Alkol Yasağı Uygulaması İçin Örnek Gösterebileceği Batılı Ülke Bulamayan Hükümet, Nazi Almanyası Dönemini Mercek Altına Aldı
TBMM bünyesinde 9 yıldır başarıyla faaliyet gösteren “Temel hak ve özgürlükleri dini kurallar gereği kısıtlarken batılı ülkelerden örnekler bularak meşrulaştırma komisyonu”nun alkol yasağı başta olmak üzere sırada bekleyen diğer kısıtlamalar için güncel örnek arayışından henüz net bir sonuç çıkmazken gözler tarihi kaynaklara çevrilmiş durumda. Konuyla ilgili olarak komisyondan yapılan açıklamada, ABD’deki mormon toplulukları da dahil olmak üzere Türkiye’nin batısındaki tüm uygulamaların titiz bir incelemeden geçirildiği belirtilerek “Günümüzde buna benzer bir uygulamaya henüz ulaşamamış olsak da TBMM Genel Kurulu’na gelmeyi bekleyen birçok önemli yasaklamanın, tarz olarak Nazi Almanyası'yla sevindirici ölçüde benzerlikler taşıdığını farkettik. Artık en kötü ihtimalle oradan yürüycez. Neticede batıysa o da batı…” ifadelerine yer verildi.
ABD Umutları çabuk tükendi
Hükümet tarafından oluşturulan araştırma komisyonuna başkanlık eden AKP Manisa Milletvekili Necip Tarladan, yaptıkları incelemelerde özellikle alkol yasağına batılı bir ülkeden örnek teşkil edecek dayanağı bulmak üzere yaklaşık 3.5 aydır hummalı bir çalışma sürdürdüklerini kaydetti. “Alkol yasağı deyince akla gelen ilk ülke tabi 1920’lerin Amerikası oldu komisyonumuzda. Hatta Amerika sözcüğü bile bize ‘tamamdır bu iş oldu, özgürlükler ülkesinde bile yasaklanabiliyormuş görün işte’ dedirtti ama danışmanlarımız o dönem yasaktan sonra hem alkol tüketiminde hem suç oranında ciddi bir artış olduğunu söyleyince baya bir hayal kırıklığı yaşandı açıkçası. Kaçakçısı, mafyası, Al Capone'u derken koca ülke göz göre göre batıyormuş nerdeyse” diyen Tarladan, bu nedenle gözlerini Avrupa’ya çevirdiklerini iletti.
Naziliğin olumlu yönlerini örnek alacağız
“Tabii oralarda da 24 yaş sınırı, otoban üstündeki marketlerde satılamaması vs gibi işimize gelen bazı uygulamalar var ancak onların çoğunu zaten şu ana kadar kullanmışız. Onun dışında restoranda dışarıdan görülmeyecek şekilde içme, hiçbir şekilde reklamını yaptırmama, belediye başkanının isterse bütün şehirde alkolü yasaklayabilmesi gibi bizim hayal ettiğimiz boyutta bir uygulamayı maalesef günümüz Avrupası’nda bulamadık” sözleriyle sıkıntılı günler geçirdiklerini belirten Tarladan, en sonunda meseleyi daha geniş bir perspektiften ele alarak yalnızca alkolü değil topyekün bir takım şeyleri yasaklama gözüyle bakmayı denediklerini ekledi.
Tarladan, “Bizim açımızdan tam anlamıyla örnek bir ülkeyle işte bu bakış açısı sayesinde karşılaştık; 1930'ların 40'ların Almanyası... Şimdi böyle birden söyleyince bir tedirginlik yaratıyor biliyorum ama bu adamlar sadece soykırım yapmadı arkadaşlar; roket gibi otoban gibi güzel işler de yaptılar. O açıdan Naziliğin olumsuz taraflarını değil iyi yönlerini örnek alacağız. Mesela naapmış bu adamlar? Öyle direk alkol yasak falan dememiş. Belli bir takım uygulamalarla bunu halletmişler. Nedir? İşte diyelim ki bir toplama kampı yapıyorsun, oranın belli kuralları var, kamptan çıkabilenler alkolünü de alıyor, nasıl isterse öyle yaşıyor. Biz hükümetimize yakışır biçimde büyük düşünüp sadece belli bir alanı değil de bütün ülkeyi toplama kampı olarak ele alırsak bir çok sorun halloluyor. Sırf alkol yasasını değil, bundan sonra çıkarmak istediğimiz hemen her yasayı bir yerinden destekler” sözleriyle aradıkları ülkeyi sonunda bulmuş olabileceklerini belirtti.
B Planı hazır
Nazi Almanyası örneğinin tepkiye yol açması halinde B planı olarak "Şeriata göre yasak kardeşim işte" deyip işin içinden çıkma opsiyonunu da değerlendirdiklerini belirten komisyon başkanı: "Aslında niye bu kadar kasıyoruz, kendimizi kime şirin göstermeye çalışıyoruz hala anlamış değilim zaten. Farklı hayat tarzlarına, dünya görüşlerine saygı dönemini çoktan geride bırakmış olmamız lazımdı." derken hükümet olarak bu konuda biraz ürkek davranıyor olabileceklerini de samimiyetle itiraf etti.
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et