Bekar Evine Çöken Anne İle Birlikte Yaşama Kılavuzu...
Üniversite sayesinde aile evinden bir kez dışarı çıkanlar, başlarına "çok mühim bir şey" gelmediği müddetçe aynı eve geri dönmeyi tercih etmezler. Özellikle iş hayatının başlayıp cebin üç kuruş para görmesiyle birlikte evin şekli şemali de değişmiş, armut koltuklu, kırık plastik sandalyeli öğrenci eviniz; daha temiz, daha düzenli, kredi çekilerek alınan eşyalarla dolu bir yaşam alanına dönüşmüştür. Bu evi seversiniz çünkü cool yazılı bardaklarınızla, köşe koltuğunuzla, üzerinde binbir çeşit kafa resmi bulunan renkli perdeleriniz ve diğer onlarca IKEA ıvır zıvırıyla o ev size aittir. Ah o kanepenin dili olsa da konuşsadır...
Ve fakat bu saadet dolu günler sonsuza dek sürmeyecek, felaket er ya da geç mutlaka kapınızı çalacaktır: "Evladım ben bi süre sende kalıcam!". Evet, babayla kavga edip 30 yıl sonra boşanmaya kalkan annenin, evdeki tadilatı bahane eden annenin, hatta "orası benim evladımın evi" diyerek hiçbir bahaneye gerek duymadan direkt size çöken annenin sesidir bu.
Biliyorum, yazının başlığında birlikte yaşama kılavuzu dedim ama bu durumla mücadele etmek adına size öğretebileceğim herhangi bir şey yok maalesef. Sadece alıştıra alıştıra başınıza gelecekleri anlatıcam. Önden bilginiz olursa belki bi nebze travmanın şiddeti azalır deyu. Hazır hissediyorsanız, derin bir nefes alın ve başınıza gelecekleri okumaya başlayın:
1. Habire Yeri Değişen Eşyalar
Birlikte yaşamaya başladığınız 3. günün şafağında yeterli enerjiyle uyanan anneniz, sizin işe gitmenizi fırsat bilerek Feng-Shui'ye savaş açacaktır. Eve geldiğinizde, formu tamamen değişip eski evinizle Seda Sayan'ın program dekoru arasında kalmış bu yeni mekanın oryantasyonunu dinlerken sakinliğinizi korumaya çalışın:
"O koltuk orada durmazdı çünkü güneşte arkası solar bütün tabakları en üst rafa koymuşsun tabak dediğin el altında olmalı zaten doğru düzgün bir tane tenceren yok olanlar kararmıştı hepsini attım sana Kapadokya gezisinde aldığım bibloların hepsini kaldırmışsın ama buldum ve şu köşenin onlara çok uygun olduğuna karar verdim ütülediklerimi yerleştireyim dedim ama her şey her yerde maaşallah bak nevresimler şurada, donlar, çoraplar burada evin her yerinden kablolar sarkıyordu onları da dürdüm büktüm şuraya soktum... Aa senin benzin niye sarardı öyle? Tabii doğru düzgün beslenmiyorsun ki dolaba fare düşse kafası yarılır zaten yarın pazara..."
- Nası? Daha derli toplu olmamış mı?
2. Apartmana yayılan kapuska kokusu
İşten ev dönüp de apartmana girdiğinizde burnunuza burnunuza çalışan o keskin ve sulu ve kimbilir hangi sebzelerin soğanla birlikte katledilmesiyle elde edilen kesif ev yemeği kokusu... Kesin yine 2. kattaki o uyuz kadının işi di mi? Evinizin kapısına yaklaştıkça sizin de hüzünle farkedeceğiniz üzere, hayır diil. "Annem gelse de bana bir ev yemeği yapsa" diye inleyenleriniz olabilir ama kapuska kokusuyla başetmenin tek yolunun çamaşır suyu olduğunu, onun da bir başka burun törpüsü olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
- Merhaba, en az 2 hafta kokumla sizlerleyim!
3. Kapanmış kapılar, perdeler örtük
Sırf daha fazla güneş görebilmek için maaşınızın üçte ikisini kiraya ayırmayı göze alarak kot 2 yerine biraz daha üst katta tuttuğunuz o aydınlık o ışıl ışıl ev bir süredir anlamsız bir kasvete büründü. Siz "bir hafta süren güneş tutulması olabilir mi?" diye düşüne durun, gerçek sebep tam karşınızda duruyor: Perdeler! Bir aile evi klasiği olarak akşam 17:00'da törenle kapanan keten perdeler... İsterseniz o pencereden, boğazı, köprüyü, denizi, Empire States'i görün o perdeler 5'te kapanır, o kadar! Neden? Çünkü saat 5 oldu mu bütün şehir sizin evin içini gözetlemek için dürbünleriyle teleskoplarıyla birlikte camlara diziliyor.
- Allah kahretsin, kesin annesi geldi!
4. Merhaba kanepe
Başınızın tacı anneniz dev bavuluyla size geldiğinde yarım ağızla da olsa nezaketen "sen rahatsız olma evladım ben kanepede yatarım" diyecek, siz de iyice eşek olmadığınız için "aa olur mu hiç öyle anne" diyip önümüzdeki bilmemkaç hafta boyunca paşa paşa kanepeyi kendinize yatak belleyeceksiniz. İyi yanından bakarsanıza gece salonda sigara içmeniz için tek şansınız da bu zaten. Aaa bi de sigara mevzu var di mi?
- Paraya kıyıp üçlü almayan kafama s.çayım...
5. Elveda sigara
Bizzat kendisi de günde 2 paket sigara tüketen bir tiryaki dahi olsa anneliğin en temel prensiplerinden biri salonda sigara içmemek ve dahi içirtmemektir. O yüzden varsa balkonda yoksa mutfakta camlar sonuna dek açık halde dötünüz dona dona çekeceksiniz dumanı. Eşek kadar olup da halen annesinden gizli sigara içenlerdenseniz durum daha acıklı. Saat başı "Ben bi bakkala gidip gelicem, bi şey istiyor musun anne?"
- 30 yaşına gel, koca Marilyn Monroe ol, hepsi boş işte...
6. Yerli dizi kültürü ve ahlak bilgisi
Yetişkin bir anne, günde ortalama 5 dizi izleyebiliyor. Başta villada köşkte yaşayıp derdi bir türlü bitmeyen, sürekli titreyerek, ağlayarak ve bağırarak konuşan bu nevrotik insanlar kim diye düşünürken bir süre sonra hepsini yakından tanıma şerefine nail olursunuz. Şerif Sezer'in "Boyun posun devrilsin Kendaaaaal" diyen dillerini yemek, sonra o dili koparıp, Servet'in yüzüne yüzüne vurmak, zengin evinde ekmek elden su gölden yaşayan Yaman'ın gözlerini oyup, annenize aslında sizin de bir çocuğunuz olduğunu ama Amerika'dan dönerken bavula sığmadığı için orada bırakmak zorunda kaldığınızı söylemek istersiniz.
- Bak bu kızcağız da Kendal'ın 2. eşinin görümcesi. Geçen bölüm intihar etmeye kalktı... - Anlıyorum...
7. Değerli yalnızlık
2. ayın sonunda anneniz ve siz, tüm bekarların elini eteğini çektiği evli çiftlerle aynı statüde görülürsünüz. Eskiden "ya annen gitsin geliriz" diyenler, ümidi hepten keserler ve arkadaşlığınızı facebook like'larıyla, whatsapp mesajlarıyla sınırlarlar. Anneniz mutfakta kurduğunuz masaya çökerek, 2 saat romatizma anlattığı için alkol tayfası artık gelmiyor. Salonda eski sevgilinizin yeni sevgiilisini fosur fosur sigara içerek konuştuğunuz sırada en dip odadan gelen köhür köhür öksürük sesi yüzünden en yakın arkadaşınız Sevim artık gelmiyor. Sevgiliniz? O henüz terk etmediyse şu an bir başkasının evinde büyük ihtimalle. Hadi geçmiş olsun...
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et