Referandum Döneminin Yıldız İsmi, Anayasa Hukukçusu Saim Gürler, Basının İlgisizliğinden Şikayetçi
Türkiye'nin gündemini uzunca süre meşgul eden 12 Eylül Referandumu'nun öncesinde yazılı ve görsel medyada sık sık boy gösteren Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Saim Gürler, şimdilerde kapısını çalan hiç kimse olmadığını belirterek medyanın vefasızlığından yakındı.
Referandum öncesi yazılı ve görsel basında defalarca görüşlerine başvurulan emektar hukukçu, bugünlerde gözlerden uzak bir yaşam sürüyor. İki göz odasında eski programların kayıtlarını defalarca izleyerek yaşama tutunmaya çalışan Gürler, o eski parlak günlerini özlemle anıyor.
Vefa: Sadece bir semt adı
"Ne diyebilirim ki... Kimsenin bizi paylaşamadığı çok güzel günlerdi..." diyor Gürler, gözleri rafta Ali Kırca'yla çekilmiş bir fotoğrafa dalarak. Habertürk kanalında 3 gün boyunca mahsur kaldığı zamanlar olmuş ihtiyar hukukçunun. Hasta taklidi yaparak ambulansla nasıl kaçtığını gülerek anlatıyor bize. Sonra birden hüzün çöküyor yüzüne, "O zamanlar evimizden şoförle bizi aldıranlar, kulislere sepet sepet çiçek yollayanlar şimdi neredeler? Referandumdan sonra bir kez bile olsun halimizi hatırımızı sormadılar. Tabii o şaşaalı günlerin bir gün biteceğini de içten içe biliyorduk ama yine de ne bileyim insan işte, çabuk alışıyor şöhrete, ilgiye. Hep öyle kalacak sanıyor..."
Arada bir yine o dönemin yıldız isimlerinden Fethi Arif İncesoy ve İlhan Sözkesen'le bir araya geldiklerinden bahsediyor bize. "Evde kendi imkanlarımızla bir masanın etrafında oturup anayasa tartışıyoruz. Bir de küçük el kameramız var, onu da koyuyoruz karşıya. Aynı tadı vermiyor gerçi ama işte bir avuntudur ne de olsa..." derken, bütün anayasa hukukçularının kendisi kadar şanslı olmadığından da dem vuruyor.
"Bizim kadar dirayetli olmayan birçok dostumuz, eski parlak günlerine kavuşmak için televizyon kanallarına zorla girmeye çalışırken güvenlik tarafından yaka paça dışarı atılıyorlar. Buna rağmen kanalların önüne masa, sandalye atıp anayasa tartışmalarını hala orada sürdürmeye çalışanlar var. Bazıları Yenikapı sahilinde surların oraya kadar düştü. Şarapçılarla referandumun sonuçlarını tartışıyorlar. Hadi onlar neyse, Flash TV'ye çıkıp yarışma programlarında jürilik yapan arkadaşlarımız dahi var. Devlet bu insanlara sahip çıksın artık..."
Yiğit Bulut, sık sık moral veriyor
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın "Anayasa'nın ilk 3 maddesinde de değişiklik yapılabilir" açıklaması ile bir ara umutlandıklarını ancak bir iki kısa telefon bağlantısı ile yetindiklerini söyleyen Prof. Dr. Saim Gürler'i, eski günlerden sadece ünlü televizyoncu Yiğit Bulut arıyormuş.
"Sağolsun Yiğit Bey, içlerinde en vefalı o çıktı. Beraber geçirdiğimiz o uzun saatleri asla unutmadı. En umutsuz, en yalnız olduğumuz zamanlarda bizi arayıp, 'Ne güzel oldu ya yeni anayasa değil mi? Merak etmeyin, bu daha çok değişir.' diyor. 'Söz hocam, bir dahaki anayasa değişikliğinde sizin cenazeyi canlı yayından kaldırana kadar program yapıcaz.' diye de takılıyor bana arada. Latife ediyor... Sanıyorum..."
Saim hocanın sitemlerinden basın olduğu kadar sokaktaki vatandaş da nasibini alıyor. "Referanduma kadar yolda yakaladıklarında dahi anayasa maddesi soran, elimizi öpmek için sıraya giren onca insan, seçimden sonra yolda görse selam vermez oldu." diyor. Bize dönüyor sonra, "Ya hazır bulmuşken sizinle biraz konuşalım çocuklar. 24. maddedeki değişiklik memurların sendikal hakları..." diye başlayacak oluyor söze. Belli ki esir alacak bizi yaşlı çınar. "Amca biz anlamıyoruz o işlerden. Bilen birilerini yollayalım sana" diyerek müsaadesini istiyoruz...
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et