Yatırımlarıyla Parasına Para Katan Milli Piyango Talihlisi, Basının İlgisizliğinden Şikayetçi
Edirne’de 8 yıl önce Milli Piyango’dan büyük ikramiyeyi kazanmasının ardından bugüne kadar yaptığı yatırımlarla servetini bir hayli artıran Akın Telkuş, basından beklediği ilgiyi göremediğini belirterek yaşadığı hayal kırıklığını anlattı. Büyük ikramiye ile beraber adeta şeytanın bacağını kırdığını ve çok şükür bugüne kadar her şeyin istediği gibi gittiğini ifade eden Telkuş, "Gündeme gelmek için illa aç mı kalmam lazım?" diyerek medya mensuplarına sitemde bulundu.
2002 senesindeki yılbaşı çekilişinde büyük ikramiyeyi kazanan 4 talihliden biri olan Akın Telkuş, zengin olduktan sonra ilk iş olarak eski eşini kapının önüne koyduğunu ve şimdiki eşi Reyhan Hanım'la karşılaşıncaya dek parasını barlarda, pavyonlarda yediğini büyük bir açık yüreklilikle itiraf etti. Eli para gördükten sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını, aksine çok daha iyi olduğunu kaydeden Telkuş, adeta bir masal gibi geçen başarı ve sefahat dolu yıllarını şu sözlerle anlattı:
Para onu değiştirmedi
"Tabii şimdi piyangodan kazandığım 2 trilyon lira komik bir rakam benim için ama ne yalan söyleyeyim, o zaman çok büyük para gibi gelmişti. Fakat yine de para gelince çok fazla değiştiğimi de söyleyemem; zaten keyfime düşkün adamdım. Epeydir o zamanki eşimi postalamak da vardı kafamda, piyango o süreci biraz hızlandırdı sadece. Hanımı boşayınca artık rahat rahat içip, gezebilirdim; ki öyle de yaptım. Baya bir süre, pavyon, bar, kumar derken şahane dalgama baktım. Fakat kardeşim nasıl bereketli bir paraysa artık ye ye bitmedi mübarek. Sonra da bir gece kulübünde Reyhan'la karşılaştım. Kaç zamandır aradığım aşkı, kadını sonunda bulmuştum. Gerçi evliyken de birkaç kez beraber olmuştuk ama epeydir ulaşamıyordum kendisine. Neyse ki, artık aramızda bir engel kalmamıştı..."
İşler tıkırında
Reyhan Hanım'la evlendikten sonra artık uslandığını ve biricik eşinin isteği ile tekrar çalışmaya başladığını kaydeden şanslı milyoner sözlerine, "Öncelikle al-sat yapmak için küçük bir ofis kiraladım. Orda, burda ucuza ev, arsa kovalamaktı niyetim ama artık nasıl bir bal varsa üç kuruşa aldığım gayrimenkul 1 ayda 10 katı değerleniyordu. Zerre iş yapmadan, sırf iki ilan vererek para kazanmak bir süre sonra canımı sıkınca işleri büyüteyim madem dedim. Önce bir playstation kafe, sonra simit sarayı, en sonunda da baskılı tişört işine girdikten sonra gerisi çorap söküğü gibi geldi. Ne olduğunu anlayamadan, vergi rekortmenleri listesine girdim. Derlerdi de inanmazdım; para parayı çekiyormuş gerçekten..." şeklinde devam etti.
Aradan geçen 8 yıl içerisinde tanıdığı, tanımadığı birçok akrabasının karşısına çıktığını da dile getiren Telkuş, "Sağolsunlar akrabalarım bana gerçek sevginin ne olduğunu gösterdiler. Onlarla adeta büyük bir aile olduk. Tabii ben de hepsine özellikle maddi açıdan yardımcı olmaya çalıştım; ancak elbette senetini, sepetini yapmak koşuluyla... İş ayrı, akrabalık ayrı" dedi ve ekledi: "Bakın mesela öz dayıma geçen sene yüklü miktarda borç vermiştim. Vadesi geldi, para yok ortada. Tak koydum hacizi, aldım elinde avucunda ne varsa. Ödeseydi o da, bana ne..."
Açıklamalarının sonunda basına sitem etmeyi de ihmal etmeyen Telkuş, "İlla yani bir düşkünler evinde 'Keşke piyango bana çıkmasaydı. O paranın zerrece hayrını göremedim' diye iki göz iki çeşme demeç vermem mi gerekiyordu? Hikayeyse buyurun benimki de mis gibi hikaye. Yıllardır bekliyorum bir gazete de benden bahsetsin ama baktım gelen giden yok o zaman buyurun ben de parasıyla kendi haberimi yayınlatıyorum. Hem de manşetten anasınısatiym..." diyerek daha önce anlaştığımız 20.000 TL'lik çeki muhabirimize takdim etti.
(s_freud Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et