Vizyonda Bu Hafta: Özcan Deniz, Wachowski Biraderler ve Sünger Bop arasında zor bir seçim bizleri bekliyor...
Nasıl "Mart ayı dert ayı" ise Şubat ayı da festival-ödül ayıdır değerli okurlar. Sibel Kekilli'lerin, Olga Kurlylenko'ların kırmızı halıda süzülmesiyle Berlin Film Festivali'nin açılışı yapıldı daha yeni. "!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali" başladı başlayacak, birbirinden bağımsız filmler seni bekliyor. Oscar'ın "İngiliz İngilizcesi" versiyonu BAFTA Film Ödülleri "8 Şubat'ta sahiplerimi buluyorum" diye yerinde duramıyor. Meşhur Oscar'ımıza da kaldı 10-15 gün. Bu süreçte öğrenebildiğin kadar film ismi öğrenmeye bak, ortamlarda yaramazsa sessiz sinema oynarken kullanırsın.
Dönüp dolaşıp vizyona gelirsek:
Sevimli Tehlikeli – Yerli... İki kelime... Buldum: Güçlü Şirin!
Özcan Deniz, klip ve dizilerinin çekim aralarında "Nasıl kullanılıyor bu" diye kamerayı karıştırırken birden kendisini yönetmen olarak buluvermiş, ilk üç filminin başrollerini de kendisiyle paylaşmıştı. Zira daşşaklı cool yönetmenlerin (Örn. Hitchcock, Tarantino) yaptığı gibi filminin minnak bir yerinde gözükmeyi yeterli bulmuyor (bkz: cameo), "İlle de her sahnede olayım, 13-19 yaş arası genç kadınların karizmatik ve duygusal prensi olayım" istiyordu. Ancak bu kez değiştirmiş tarzını, ilkelerinden kocaman bir taviz vererek kendisini oynatmamış.
- Kamera taşıyan kaslı erkek rolü verdim kendime...
Kahramanımız, Zarok isimli iyi niyetli bir it-kopuk. Zarok küçükken kötü adamlara uyarak Zeliş’i ailesinden kaçırıp kötülere teslim etmiş. Aradan geçen yıllarda küçük çaplı serseriliklerle oyalanan Zarok, bir gün Zeliş'i buluyor. Zeliş, Zarok'u görür görmez aşık oluveriyor ama başrol kadın oyuncumuz aynı zamanda yönetmenin yavuklusu da olduğu için herifle hiç öpüşemiyor (aaa). Bu arada Zeliş’i iğrenç çıkarları için kullanmak isteyen puşt bir emniyet müdürü (yakışır abime) peşlerine düşüyor. Derken bu masalsı filmin çıtkırıldım prensesi, garibim Zeliş, Zarok'unun peşinde oradan oraya savruluyor (çok fazla Zarok-Zeliş deyince anlamsızlaşıyor, deneyin siz de).
- Önce ben gördüm o pembe sütyeni!
Filmin ayrıntılı çözümlemesi: Kamera arkasında bile sürekli kişisel gelişim kitabı okuyarak şınav çeken Özcan Deniz, içindeki değişim canavarını filmi çekme sürecinde de durduramamış. Film çizgi roman gibi başlıyor, müzikli Bollywood filmi olarak devam ediyor, hooop birden Hollywood aksiyonu oluyor, ortalık durulunca da ağlamalı dram...
Puan: 60 (Aslında 90’dı ama aksiyondan dağıldı biraz)
Jüpiter Yükseliyor (Jupiter Ascending) – Bu hafta gezegeninizin etkisiyle kendinizi seçilmiş kişi hissedeceksiniz
Matrix sersinin yönetmenleri Wachowski Kardeşler çekti bunu da (yalnız ne ekmeğini yediler şu serinin ha). Sinema tarzları “dövüşlü felsefe” olarak özetlenebilecek bu kardeşlerin en önemli özelliği, filmlerinde en az bir seçilmiş kişi kullanmaları. Matrix’te seçilmiş kişi havada karada dövüşen Neo’ydu, Bulut Atlası’nda da doğuştan 'seçilmiş kişi lekesi'ne sahip kişiler kötü güçlerle savaşıyordu. Bu filmde de genç ve güzel bir seçilmiş kişimiz var. Babası Kozmos dizisi fanıymış, ondan Jüpiter koymuş ismini...
Mr. Spak’tan beri kepçe kulaklı uzaylı... Bravo!
Wachowski Kardeşler bu sefer nasıl bir felsefi alt metin hazırlamışlar bize?
"Filler tepişirken çimenler ezilir" gibi bir şey. Biz böyle anladık yani... Dünya'da hizmetçilik yapan Jüpiter'e durduk yere "evreni kurtarma kraliçesi" görevi veriliyor. Caine isimli melez bir uzay yakışıklısı ise bizim kızı evreni yöneten kötü güçlerden kurtarma görevinde (yerçekimsiz ortamda romantik seks). Kız, yaklaşan genel uzay seçimleriyle beraber başkanlık sistemine geçmek isteyen egoist bir manyak tarafından öldürülmek isteniyor. Uzayda çeşit çeşit entrikalar döndüğü sırada Dünya'dakiler de sömürülüyor, olan yine dar gelirli vatandaşa oluyor.
- Uçarak topuğa sıkma hareketi!
Uyarı: Filmi 3D izlerken fazlaca görsel efektli aksiyon basıncına uğrayacaksınız. Çıkışta vurgun yememek için salondan yavaş yavaş ayrılmanız ve bir süre 3D gözlüğüyle kalmanız tavsiye edilir.
Puan: Uzayda 55, Dünya'da 45
Sünger Bob Kare Pantolon (The Sponge Bob: Sponge Out Of Water) – Scotch Brite tiplinin 3 boyutlu animasyonu
Biz yetişkinlerin de "Şimdi çoluk çocuk derler" diye 16 yıldır gizli gizli izlediği Sünger Bob çizgi dizisini 3 boyutlu güzel bir animasyon yapmışlar. Şapşik karakterlerimiz kasabaları Bikini Bottom'u kurtarmak için süper kahramana dönüşüp Burger-Beard'a karşı mücadele ediyorlar. Demek ki neymiiiiişş? İlk önce kendimizi, sonra ailemizi, sonra da dünyayı kurtaracakmışız. Ama önce önümüzdeki yemeği bitirmemiz ve ödevlerimizi yapmamız lazım tabi.
Puan: Suda 65, karada 75
Eveet, kaliteli olduğu için çok az yerde vizyona giren 3 filmimiz daha var. 2’şer cümleyle neymişler bakalım:
Yaban (Wild): Ulan aslında filmin hikayesi daha derin ama isim benzerliği kurbanı işte! İnsanın aklına ister istemez Kadir İnanır’ın Yaban filmi geliyor da istemeden bi' gülüveriyor. O değil de Gülşen Bubikoğlu ne güzel kadın ya...
Özgürlük Yürüyüşü(Selma): “I have a dream” sözüyle saygımızı kazanmış, duvarlarımıza poster olmuş, siyahi hakları için ABD'de mücadele vermiş Martin Luther King’in hayatından bir kesit. Olay tam 50 sene önce yapılmış özgürlük yürüyüşü etrafında dönüyor. Syriza’nın iktidar olduğu, Yunan Maliye Bakanının önüne gelene posta koyarak "Canımızı mı alcaksın, ödemiyoruz!" dediği bir ortamda güzel gidiyor. "Her Biji Selahattin!"...
Turist: Orijinal ismi Force Majoure olan film, filmin olayını anlamayan sığırlar tarafından Turist diye çevrilmiş. Filmde, çığ tehlikesi karşısında çoluğunu çocuğunu bırakıp kaçan bir adamın cibiliyetsizliği, toplumsal cinsiyet rolleri ve aile ilişkileri sorgulanıyor. Bu arada "Force Majoure" ismiyle bize ne anlatılmak istendiğini bulursanız haftaya bu köşeye vesikalık fotoğrafınızı koyacağız.
- BİTTİ (Tatil de bitti. Çocukları alalım lütfen sinemalardan) -
(murat dural Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et