İlk İhanetten, ''Sadece fön lütfen''e... Kuaförünüzle Ayrılık Vaktinin Geldiğini Gösteren 6 Temel İşaret
Başka kuaförlerin elinde yıpranmış olan saçlarınızı sihirli dokunuşlarıyla yeniden parlatan, sizi el üstünde tutan, isteklerinize saygı duyan o adam gitti. Özensiz, demode, “Sana yakışanı ben daha iyi bilirim” havalarında bir ukala geldi. Siz modern at kuyruğu seviyorsunuz, o alaturka topuz... Kabul edin, artık birbirinize göre değilsiniz. İşte kuaförünüzle ayrılık vaktinin çoktan geldiğini gösteren 6 mühim işaret.
1. “Sadece fön” evresi
Kuaför – müşteri ilişkisinin başlangıç ve bitiş evresi aynıdır: Fön. Saçlarınızı ısı ile şekillendirmesine izin vererek başladığınız ilişki, ona duyduğunuz güven ile doğru orantılı olarak kırıkları aldırma, model kesim ve boya aşamalarıyla level atlarken, yükselen grafik “sadece fön” ile dramatik bir düşüşe geçer. Siz boya evresine ulaştığınız bir dönemde kuaförünüzden “sadece fön” isterseniz adam elbette şüphelenir. Hançeri alıp kuaförünüzün kalbine saplasanız daha iyi…
- Bi fön çek gideyim...
2. İçinizi kemiren o soru: Bir başkasıyla daha güzel olur muydum?
Uzaklığınızın farkında olan kuaförünüz ilişkiyi kurtarmak adına canla başla o alaturka fönlerinden çekerken sizin aklınızda hep o soru var: “Başkasıyla daha mutlu olur muydum?”. Cadde üzerindeki lüks kuaför salonunun sahibi Serkan ile yaptığınız kaçamaklar aklınızdan çıkmıyor. Bir yanda filtre kahve yanında muffin ikramları öte yanda oralet ve saç ucunda terli bir adam…
Boynunuzun güzelliğini ortaya çıkarmak isteyen modern kesimci Serkan (temsili)
3. Kendinizi gelinlikle düşünemiyorsunuz: Gelin başı krizi
Her kadının hayali gösterişli bir gelin başı ve özel tasarım gelinliktir. Damat filan illa ki bulunur. Onlar kolay iş. Ancak ne zaman o büyülü günü hayal edecek olsanız demode kuaförünüzün size dayatacağı 1986 modası gelin başı ihtimali ile irkiliyorsunuz. Düşündükçe nefesiniz daralıyor. Tasarım gelinlik, iş adamı damat ve anneannenizin sandığından çıkmış bir gelin başı... Bilemiyoruz yani birbirine ne kadar uyumlu?
- Neden kendi düğünüme Yaprak Özdemiroğlu olarak katılıyorum? Yıl kaç?
4. Size olan ilgisi azaldı: “Çocuk başlasın saça, ben birazdan geliyorum.”
Arkadaşlarınızın tüm yuva yıkıcı söylemlerine rağmen ilişkinize bir şans daha vermenin, hatta kim bilir, belki de ona yeniden bağlanmanın çarelerini arıyorsunuz. Neticede onca yaşanmışlık... Son bir röfle ilişkinizi kurtarabilir. Büyük umutlarla oturduğunuz koltuğun yanı başında bir elinde röfle paleti, ötekinde rulo folyo ile kuaförünüzün yardımcısı beliriyor ve artık bazı şeyler için çok geç olduğunu işaret eden o uğursuz cümleyi fısıldıyor kulaklarınıza: “Celal abinin müşterisi var abla...”
-Önce çocuk bi saçları tarasın, sana söz geleceğim...
5. Kaçınılmaz son: İhanetin makas izleri
Tüm bu yaşananlar sizi yeterince yıprattı. Kuaförünüzle alışkanlığa dönen ilişkiniz artık saçlarınızı tatmin etmiyor. Öte yandan Serkan ile süren “fön” serüveniniz “kırıkları aldırma” seviyesine ulaştı bile. Serkan'ın daha fazla kesme arzusunu sırf kuaförünüz anlamasın diye defalarca reddettiniz. Ta ki o güne dek... Uçlardan aldırma niyetiyle oturduğunuz o koltuktan katlı kesilmiş saçlarınızla kalktığınızda geri dönüşü olmayan bir yola girdiğinizi anladınız. Aylardır bir akbaba gibi bu anı bekleyen Serkan'ı daha mutlu edemezdiniz...
- Evet, tam orası...
6. İnkar evresi: Şehir dışındayken kestirdim...
Aylar süren karın ağrılarının ardından artık bu yüzleşmeden daha fazla kaçamayacağınıza karar verdiniz. Ne olacaksa olsun deyip O’na her şeyi anlatmak için bütün cesaretinizi topladınız. Kuaförden içerik girdiğinizde “Anla beni Celal, olmuyordu, yürümüyordu...” demek için açılan dudaklarınızdan “şehir dışındayken acil lazım oldu, mecbur girdim bir kuaföre kestirdim ya Celal, kusura bakma :(“ sözcükleri döküldü. Tebrikler, kuaförlerin duyduğu yalanlardan en popülerini söylediniz. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...
- İnan benim için hiçbir anlamı yoktu...
Tüm bu acılı süreç sizi bir ayrılığa mecbur bıraktı. Saçlarınıza her dokunuşunda ihanetinizi hatırlayacak bir kuaförle artık devam edemezsiniz. Elinde makas olan birine “Aman senin de kesimin çok demode, boyan kalitesiz, dükkanın alaturka” gibi laflar yapıştırmak pek akıllıca olmayacağı için tek çare kuaförünüze en az üç vasıta uzaklıkta bir başka semte taşınmak. Yaşadığınız şehir o kadar büyük değilse gerekirse tayininizi isteyin. O da olmadı yıllardır ertelediğiniz yurt dışında master planınızı falan gerçekleştirin. Artık bu diyarda duramazsınız...
(teykınmeykın Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et