Eğitim Ortalaması Orta-1 Seviyesinde Olan Türkiye, Başkanlık Sisteminin Kuvvetler Ayrılığı Açısından İyi mi Kötü mü Olacağına Karar Vermeye Çalışacak
Yavaş yavaş tekrar gündeme gelen başkanlık sistemi ve anayasa tartışmaları, faaliyetlerini Ankara'da sürdüren "Ortalamanın Sesi İnisiyatifi"ni bir kez daha harekete geçirdi. Yüksel Caddesi'nde bir araya gelen yaklaşık 200 kişilik grup, yaptıkları basın açıklamasında başkanlık sistemi, parlamenter demokrasi ve kuvvetler ayrılığı gibi konular hakkında herhangi bir fikirlerinin olmadığının altını çizerken, "Yarın bir gün referandum diye gelip bu konuda da bizim karar vermemizi isteyeceksiniz. Güveniniz için gerçekten çok teşekkür ederiz ama neticede eğitim ortalaması orta 1 seviyesinde olan, Akasya Durağı'nın tekrarlarına bile reyting rekorları kırdıran insanlarız biz. Beklentiyi ona göre fazla yüksek tutmayın..." sözleriyle meclise net mesajlar iletti.
İnisiyatif sesini yükseltti
Kısa bir süre önce İmralı görüşmeleriyle ilgili olarak Başbakanlık binasının önünde düzenlediği "Ne konuşuyorsanız konuşun, biz karışmıyoruz" eylemiyle kamuoyunun gündemine gelen "Ortalamanın Sesi İnisiyatifi", bu kez de başkanlık sistemi ve yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili görüşlerini açıklamak üzere meydanlardaydı. Toplamda 150 bini aşkın kişi tarafından imzalanan yeni bir bildiriyle basın mensuplarının karşısına çıkan grubun en aktif isimlerinden Sami Dülgerli, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamalara göre ortalama eğitim seviyelerinin 6. sınıf düzeyinde olduğuna işaret ederken, bu şartlarda bu şartlarda 3-5-2 ve 4-4-2 dışında herhangi bir sistem tartışmasına girmelerinin mümkün olmadığının altını çizdi.
Sami Dülgerli'nin, "Bizden tam olarak ne bekleniyor, dışarıdan nasıl görünüyoruz bilmiyoruz ama içimizde anayasa hukuku bilenlerin sayısı sandığınızdan daha düşük olabilir. Hayır, neticede 6 sezondur Akasya Durağı'nın tekrarlarına bile reyting aldıran insanlarız biz. Oradan bir anlam çıkarın artık." diyerek kamuoyuyla paylaştığı bildiriden, öne çıkan bazı satır başları ise şu şekilde:
Bildiriden satır başları
"İşin aslı, esas korkumuz bu konunun dönüp dolaşıp bir şekilde yine bizim önümüze gelmesi. Geçen referandumda da aynı şeyi yaptınız, hiç anlamadığımız anayasa, yargı reformu falan gibi mevzuları getirip önümüze dayadınız. Neticede televizyondaki tartışmaları izleyip kimin sesi gür çıkıyorsa ona hak vererek oyumuzu kullandık ama neyi seçtiğimiz hakkında en ufak bir fikrimiz o zaman da yoktu, bugün de maalesef yok. Yarın bir gün bu yüzden ülkenin başına bir iş gelse biz vebal altında kalacağız. Yazıktır, günahtır bu insanlara bu kadar yüklenmeyin..."
"Biz size niye yolladık oraya? Nispeten okumuş, cebi para görmüş adamlarsınız kendi aranızda halledin böyle işleri diye. Ha oraya yollarken de bu adam Ankara'da bir işimiz olsa ona koşar mı, yarın öbür gün oğlana iş bulmak için araya torpil koyabilr miyiz temel olarak ona bakıyoruz zaten. "
"Başbakan kulağa daha havalı geliyor ama bilemiyoruz..."
"Ya bizim halimizden haberiniz yok, ya da sırf nezaket olsun diye gelip böyle konuları bize soruyorsunuz. Bakın eğer gerçekten öyle ise, inanın bu kadarına lüzum yok. Biz ne bilelim başkanlık sistemine geçince ne oluyo, şimdiki sistemden farkı ne... Neticede baktığımızda başbakan sıfatı, başkan'dan daha havalı duruyo gibi geliyo bize. Yani biz Sayın Erdoğan'ın yerinde olsak, başbakanlıkta ısrar ederdik ancak yine kendisi bilir tabii..."
"Eğer sırf bu tartışma ortamından hoşlanıyorsanız, ona da varız. Kısıtlı imkanlarımızla, işte günde kullandığımız toplam 30 kelime ile dilimiz döndüğünce tartışırız yine başkanlık mevzusunu. Bir taraf 'E kötü olsa, Amerika niye bu sistemle yönetilsin' der, ötekimiz 'Tayyip de iyice padişah olacak ha' der... Yine iyi kötü kendi içimizde karışırız ancak tüm bunları şöyle hakkını vererek yorumlamak için en azından biraz hukuk yalayıp yutmuş olmak lazım. Ne yazık ki, biz henüz Posta Gazetesi bulmaca eki aşamasındayız, daha o konulara gelmedik..."
"Size karşı da mahçup olmayalım diye bütün o tartışma programlarını izleyip bir şeyler anlamaya gayret ediyoruz ama inanın bir noktadan sonra uykumuz geliyor, sadece ağızları oynayan adamlar görüyoruz. Bazısı diğerinden daha çok bağırıyor biz genelde onu seviyoruz, 'bu heralde haklı ki sesi yüksek çıkıyor diyoruz' ama o kadar yani... Başkanlık veya değil... Ne sistemiyse artık onu yapın işte, biz bakıcaz duruma göre. Eğer vatan bölünmemişse, bir de dükkanımız iyi kötü kendini çeviriyorsa mesele yok, devam edin..."
"Takımlarımıza başarılar"
Konuşması sırasında sözleri sık sık kalabalığın alkış sesleri ve "Helal Sami Abi!" şeklindeki tezahüratlarıyla bölünen Sami Dülgerli, bildiriyi okumasının ardından bir süre daha basın mensuplarıyla başkanlık sistemi hakkında konuşmaya çalıştı. Çok sürmeden konunun futbol takımlarımızın Avrupa kupalarındaki eşleşmelerine geldiği konuşmada Dülgerli "Gördüğünüz gibi, biz iyi niyetle başkanlık sisteminden söz etmeye çalışsak bile ancak bu kadar elimizden gelmiyor. İlla bi sistem konuşacaksak 4-4-2 konuşalım, tandem konuşalım, onlara varız" derken, UEFA'da ve Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden ekiplerimize başarılar dilemeyi de ihmal etmedi.
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et