İçindeki Eğitim Aşkıyla Üniversite Sınavına Giren Hikmet Gürbüz(61), Kötü Geçen Sınavın Ardından Tamirciye Çırak Verilme Tehdidiyle Karşı Karşıya
Yıllardır içinde ukte kalan, özlem duyduğu üniversite diplomasının hayaliyle emekliliğinin ardından dün 3. kez üniversite sınavına giren Hikmet Gürbüz (61), bir kez daha barajı geçememe tehlikesi ile karşı karşıya. Kötü geçen sınavın ardından Hikmet Bey'in ağzını bıçak açmazken, oğul Muzaffer Gürbüz "Kimse babama oku moku demedi ama madem bu yola başkoydun, biraz sorumluluk sahibi olur insan. Biz evlatları olarak kısıtlı imkanlarımızla elimizden geleni yaptık ama kimse kusura bakmasın, o paraları da sokaktan toplamıyoruz" diyerek, babalarının bu sene de bir yeri tutturamaması halinde, en azından dershane ve özel hoca masraflarını çıkarana kadar sanayiye çırak olarak verileceğini kesin olarak ifade etti.
Dershane öğretmenleri de şikayetçi
Kaç net yaptığını öğrenmek amacıyla sınavdan sonra ilk iş olarak dershanesine giden Hikmet Gürbüz, resmi olmayan kesin sonuçlara göre bu yıl da barajın altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Hikmet Bey'in üzüntüsüne karşın ortaya çıkan tablonun çok da şaşırtıcı olmadığını dile getiren öğretmenleri, "Beyefendi sürekli kantindeydi zaten. Ne kadar uyardıysak da dinletemedik. Kaç defa da merdiven boşluğunda gizli gizli sigara içerken yakaladık. Velisi olsa çağırıp söyleyecektik ama neticede 60 yaşında adam. İnsan velin gelsin demeye de utanıyor.." derlerken, kapalı yerde sigara içilmesi yüzünden dershane yönetimi olarak iki kez de ceza yediklerini söylediler.
"Okuyan nasıl okudu?!"
Bir tekstil atölyesinde ustabaşı olarak çalışan oğul Muzaffer Gürbüz (39), babasının tembelliğinden yaka silkerken, "Herkes doktor, mühendis, avukat olacak diye bir şey yok. Aha işte sanayi orada bekliyor, kendisi bilir valla. Okumayacaksa bizi hiç oyalamasın." sözleriyle artık sabrının tükendiğini ifade etti. Eşi Gülçin Hanım'ın da ne yazık ki babasını çok şımarttığını ifade eden Muzaffer Gürbüz, isyanını şöyle dile getirdi:"Emekli maaşı yokmuş gibi, bizden gizli cebine harçlık koymalar, aman ders çalışıyor diye odasına durmadan meyve soyup götürmeler... Yapma dedim buna bu kadar yüz verme dedim ama dinletemedim. Derslerimde lazım oluyor diye bize bilgisayar aldırttı, ne zaman gitsem Facebook açık. Ya oyun oynuyor ya Yılmaz Özdil yazısı paylaşıyor. Yılmaz'ı soracaklar çünkü ona sınavda, Fishville'i soracaklar. Dershaneye diye yolluyoruz, kim bilir nerelere gidiyor. Böyle talebelik olmaz. Okuyan nasıl okuyor? Onların canı yok mu?"
"İlla üniversiteye gitcem diye tutturdu"
Babalarından kesinlikle üniversite okuması gibi bir beklentilerinin olmadığını söyleyen evin küçük çocuğu Suna Gürbüz(34) de, abisini destekleyerek babası hakkında suçlayıcı ifadeler kullandı. Hikmet Bey'in emekli olduktan sonra "İlla üniversite okuycam" diye tutturduğunun altını çizen Suna Gürbüz, "Yok efendim, aslında lisede çok iyi öğrenciymiş de onun zamanında durumları olmadığı için okuyamamış, elinden bir tutan olsa yüksek tahsil yapabilirmiş falan filan. Yıllarca bizi bunlarla uyuttu. Neyse işte gördük, imkan olunca da ne olacağı ortaya çıktı" derken, şu saatten sonra en azından yaptıkları masrafların çıkması için babalarının da gereken özveriyi göstermek zorunda olduğunu vurguladı.
"Paragraf soruları çok uzundu"
Sınav sonrasında kendisine yöneltilen eleştirileri yanıtlayan Hikmet Gürbüz, çocuklarıyla göz göze gelmekten kaçınırken özellikle Türkçe paragraf sorularının uzunluğundan ve vakit yetiştirememekten yakındı. Aslında sınava bu sefer çok iyi hazırlandığını iddia eden Gürbüz, hem üzerindeki baskıdan dolayı heyecanına yenik düştüğünü, hem de yanına yakın gözlüğünü almamasından dolayı bir hayli güçlük çektiğini ayrıca zihin açması verilen şekerin de tansiyonunu yükselttiğini ifade etti. Tüm bunların dışında sınav sistemindeki aksaklıklara da değinen Gürbüz son olarak "Zaten bence insan hayatının üç saatlik bir sınavla belirlenmesi çok saçma." dedikten sonra hızlı adımlarla odasına çekildi.facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et