Ünlü Veya Yarı Ünlünün En Yakınındaki Karakterin Hayata Tutunma Kılavuzu
90’lı yılların ortalarına kadar Türkiye’de “ünlü” diye Zeki Müren, Kadir İnanır, Müjde Ar, Tanju Çolak filan gibi ne iş yaptığı belli, ulaşılması zor kişileri bilirdik.
O yıllardan bugüne ise ülkemizde net bir şekilde ünsüz, HİÇBİR şöhrete sahip olmayan ancak % 6’lık bir azınlık kaldı. Bunun dışındaki kitlenin tamamı; megastar, tam ünlü, yarı ünlü, çeyrek aşina, üçüncü dereceden tanıdık gibi kategoriler şeklinde belli bir şöhrete erişti.
Bunun sosyolojik, psikolojik sebepleri, internetin etkisiydi şuydu buydu, onlar başka bir incelemenin konusu. Bu çalışmanın özü ise azınlığa mensup kişinin, yakın arkadaşlık ettiği (her türden) ünlünün yanındaki pozisyonu ve hayata tutunmak için yapması gerekenler...
1- Eşkal benzeşmesi
Gözlemlenen ilk belirti budur. Ünlü arkadaşı, ünlüye dönüşür. Aynı sakalla gezen üç erkek, aynı bereyle takılan beş erkek, aynı kızıl saçlı sekiz kız, aynı komik tişörtler. En epidemik olan ise deri ceket tabii ki. Ancak ünlü Bentley’le gezerken en fazla Vespa’yla gezen kişi rotasını “İstanbul trafiğinde araba alacak kadar deli değilim ahaha”ya çevirmiştir bile.
Kastettiğimiz tam bu değil aslında ama anladınız işte...
2- Çok sert ve sıkı duruş
Ünlü ve birinci derece hısımlarının güldüğü, hatta kahkaha attığı magazin karelerinde, kadrajda çeneleri sıkılı olarak yer alan en az bir karanlık figür de göze çarpar. İşte bu harekete “konumlama sıkışı” denir. “Ben kimim ve hasbelkader bulunduğum bu kafede ne yapıyorum” sorusu beyin çeperlerine çarptıkça çene kaslarında gerilme yapar. Tedavisi ünlü ile ilişkiyi kesmek ya da bir şekilde ünlü olmaktır.
- Let's get the hell out of here!
3- Televizyon karşısında gıdır gıdır
Kalabalık bir grupla birlikte evde televizyon karşısına geçilmiş ve tembelce zap yapılıyorken, bir kişinin terlediğini, sık sık yutkunduğunu ve öksürdüğünü hissederseniz “Şu dizide kalalım istersen?” diye sorun. Telaşla “Evet, tabii ki de izleyebiliriz bu diziyi” diyen ünlü arkadaşı için nur topu gibi bir kabusa start verdiniz. Dizinin her planı, her sahne ve sekansı bu kişinin “OLM BU BİZİM SEKO, ÇOK İYİ BİLİRİM SEKO TANIRIM HER GECE BİLE ARAŞIRIZ” demek için yanıp tutuştuğu, gıdır gıdır olduğu bir cehenneme dönüşür. Bu çirkin ihtimalden uzak kalmak için hep ecnebi yapımları takip etmek önerilir.
4- Fayda icat etmek
Fena halde hayat zorlaştıran semptomlardan birisidir. Büyük küçük, hayatınızla ilgili herhangi bir derdiniz olduğunu sezen ünlü yakını hemen fayda yaratmaya çalışır. Örneğin “Acil fotokopi çektirmem lazım” derseniz “Bergoş’u arayayım mı, istersen hemen Bergoş’u arayabilirim??” diye sorar. Siz “Bergoş kim lan?” dersiniz, o “Yha Bergüzar ya, dizilerde filan hani?” der. “Yazın tatile nereye gitsek?” diye ortaya bir laf atarsınız, o “Hayko’yu arıyorum?” diye telefonunu çıkartır. “Bizim Hayko ya, süper paraşütle atlıyo bak o bilir” diye devam eder. Bu iş çok uzarsa siz de bir gün “Abi ben de Emin Boztepe’yi arıyorum şimdi bak, büyük dövdürürüm seni” diye kestirip atabilirsiniz.
- Efendim? Midesinde yanma mı var? Kimin midesinde? Abi ben seni ariym mi musait değilim şu an...
5- Menajersilik
Bunlar irtibat halinde oldukları ünlünün ekonomik, finansal hayatına çok hakim olan kişilerdir. “Bizim Şenay’ın düğününe Mehmet Erdem gelip tek bi şarkı söyler mi sence?” sorusunu “Abi Mehmet’in kaşesi 6 bin lira, sizi açmaz” diye yanıtlar. Kıvanç Tatlıtuğ’un kaskosunu bilir, iç cebindeki buruşuk kağıtta Şebnem Ferah’ın vergi matrahı yazar. Bu menajersi tavra aldanır da “Olm lan Aylin Aslım’ı bizim festivale çıkarsak ya?” derseniz de “Ya ben söyleyemem ki onu :(“ der. Ulan o zaman ne demeye onca parite, dolar hareketi?!
6- Statüsü belli olmayan tam ünlünün arkadaşı
Bu kategori dikkat ister: çünkü statüsü belli olmayan kişi yarı ünlü değil, basbayağı tam ünlüdür. Kaya Çilingiroğlu ya da Nilgün Belgün gibi tam ünlülerin arkadaşları, bütün bu listedekiler aksine rahat, relax, şen şakrak ve hatta çoğunlukla zengin kişilerdir. Olacaksanız bu tipte bir ünlü arkadaşı olun.
7- Degrade ünlü zinciri
Şimdi bu da ilginç. Arkadaşlık zincirindeki herkes ünlü. Ama arada geçişli bir ün farkı var. Örnek: Bülent Ersoy- Oya Aydoğan- Nur Yerlitaş üçlüsü. Ersoy, amiyane tabirle buldozer gibi. Tanımayan yok. Oya Aydoğan da fena değil. İyi kötü Yeşilçam filan. Nur Yerlitaş’ı ise bilen biliyor. Moda vs. Bu kademeli ün zincirinde yok olup gitmemenin gizli yöntemi ise sık sık kavga çıkarmak. Ota boka küsüp küsüp barışır da gündemde kalmayı başarabilirseniz, merdiven basamaklarını tırmanma şansınız bile doğabilir. Kısıtlı sayıda insanı ilgilendirse de, önemlidir.
8- Cinsel performans hayranlığı
Ne zaman biri ağzını “Burak Özçivit” diye açsa, “Pseeehh :)))” diye gevrekçe gülen, biri “Ya şu sarışın kız...” dese, “Onu Fırat götürdü” diye atılan, “Kenan İmirzalı...” derken “Olm geçen gece dokuz kere... dokuz...” diye istatistik veren akıl hastasıdır bu da. Ulan içoğlanbaşı mısın? Bir şekilde tanıdığın insan biriyle cima edince sana prim mi yatıyor? İnsanın deli olacağı geliyor.
9- Sadece arkadaş olarak ünlü olabilmek
Çok sevimli ve zararsız bir grup. En yetkin örnekleri Beyazıt Öztürk’ün çocukluk arkadaşları ile Acun Ilıcalı’nın Playstation arkadaşları. Ünlü olmak gibi bir kaygısı olmayan, mutlu, doygun, senin benim gibi insanlar. Ama sık sık kamera önüne çıkan, programlara çağrılan, “Bi keresinde bana 8 gol atmıştı” diye sakince anlatan arkadaşlar. Allah böylesini herkese nasip etsin.
10- Çekme
Bu aktif ve ateşli grubun üyeleri ise videolu, görüntülü anlarda; tercihen magazin programlarında karşımıza çıkar. Ünlümüz sarhoştur, birileriyle dalaş içindedir. Yerlerde sürünme, taksici tokatlama gibi ihtimaller söz konusudur. O gece orada bulunan isimsiz ise ilk iş olarak kameralara “ÇEKME, ATİLLA’YI ÇEKEMEZSİN” diye saldırır. Son işi de budur zaten. Haberde kendisine ilişkin tek satır geçmez. Atilla da ertesi gün ona “Sağol Selçuk, beni çektirmedin” demez.
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et