Türk Dil Kurumu İçin Alternatif Sözcük Tanımı Önerileri
“Müsait” kelimesine getirdiği cesur yaklaşım ile o ergen ruhunu, o sivilceli suratını ne kadar büyüse bile hiç kaybetmediğini bize gösteren Türk Dil Kurumu, adındaki o Ankara griliğinin aksine adeta içimizden biri gibi. Hem de içimizden biraz hırt, biraz annemizin pek görüşmemizi istemeyeceği, tam da bu yüzden görüştüğümüz, hatta kankamız olsun istediğimiz samimi biri gibi. Biz de bu samimiyete kayıtsız kalamadık, bu hafta kendileri için ufak bir kaç çalışma yaptık. İnşallah severler de en yakın arkadaşları oluruz :(
“Kadın”
1. (sıfat) Argoda bayan
“Puşt, pezevenk; afedersiniz kadın”… Ömer Seyfettin, KAŞAĞI
"Brugge”
1. (Fr) Beşiktaşımız'ın bir güzel koyup evine göndereceği Belçika takımı ve takımın bağlı olduğu il.
“Valla Brugge’deki maçta gollü bir beraberlik alırsak süper olur” Sinan Engin, BEYAZ FUTBOL
2. Ağızda kurabiye varken asla söylenmemesi gereken bir kelime
3. Anadolu’da at durdurmakta kullanılan bir hitap.
“Atlara Brugge’leyen seyisin sesi, beni bir anda İstanbul hayallerimden uzaklaşmaya zorladı.” Yakup Kadri Karaosmanoğlu, YABAN.
“Kaldırmak”
1. (fiil) Barda tanışılan kızla birlikte eve gitmek.
2. (fiil) Umuma açık bir yerden kız düşürmek.
“Raif Efendi büyük bir aşkın pençesine düştü. Maria Puder’i en nihayetinde umuma açık bir sergiden kaldırdığını hiç hatırlamıyor gibiydi." Sabahattin Ali, KÜRK MANTOLU MADONNA.
3. (durum) Ereksiyon olma hali. Kamışa su yürümesi durumu. Çadır.
“Götürmek”
1. (fiil) bkz: Kaldırmak.
“Tabakasından bir cıgara alıp yaktı ve ellerinin titrediğini gördü, çünkü heyecanlanmıştı. Yanındakine dönüp "Olm!" dedi. "Sen bu kızı kesin götürürsün." İhsan Oktay Anar, YEDİNCİ GÜN
“Sütun”
1. (sıfat) Bir kadın bacağı çeşidi. Güzel olanından.
İsmail Molla Efendi, baldızının sütun gibi bacaklarını düşünmeye koyuldu. Behemehal ayak yoluna gitmesi gerektiğini hissetti.” Ahmet Hamdi Tanpınar, MAHUR BESTE
“Süt"
1. (sıfat) Beyaz tenli, güzel kadın. bkz: İlik
“Olm şu geçene bak lan süt gibiymiş” (Anonim halk deyişi)
“Şişirmek”
1. (fiil) Hamile bırakmak. Çocuğu eline vermek
“iki blok ötede iyice bi karı vardı ya, onu da şişirmişler” Yaşar Kemal, İNCE MEMED 2
“Müstakbel”
1. Kısa-orta vadede sizinle sevişme ihtimali olan kadın.
“O kıza ilişmeyin götünüzü keserim, müstakbel yengeniz olur” (Anonim halk deyişi)
“Tatlı”
1. Kadınların, bir şekilde ağlarına düşürerek ırzına geçme arzusunu ortaya koydukları erkekler için kendi aralarında konuşma biçimi.
"Ay şu çocuk da çok tatlıymış" Behçet Necatigil, BEYLER
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et