Vizyonda Bu Hafta: Tom Cruise uçak kanatlarında koşuyor, AKP darbe mağduru oluyor (Bazı şeyler hiç değişmiyor)
Memleketin her anlamda cayır cayır yandığı, sıcaklığın gölgede 35, vantilatör döndüğünde 30 derece olduğu bir haftadan herkese merhaba. Bu ortamda Görevimiz Tehlike'deki Tom Cruise'un arkasına takılıp uçak kanadında, motosiklet üstünde serinlemek mümkün. Eğer gündemden hiç ama hiç haberin yoksa, AKP'nin son filmi Darbe'yi izleyip "Ohh, çözüm süreci varmış" şeklinde içinin serinlemesi de olası. Ayrıca "Ay olmuş ağustos ben tatile gidemedim" diyorsan, 140 dakika kesintisiz Berlin sokakları izleten bir Victoria filmi de müessesemizden hediye...
Geçelim bol klimalı filmlerimize:
Görevimiz Tehlike 5 (Mission: Impossible - Rogue Nation) - Görevimiz tehlike diye diye bir kuşağı gömdü adam...
Rahat 3-4 kuşağın bildiği, ıslıkla füyt füyt füytfüyt diye müziğini çalabildiği bir seri bu Görevimiz Tehlike. Dizisinin bölümleri, 70'ler ve 80'lerde, o zamanın Torent'i olan TRT'ye düşmüştü. 90'lardan başlayarak 4 tane de filmini çektiler. Şimdi, hazır Tom Cruise'un eli ayağı tutuyorken 5. filmle karşımızdalar. Bu sefer ajanlarımız ABD istihbarat kurumlarının kapışmalarının ortasına düştü. Yenen, İngiliz istihbaratıyla kapışacak.
İşte, M:I-5 şeklinde, afillice kısaltabileceğimiz yeni filmin fragmanı:
N'oluyor?
Formunu sigara içmemesine, sürekli koşmasına, barfiks çekmesine ve bir dönem göbek bağı yemesine borçlu olan Tom Cruise, serinin bu bölümünde de yerinde duramıyor: Dünyayı gezip çatılara zıplıyor. Örgütünün adı IMF (Yunanistan batıranı değil ama, açılımı Impossible Mission Force imiş)... Örgüt üyeleri Tom Cruise'dan, onun bilgisayar bilen yancılarından ve bir adet organizatörden oluşuyor. CIA, artık kıskandığından mı nedir, bu örgütü feshetmek istiyor ve çıkıyor Anayasa Mahkemesi'ne. Tom ise fena halde içerliyor bu duruma, kendisini havada-karada-suda ispatlama girişimlerine başlıyor.
-Biraz esince rahatladı sanki...
Filmin entrikası da bol: Meğer bu IMF, Sendika isimli uluslararası manyak bir örgütle mücadele ediyormuş. Bunu kalın kafalı CIA'cilere anlatamıyorsun tabii: "Sendika.Org'u mu diyon sen, onu kapattılar ya oğlum, VPN'yle giriyor millet" diyorlar. Derken olaylar karışıyor: Serbest ajanlar, İngiliz-ABD istihbaratları, Tom ve yancıları, Sendika'cı kötü adam arasında bir entrika beşgeni oluşuyor. N'apıp n'edip bu işin içinden çıkmamız gerek...
-Ulan Sendika Mendika ayağına nasıl güvencesiz çalışıyoruz belli değil...
Başka ne var?
Sonra bir kadın görüyorum. Bak görüyor musun şurda, hemen filmin başında. O kadın Tom Cruise'un hayatını bayâ bi' kurtaracak, ölümlerden dönderecek. Klasik aksiyonlardaki gibi kahraman yancısı bir kadın değil; yetenekli, etik sahibi ve özgüvenli... Lakin, kendisi Tom Cruise kadar görev aşığı bir hıyar da değil. Sürekli adrenalin peşiinde koşan Tom'a "Bırak bu işleri de M:I-5 diye bir Cafe Bistro açalım, sırf mekanın ismi EmAyFayv olarak okunduğu için bir sürü insan gelir" diye aklına girmeye çalışıyor ama nafile...
- Bu benim tarzım!
Filmden ayrıntı: Tamam serinin nostaljisine saygı duyalım iyi hoş da, şu başkasının kılığına girmek için maske takma olayından hepimize gına gelmedi mi? Erkekseler maskelerini çıkarıp öyle gelsinler ya (Türk istihbaratı stratejisi)...
Neyse, gerisi spoiler'a girer, kendin izle öğren... Aman dikkat et, 130 dakikalık aksiyon içinde kendini çok yorma...
Puan: 53 (yaşında ya... Mangalda tavuk kanadı çevirmesi gerekirken uçak kanadı üzerinde koşuyor adam)...
Victoria - Kesintisiz Berlin Qeyfi...
Victora, İspanyol güzeli bir kadın, Avrupalı rahatlığında bir genç. Sabahlara kadar tek başına eğlenebilmesiyle, serseri erkekli ortamlara dalabilmesiyle medeni cesaret fışkırıyor. Aynı zamanda piyano eğitimi de var, maşallah kızımıza, her şeyiyle bir Avrupalı...
İşte bu Victoria, bir gece bir Berlin kulübünde eğlenirken Gezegen, Boksör, Haylaz ve Topuk lakaplarına sahip olan, dört kişilik bir serserinin içine girer ve macera da başlar. Ama nasıl bir macera... Film tek plan: 140 dakika boyunca kesme yok, sahneleri bağlama yok, kesintisiz çalışıyor kamera. Sanki altıncı kişi bizmişiz de, grubun en eziği olduğumuz için video çekme görevini bize vermişler. Şaşırıyoruz tabii: Selfie çekinirken bile ağzımızı burnumuzu yamultmadan duramıyoruz ya, nasıl olur?
-Bi' de şeyi anlatayım: Geçen 180 dakika bi' tek plan yaptık arkadaşlarla...
Filmden notlar: Senaryo daha çok doğaçlamaya dayanmış, zaten 12 A4'den oluşan (biri kapaktır zaten) senaryosu varmış filmin. Yönetmen, filmi üçüncü denemesinde çekebilmiş. Şüphesiz bi' kaç kere daha çekemeseydi "S.kerim tek planını, yükleyin şu Premiere'i. Yaz dizisi kurgusuyla devam edicem artık," demesi muhtemeldi ama şükür tamamlayabilmiş.
Velhasıl piyano çalan naif Victora'mızı banka soygununda, polislerden kaçarken, ekibi organize ederken görüyoruz ilerleyen dakikalarda. "Eee hani piyano" diyoruz, "Shut up" diyor, İspanyol İngilizcesiyle. Neyse sağol Victora, beraber sabahlamış kadar olduk seninle... Ne geceydi be...
-Arkadaş, sabahı ettik, hala enerjik kız... Ne yediriyorlar buna?
Puan: 85 (Sen ne kadar kesmesiz film yaparsan yap, eleştirmen dediğin puan keser)...
Kod Adı K.O.Z., Bizim Hikaye gibi kötüler kötüsü filmlerden sonra hala film çekmeye kararlı bir tayfa var sırada:
Darbe - Barajı geçince kendini imha eden film
Oh, ne güzel dünya be: Bombalayan da sen ol, mağdur da sen ol, sarayda da sen kal, kahramanlık da sana kalsın. Hepsi sen ol sarayını sattığım. Bak sinirden ellerim titriyor bak... Nasıl sinirlenmeyelim, oy kaybedince "skerim sürecini de barışını da" diyip sanki elindeki boncuk tabancasıymış gibi oraya buraya saldıran adamlardan barış güvercini yapmışlar, film diye koymuşlar...
Neyse ben sinema yazarlığıma döneyim: Çakma bi' Mission Impossible elemanı var, bizim aksiyonsuz istihbaratın başında duruyor. Elin heyecanlı istihbaratı gibi değil bu, sıkıcı. Kurtlar Vadisi tadında mırımmırım konuşuyorlar. Hikaye ise Cemaat ile AKP'nin ilk bozuştuğu 7 Şubat 2012'deki MİT krizi ve paralellere karşı çözüm süreci savunma oyunu... Cansel Elçin oynuyor yine, Hatırla Sevgili'deki solcu avukattan sonra iyice AKP'nin reklam oyuncusu oldu ya o da... neyse... bize düşmez.
-Şimdi Canselciğimk, 2 numaralı mağduriyet bakışını atarak içeri giriyorsun ve atarlanıyorsun...
Yattaki dış mihraklar ve ense
Filmin dili Bilal'e anlatır gibi anlatmak. Hedef kitlesi, ilçe başkanlıklarından kaldırılan zorunlu otobüsler. Temel mesajlarını ise şöyle özetleyebiliriz:
- Filmin anti-kahramanları yine dış mihrak. Bunlar yatta gününü gün ederken bozuk bir Türkçeyle (Dış Mihrak Türkçesi) ülkeyi karıştırmaya çalışıyor. Demek ki yat önemli...
- İlk defa bir filmde Abdullah Öcalan'ı görüyoruz, ama ensesinden. O da RTE gibi bir ense olarak karşımıza çıkıyor filmde. Anlıyoruz ki önemli kararlar veren adamlar ensesinden gösterilmeli. Ense de önemli...
- Çözüm süreciyle ilgili önemli belgelerin bulunduğu çantayı, bildiğin kapkaç yaparcasına çalıveriyor paralelci bir genç kadın... Bu dakikadan sonra Kemal Sunal ve Şevket Altuğ'un bavul yürütmeli filmi Tokatçı ciddiyetine kadar iniyoruz. Bavul çok önemli...
Başbakanın telefonu dinleyen bavulcu paraleller (temsili)
Filmin gizemi: Filmin bitirme jeneriğinde senaryoyu Deniz K.'nın yazdığını öğreniyoruz. Kim bu Deniz K., hem takma isim koyup hem soyadını neden kısaltmışlar belli değil... Fuat Avni'nin AKP versiyonu gibi (bkz. "Mağdur olanlardanız")
Director's cut version: "4 kişi gönderirim, 8 füze attırırım"...
Puan: 02 (Filmi IMDB'ye girince Bottom 100'de görmek isteriz)...
Neyse iyi filmlerden devam edelim, kısa kısa geçelim:
Yeni Kız Arkadaşım (Une Nouvelle Amie) - Fransız sinemasında bu hafta trans bireyleri işliyoruz...
Français Ozon filmin yönetmeni: 17 senede 15. filmini çekmiş, onlarca ödül almış da doymamış, farklı filmlerin aykırı adamı... Eşcinsel yönetmen, bu son filminde trans bireylerin iç dünyasına sokuyor bizi. Filmde çok iyi arkadaş olan iki kadın var ve bunlardan biri maalesef hayatını kaybediyor. Çocukla bir başına kalan kocası ise meğer trans bireymiş, çocuğa annesinin kıyafetleriyle bakmaya başlıyor. Ölen eşinin kankisi adamla dostluk kuruyor ama bir yandan da "Kocama yavşamasın şimdi bu" diye paranoyaya düşüyor...
Derin bir konu, katmanlı bir senaryo, sağlam bir film. Ayrıca, bu yönetmenin 8 Kadın filmini de öneririm. Kadına yönelik şiddet ortamında, burnuna feminist güzel kokular gelsin diye...
Puan: Ödüllü Fransız yönetmen görünce dayanamama 88'i
While We're Young - Sen benim gençliğimi görecektin...
Roman gibi, novella gibi senaryosu var filmin. Sekmiyor, dağılmıyor... Fazlaca sempatik suratıyla kendini izleten oyuncu Ben Stiller'ın başarılı ve tıkanık bir belgeselciyi oynadığı film, iki çift üzerinden kuşak çatışması anlatıyor bize. İş etiği, evlilik sıradanlığı ve idealist hayat görüşü sorgulatıyor. Senaryosunda komik komik ayrıntılar da var, güzel izletiyor kendisini.
Filmden ayrıntı: Bizim tıkanık belgeselci Ben Stiller'ın filmde çekmek istediği politik ABD belgeselinde Türk siyasetine dair bölümleri atmaya karar vermeleri... "Bi' yolunu bulup buradan da atsak iyi olurmuş" dedirtiyor...
Puan: Temizinden 70
Kahraman Miçolar (Ooops! Noah Is Gone...) - Hayvancıkları bırakıp Tufan'a giden hayırsız Nuh
Hikayeyi biliyorsun: insanlar delirince Tufan olur (olsa da serinlesek), Nuh da bir gemi yapıp insanları toplar, hayvancıklardan da birer çift alıp koyar gemiye. Bu animasyonumuzda da, alınan hayvan listelerinde adını göremeyen iki şirin kahramanımızın macerasını izliyoruz. Bunlar çok sakar bir türe mensup oldukları için tınlanmıyorlar, yazık. Bi' ara "Keşke gemide çalışan teyzeoğlundan torpil yaptırsaydık" diye düşünüyorlarsa da vakit yakınma vakti değil. Onlar da bir gemi yapacak ve ormandaki diğer gemisizlerle beraber kurtulacak. Hadi inşallah yavrum.
Puan: Kahraman çocuk 60'ı...
SONUÇ - İki salon arasında durunca cereyan yapıyor mu?
Görevimiz Tehlike 5, bir filmden sadece eğlence bekliyorsak (çünkü alt metin terletir) keyifli keyifli izlenebilir bir yapım. Bunun dışında memleketine festival ya da Başka Sinema uğramamış ortamlarda festival filmi primi yapmak için güzel yapımlarımız var: Victoria ve Yeni Kız Arkadaşım... Sıcaktan sevişmenin bile zor olduğu sevgilinle takılmalık ise While We're Young mevcut, klimalı, vantilatörlü, cereyanlı bir ortamda izleyiver. Çocuğun varsa da şu üstteki salak kahramanlara, Kahraman Miçolar'a götür, sen de bir küsür saat sabret artık. Yapmadan düşünecektin onu...
-BİTTİ (Yaz da bitmelik oldu. Memleketi pause yapıp bir tatile çıksak ne güzel olur)-
(murat dural Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et