum..." ifadelerini kullanırken, gelecek için ne gibi planları olduğuna yönelik bir soruya karşılık, yazdığı kitaptan cebine güzel bir cukka indirebilirse derhal Lyon'a dönmek istediğini söyleyerek açıklamalarını sonlandırdı.
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et