İlişkide Halledemediğimiz Mesele: Kıskançlık (Ya da halk arasındaki adıyla 'O kızı/çocuğu neden ekledin!')
Kıskançlık ikili ilişkilerin en yıpratıcı duygusu malum. Kıskananın ciğerini yakarken, kıskanılanın hayatını zından edebilir. Hatta Othello'dan tutun Binbir Gece Masalları'na kadar birçok büyük eserde hep kıskançlık var. Peki neden oluyor bu kıskançlık? O konuyu bilimsel olarak biraz kurcalamak gerekiyor. Çünkü pek kimsenin, büyük ihtimalle işine gelmediği için, incelemediği bir konu olmuş literatürde.
Kıskançlık yüzünden defaatle suç işlemiş, bu yüzden birçok bölüm mahpusluk çekmiş
abimiz Sarı Bıyık. Alanında tecrübeli isim
Kıskançlık insanın fıtratında mı?
Öncelikle kıskançlık diğer birçok lanet huyumuz gibi bize evrimsel bir mirastır. Eşi kaybetmemek, önemsenen bir ilişkiyi bitirecek tehlikelerden uzak durmak ve buna bağlı olarak neslin devamını sağlayabilmek adına te geçmişten günümüze gelmiştir. Tehlikeyi hisseden kişinin (O kız neden senin her yazdığını favlıyor Muhittin?) verdiği karmaşık bir tepkidir.
İşlevsel gibi görünse de birçok ocak söndürmüş, birçok ilişkiyi bitirmiştir. Fazlası patolojiktir. Şarkıyı yazdığında 50 yaşında olan Hakkı Bulut'un mucize eseri 3 sene önce doğmuş kardeşini bile kıskançlık sebebiyle hedef tahtasına koyar.
Peki neden kıskanırız? Bunu araştıran bilim insanları, kültürel olarak fark etmeksizin benlik saygısı, bağlanma ve birazdan aşağıda sayacağımız diğer nedenlerin insanı kıskançlığa ittiğini söylüyor. Yani "abi gavurlar domuz eti yedikleri için karılarını kıskanmıyorlarmış. Yanında karısına öpücük at mest oluyorlarmış" efsaneleri doğru değil. Bilim insanları, bu araştırma sonuçlarıyla; "O gazla buralara gelirseniz bir araba sopa yersiniz. Bizim de karımız bacımız var lan" diyor size.
- Biz Masaçuses çocuğuyuz, sevdiğimize canım diyenin can damarını keseriz!
Seven kıskanmaz, kendine güvenmeyen kıskanır
Kıskançlık konusunu araştıran araştırmacılar önce cinsiyet farkına bakmışlar. Acaba erkek mi daha çok kıskanır kadın mı daha çok kıskanır diye... Kadınlar eşini/sevgilisini kıskandığı zaman daha yüksek bilişsel ve duygusal tepki gösteriyorlar. Ortalığı duygusal olarak yangın yerine çevirebiliyorlar. Şimdi "ama erkekler kıskandığı zaman kadına zulüm ediyor" diyorsunuz doğru. Ama bu durumun kıskanmanın şiddetinden çok kıskanma duygusuyla başa çıkma yöntemiyle alakası olduğu söylenebilir.
Çünkü kadınlar kıskandığı zaman daha yapıcı stratejilerle bu duygularıyla başa çıkmaya çalışırken, erkekler yıkıcı ve saldırgan bir tavırla kıskançlığın üstesinden gelmeye çalışıyor. Aslında insanlar cinsiyet farkından bağımsız olarak kıskandığı zaman belli iki iç güdüyle bu durumla baş etmeye çalışıyorlar. Özsaygıyı koruma ve ilişkiyi koruma...
Özsaygıyı koruma iç güdüsünün gündelik örnekleri çok. Mesela sevgiliniz başka bir kızın Instagram fotosunu beğendi. Ne yapıyorsunuz kızın tüm Instagram hesabını baştan aşağı tavaf ediyorsunuz değil mi? Bunlar hep kıyaslayarak özsaygıyı koruma şekilleridir işte.
İnsan ''instagram'dan sileceksin''i nasıl telaffuz edeceğini merak etmiyor değil
Yok aşkım vallahi hiç kız yok burada!
Her iki cins de bu başetme yolunu değişik şekillerde de olsa kullanıyor. Ancak kadın kıskandığı zaman erkekten daha fazla ilişkiyi kurtarma iç güdüsü gösteriyor. Öyle ki, oturup sizle daha akılcı tartışmaya giriyor, ilişkiyi kurtarmaya yönelik söylemlerde bulunuyor. Tabi az evvel bahsettiğimiz gibi daha duygusal tepkiler ve dolaylı saldırganlık çeşidi olan "trip atma" da bu durumun içinde... E bi bok yediyseniz katlanacaksınız tabi bunlara gençler. Elin kızının tivitine "skfdşkslşl :D" diye menşın atarken düşünecektiniz onu...
Erkeklere gelirsek onlar da kıskanınca hayvan evladı gibi bağırma ve şiddet uygulama yöntemini tercih ediyor. İlişkiyi yıkıcı davranışlar yine erkeklerden geliyor yani. Ancak bazı feminist psikologlar bu yaklaşıma karşılık; kıskançlığa gösterilen tepkinin cinsiyetçi rollere uygunlukla açıklanabileceğini söyleyip "bizim tepemizi attırmayın" minvalinde çıkış yapmışlar. Bu toplumsal cinsiyetçi rolü benimseyenlere en güzel örneği de Hülya Avşar vermişti zamanında "Kaya istediği gibi takılsın. Erkek değil mi elinin kiri" diyerek...
- Ya sen o kızın bikinili fotosunu nasıl beğenirsin İbrahim!
Ya Meriç benim çok samimi arkadaşım!
Kişinin öz saygısı ne kadar yüksekse, yakın ilişkide olduğu kişiyi o kadar daha az kıskanıyor. Kendisine güvenmeyen, kendisini sevmeyen insan hep diken üstünde oluyor. Zaten kıskanmaya dair bir ipucu ortaya çıktığı zaman benlik saygınız düşmeye başlıyor. Öz saygınız zaten pek de yüksek değilse hepten darmadağın oluyorsunuz. Yüksekse dahi kıskançlık durumunda öz saygınıza darbe alıyorsunuz.
Yani sizin beyinizle gittiğiniz Kemer tatilinizi anlatırken söylediğiniz "hiç kıskanmadım valla. Ruslar o kadar güzeller ki ben bile bakıyorum" cümlesi koca bir yalan. Dökün içinizdekileri, saydırın zillilere, hah şöyle...
Yan şezlonga gelen turist kadın (temsili)
Erkek dediğin sarmalar, kadın dediğin çalkalar (?)
Kıskançlığı etkileyen bir başka faktör de ilişki durumu. Evli çiftler birbirini evli olmayanlardan daha az kıskanıyorlar. Yani "nasıl olsa kelepçeyi taktım" diye düşünülüyor olabilir. Üstüne üstlük evliler kıskançlıkla başa çıkmada daha başarılı. Çünkü ilişkiye yatırım yapan birey, gelecekle ilgili beklentiye de girer. İlişki zarar görürse bazı kayıplar da beraberinde gelir. Evlilikte yatırım da beklenti de yüksek olduğu için ilişkiye zarar verme davranışı dolayısıyla yıkıcı bir kıskançlık evlilerde daha az görülür (evliliği de böyle taşıt kredisi anlatır gibi anlattık Allah affetsin)
Ayrıca ilişki süresi uzadıkça kıskançlık azalıyor. Bu durum ilişkiye olan güvenin artması ve eşin/sevgilinin alternatiflerle karşılaşsa dahi ilişkide kalacağına dair inanç ile ilgili olabilir. Zamanla karşıdaki kişinin fiziksel çekiciliğinin azalması da bunda büyük bir etken. Tabi ilişki yaşanılan kişinin fiziksel çekiciliği ne kadar yüksekse kıskançlık da o kadar yüksek oluyor. Beynin ödüllendirici etkisi "bu kadar güzelini elinden kaçırma" mesajı veriyor ve eşi kaybetmemek için daha çok duygusal tepki veriyorsun.
Son olarak kıskançlığın şiddeti ya da anormal kıskançlık, kişinin yaşadığı toplumla alakalı. Toplumdaki kadına bakış açısı, eğitim, yetiştirilme biçimi kıskançlığın şeklini de belirliyor. Bizim ayılar sevmeyi bilmediği gibi buna bağlı olarak kıskançlığı da abartıyorlar. Bizim erkekler tamamen şuursuz diye bitirip son dakikada hemcinslerimi gömdükten sonra hanımlardan sempati puanlarını toplayayım.
(peperuhi Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et