Göçmen Nefreti Eksikliğini de Suriyeliler Sayesinde Geride Bırakan Türkiye, Avrupa Birliği'ne Artık Bir Adım Daha Yakın
Sayıları 1 milyonu aşan Suriyeli göçmenlere karşı son aylarda gittikçe artan kitlesel şiddet olaylarıyla birlikte Türkiye, AB uyum sürecindeki maddelerden birini daha hayata geçirmenin gururunu yaşıyor. Cumhuriyet'in kuruluşundan beri batılı anlamda ilk göçmen sorununun da kendileri döneminde gerçekleştiğini ifade eden AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, "Çok şükür AB yolunda önemli bir eksikliğimizi daha gidermek bize nasip oldu. Bu süreçte taşın altına elini koymakla kalmayıp o taşla göçmenlerin camını çerçevesini da aşağı indiren tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum" derken, Avrupa'yla entegrasyon yolunda gereken adımların dün olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla atılacağını vurguladı.
AB yolunda dev adım
İç savaş sonrası Türkiye'ye sığınan Suriyeli mültecilere karşı gittikçe yükselen toplumsal öfke yavaş yavaş fiziksel saldırılara dönüşürken, tarihinde ilk kez göçmen sorunuyla karşı karşıya kalan Türkiye'de Avrupa'ya bir adım daha yakınlaşmanın coşkusu yaşanıyor. Suriyeli'lerin yoğun olarak bulunduğu Adana, G.Antep, Ş.Urfa, K.Maraş ve Hatay gibi illerin ardından geçtiğimiz günlerde İstanbul'da da öfkeli vatandaşlarca gerçekleştirilen saldırılar sonrası bir basın toplantısı düzenleyen AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, göçmen sorununun batılılaşma yolundaki önemine dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Gidin bakın Hollanda'ya, Almanya'ya, Fransa'ya... Avrupa ülkelerinin hepsinde var bu göçmen düşmanlığı. Gerçi onlar kendilerini ağırdan satıyor, yok kapıya işaret koymalar, yok gizli örgütler kurup sinsice kundaklamalar falan... Bizimkiler direkt ele sopayı alıp daldıkları için bazı konularda Avrupa'nın önüne geçtiğimizi bile açık yüreklilikle söyleyebilirim. Akdeniz insanının sıcak kanlılığını, Kuzey Avrupa'nın göçmen düşmanlığı ile buluşturarak kendi sentezimi yarattık. Bu da bizim AB'ye katacağımız zenginliğin açık bir göstergesi. Artık bundan sonra da bizim için kapıları açmayacaklarsa tekrar söylüyorum bu onların kaybıdır..."
Çavuşoğlu: "Geçmişte önemli fırsatlar kaçırıldı"
"Bakın bu göçmen işi, demokratikleşmeden, efendime söyliyim bireysel özgürlüklerden, eğitimden falan çok daha önemli bir konu. Demokrasiyi, özgürlüğü her zaman verirsin, 2 yasaya bakar. Ama göçmen öyle mi ya? Ha deyince göçmen bulamazsın, göçmen bulsan saldıran bulamazsın. O göçmenleri öyle bir yönetmen lazım ki halk onlardan onlar halktan tiksinsin" diyen Çavuşoğlu, hükümetin bu konuda yakaladığı başarının da göz ardı edilemeyeceğini ifade etti.
Çavuşoğlu, Suriyeli'lerin ihtiyaçları doğru dürüst karşılanmadan, herhangi bir denetim ve kontrol olmaksızın yüksek sayılar halinde şehirlere salınması, kayıtsız olarak çalışma ve iş yeri açmalarına izin verilmesi gibi önlemler sayesinde bir kaç yıl gibi kısa bir sürede sıfırdan göçmen düşmanlığı yaratıldığına işaret ederken, önceki hükümetler tarafından kaçırılan fırsatlara da şu sözlerle dikkat çekti.
"Irak'tan Kürtler geldi Saddam döneminde, değerlendirilemedi. Daha önceki yıllarda Kosova savaşı sırasında Bosna'dan Kosova'dan gelen mülteciler olmuştu. Bizim cahilliğimize, onların basiretsizliğine geldi. 89'da Bulgaristan'dan bir sürü gelen oldu. Gerçi bu sonuncular Balkan göçmeni olduğu için direkt havalıydılar da neyse, yine de becerikli bir hükümet onları da mesele haline getirebilirdi... İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yahudiler gelmiş bi grup... Bak, Yahudi diyorum ya. Bu işin tam olacağı kitle. Yok, CHP zihniyeti nedeniyle o tren de kaçmış. Ama biz kaçırmadık çok şükür. Yeni ve büyük Türkiye'ye yakışır biçimde kriz haline getirmeyi başardık. 'Göçmen sorunu' kalıp olarak da oldukça havalı bi kere. Üç kere üst üste 'Göçmen Sorunu dediğimde kendimi ABD senatörü Mc Kenzy gibi hissediyorum..."
Vatandaşlar memnun
Türkiye'nin batılı anlamda ilk göçmen sorunu ile ilgili olarak resmi açıklamalar bu yönde olurken, geçtiğimiz gün İstanbul İkitelli'de Suriyeliler'e yönelik saldırının ardından mikrofonlara konuşan bölge halkı da Türkiye'nin kısa sürede kat ettiği mesafede duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Konuyla ilgili olarak basına yansıyan görüşlerden bazıları şöyle:
Murat Elmacı (22, Öğrenci): "Buradakinin sonuna yetişebildim ama bayramdan önce memleketim K.Maraş'tayken esas şenlik nasip oldu. O gün Maraş, sanki Cezayirlere saldırıldığı günün Paris'i gibiydi, ne biliyim Türk evi yakılan Köln gibiydi. Ben o zaman anladım ki kafa olarak girdik aslında Avrupa Birliği'ne. Çok güzel, çok muazzam bir duygu..."
Tamer Korkmaz (59, Emekli): "Ben 18 yıl Almanya'da çalıştım, 97'de kesin dönüş yaptık. Oradayken bize yapılanları görür çok imrenirdim. Bir gün derdim bizim de böyle ezeceğimiz göçmenlerimiz olur mu acaba. Şimdi çok şükür o günler bitti. Almanya'da ne varsa vatanımızda da var..."
Süleyman Canıklıgil (47, Esnaf): "Şimdi tabi aslında ilk anda Avrupa Birliği olarak değil de, 'lan adam geldi bakkal açtı benim burda 20 yıllık müşterimi elimden alıyo' gibi bir görüşle daldım ben. Ama içimden hep devletime, milletime faydalı bir şey yapıyor olduğumu hissediyodum ne yalan söyliyim. Demek bundanmış..."
Erhan Koster (26, İşçi): "Konfeksiyon işçisiyim, elime ayda net 760 lira geçiyor. Eskiden 'kim bu işi benim elimden almaya çalışsın lan, bundan ucuza çalışan mı var' diye bir eziklik içindeyim. Geçen gün yarı fiyatımıza çalışamk için gelen Suriyelileri 'sttirin gidin lan ülkemizden' diye Avcılar'a kadar kovaladık arkadaşlarla. Resmen sınıf atladğımı hissettim o an. TC vatandaşı olmaktan bu kadar gurur duyduğum bir an olmadı..."
Fatma Curumoğlu (32, Ev hanımı): "Simdi Suriyeliler nedeniyle kiralar yükseldiği için biz buradaki evi boşaltıyoruz. Oturma iznimiz her yerde olucak di mi? Berlin, Londra falan bi fark yok diye biliyorum ben? ikinci sorum, vize için banka hesabında belli bir tutar istiyorlardı. Burda da belli bir Suriyeli dövme kotası, bir tutturulması gereken saldırı hedefi var mı?
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et