Toplantıda, Otobüste, Tuvalette... Telefonuna Bakmaya Doyamayanlar İçin 5 Mobil Oyun Önerisi...
Facebook'tu twitter'dı instagram'dı derken gündelik hayatınızın büyük bir bölümünü 4 ila 5 inç arasındaki bir ekrana bakarak geçirdiğinizi biliyoruz ama bu kadar bizim için yeterli değil. İstiyoruz ki bir de oyunlar için o ekrana gömülüverin, aman ha kafanızı bi saniye bile kaldırmayın. O yüzden sizler için 5 adet birbirinden şahane mobil oyun bulduk. Hadi buyrun bakalım...
1. Simcity Buildit
“Gene mi Sims arkadaş?” diyebilirsiniz fakat bu sefer durum farklı. Sim’lerin yaşam simülasyonunun ardından gelen bu oyunda artık kariyerinizi hayat koçu olarak değil; peyzaj mimarı ya da inşaat mühendisi olarak devam ettirebilirsiniz. Bu sefer asıl göreviniz bir şehir yaratmak. İçinde yaşayan sim’lere müdahale edemiyorsunuz, onların davranışları karakterleri ve alışkanlıkları konusunda bir etkiniz yok. Tek amacınız onların huzurlu yaşamasını sağlayacak koşulları sağlamak. Güleryüzlü, çağdaş belediyecilikten örnekler sunmak. Oyunda siz bir belediye başkanı konumundasınız fakat tek yaptığınız iş başkanlık değil. Yerine göre inşaat amelesi, ticaret erbabı, mimar ya da mühendis de olabiliyorsunuz. Ha ama bir Melih Gökçek olabiliyor musunuz? Tabii ki hayır...
İlk amaçlarınız düzenli binalar ve fabrikalar inşa etmek. Devamında onların elektrik-su-temizlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabileceğiniz tesisler kurmak. Oyun epey detaylı. Mesela; lüks bir rezidans yaptınız fakat yanında çöp öğütme tesisi var. “Taşı bunu kardeşim buradan git başka yere yap yoksa binayı terk ederim” diye vatandaştan tepki görebiliyorsunuz. Pis çapulcular miktirin gidin o zaman diyemiyorsunuz ve kuzu kuzu işin doğrusunu yapıyorsunuz.
Bir şehirde olması gereken ne varsa hepsi oyunda da var. Ulaşım hizmetleri, kumarhaneler, dini mekanlar, eğlence alanları ve tabii en önemlisi okullar. Eğer yaptığınız okulların etrafında bina inşa ederseniz mühendisleriniz de bir farklı oluyor. Okumuş adamın hali başka tabii… Oldukça lüks ve görünümü güzel binalara kavuşabiliyorsunuz. Tabii bazen inşaat malzemesi olarak 2 hamburger, 3 çivi ve 16 kalas istediğinde hamburger’i ne yapacak diye karmaşa yaşayabiliyorsunuz. Usta kaşla göz arasında okutacak herhalde o hamburgerleri…
Oyunda bir de altın anahtarlar kazanabileceğiniz işler var. Kargo gemisi çalıştırarak müşterilerin istediği ürünleri zamanında verdiğiniz takdirde altın anahtar kazanıyorsunuz. Bu anahtarlarla şehrinizdeki insanların mutluluğu artıracak ve nüfusun artmasını sağlayacak özel mekanlar inşa edebiliyorsunuz. Kimi zamanda kargo uçakları ile Japon ve Paris kültüründe evler yapmanız sağlayacak özel görevleri yapabilirsiniz.
Binaların çevrelerinde park ve yeşillik olması gerektiğini, her yerinde dev kuleler olmadığı kültürel yapılarla güzel bir silüet yaratılmasının önemli olduğunu, milletten alınan vergi ile sadece yol yapılmadığını, okur-yazar oranın arttıkça şehrin güzelleşeceğini ve buna benzer şeyleri yaşadığınız çevrede göremiyorsanız bu oyun ufak bir teselli olabilir. Hadi biraz şehir inşa edelim o zaman…
2. Pac-Man 256
Böyle bir piksele özlem, böyle bir nostalji rüzgarları, vay efendim “hadi gel köyümüzee geri dönelim” havaları falan bitmek bilmiyor yıllardır. “Piksel görünce karnımda kelebekler uçuşuyor” diyorsanız bu oyun tam sizlik. Crossy Road’u (Atası Frogger’ı rahmetle anıyoruz.) geliştiren Hipster Whale’ın başarısını koca Bandai Namco da takdir etmiş olmalı ki Pac-Man’in mobil oyun pazarında sıçrama yapması için aynı ekibi derhal göreve çağırdı ve karşımıza Pac-Man 256 çıktı.
Android ve iOS cihazlar için geliştirilen oyunun temeli bildiğimiz Pac-Man aslında. Noktaları yiyerek karnımızı doyuruyoruz, hayaletlerle burun buruna gelince topukluyoruz ya da gerekli power-up’ları alarak onları da mideye indiriyoruz. Oyunu sıradan bir Pac-Man oyunundan ayıransa çok fazla detay var. En başta da ilerlediğimiz platform farklı, alışılagelen dikdörtgen yapının aksine uzunlamasına bir platformda ilerliyor ve koridorlar arasında gezerek sağ üste doğru yol almaya çalışıyoruz.
Bir miktar geri dönmek mümkün ama arkamızda bizi kovalayan bir şey var ve o da orijinal Pac-Man’in meşhur 256. bölümündeki bozulmalar. Evet, biz sağ üste doğru ilerliyoruz ve arkamızda bıraktığımız platform da gitgide eriyor, geri dönülemez bir hal alıyor. Hipster Whale’ın tarzı bu, geri vites yok!
Pac-Man 256’daki önemli detaylardan bir diğeri de power-up’lar. Bunları da istenen sayıda nokta yedikçe açıyoruz. Önümüze çıkan tüm hayaletleri yok eden lazer, yakınımızdaki hayaletleri patlatan (Hayalet patlatmak?) zaman ayarlı bomba, iki - üç kat büyüyüp hayaletleri yiyebilmemizi sağlayan tıp mucizesi hap ve daha nicesi mevcut ve tabii ki hepsi kısa süreli avantajlar sağlıyor. Koridorlar boyunca toplayabildiğimiz coin’lerle bu power-up’ları geliştirmek de mümkün. Öte yandan her bir oynayışımızda bir kez yanma hakkımız var ve eğer kredimiz varsa oyuna kaldığımız yerden devam edebiliyoruz. ("Varsa" dedim diye bi’ kıllanmaya başladınız, değil mi?)
Oyunun hem mekaniği, hem oynanışı, hem görselliği şahane bize göre ve Crossy Road gibi şarj bitirmeye müsait. Ne var ki oyunun sizi durdurabileceği bir nokta var ve o da krediler. (İşte o an!) Şöyle ki oyun ücretsiz olarak indirilip oynanabiliyor ama power-up’ları kullanmak için kredi harcamanız gerekiyor. Zamanla dolan altı kredilik barı tükettiğimizde oyuna power-up’sız devam edebiliyoruz. Öte yandan yandığımızda karşımıza çıkan devam etme hakkı da aynı kredi hakkından yiyor. Kredileriyse parayla satın almak mümkün, hatta 21 TL vererek sınırsız kredi seçeneğini de açabiliyoruz. (En azından "bir kere al, kurtul" imkanı vermişler.) Şimdi hayatı biraz daha pikselleriyle yaşama zamanı.
3. Mortal Kombat X
Canınız biraz kan, vahşet, kemik kırma, kafa uçurma istiyorsa ve izlediğiniz IŞİD videoları artık sizi kesmiyorsa Mortal Kombat X için telefonunuzda 1.5 GB yer açmanız yeterli.
Bir mobil oyun olmasına rağmen müthiş grafikleri ile oyun severlerin gözlerine bayram ettiren Mortal Kombat X'de, yaptığınız ölüm vuruşları ile kırdığınız kemiklerin sayısını, giren Katana’ların kaç cm olduğunu, “Scorpion’un da dalağı varmış olum” tepkilerini verdirecek ayrıntıları görebiliyorsunuz.
Bu zamana kadar gördüğünüz Mortal Kombat karakterlerinin yanı sıra, ek güncellemeler ile farklı katil abiler ve ablalarla da karşılaşabiliyorsunuz. Her karakterin kendine has dövüş stilleri, yetenekleri ve geliştirilebilir içerikleri var. Her geliştirdiğiniz karakter aynı seviyelere sahip değil. Can ve hasar oranları karaktere göre değişebiliyor. Ara yüzünde seviye atlayarak giderken, karakter kartları da dahil olmak üzere ara yüzle birlikte, maksimum 50.seviyeye ulaşabiliyorsunuz. En son seviyeye ulaştığında, kartlarının birçok saldırı, can yenilenmesi ve can seviyesi özellikleri tamamlanmış oluyor. Tamamlanmamışsa bile, oyun içerisinde kazandığın altınlar, arkadaşların dövüşlerde yardım amaçlı senin karakterini kullandığında gelen arkadaş sikkesi ve “Souls” denen ruh birimleriyle satın alabiliyorsun.
Pazartesiden pazartesiye, haftalık olarak bir çok hediye geliyor. Bu hediyeler, eşya setleri, altın ya da souls olabiliyor. Bir hafta boyunca oynadığın online savaşlardan puan biriktirerek, kazandığın puana göre hediye paketleri alıyorsun. Tabii bu hediyeleri bünyesinde olduğun ittifakın gücü de etkiliyor. Bronz, gümüş ve altın olmak üzere üç farklı şekilde güç seviyelerini belirleyen gruplar var. Hepsinin karakterleri farklı.
Oyuna bağımlılığı sağlayan en önemli faktörlerden birisi de, ayda bir 20-25 günlük bir challange geliyor. Bu challange’larda ne altın ne de souls ile alamayacağın karakterlerle dövüşerek, bütün görevleri yerine getirerek kartın sahibi oluyorsun ve dövüş karakterleri kartlarına bir yenisini ve enfesini daha ekliyorsun. O hafta oyunu oynayamayan arkadaşı kıskandırmak için bir fırsat işte sana.
4. My Singing Monster
Bunlara kim monster dedi bilmiyoruz ama bu kadar yetenekli, renkli ve sevimli canavarın başımızın üstünde yeri var. Oyunda ana amaç, bir grup tüylü ve tatlı yaratıktan oluşan bir koro hazırlamak. Farklı farklı haritalarda konumlandırabildiğiniz ve onlarca seçenekten oluşan yaratık seçeneği ile kendi tarzınızda özel bir koro oluşturabiliyorsunuz. Orkestranın büyüklüğünü, hangi tarz şarkı çalacağını, vokal ağırlıklı mı yoksa konçerto mu olacağını tamamen senin müzik zevkin belirliyor.
Bu canavarları oyun parası ya da elmas karşılığında alabiliyorsun fakat yöntemlerini öğrendikten sonra ilgili türleri birbiriyle çiftleştirip bu türleri yaratabiliyorsun. Velhasıl seks önemli! Bazı canavarlar oyunun özel elmasıyla alınsa da, bu elmasları para yatırarak almak; bir çok mobil oyuna göre çok ucuz. Bu konuda tamamen oyuncu odaklı olarak geliştirilmiş oyun. Ancak, çoğu mobil oyun gibi bu da seni biraz kısıtlayabiliyor, özellikle oyunlara çok para yatırmayı seven bir insan değilsen. Ayrıca yeni yarattığın yaratıkların mutlulukları ve ihtiyaçları önemli. Onları ne kadar iyi besler, etrafına mutlu olacağı arkadaş veya eşyaları koyarsan sana o kadar para kazandırıyorlar.
Arkadaşlarınla ortak bir haritada orkestra oluşturabiliyor, canavar eşleşmelerinde dilek meşalesini yakarak yardımcı olabiliyorsun. Hatta kendi eşleştirdiğin canavarları elmas karşılığında arkadaşının orkestrasına bağışlayabiliyorsun. Oyun akıcılığı ve sürekliliği, müziğin ritmiyle ahenk oluşturup, saatlerce başından kalkmaman için bir sebep olabiliyor. Tuvalette ya da banyoda kendi kendine bu sesleri çıkarıp annene “iyice kafayı yedi bu çocuk” dedirtmek için harika bir fırsat.
5. Mountain Goat
Keçi simülatörleri, bağıran keçi videoları, abuk subuk keçi çiftlikleri derken keçinin hayatımıza girdiği son yer mobil oyunlar oldu. Mountain Goat oldukça sevimli bir engel aşma oyunu. Oyun çok basit fakat sunduğu içerik ve dünyası oldukça kaliteli.
Oyuna sıradan bir keçiyle başlıyorsunuz. Amacınız yüksek yüksek tepelere çıkmak. Burada önemli olan engelleri aşabilmeniz. Tepeye çıkarken çok sayıda engelle karşılaşıyorsunuz. Ekrana dokunarak yön verdiğiniz keçi ile bir yerden sonra transa girip hızlı hızlı çıkmaya çalışırken durduk yere kendinize engel de yaratabiliyorsunuz. Tepeye çıkarken karşılaştığınız engeller karşısında ikinci bir şansınız yok, öldüğünüzde oyun sıfırdan başlıyor.
Oyun içeriklerini gerçek parayla satın alabiliyorsunuz ya da reklam videolarını izleyerek ve oyundan topladığınız coin’lerle kutu açarak bu içerikleri beleşe getirebiliyorsunuz. Farklı farklı 30’a yakın keçi türü var. Her keçinin kendine has oyun içi müziği, kıyafeti ve mekanı var. Yani tırmandıkları dağlar farklı. Bu da işin asıl ilgi çekici kısımlarından biri. Oyunda bu şekilde sıkılmadan uzun zaman geçirebiliyorsunuz. Samuray keçi olabilir ya da büyükanne keçi olabilirsiniz, seçim size kalmış tamamen.
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et